Gündem
Gündem > Ekonomik Gündem > 2012 Londra olimpiyatlarından ekonomik olarak ne umuldu, ne bulundu?2012 Londra olimpiyatlarından ekonomik olarak ne umuldu, ne bulundu?İngiltere’nin olimpiyat teklifi Doğu Londra bölgesinin yenilenmesi amacını taşıyordu. Bu nedenle 2012 Londra Olimpiyatlar’ı (Olimpiyatlar) şehrin en az gelişmiş altı farklı bölgesini içine alan bir alanda yapıldı. Olimpiyatların Londra’da düzenleneceği açıklandıktan sonra dönemin Dışişleri Bakanı Jack Straw, tekliflerinin özel bir olimpik vizyon inşa etmek olduğunu ve bu vizyonun sadece bir spor kutlaması değil, aynı zamanda kentsel yenilenme için itici bir güç olacağını, Londra’nın fakir ve geri kalmış bölgelerini dönüştüreceklerini, iş dünyası için yeni fırsatlar yaratacaklarını ve binlerce insana yeni iş imkanı oluşturacaklarını iddia etmişti. İngiltere Başbakanı David Cameron, Olimpiyatların sadece iki haftalık eğlenceler olmadığını, aynı zamanda İngiliz ekonomisini canlandıracak ve yeni nesillere spor yapmak konusunda ilham verecek organizasyonlar olduğunu söylemiş ve “Bu oyunları İngiltere için altına dönüştüreceğimizden hiç şüphemiz yok” demişti. Yine Cameron, olimpiyatlar nedeniyle gelecek dört yıl boyunca, tahmini olarak İngiliz şirketlerinin 1,5 milyar dolar ilave satış yapacağını, 6,2 milyar doları aşan fırsatlar oluşacağını, 9,3 milyar dolar doğrudan yabancı yatırım çekileceğini ve ilave 4 milyon turist nedeniyle 3,1 milyar dolar artacak olan turizm gelirleri nedeniyle yaklaşık 20 milyar dolarlık bir ekonomik etki oluşacağını öne sürmüştü. İngiltere Sanayi Konfederasyonu, kendi üyeleri arasında yaptığı araştırmada, katılımcıların yüzde 91’i “Olimpiyatlara ev sahipliği yapmak Londra’nın uluslararası arenada tanıtımına katkıda bulunacak” dediğini ifade etmişti. İş ve İnovasyon Bakanı Vince Cable “İngiltere Olimpiyat takımı birkaç hafta içinde büyük başarı gösterdi, eş zamanlı olarak büyük yatırımları çeken iş dünyası da benzer bir başarı göstermiştir. Şimdi bize düşen görev, yatırımcıların İngiltere’nin iş yapmak için hazır olduğunu anlamalarını sağlamak ve yatırım koşullarını iyileştirmek olmalıdır" demişti. Kültür, Medya ve Spor Bakanı Jeremy Hunt 2012 Ağustos ayında Olimpiyatların başarısının Londra’yı gezegendeki en çok ziyaret edilmek istenen yerlerden biri haline getirdiğini söylemişti. Olimpiyat bütçesi neden fiyaskoyla sonuçlandı? 2003 yılı Mayıs ayında olimpiyatlara ev sahipliği için yapılan teklifte, temel olimpiyat maliyetleri için yaklaşık 4,8 milyar dolar ve olimpik park altyapısı için 1,7 milyar dolar olmak üzere toplamda yaklaşık 6,5 milyar dolar harcama yapılacağı öngörülmüştü. Bu maliyetlerin 3,8 milyar dolarının kamu tarafından, 1,2 milyar dolarının özel sektör tarafından karşılanacağı, 1,5 milyar dolarlık altyapı harcamaları için kamu borçlanma senetleri çıkarılacağı ifade edilmişti. 2006 yılında Doğu Londra Kalkınma Ajansı’nın yaptığı bir analiz çalışmasında Olimpiyat bütçesinin 4,9 milyar dolar, getirilerinin ise 2,4 milyar dolar olacağı hesaplanmıştı. Olimpiyatların maliyeti üzerinde yapılan resmi tahminler ile gerçekleşen harcamalar arasında dikkat çekici farklar vardı; daha sonra yapılan çalışmalarda bu fark daha da arttı. 2007 yılında dönemin İngiliz Hükümeti, Olimpik Park ile ilişkili altyapı giderleri ve diğer giderler için ayrılan bütçenin 15,8 milyar dolar olduğunu ilan etmişti. Oyunların teklif zamanındaki maliyeti 8 milyar dolar civarındaydı. 