Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Müşteriyi böyle soyuyorduk

Müşteriyi böyle soyuyorduk

Finansbank’taki skandalı ortaya çıkardığı için işten atılan H.B., “Yüzlerce müşteriye habersiz ek hesap ve mükerrer kredi kartı çıkartılıp yılda 172 TL ücret kesiliyordu” diyor 

Finansbank’taki “Müşteriyi tenhada kıstırma” skandalını, dokuz yıllık kariyerini sonlandırma pahasına ortaya çıkaran, bankada yapılan usulsüzlükleri CEO Ömer Aras’a e-postayla bildirmesinin ardından iş akdi feshedilen bankacı H.B’nin anılarının bir bölümünü dün sayfalarımıza yansıttık. H.B’nin itiraflarını ilk bölümünde, bankadaki usulsüz işlemlerle ilgili topladığı 500 sayfalık dökümanı BDDK’dan Hazine’ye, TBMM Bankacılık Alt Komisyonu’na hatta Finansbank’a karşı açtığı davada mahkemelere de verdiğini yazdık. Özetle H.B. çalıştığı Finansbank’ın, kredi çeken müşterilerden habersiz sigorta yaparak fazladan kazanç sağladığını, bunun Hazine’nin daha önce yayınladığı tebliğlere göre suç olduğunu belirtiyordu.

 

Ek hesaptan 172 TL

Peki H.B’nin mahkemelere kadar taşınan, TBMM Bankacılık Alt Komisyonu’na yansıyan ve 500 sayfalık belgeyle desteklenen şikâyetler listesinde sadece sigortacılık konusu mu var? Hayır... H.B anlatmaya devam ediyor: “Şikâyetim sadece sigorta konusunda değil. Müşteriye habersiz ek hesap açılması ve mükerrer kredi kartı verilmesi konusu da diğer şikâyetlerim... Müşterilerin onayı alınmadan habersiz ek hesaplar açılıyordu. Hesabı açtığımız zaman müşteriden yıllık toplam 172 TL hesap işletim ücreti ve hesap özeti ücreti adı altında masraf kesiliyordu. Şube müdürünün mail attığı listeler var. Bu listelerde bankadan kredi çeken ya da kredi kartı olan yüzlerce kişiye ek hesap açılmasını istiyordu. Ben açmadım ama diğer arkadaşlarımız bir gecede yüzlerce ek hesap açtı. Hatta BDDK Başkanı Mukim Bey (Öztekin), bir toplantısında haberi olmadan kendisine de ek hesap açtıklarını açıklamıştı basına.

Zorla kredi kartı

Bir diğer şikâyet konum da kredi kullanan müşterilere zorla kredi kartı verilmesiydi. Kredi çeken müşteriye boş bir forma imza attırılarak, kredi kartı gönderiliyordu.”

H.B’nin iddiaları ciddi. Tabii insan merak ediyor... Finansbank yönetiminin bu konudan haberi olup olmadığını... H.B’ye göre vardı, hatta bu konuyu kendisinin bizzat aktardığını belirtiyor... “Genel Müdürlüğe konuyu aktardığımda ‘İkinci kart ücreti alıyoruz sana ne?’ diye tepki aldım. Konuyla ilgili BDDK’ya bir şubenin yaklaşık 600 kişilik kart raporunu gönderdim.”

İş yükümüzü artırdın

Ya cevap ne oldu? “Bu konuları BDDK inceliyor. Ama 20 aralıkta TBMM Araştırma Komisyonu’nda BDDK yetkililerinin de bulunduğu toplantı da gözlemlediğim... BDDK’nın bankalarının hamiliğini, abiliğini yaptığı. Ben de bu toplantıdan birkaç ay önce BDDK’ya güvenmediğimden konuyu TBMM, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık Teftiş Kuruluna ilettim. Daha sonra görüştüğüm BDDK yetkilisi bana ilgili kurumlara şikâyet ettiğim için o kurumlardan resmî yazı aldıklarını, bu yazılara cevap vermek zorunda kaldıklarını ve iş yüklerinin arttığını, kime gidersem gideyim İstanbul Valisine de gitsem tek yetkili mercinin kendileri olduğunu, kendilerini görevlerini yapmıyor pozisyonuna düşürdüğümü söyleyerek kızdı.”


Soruşturma yayılıyor

FİNANSBANK’TAKİ skandalın ortaya çıkmasında büyük katkı sahibi olan eski bankacı H.B, konuyu şikâyet ettiği kamu kurumlarından farklı tepkiler almış. Peki diğer kamu kurumları kendisine nasıl davrandı? Anlatıyor: “Hazine Müsteşarlığı konunun sadece sigorta kısmıyla ilgileniyor. Hazine bünyesinde kurulan Sigortacılık Genel Müdürlüğü’nün kuruluş amacı Sigorta Şirketleri karşısında vatandaşı korumak. Ben izlenilmesi gereken yöntemi Hazineye anlattım ve yapılan teftişte listede ismi geçen müşteriler şubeye tek tek çağrıldı. Hazine Müfettişleri’nce bilgilerine başvuruldu. Müşteriler bu sigortalardan haberi olmadığını beyan etti. Bunun üzerine soruşturma diğer şubelere kaydırıldı. Süreç devam ederken Finansbank’ta çalışan ve bankadan ayrılan bir şube müdürü de aynı konularda şikayette bulundu.”

