Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Balyoz Harekat Planı > Suç örgütleri Balyoz taktiği ile davaları uzatıyor

Suç örgütleri Balyoz taktiği ile davaları uzatıyor

Balyoz davasında avukatların boykotuyla ortaya çıkan ‘zorunlu müdafilik’ krizinin benzerleri mahkemelerde her gün yaşanmaya başladı. Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) ile sanık lehine getirilen bu düzenlemenin, davaları uzatmak amacıyla istismar edildiği artık mahkeme kararlarına da yansıyor.

İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi, 2 ayrı kararında, ‘zorunlu müdafilik’ kuralının uygulamada meydana getirdiği sıkıntıları anlattı. Çete suçundan yargılanan sanığın 16 celse boyunca esas hakkında savunma yapmaktan kaçındığı gibi avukatının da mahkemeye gelmediğini belirtti. Bir başka davada da hem sanık hem de avukatının gelmemesi üzerine mahkeme, “Sanık için bir hak olarak düzenlenen zorunlu müdafilik hususu yargılamanın uzaması nedeniyle mağdur ve sanık için eziyete dönüştüğü gözlemlenmektedir.” dedi. Mahkeme, avukat olmadan ve son savunma almadan sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verdi. CMK 188’de yer alan zorunlu müdafilik düzenlemesine göre, 5 yılın üzerinde hapis cezası gerektiren suçlarda duruşmalarda avukat bulunması zorunlu. Ama bu kural özellikle örgütlü suçlara bakan ağır ceza mahkemelerinde, davaların çok sanıklı olması ve belli aralıklarla duruşmalar yapılması sebebiyle istismar ediliyor.

Özel yetkili mahkemelerde 1990’lı yıllardan beri süren örgütlü suçlara ilişkin dava dosyaları var. Bu dosyaların büyük çoğunluğu karar aşamasına gelmiş ama sanık ortada olmadığı ve avukatı da duruşmaya katılmadığı için karar aşaması gecikiyor. 2001’de açılan bir çete davasında sanık olan Cemal Ağırman hakkında verilen mahkumiyet, zorunlu müdafisi katılmadığı gerekçesiyle Yargıtay tarafından bozuldu. 2009’da yeniden başlayan yargılamada, Ağırman rapor alarak duruşmaya gelmedi, daha sonra katılsa da savunma yapmadı. Kararda, sanık Ağırman ve avukatı Gülvin Aydın’la ilgili olarak, “16.7.2009’dan itibaren 16 celse boyunca esas hakkında savunma yapmaktan kaçınmışlar ve yargılamayı uzatmaya yönelik çaba içerisinde oldukları mahkememizce müşahede edilmiştir.” denildi.

Ağırman’ın 14.8.2012 tarihinden itibaren 9 yıl 10 aydır tutuklu olduğuna dikkat çekilen kararda, sanığın baronun atadıklarıyla birlikte 4 avukatının esas hakkında savunma yapmama nedeninin CMK 102’de düzenlenen tutuklulukta geçecek azami sürenin 10 yıl olması şeklinde düzenlemeden yararlanarak sanığın tahliyesini sağlamak olduğu kaydedildi. Aynı mahkeme, gasp suçundan yargılanan Bülent ve Levent Karakuş’un avukatının da esas hakkında savunma yaptığı ve tebliğ edildiği halde karar duruşmasına gelmediği kaydedildi. Yargıtay kararları da dikkate alınarak iki sanık hakkında avukatları olmadan karar verildi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Şubat 2013’te verdiği kararında 1993’te ‘Anayasa’yı ihlal’ suçundan açılan davada, sanık ortada olmadığı için avukatı olmadan karar verilebileceğine hükmetti.

Zaman, 07.04.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.