2007 yılında hazırlanan bütçeye göre yapılacak harcama tutarı 18.9 milyar dolar olarak öngörüldü. 2003 yılındaki tahmine göre dört yıl içinde tahmini bütçede 10.9 milyar dolarlık fark ortaya çıktı! İngiltere Sayıştay’ına göre Olimpiyat bütçesi için tahisi edilen kamu harcamaları neredeyse üç kat arttı! Yukarıda tahmini rakamlar arasındaki farklılık, doğru rakamlara ulaşmak için başka çalışmaların yapılmasına yol açtı. 2012 yılı Şubat ayında Parlamento Ortak Kamu Hesapları Komisyonu tarafından hazırlanan 2012 Olimpiyatları ve Paralimpik Oyunları Hazırlıkları Raporu, devlet hazinesinden yapılan toplam harcamaların 18,3 milyar dolar olduğunu ortaya koydu. Söz konusu raporda 15,8 milyar dolarlık bütçede yer almayan ancak kamuya önemli oranda mali yük getiren farklı harcamaların olduğu, bu nedenle oyunların düzenlenmesi ve altyapı için toplam öngörülen harcamaların en azından 18,3 milyar dolar olduğu ifade edildi. Medyada konuyla ilgili yayımlanan haberlerde, Olimpiyatlara ev sahipliği yapmanın maliyetinin, hesaba katılmayan dolaylı harcamalar nedeniyle gerçekte 19,5 milyar dolar olduğu iddia edildi. Bu rakama ek asayiş maliyetleri, ulaştırma projeleri ve terörle mücadele maliyetlerinin ilave edilmesi durumunda olimpiyatla ilişkili harcamaların ilk tahminlerin 10 katına, revize edilen bütçenin ise iki kattan fazlasına ulaşarak toplamda 39 milyar dolara ulaşacağı vurgulandı! Konuyla ilgili başka bir araştırma da Oxford Üniversitesi Saïd İşletme Fakültesi (Saïd Business School, University of Oxford) tarafından yayımlandı. Söz konusu araştırmada, Olimpiyatların son 50 yıl içinde düzenlenen yaz ve kış olimpiyatlarının en pahalısı olduğu ve bütçesinin ortalama olimpiyat bütçelerinin yüzde 179’una ulaştığı idda edildi. Olimpiyatlardan beklenen ekonomik etkiler gerçekleşti mi? Daha da ileriye gidelim: Bazı ekonomistlere göre Olimpiyatlardan İngiltere’ye kalan sadece mutluluktur. Ulusal İstatistik Ofisi verilerine göre, Olimpiyatlar ve Paralimpik oyunlar kapsamında 905 milyon dolarlık bilet satışı gerçekleştirilidi. Olimpiyatların eğlence, konaklama, gıda ve ulaştırma sektörlerinde büyümeyi artırdığı, ancak perakende sektörü üzerinde olumsuz etkileri olduğu ifade edildi. Söz konusu makalede perakende sektörünün zarar gördüğü söylense de Ulusal İstatistik Ofisi’nin 2012 Ağustos ayında yayınlanan bülteninde perakende sektörünün 2011 Ağustos ayından bu yana büyüdüğü belirtildi. Gıda harici sektörlerde büyümeye en büyük katkıyı, spor malzemeleri ve oyuncak satışları sağladı, denildi. Ancak spor mağazalarından alınan değerlendirmelerde, olimpiyatlarla ilgili ürünler yerine, yeni futbol sezonu ve yakın dönemde düzenlenen Avrupa Futbol Şampiyonası nedeniyle futbol forması satışlarının oldukça fazla olduğu ortaya çıktı. Perakende sektörünün bazı temsilcileri de Olimpiyatlar döneminde kendi sektörlerinin gösterdiği büyüme performansından şikayet eti. İngiliz Perakendeciler Birliği, kendi istatistiklerine göre Ağustos ayında, satışların bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4 düştüğünü ve paskalya hariç olmak üzere Kasım 2011’den bu yana en kötü ayı geçirdiklerini belirtti. Perakendeciler Birliği Başkanı Stephen Robertson olimpiyatların satışları artırdığına yönelik herhangi bir kanıt olmadığını söyledi. Bazı perakendeciler tarafında Londra merkezindeki kalabalıkları önlemek için hükümet tarafından yapılan uyarıların alışverişleri