Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > En zorlu görev ekonomi

En zorlu görev ekonomi

Mısır'da geçici hükümet göreve resmen başladı. Peki, hükümet altı ay içinde ekonomiyi düzlüğe çıkarabilecek mi?

Mısır’da yeni hükümet iş başında. Başbakan Hazım El Biblavi ve geçiş hükümetine atanan 30’un üzerindeki bakan göreve resmen başladı. Geçiş hükümetinde farklı kesimlerden isimler bulunuyor: Ekonomi uzmanları, ünlü bir sendikacı, Lahey’deki Savaş Suçları Mahkemesi’nin eski yargıçlarından biri, eski bir futbol yıldızı, Mübarek döneminden eski sansür sorumlusu ve yine Mübarek dönemindeki güvenlik birimlerinin ağır topları da kabinede yer alıyor. Peki geçiş hükümeti altı ay içinde ekonomiyi düzlüğe çıkarabilecek ve ülkeyi seçimlere hazırlayacak bir ortam yaratabilecek mi?
El Sisi başbakan yardımcılığı görevini de üstlendi
Mısır'da, Hazım El Biblavî'nin başbakanlığında kurulan geçiş hükümeti, geçici Devlet Başkanı Adli Mansur'un huzurunda yemin ederek göreve başladı. Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı General Abdülfettah El Sisi, hükümette bakanlık görevinin yanı sıra başbakan yardımcılığını da üstlendi. Bu atama ile birlikte ordunun politikaya sürekli olarak müdahil olacağına ilişkin endişeler de arttı. Siyaset bilimci Sally Halife Isaac Atvan, bu endişelere katılmıyor ve yeni kabineyi olumlu değerlendiriyor: “El Sisi'nin rolü, imar ya da maliye bakanlarınkinden farklı. El Sisi'nin rolü daha çok genel siyasi ve güvenlik konularıyla, özellikle de Sina Yarımadası’nda devam eden askerî operasyonlarla ilgili. Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı General Abdülfettah El Sisi geçiş hükümetindeki teknokratların seçiminde doğrudan rol almadı. Yani geçiş hükümetinin oluşumunda askerlerin doğrudan etkide bulunduğuna ilişkin bir işaret bulunmuyor, çünkü Hazım El Biblavî'nin başbakanlığa seçimi de uzlaşma sonucu gerçekleşmişti.”


Asker kilit rol oynuyor

Ancak geçiş hükümetindeki bakanlık dağılımının ötesinde ordunun Mısır’da daha kilit bir rol üstlendiğine işaret ediliyor.
Siyaset bilimci Atvan, “Elbette ki askerler ulusal barışın nasıl olması gerektiğine ilişkin düzenlemelerde ve gelecekte siyasi ve güvenlik alanlarındaki önceliklerin belirlenmesinde kilit rol oynayacaktır. Ordu, yaptığı müdahale ile Müslüman Kardeşlerin faaliyetleri sonucu çökme noktasına gelmiş olan Mısır’ın ulusal güvenliğini korumak istemiştir" şeklinde konuşuyor.
Ancak ordunun müdahalesinden bu yana Mısır’da sular durulmuyor. Mursi yandaşlarının öfkesi, El Sisi komutası altındaki ordu yönetimine yönelmiş durumda. Yeni kabinenin yemin töreninden sonra da sokaklarda polis ile göstericiler arasındaki arbede devam etti.


'Askerler ekonomik çıkarlarını da gözetiyor'

Ulusal çıkarların korunmasının yanı sıra askerlerin kendi ekonomik çıkarlarını da göz önünde bulundurduğu eleştirileri geliyor. Zira Mısır ekonomisinin yaklaşık yüzde 40’ı askerlerin denetiminde. Yarım milyon askere komuta eden ordunun bu ekonomik gücü, yeniden yapılanma reformlarıyla tehlikeye atmak istemediği belirtiliyor. Ancak Profesör Atvan'a göre, ordunun Mursi’yi görevden uzaklaştırma gerekçesi, elindeki fabrikaların, tatil tesislerinin ve arazilerin elden çıkma korkusu değildi. Profesör Atvan, bunların Müslüman Kardeşlerin iktidarı sırasında zaten güvence altına alındığını belirtiyor.

Yeni hükümetin birincil görevlerinden biri, zor durumda olan ekonomiyi yeniden canlandırmak. Başbakan El Biblavi de bir iktisat uzmanı. 35 kişilik kabinedeki bazı bakanlar ise Mursi'nin iktidarı döneminde de bakanlık görevi yapmış kişiler. İçişleri ve Enerji bakanları görevlerinde kaldı. Ancak bu bakanlar Müslüman Kardeşler örgütüne mensup değildi. Yeni hükümette sağlık, çevre ve enformasyondan sorumlu üç kadın bakan da bulunuyor.


Müslüman Kardeşler belirsizliği

Müslüman Kardeşlerin geçiş hükümetinin çalışmalarına dahil olup olmayacağı ise hâlâ belirsiz. Onlara göre, yeni kabine meşru değil ve cumhurbaşkanlığı koltuğu Mursi'ye ait. Berlin Hür Üniversitesi'nden siyaset bilimci Hamadi El Aouni, geçiş hükümetinde Müslüman Kardeşlerin yeri olmadığını, onların iktidar bilançolarının çok olumsuz olduğunu vurguluyor: “Müslüman Kardeşler bir fiyaskoydu. Onların dönemi Mısır için gerçekten çok kötüydü. Ülkede şimdi bir halk yerine, birkaç halk var. İstikrar yerine güvensizlik var. Ekonomik gelişme yerine yere serilmiş ekonomi var. Turizm sektörü uzun süredir can çekişiyor. Mısır'ın sınırları etrafında, ta Etiyopya'ya kadar bir sürü anlaşmazlık var. Yani bilanço gerçekten hiç de iç açıcı değil.”

dw.de, 17.07.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.