Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ergenekon > Ergenekon'un en kritik dosyası: Danıştay cinayeti

Ergenekon'un en kritik dosyası: Danıştay cinayeti
Mahkemenin bugün kararını açıklamasını beklediği "Ergenekon Davası'nın" en önemli dosyası Danıştay Cinayeti. Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atılması ile başlayan Danıştay 2'nci Daire Başkanı Mustafa Yücel Özbilgin'in öldürülmesi ile sonuçlanan süreç bugün mahkeme tarafından karara bağlanacak.

İşte aktörleri ve tüm detayları ile Danıştay cinayeti: 

5-10-11 Mayıs 2006'da Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atıldı. İlk 2 bomba patlamadı. Şüpheliler yakalanamadı.
7 Mayıs 2006'da Danıştay saldırısı gerçekleşti. Danıştay 2'nci Daire Başkanı Mustafa Yücel Özbilgin, avukat Alparslan Arslan tarafından öldürüldü.
Cinayetten bir saat sonra dönemin Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin Ak Parti'ye yönelik tepkilere karşılık soruşturmayla ilgili olarak, “Sürprizlere hazırlıklı olun” dedi.
19 Mayıs 2006, Başbakan: “Saldırı hükümete yönelik"
19 Mayıs 2006, Abdullah Gül: ‚‘‘Alparslan Arslan’ı yönlendiren çetenin elebaşısının, 12 Eylül öncesi Yüzbaşı iken ordudan atılan ve ekip içinde Albay Muzaffer diye tanınan Muzaffer Tekin”
22 Mayıs 2006, Muzaffer Tekin gözaltına alındı. Ergenekon örgütünün ismi gündeme geldi.
26 Mayıs 2006, Muzaffer Tekin serbest bırakıldı. Danıştay iddiananemesinde adı yer almadı.
27 Mayıs 2006, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan: “Yüzbaşının serbest bırakılması suçsuz olduğu anlamına gelmez”
15 Haziran 2007 Savcı Zekeriya Öz Ankara’dan Danıştay dava dosyasını istedi.
Emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin gözaltına alındı. Tutuklandı. 
20 Ekim 2008’de Ergenekon ana davasının ilk duruşması yapıldı.
17 Aralık 2008’de Adalet Bakanlığı’nın da devreye girmesiyle Yargıtay 9. Ceza Dairesi Danıştay davası kararını bozarak Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne geri gönderdi. Yargıtay mahkemeye, “Ergenekon ile bu dava sanıkları arasında irtibat var mı yok mu araştır” dedi.
23 Mart 2009’da Danıştay davası yeniden Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandığında mahkeme heyeti değişti. Yeni heyet, Danıştay davasının Ergenekon ile birleştirilmesine karar verdi.

OSMAN YILDIRIM'I KENDİSİ DOĞRULADI
Danıştay cinayeti bu tarihten sonra İstanbul 13'ncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde tekrar görülmeye başlandı. Cinayet ile ilgili Osman Yıldırım'ın dışında yeni bir tanık daha ortaya çıktı. Gizli tanık 9 olarak adlandırılan bu tanık Osman Yıldırım'ın anlattıklarını doğruluyordu. Savcılar da mütalaalarına şöyle yazdı; “Osman Yıldırım’ın anlattıkları Gizli Tanık-9 tarafından da doğrulanmaktadır.”

Savcılık bu kuvvetli dayanağını esas hakkındaki mütalaasının 1168 ve 1169’ncu sayfalarına da yazdı: "Birbirlerinden habersiz olarak ifadeleri alınan, gerek ifadelerinin tarihi gerekse soruşturma evrakındaki kısıtlama kararına göre birbirlerinin ifadelerini öğrenmeleri mümkün görülmeyen her iki tanığın, Alparslan Arslan ve Veli Küçük ün Kâtibim Restoran ın yanındaki çay bahçesinde buluştukları, Avukat Hakkı Kurtuluş un da söz konusu çay bahçesine gittiği şeklindeki beyanlarının Alparslan Arslan ile Veli Küçük'ün geçmişe dayanan bağlantısı bulunduğunu gösterdiği anlaşılmaktadır.” Ancak davanın ilerleyen safhalarında Gizli Tanık 9 olarak adlandırılan kişinin Osman Yıldırım'ın kendisi olduğu ortaya çıktı. Osman Yıldırım, hem tanık hem sanık hem de gizli tanık olmuştu.

