Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Politika faizi ve koridorda süpriz indirim

POLİTİKA FAİZİ VE KORİDORDA SÜRPRİZ İNDİRİM
TCMB Para Politikası Kurulu, 1 haftalık repo faizi olan politika faizini 50 baz puanlık indirimle yüzde 5.5'ten yüzde 5'e çekerken, gecelik borçlanma faizi olan faiz koridorunun üst bandını yüzde 7.5'ten yüzde 7'ye, altı bandını ise yüzde 4.5'ten 4'e çekti. Piyasanın beklentisi Merkez'in faizi 25 baz puan aşağı çekmesi yönündeydi. Kararın ardından gösterge tahvilin bileşik faizi yüzde 5.49 ile tarihinin en düşük seviyesine geriledi.

Bankadan yapılan açıklamada cari açığın sön dönemde bir miktar yükseldiğine dikkat çekilirken mevcut politika ve emtia fiyatlarındaki düşüşle bunun sınırlanabileceğine işaret edildi. Banka, mevcut konjonktürde bir yandan faiz oranlarının düşük tutulmasının diğer yandan döviz rezervlerini artırıcı yönde makro ihtiyati tedbirlere devam edilmesinin yerinde olacağını belirtti.
 
Açıklamada şöyle denildi:
 
"Son dönemde açıklanan veriler iç ve dış talep gelişmelerinin öngörüldüğü şekilde seyrettiğini göstermektedir. Yurt içi nihai talep sağlıklı bir toparlanma sergilerken, ihracat zayıf küresel talebin etkisiyle yavaşlamaktadır. İç talepteki canlanmaya bağlı olarak cari işlemler açığında bir miktar yükseliş gözlenmektedir. Bununla birlikte, mevcut politika çerçevesi ve emtia fiyatlarında gözlenen düşüş cari işlemler açığındaki artış eğilimini sınırlayacaktır.
 
"Yakın dönemde sermaye girişleri tekrar hızlanma eğilimi gösterirken kredi artış oranları referans değerin üzerinde seyretmektedir. Kurul, finansal istikrara dair risklerin dengelenmesi amacıyla, mevcut konjonktürde bir yandan faiz oranlarının düşük tutulmasının diğer yandan döviz rezervlerini artırıcı yönde makro ihtiyati tedbirlere devam edilmesinin yerinde olacağını belirtmiştir. Bu doğrultuda kısa vadeli faizlerde indirime gidilirken rezerv opsiyonu katsayılarının artırılmaya devam edilmesi uygun bulunmuştur."
 
ROK'TA 0.2 PUAN ARTIŞ
 
Banka, diğer taraftan finansal istikrarı desteklemek amacıyla Türk lirası zorunlu karşılıkların döviz cinsinden tutulmasına ilişkin rezerv opsiyonu katsayılarını (ROK), da ilk dilimden sonra gelen dilimlerde 0,2 puan artırdı.
 
Buna göre belirlenen döviz ROK’ları şöyle oldu:

 

 

 

Döviz Tesis İmkânı Dilimleri (%)

Mevcut

ROK

Yeni

ROK

0-35

1,4

1,4

35-40

1,5

1,7

40-45

1,9

2,1

45-50

2,2

2,4

50-55

2,4

2,6

55-60

2,5

2,7


Şu anda, Merkez Bankası hesaplarında Türk lirası zorunlu karşılıklar için 32,7 milyar dolar değerinde döviz tutuluyor. Merkez Bankası, yapılan değişiklik sonucunda, bu imkanın aynı oranda kullanılması halinde döviz rezervlerinde yaklaşık 1.4 milyar dolarlık artış bekliyor.

BÜYÜMEYE İLİŞKİN TEDİRGİNLİK VAR

Merkez'in faiz indirimi kararını değerlendiren Garanti Yatırım Ekonomist Gizem Öztok Altınsaç, kararda dikkat çeken en önemli ayrıntının ihracatın yavaşladığının altının çizilmesi olduğunu vurguladı. Altınsaç, daha önceki notlarda ihracatın nispeten güçlü seyir izlediğinin altının çizildiğini, bu söylemin değiştiğinin görüldüğünü kaydetti.

Büyümeye ilişkin bir miktar tedirginlik olduğunu gözlediklerini ifade eden Altınsaç, şöyle konuştu:

"Kredilerin referans değerin üzerinde seyrettiğinin altı çizilmiş buna karşın munzamlarda bir değişiklik yok. Bunun temel sebebinin kredilerde artış olmasına rağmen üretim tarafında halen bir toparlanma olmamasından kaynaklandığını düşünüyoruz. Sermaye artışının yeniden hızlandığının altı çiziliyor-beklentimiz girişlerin devam edeceği yönünde – ikinci çeyrekte üretim tarafında da toparlanma bekliyoruz. Merkez'den 2-3 aylık vadede likidite yönetimi ile kredilere cevap verilmesini yılın ikinci yarısından itibaren ise munzam artışlarının devreye girmesini bekliyoruz. İçeriye para girişi daha da hızlandığı takdirde ki beklentimiz bu yönde koridorun alt bandında çok daha düşük faizler görme ihtimalimiz var.

Altınsaç şöyle devam etti, "Anladığımız, enflasyon beklentilerinde görece aşağı yönlü hareket
olduğu için enflasyona ilişkin de bir risk görülmüyor – Yılın ikinci yarısında ise enflasyon hedefi tutmayacağından TL’de bir miktar daha reel değerlenmeye izin verilebileceğini düşünüyoruz."
 

Hürriyet, 16.04.2013

 


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.