engellediği iddia edildi. Olimpiyatların İngiltere ekonomisi üzerine olan potansiyel uzun vadeli etkilerini birçok analist tahmin etmeye çalıştı. Bu analistlerden Kevin Daly, 2012 yılı Haziran ayında, Olimpiyatların 2012 yılı 3’üncü çeyreğinde GSYH’da 0,3 - 0,4 puan civarında bir artışa neden olacağını, ancak bir sonraki çeyrekte bu artışın büyük oranda tersine döneceğini savunan bir rapor yayınladı. Turizmle ilgili veriler de iç açıcı değil. Örnek: İngiltere genelinde 2011 yılı Temmuz ayında ülkeye gelen toplam turist sayısı 3,6 milyonken Olimpiyatların düzenlendiği 2012 yılı Temmuz ayında bu sayı 3,18 milyon oldu. 2012 yılının Temmuz ayında Londra’yı ziyaret eden yabancı ziyaretçi sayısı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7 gerileyerek 420.000 oldu. 250 tur operatörü, otel sahibi ve turist rehberiyle yapılan bir anketten, katılımcıların yüzde 88’i sadece Londra’da değil, tüm İngiltere’de turist sayısında geçen yıla göre genel bir düşüş olduğu sonucu çıktı. Diğer olimpiyatlarda da görüldüğü gibi Olimpiyat ile ilişkili olmayan birçok turist, Olimpiyatların yoğunluğundan korkarak oyunlar esnasında Londra’ya uğramadı. Aynı şekilde İngiliz vatandaşlarının çoğu kalabalık korkusu nedeniyle Olimpiyatları evden izlemeyi tercih etti. Londra’nın birçok popüler mekanı, Olimpiyatların açılması esnasında alışılmışın dışında oldukça boş kaldı. Veriler, kalabalık korkusu yaşayan insanların Olimpiyatların sonuna kadar alışveriş alışkanlıklarını değiştirerek evlerinde kaldıklarını ve işyerlerinin Olimpiyatlardan en fazla zarar gören kesimler olduğunu gösterdi. 2005 yılında Olimpiyatlara ev sahipliği kesinleşince, Londra İş ve İşçi Birimi, 2012 yılı için 70 bin işsiz Londralının Olimpiyatlar nedeniyle iş bulacağı öngörüsünde bulunmuştu. Yapılan çalışmalar, Olimpiyatlarının inşaat ve perakende sektörlerinde geçici istihdam artışına neden olduğunu, isonrasında stihdam üzerinde kayda değer kalıcı bir iyileşme olmadığını gösterdi. Evet, olimpiyatlar bitince kalan tesislere Olimpiyat Mirası deniyor. Bir sonraki yazımızda Beyaz Fil kavramının ayrıntısına gireceğiz. Londra’dan bahsetmeye devam edelim. Olimpiyatlar bitince Olimpik Park ve çevresinin işletmesi üçüncü şahıslara devredildi. Olimpiyat stadyumunun geleceği hala tartışmalı. 2011 yılında İngiliz Hükümeti, stadyumun kamu mülkiyetinde kalmaya devam edeceğini, ancak kiralama yoluyla talep edenlere kullandırılacağını açıklamıştı. Evet, 7 Eylül günü İstanbul’un 2020 olimpiyatlarına ev sahipliğiyle ilgili karar açıklanacak. Başta 2012 Londra Olimpiyatları olmak üzere büyük ölçekli etkinler, çok yüksek tutarlarda kamu harcaması yapmayı gerektiriyor. Tahmin edilen bütçe rakamlarıyla gerçekleşen maliyet rakamları arasında çoğu zaman büyük farklar oluşuyor. Olimpiyatlara ev sahipliği yapmanın kente kazandıracakları, genellikle kulağa hoş gelen vaatlerin ötesine geçmiyor. Daha çok politikacılar ve iş adamları bu vaatleri ve subjektif temennilerini sıralarken, gerçekçi analizlere dayanmayan büyük beklentiler oluşturabiliyor. En azından şunu unutmamak lazım: Olimpiyat düzenlemek için katlanılan mali yük, kazanılan milli gurur ve sağlanan ekonomik getiriden epey yüksek olabiliyor. Akıllı, planlı ve dikkatli olmak gerekiyor. Umarız ki, yarın son vereceğimiz yazı dizisini takip edenler, 7 Eylül günü İstanbul’un 2020 Olimpiyat Oyunlarına ev sahipliğiyle ilgili açıklanacak karar ne olursa olsun, kentlerine