Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Bütün boyutlarıyla Türkiye ekonomisinin kronik hastalığı “Cari açık”

Bütün boyutlarıyla Türkiye ekonomisinin kronik hastalığı “Cari açık”
By Fercan Yalinkilic

 

TCMB / The Wall Street Journal
Türkiye’de yıllara göre cari açığın seyri

Uzmanlar tarafından Türkiye’nin en kırılgan noktası gösterilen cari açık son 10 yılda 76 kat arttı. En son cari fazla verilen 2001’den sonra dış ticaret dengesindeki bozulmayla birlikte hızlı bir artış gösterdi.

Türkiye’nin cari açığı Mayıs’ta bir önceki yıla göre yüzde 41 artarak 7,5 milyar dolara ulaşırken, yıllıklandırılmış bazda da 53,6 milyar dolara ulaştı. Türkiye, CIA’in yayınladığı The World Factbook’una göre 2012’de cari açık miktarı olarak 193 ülke içinde 189. sırada yer aldı.

CARİ AÇIK NEDİR?

Cari açığın ne olduğunu anlamak için bir ülkeyi şirketmiş gibi düşünelim. Şirket, devamlılığını sağlamak için belli mallar (örneğin ham madde, makine, hizmetler) satın alır. Bunun karşılığında da üretim yaptığı ürünleri satarak gelir elde eder. Şirketin ürün yapmak için satın aldığı malların masrafı, sattıklarından fazla olursa bu şirket için tehlike yaratır. Şirket aradaki açığı borçlanarak, kaynak yaratarak kapatmak zorunda kalır.

Şirketin sattığı ürünler, bir ülkenin yaptığı ihracatı simgelerken, alınan mallar da ithalatı simgeler. Ülkeler ihracatın ithalattan az olduğu durumlarda aradaki farkı fonlama bularak kapatmak zorundadır. Bunu tahvil satıp borçlanarak, yabancı yatırımcı çekerek, özelleştirmeyle vs. gibi yöntemlere sağlayabilir.

TASARRUF AZLIĞI DIŞARI BAĞIMLILIĞI ARTIRDI

Tek başına cari açığın miktar olarak fazla olması tehlike yaratmaz. Cari açığın fonlanmasında sıkıntı yaşanırsa tehlike çanları çalmaya başlar.

Türkiye’de son 10 yılda tüketimin artması ithalatın patlamasına yol açtı. 2002 yılında 51,6 milyar dolar olan ithalat 2012’de 236,5 milyar dolara yükselerek 180 milyar dolar arttı. Aynı dönemde ihracat ise 110 milyar dolar arttı. Dış ticaret dengesi de -15 milyar dolardan -84 milyar dolara geriledi.

Dış ticaret dengesi hızlı şekilde bozulmaya devam ederken, Türkiye’deki tasarruf oranı düştü. IMF’nin verilerine göre yurtiçi tasarruf oranının (gross national savings) milli gelire oranı 2002’de yüzde 17 iken, 2012’de yüzde 14,69 olacağı tahmin ediliyor.

TUİK verilerine göre de 2002’de hane halkı ve kamu harcamalarının milli gelire oranı yüzde 80 iken 2012’de yüzde 90’a çıktı. Yani bir başka deyişle harcama artarken, tasarruf düştü.

Yerli tasarruf, cari açığı fonlamanın bir kaynak olabilir ancak Türkiye’de tasarrufun azalması cari açığın fonlanması için Türkiye’yi dışa daha bağımlı bir hale getirdi.

Bireysel Emeklilik Sistemi gibi girişimler yurtiçinde tasarrufu artırmak için alınan yöntemlerden biri. Ancak yaşanan sıkıntılar, emeklilik fonlarının kötü yönetilmesi şu anda BES’in istenilen verimde olmasını önlüyor.

GELİŞEN ÜLKELERDEN KAÇAN YATIRIMCI TÜRKİYE’YE GELDİ        

Gelişen ülke merkez bankalarının yaptığı tahvil alımlarıyla düşen faizler bu ülkeleri yatırımcılar için cazip olmaktan çıkardı. Yabancı yatırımcılar yeni fırsatlar ararken Türkiye’nin de içinde bulunduğu gelişen ülkelere sermaye artırmaya başladı.

