Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ergenekon > Feyzioğlu'ndan Silivri açıklaması

Feyzioğlu'ndan Silivri açıklaması

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, 5 Ağustos'ta yapılacak "Ergenekon" davasının karar duruşmasına izleyici alınmaması kararına ilişkin "Duruşmanın açıklığının kısıtlanabilmesi için kamu güvenliğinin, bunu kesin olarak gerekli kılması zorunludur. Yüksek güvenlikli cezaevi kampüsünün ortasında kurulu bir duruşma salonunda kamu güvenliğinin tehdit altında olabileceği iddia dahi edilemez" ifadelerini kullandı.

Feyzioğlu, yaptığı yazılı açıklamada, İstanbul Özel Görevli 13. Ağır Ceza Mahkemesince kamuoyunda "Ergenekon" olarak bilinen ve 5 Ağustos'ta Silivri Cezaevi'nde görülecek davanın duruşmasına "basın mensupları ile milletvekilleri dışında izleyici alınmamasının" kararlaştırıldığını anımsattı.

İstanbul Valiliğinin ise duruşmanın yapıldığı yere gitmek isteyenlerin Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nu ihlal edeceğini, buna rağmen gitmek isteyenlere karşı tedbir alınacağını ve buna "adım adım hangi safhaya kadar gerekiyorsa o safhaya kadar devam edileceğini" bildirdiğini vurgulayan Feyzioğlu, Anayasa'nın 141 ve CMK'nın 182/1. maddelerine göre duruşmanın herkese açık olduğunu savundu.

Duruşmanın açıklığının kısıtlanabilmesi için "kamu güvenliğinin bunu kesin şekilde gerekli kılmasının zorunlu olduğunu" vurgulayan Feyzioğlu, şöyle devam etti:

"Bu halde dahi duruşmanın kapalı yapılmasına dair kararın gerekçesi ve hüküm, mutlaka açık duruşmada açıklanır. Yüksek güvenlikli cezaevi kampüsünün ortasında kurulu bir duruşma salonunda kamu güvenliğinin tehdit altında olabileceği iddia dahi edilemez. Demek ki duruşmanın açıklığının kısıtlanmasının yasal koşulları bulunmamaktadır. Esasen bir davanın şehirden yaklaşık 100 kilometre uzakta ve cezaevinin içindeki bir salonda görülmesi de duruşmanın açıklığı ilkesinin devlet eliyle ihlal edildiğinin başlı başına göstergesidir. Anılan yargılamada bu aşamaya kadar yaşanan hukuksuzluklar silsilesinin ardındaki temel nedenlerden biri de davanın kamuoyunun erişiminden uzak ve cezaevi koşulları nedeniyle psikolojik baskı yaratan bir ortamda sürdürülmüş olmasıdır."

CMK'nın "duruşmanın düzen ve disiplinine" ilişkin 203. ve devamı maddelerine dayanılarak duruşmanın belirli kişiler dışında kalan izleyicilere yasaklanmasına hiçbir şekilde karar verilemeyeceğini savunan Feyzioğlu, aksine bir uygulamanın, duruşmanın açıklığı ilkesinin keyfi şekilde ihlali olduğunu öne sürdü.

"Kararın Valilikçe duyurulması, fevkalade talihsiz bir gelişme"


Mahkemenin anılan hukuka aykırı kararı ve İstanbul Valiliğinin karara atıf yapan açıklamasının, valilik ve mahkemenin mutabakat içinde hareket ettiği algısı oluşturuduğunu iddia eden Feyzioğlu, demokrasinin ön şartının, bağımsız ve tarafsız yargı ile kuvvetler ayrılığı ilkesi olduğuna işaret etti.


Feyzioğlu, "Kararın, kararı veren mahkeme tarafından değil Valilikçe kamuoyuna duyurulması, yürütme ve yargı birliğini vurgulayan fevkalade talihsiz bir gelişmedir" görüşünü savundu.


İstanbul Valiliğinin açıklamasının Anayasa'nın 23. maddesinde yer alan seyahat özgürlüğü ile 34. maddesinin "herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir" hükmüne doğrudan aykırılık teşkil ettiğini ileri süren Feyzioğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin yerleşik içtihadına göre, barışçıl gösterilerin güç kullanılarak engellenmesi ve dağıtılmasının sözleşmeyi ihlal olduğunu belirtti.


Valiliğin duruşmanın güvenliğini sağlamak için gerekli önlemleri alması gerektiğine işaret eden Feyzioğlu, ancak bir hukuk devletinde yasaklama yoluyla değil, temel hak ve özgürlükleri korumaya özen gösteren düzenlemelerle güvenliğin sağlanabileceğini kaydetti.


Metin Feyzioğlu, şunları kaydetti:


"Valiliğin hukuka aykırı yasaklama kararı ve duruşmanın yapıldığı yere gelmek isteyenlere karşı güç kullanılacağına dair açıklaması, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğüne ve bu özgürlüüğünün hayata geçirilmesine yönelik sözleşmenin 11. maddesinde düzenlenen toplantı özgürlüğüne aykırılık teşkil etmektedir. Valilik kararına dayanak yapılan 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nun bütün maddeleri, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ışığında yorumlanmalı, sözleşmeye aykırı hükümleri ise Anayasa'nın 90. maddesi uyarınca hiçbir şekilde uygulama alanı bulmamalıdır."


Feyzioğlu, mahkemenin kararını gözden geçirmesini, İstanbul Valiliğinin de açıklamasını geri almasını istedi.

 

 

Hürriyet, 04.08.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.