DANIŞTAY SALDIRISININ AKTÖRLERİ

ALPARSLAN ARSLAN: Avukat. Hukuk Fakültesi'ndeki öğrenciliği sırasında sırasında sağ görüşlü bir grup ile hareket etmiş. Muhafazakar yapılı, dini konularda hassas. Danıştay cinayetinden 1,5 yıl öncesinden başlayarak ve son 6 ay içerisinde sıklığı artarak Gültepe'de oturan Salih Kurter (Salih Hoca) isimli kişinin evindeki dini içerikli sohbetlere katıldığı biliniyor. Bu süreç içerisinde dini hassasiyetinin girerek arttığı, 5 vakit namaz kılmaya başladığı, içki içilen bardaktan su dahi içmeyecek bir hale geldiği yargılama sırasında tanıkların ifadesi ile ortaya çıktı. Salih Kunter ile Alparslan Arslan'ı avukat olan arkadaşı Süleyman Esen tanıştırmış.

SÜLEYMAN ESEN: Avukat. Alparslan Arslan ile okul arkadaşı.  Alparslan Arslan'ın “bombaları evime getirdi“ dediği kişi. Süleyman Esen okul yıllarında muhafazakar sağ görüşlü öğrenci grubuna liderlik yapmış. Yıllarca Salih Kunter'ün evine gitmiş. . Dini sohbetlere katılıyor. Salih Kunter'in bütün ihtiyaçlarını o karşılıyor, alışverişini yapıyor, hastane ve doktor kontrollerine götürüyor. Alparslan’ın ‘‘bombaları Süleyman’dan aldım‘‘ beyanı üzerine tutuklandı. Müebbet hapis cezası aldı, dosyalar birleştirildikten sonra, sorgusu yapılmadan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından serbest bırakıldı. Israrla bombaları verdiğini red etti. Osman Yıldırım’ı tanımadığını söyledi. Osman Yıldırım ile defalarca telefon görüşmesi yaptığı Ergenekon yargılamasında ortaya çıktı. Mütalaada beraati isteniyor.

KÜÇÜK SALİH (SALİH YAŞAR): İsmailağa Cemaatinde yetişmiş, bir kuyumcuda çalışıyor.  Salih Kunter'in evine 1999 yılından beri devam ediyor. Kendisini „Hafız“ olarak tanımlıyor. Salih Kunter'in asistanı gibi hareket ediyor. Süleyman Esen'i Salih Kunter'in yanına götüren kişi, Danıştay cinayetinden önce 1,5 sene içerisinde Süleyman Esen ile aralarında 1.500 telefon görüşmesi yapılmış. Salih Hoca tarafından yazıldığı söylenen muskaları kişilere veriyor. Bu muskalardan Alparslan Arslan ve Teoman Ekşioğlu'na (Alparslan Arslan'ın arkadaşı) da vermiş..Alparslan'ın arkadaşı Recep Özkan'ı da evine giderek okuma seanslarına tabi tutuyor. Sorgusunda kabul etmemekle birlikte, Telefon baz kayıtlarından ve diğer tanıkların beyanlarından anlaşıldığı üzere, Danıştay cinayetinden önceki 7 Mayıs ve 14 Mayıs tarihlerinde Alparslan Arslan'ın evine giderek okuma seansı gerçekleştirmiş. Bu sırada Alparslan Arslan yatırılmış ve elleri ve ayakları tutulmuş.

SALİH KUNTER: Gültepe'de oturuyor, kendisini çevresine „Hoca“ olarak tanıtıyor. Esasen Belediyeden emekli işçi. Evinde dini içerikli kendisinin „ders“ dediği toplantılar düzenliyor. Alparslan Arslan ve diğer arkadaşları bu sohbetlere katılıyor. Kendisinin cinler konusunda uzman olduğunu söylüyor ve muska yazarak kişilere veriyor. Süleyman Esen ve Salih Yaşar (Küçük Salih) müritleri olarak hareket ediyor. Danıştay saldırısından sonra bir süre tutuklu kaldı. Beraatı isteniyor. 
 

Hürriyet, 05.08.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.