Türkiye gelişen ülkelere gelen bu sermaye akımından faydalanarak dış borç bulmakta zorlanmadı. Türkiye’nin 2 yıllık gösterge tahvil faizi yüzde 4,80’e indi.

Ancak ABD Merkez Bankası Fed’in tahvil alımlarını azaltacağı beklentisi Türkiye’nin tahvilleri dahil tüm ülke tahvillerinin faizlerinin artmasına yol açtı. Bunun bir sonucu olarak Türkiye artık daha yüksek maliyetli borçlanmak durumunda kalıyor.

Türkiye’nin cari açığının yüksek seyretmesi durumunda yapması gereken dış borçlanmayı daha pahalıya mal ediyor olması, cari açığın yabancı sermaye ile fonlanmasını daha zor ve masraflı hale getirebilir.

CARİ AÇIK SORUNU NEDEN ÇÖZÜLEMİYOR?

Geçmişte cari açığını fonlamak zorunda kalan birçok ülke çeşitli yöntemlerle bu sorunu çözmeyi denedi.

En çok kullanılan yöntemlerden biri ülkenin para biriminin değerini düşürmekti. Böylelikle ülkede üretilen malların yurt dışı pazarlarında fiyatının azalacağı için talebin artacağı öngörüldü. Para birimi değersizleştiği için ithal edilen ürünler pahalılaşacak bu da ithalatı dizginleyecekti.

Ancak Türkiye gibi enerji olarak yurt dışına bağımlı olan ülkelerde paranın değersizleştirilmesi ya da devalüasyona gidilmesi cari açığın küçülmesine neden olmayabilir.  Artacak enerji faturası cari dengenin düzelmesinin önünde engel yaratabilir. Ülkede enerji fiyatlarının artması enflasyonu da tetikleyerek büyüme önünde engel oluşturur.

Cari açığı azaltmasa da cari açığın fonlamasını kolaylaştıran yabancı yatırımcıya kolaylıklar sağlama da ülkelerin tercih ettiği bir yöntem oldu. Ülkeye giren sermayeden alınan vergilerin düşürülmesi, düzenlemelerin hafifletilmesi gibi etkenler yabancı fon girişini artırmaya yönelik kullanılan yöntemler. Türkiye’de bankacılıktan sanayi sektörüne büyük oligopol yapılar olması, bürokrasinin yavaş işlemesi, politik belirsizlikler ise gelecek yabancı sermayenin önünde mevcut engeller gözüküyor. Bu engellerin kısa zamanda kalkması da şu aşamada mümkün gözükmüyor.

Türkiye’de milli gelir 2003’ten bu yana dolar bazında 2,5 katına çıkarken büyümenin öncü sektörü inşaat oldu. Ancak katma değeri yüksek yurt dışında talep görecek ileri teknoloji ürünlerinde ciddi atılımlar yaşanmadı. Ekonomi Bakanlığı’nın 15 Haziran’da yürürlüğe koyduğu yeni teşvik sisteminin ileri teknoloji ürünlerini destekleyip desteklemeyeceğini ise hep birlikte göreceğiz.

Büyümeyi dizginlemenin cari açığın artış hızını azaltacağı öngörüsü ise maalesef çok doğru çıkmadı. 2013’ün ilk çeyreğinde büyüme hızı yüzde 3,3’den 3’e gerilese de cari açıkta ciddi bir azalma göze çarpmadı. 2012’in ilk çeyreğinde toplam cari açık TCMB verilerine göre 16,2 milyarken bu yılın ilk çeyreğinde 16,1 oldu. 2012’de büyüme yüzde 2,2’ye gerilese de cari açık 47,7 milyar dolar seviyesinde seyretti.

Özetle, ekonomi verileri birbirinden bağımsız olmadığı için bir konudaki politikayı değiştirmek, diğer dengeleri bozabiliyor. Cari açık sorunun çözümü için aynı anda pek çok değişkeni düzeltecek kapsamlı bir program gerekiyor.

realtime.wsj.com, 30.072013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.