Burada kilit nokta Hazine Sigortacılık Genel Müdürü Ahmet Genç. Düzgün bir insan olduğunu düşünüyorum, mutlaka bir ceza vereceklerdir. Verdikleri ceza da benim aklanma biletim olacak ve tüm kamuoyuna banka vatandaşı dolandırdı ve ceza aldı diye açıklamada bulunacağım. Bu konuların tamamını CEO Ömer Aras’a çalışırken mail atmıştım. Beni işten attıklarına göre ya bana inanmadılar ya da bir ceza almayacaklarını düşündüler.”


Fazla mesaimizi iç ettiler

H.B’nin Finansbank’la ilgili şikayetleri bunlarla da bitmiyor. Bankadaki çalışma saatleri konusunda Çalışma Bakanlığı’na ayrı bir başvuru yapıyor H.B... Ve söz yine H.B’de: “Ayrıca çalışma saatlerimiz Çalışma Bakanlığı’na bildirilenle farklıydı. Gece 21.00-22.00’a kadar çalıştırılıp sanki 18.00’da çıkmışız gibi işlem yapılıp, fazla mesai ücreti ödenmiyordu. Cumartesi günleri de çalışıyorduk ve yine mesai ücreti alamıyor, yemek ve yol parasını da cebimizden ödüyorduk. Elimde bunların kanıtı belgeler de var... Çalışma Bakanlığı’nın müfettişleriyle görüştüm ve elimdeki belgeleri kendilerine gönderdim.”
 

Taraf,01.05.2013

Eski çalışanın itirafları

Finansbank’taki skandalı, işinden olma pahasına ortaya çıkaran iki çocuk sahibi, dokuz yıllık bankacı H.B, soyguna dur demek istediğinde CEO Ömer Aras’a e-posta yolladığını ama işten atıldığını söyledi 

Dün ‘Müşteriyi tenhada kıstıran bankanın Finansbank olduğunu açıklayan Taraf, bugün de kariyerinden vazgeçme uğruna bu bankadaki skandalın ortaya çıkmasını sağlayan iki çocuk sahibi dokuz yıllık bankacı H.B’nin sarsıcı anılarını sayfalarına taşıyor. Finansbank’ın Ankara’daki bir şubesinde krediler bölümünde çalışan bankacı H.B anlatıyor: “Kariyerim boyunca bankacılık sisteminin hırsızlık üzerine kurulduğunu gördüm. Soyguna dur demek istediğimde karşıma yöneticilerim çıktı. İtiraz ettiğimde ‘Biz bu işten para kazanıyoruz’ diye olayları örtbas ettiler.”

Sigortayla müşteri soyuluyor

H.B işten atılmasına ve Finansbank’taki skandalların TBMM’den, BDDK, Hazine ve mahkemelere kadar taşınmasına ve sonuçta tüm bankacılık sisteminin korkunç bir skandalla sarsılmasına neden olan olaylar zinciriyle ilgili iddialarını sürdürüyor: “Müşterilere kredi kullandırılırken bilgi ve onayları alınmadan çeşitli sigortalar yapılmasına itiraz ettim. Örneğin emekli, memur ya da esnafa işsizlik sigortası yapılıyordu. Müşterinin kullandığı kredi tutarı 10 bin TL. Bu tutar bankanın sistemine 10 bin 500 TL olarak giriliyordu. Ama müşteriye işlemler 10 bin TL üzerinden yapılıyormuş gibi bilgi veriliyordu. Aradaki 500 TL’ye çeşitli sigortalar yapılıyordu. Buna karşın sigortalardan haberi olmayan müşteri risk gerçekleştiği zaman tazminat talebinde bulunamıyordu. Bu yüzden sigorta şirketinin kasasına giren para tekrar dışarı çıkmıyordu. Saadet zinciri o kadar güzel işliyordu ki banka her yıl sigorta gelirlerini yüzde 100 artırarak yıllık kazancını 200 milyon TL’ye çıkarmıştı.”

Suç olduğunu bile bile

H.B, konun yasal boyutuyla ilgili de bilgi sahibi. Yaptıklarının yasadışı olduğunu şu sözlerle anlatıyor: “Hazine Müşteşarlığı’nın konuyla ilgili yayımladığı bir tebliğ var. Çünkü müsteşarlığa haberi olmadan sigorta yapılan müşterilerden çok sayıda şikâyette bulunulmuş. Bu tür işlemleri yapan kişi ve silsile yoluyla tüm amirleri hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulacağı belirtiliyor. Ben bu tebliğe dayanarak işlem yapmadım. Fakat amirlerim sigorta hedefleri olduklarını, bunlar tutmazsa zor durumda kalacaklarını, müşterilerin işine yarayıp yaramadığına bakmadan kredi kullanan herkese bu zorunlu olmayan sigortaları yapmamız konusunda ısrar ediyordu. Konuyu Finansbank Teftiş Kurulu’na ilettim.”