sahip çıkan duyarlı yurttaşlar olarak konuyla ilgili görüşlerini savunurlarken kendilerini daha donanımlı hissedeceklerdir. Vedat ÖZDAN T24.com, 04.09.2013 Olimpiyatlara ev sahipliği kent yaşamını nasıl etkiliyor?Olimpiyat oyunlarına ev sahipliği yapmak büyük bir bütçe gerektiriyor. Bu bütçe, kente sağlayacağı uzun vadeli kazanımlara, kent için altyapı ve yenileme projelerine, uluslararası tanınırlığının yükselmesine, kenti ziyarete eden turist sayısının artmasına ve bu artışın getireceği uzun vadedeki kazançlara vurgu yapılarak rasyonalize ediliyor. Medeni ülkeler, olimpiyatlara ev sahipliği yapmadan önce etkinlik analizi yaptırıyor. Meseleyi sadece politikacıların ve müteahhitlerin iyimser tahmin ve niyet beyanlarına bırakmıyor. Maliyet ve kazançların tahminiyle ilgili çalışmalar “etkinlik öncesi” (ex-ante) ve “etkinlik sonrası” (ex-post) olmak üzere iki zaman dilimi itibariyle yapılıyor. Misal, olimpiyatlar nedeniyle gelecek ziyaretçi sayısı, beklenen ziyaretçilerin ortalama konaklama süreleri ve her ziyaretçinin günlük ortalama harcayacağı para miktarı tahmin ediliyor. Buradan yola çıkılarak kısa ve uzun vadeli turizm kazançlarıyla ilgili bir rakama varılıyor. Elbette bunun bir de çarpan ve hızlandıran etkileri var. Bunun da hesaba katılması lazım. Etki analizinde hangi bilimsel yöntemler kullanılıyor Hülasa, kısa ve uzun vadeli kazanımların tahmin edilen tutarı, olimpiyat bütçesiyle karşılaştırılarak ev sahipliğine adaylığın rasyonel olup olmayacağına karar veriliyor. Yapılan fayda maliyet analizinden amaç, etkinliğin kamu refahına olumlu ve olumsuz etkilerini doğru bir şekilde ölçerek kamu kaynaklarının yanlış kullanımını olabildiğince önlemek. Olabildiğince diyoruz, farklı analiz yöntemleri nadiren yaklaşık sonuç veriyor. Kimi devletler fayda – maliyet analizini uluslararası danışmanlık ve denetim firmalarına da yaptırabiliyor. Mesela, 2004 yılında Güney Afrika’da yapılan Dünya Kupası öncesinde Grant Thornton adlı danışmanlık firmasına yaptırılan bir çalışmaya göre toplam maliyet 287 milyon dolar olarak tahmin edilmişti. Güney Afrika tarafından hazırlanarak FIFA’ya sunulan başvuru kitapçığına da bu rakam yazılmıştı. Aynı danışmalık firması 2010 yılı sonunda toplam maliyetin 6,6 milyar dolar olduğunu hesapladı. Çünkü Dünya Kupası için ulusal kaynaklardan yapılan harcama 4,3 milyar doları, yerel yönetimler tarafından yapılan harcamalar yaklaşık 1,3 milyar doları bulmuştu. Bunun yanında organizasyon giderleri için yaklaşık 1 milyar dolar para harcanmıştı. Yetkililer sorulduğunda aradaki fark, çelik ve beton yapı malzemelerinin fiyatlarının artmasına bağlanmış ve hesap verme mekanizmalarının daha fazla çalışmasına imkan verilmemişti. İşin bir de fırsat maliyeti var Mevzuyla bağlantılı olarak fırsat maliyeti, olimpiyat bütçesinin alternatif alanalara harcanması halinde kamuya sağlanacak fayda olarak tanımlanabilir. Örnek, etkinliklerin yapılacağı yerlere o kadar para harcamak yerine parklara, toplu taşım araçlarına, hastanelere, üniversitelere ve çocuk yuvalarına harcanması halinde elde edilecek kamusal fayda, işin fırsat maliyetidir. Olimpiyatlar ve benzeri büyük ölçekli etkinliklerin olumlu ve olumsuz etkilerini aşağıdaki şekilde toparlamak mümkün:
Ekonomik aktivite artışı İstihdam oluşumu Yaşam standardının yükselmesi Yeni ticari ilişkiler Olumsuz Etkinlik süresince fiyat artışları Gayrimenkul piyasasında spekülasyon Turist çekiminde başarısızlık Yerel vergilerde artış Yüksek güvenlik maliyetleri Diğer yatırım türlerinde azalma