“Peki Finansbank gibi Türkiye’nin en büyük bankasının çalışanlarının yaptığı bu işlemlerden bilgisi var mıydı?” Çünkü yapılan işlemler her şeyden önce bankanın yönetimini sorumluluk altına sokuyor.

H.B bu konuda “Bankanın CEO’suna (Ömer Aras) maille bilgi verdim. Bu mailin ardından aniden idari izne çıkartıldım. Sonra da iş akdim feshedildi” diyor.

500 sayfalık belge

H.B anlatmaya devam ediyor: “İş akdim feshedilince Hazine Müşteşarlığı ve BDDK’ya gittim. Müşterilerden bu konularla ilgili binlerce şikâyet aldıklarını fakat belgeleyemediklerini söylediler. Bana ‘Bilgi ve belge verirseniz bu bankacılıkta bir milat olacaktır’ dediler. Ben de bankadan topladığım 500 sayfalık dosyayı Ağustos 2012’de ilgili kurumlara ilettim.”

Ya sonrası... H.B’nin anlattıklarına göre soruşturma devam ediyor. Konu mahkemeye taşındı.

H.B anlatmayı sürdürüyor: “Tüm belgeler elimde mevcut. Sekiz aydır işsizim, iki çocuğum var. Mağduriyetimin giderilmesi ve dolandırılan halkımızın zararlarının karşılanması için her platformda mücadeleye devam edeceğim.”

Meclis Komisyonu’na ifade

H.B, “Mücadelenizden nasıl sonuçlar aldınız diye sorunca anlatmaya devam ediyor... “BDDK ve Hazine Müşteşarlığı incelemenin devam ettiğini belirtiyor. Ayrıca TBMM’de kurulan Bankacılık Komisyonu çalışmalarını bitirdi, raporunu yazıyor ve raporun bir örneğini de bana gönderecekler.”


Elerinde bomba var...

Bu anlattıklarını belgeleyip belgeleyemeyeceği sorusuna da şu yanıtı veriyor H.B: “İlgili kurumlara ilettiğim dosyada banka içi yazışmalar,habersiz yapılan sigorta poliçeleri, müşteri hesap dökümleri var. Elimdeki bilgi ve belgeleri ilgili kurumların talebiyle topladım. Kurumların ellerinde saatli bir bomba var. Ya ellerinde patlayacak ya da bankalara atacaklar.”


Bankacılık lobisine karşı acz içindeyiz

H.B’NİN anlattıklarından yola çıkarak TBMM’deki komisyonun çalışmalarına ilişkin haberleri Google’da taradığımızda karşımıza şaşırtıcı sonuçlar çıkıyor. Aralık 2012’de Komisyon’un çalışmalarına ilişkin basına yansıyan haberlerden bir bölüm:

Kıstırana Rio tatili

“Komisyona başvuranlardan eski bankacı H.B, çalıştığı bankanın, müşterilere verdiği kredi işlemlerinde usulsüzlük yaptığını öne sürdü. Bunu banka içinde ve dışında ilgili yerlere ilettiğini anlatan H.B, “Banka, adını karaladığım gerekçesiyle tazminatsız olarak, iş akdim feshedildi” diye konuştu.

H.B, dokuz yıl çalıştığı bankanın, tüketici kredisi isteyen müşterilere, bilgileri olmadan istedikleri miktarın üzerinde kredi açtığını ve daha sonra masrafları da keserek talep edilenden daha az miktar verdiğini iddia etti. Müşterilere yapılan sigortanın yarısının kâr olduğunu savunan H.B, şube görevlilerine sigortanın yüzde 10’u kadar prim verildiğini, çalışanlara, 35 bin liralık tüketici kredisi karşılığında da Rio tatili kampanyası yapıldığını ifade etti.”

Babacan el koyar

Alt Komisyon Başkanı Ak Parti Milletvekili Halil Ürün ise, şu sözleri söyledi: “Türkiye’de futbol ve bankacılık en güçlü iki lobi. Futbolda şike yasası yedi ay içinde iki kez değiştirildi. Hemen hiçbir konuda biraraya gelemeyen tüm partiler bu konuda anlaştı. Futboldan sonra bankacılık sektörü gelir. Göreceksiniz, taslak böyle gelse bile Başbakan Yardımcımız Ali Babacan el koyacak. BDP dâhil bütün siyasi gruplar esas duruşa geçecek’’ dedi. Taslağın yasalaşana kadar büyük ihtimalle değişeceğini, umutlu olmadığını dile getiren Ürün, Meclis’i kast ederek, “Futbol ve bankacılık lobisine karşı maalesef acziyet içindeyiz’’ diye konuştu.

Alt komisyonla ilgili medyaya daha doğrusu internet sitelerine yansıyan haberler böyle. Çünkü internet dışında yazılı ve görsel basının konuya tepkisiz kaldığı Google taramalarından görülüyor.
 

Taraf, 30.04.2013

 


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.