Turizm ve ticaret etkileri Bölgenin bir turizm destinasyonu olarak tanınırlığının artması Potansiyel yatırım ve ticari faaliyet için bölgenin tanınırlığının artması Yeni konaklama yerlerinin ve turizm aktivitelerinin yaratılması Ulaşılabilirliğin gelişmesi Olumsuz Yetersiz tesisler, suç oranları, aşırı yükseltilmiş fiyatlar gibi nedenlerle olumsuz izlenim yaratılması Yerel iş gücü ve kamu sübvansiyonu alanında oluşan yeni rekabetten dolayı mevcut yatırımcıların olumsuz tepkileri
Fiziksel ve çevresel etkiler Yeni (çevresel olarak da sürdürülebilir) tesislerin inşası Yerel altyapının geliştirilmesi Kalıtların korunması Çevresel konulara olan farkındalığın artırılması Olumsuz Ekolojik tahribat Mimari kirlilik Kalıtlara yapılan tahribat
Sosyal, kültürel ve psikolojik etkiler Yerel halkın etkinlikle ilgili aktivitelere duyduğu ilgi ve katılımdaki artış Ulusal ve yerel kimliğin, geleneklerin güçlenmesi Spor aktivitelerine katılımdaki etkiler Kültürler arası etkileşim Toplumsal kimlik ve gururun güçlenmesi Etkinlik boyunca oluşan festival atmosferi Olumsuz Fiziksel sıkışıklık yaratılması Sürdürülebilir olmayan tesisler Suç oranlarında potansiyel artış Toplumsal yapıdaki değişim Sosyal ayrılma (Yerel halkın yer değiştirmeye maruz bırakılması) Kültürel şok Yerel halkın ziyaretçilere ve birbirlerine karşı kötü tutumları Aşırı kalabalık Trafik sıkışıklığı Etkinlik boyunca yerel halk için tesis kullanımlarının kısıtlanması
Politik ve yönetimsel etkiler Yeni politik açılımlar için fırsat oluşturulması Planlamacıların yeteneklerinin gelişimi ve tecrübe edinmeleri Farklı gruplar (kamu-özel sektör) arasındaki iletişimin ve işbirliğinin gelişmesi Olumsuz Etkinliğin doğru yönetilememesi ve amaçlara ulaşmada başarısızlık Yönetimsel maliyetlerin artması Etkinliğin geniş kamusal harcamaları için mazeret olarak kullanılması Etkinliğin politik güçler tarafından kişisel amaçlar doğrultusunda kullanılması
2011 Kış Oyunları Erzurum’u nasıl etkiledi ? Erzurum 2011 Universiade (Kış Oyunları) 1.593 sporcunun yarıştığı ve 8.500 görevlinin bulunduğu bir etkinlikti. Etkileşim ve iletişim unsuru olarak Oyunlar Köyü ve çeşitli sosyal etkinlik kullanılmıştı. Düzenlenen aktivitelere hem dışarıdan gelen turistler, hem sporcular, hem de yöre halkı önem vermiş, konserlerde hep birlikte eğlenilmişti. Kış Oyunları kentin kış turizmi merkezi olarak imajına olumlu yönde etkilemiş ve bu alandaki özel yatırımları canlandırmıştı. Bu oyunlar vesilesiyle iklim ve coğrafi özellikler bakımından bölgenin kalkınması için çözüm yolunun kış turizmi olduğu idrak edilmiş ve bu konuda da Kültür ve Turizm Bakanlığı faaliyete geçerek kış turizmi konusunda çeşitli projeler hayata geçirmişti. Ayrıca Erzurum iline gelen turist sayıları yıllar itibariyle incelendiğinde yabancı turist sayısının artmakta olduğu görüldü. Kriz etkisiyle 2009 yılındaki sert düşüşten sonra toparlanma sürecine giren yabancı turist sayısı, Kış Oyunları’nın da etkisi ile 2011 yılında bir önceki yıla nazaran yaklaşık yüzde 44’lük bir artış göstererek, Erzurum tarihindeki en yüksek değerine ulaştı. Eminiz ki Erzurum, 2022 Kış Olimpiyatları adaylığı için destek görür ve ev sahipliğini alırsa daha başarılı bir organizasyona imza atacaktır. Vedat ÖZDAN T24.com, 03.09.2013 Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız. |