Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ergenekon > Dokuz soruda Ergenekon davası

Dokuz soruda Ergenekon davası
Türkiye’nin gündemine yıllardır damgasını vuran Ergenekon davasında, yargılamanın son aşamalarına gelindi.

Artık savcının esasa ilişkin mütalaasını vermesi bekleniyor. Bu, savcının dosyayı ve delilleri yeniden değerlendirerek, dosya hakkında görüşünü belirtmesi anlamına geliyor.

Peki Ergenekon davası neydi? Ne zaman başlamıştı? Kimler yargılandı? Neler iddia edildi?

1. Soruşturma nasıl başladı?

Ergenekon soruşturması, o dönem adı konmamış olsa da, 12 Temmuz 2007'de Ümraniye'de bir gecekonduda bulunduğu söylenen 27 el bombasıyla başladı. Emekli Astsubay Oktay Yıldırım'ın bu bombaların sahibi olduğu iddia edildi.

27 Temmuz 2007'de, daha sonra gelen gözaltı ve tutuklama dalgaları nedeniyle birinci dalga olarak adlandırılan bir operasyonla Oktay Yıldırım'ın yanı sıra Türk Ortodoks Kilisesi sözcüsü Sevgi Erenerol, Avukat Kemal Kerinçsiz, gazeteci yazar Güler Kömürcü, Sedat Peker, Taner Ünal, Fuat Turgut, Sami Hoştan ve daha pek çok kişi gözaltına alındı.

Bu dalgalar kısa aralıklarla toplumun pek çok farklı kesimini kapsayacak şekilde genişledi.

2. Ergenekon iddianameleri

Ergenekon davası kapsamında 20 civarında dosya birleştirildi. Ancak ana davaya ait üç iddianame bulunuyor. Bunlar, birinci, ikinci ve üçüncü Ergenekon iddianamesi olarak geçiyor.

İlk iddianame 14 Temmuz 2008'de, soruşturmanın başlamasından yaklaşık bir yıl sonra 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunuldu. 25 Temmuz 2008'de mahkeme tarafından kabul edildi. İlk duruşma 20 Ekim 2008'de yapıldı. İlk iddianame yaklaşık 2500 sayfaydı.

İkinci iddianame 25 Mart 2009'da kabul edildi ve Ergenekon ana davasıyla birleştirildi. Ağustos ayında ise birleştirme talepli üçüncü iddianame ana davaya eklendi.

 

3. İddianameye göre Ergenekon ne?

İlk iddianamede Ergenekon, "terör örgütü" olarak tarif edildi ve "üyeleri ve yöneticileri" darbe teşebbüsüyle suçlandı:

"Ergenekon terör örgütü en başta, 'derin devlet' ifadesi ile anılan, ülkemizde birçok kanlı eylemler gerçekleştiren, gerçekleştirdiği bu eylemlerle ciddi kriz, kargaşa, anarşi, terör ve güvensizlik ortamı oluşmasını amaçlayan ve bunu kısmen de olsa başararak ülkemizin gelişme ve kalkınmasının önünde engel olan bir örgüttür," denildi.

4. İddianameye göre Ergenekon'un amacı ne?

"Ergenekon terör örgütünün, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı halkı silahlı isyana tahrik ettiği gibi, cebir şiddet kullanmak sureti ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren ortadan kaldırmaya teşebbüste bulunduğu, amaçlarına ulaşmak için kontrolü altında bulunan medya ve sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla ülkede kaos ve iç çatışma ortamı oluşturmaya çalıştıkları, oluşacak gerginlik ortamından faydalanarak, görevde bulunan hükümetleri çalışamaz hale getirip, nihai olarak ordu içerisinde kendilerine destek vereceklerini umdukları askeri şahısların yardımı ile yönetimi değiştirmek amacıyla hükümeti yıkmaya teşebbüs ettikleri (...)"

 

5. Başka hangi iddianameler birleştirildi?

Davada birleştirilen iddianameler sadece üç iddianameyle sınırlı değildi. İrticayla Mücadele Eylem Planı Davası, Şile Kazıları, İnternet Andıcı Davası, İlker Başbuğ Davası, Danıştay Saldırısı Davası, Cumhuriyet Gazetesi Molotof Davası başta olmak üzere 20 civarında iddianame Ergenekon davasıyla birleştirildi.

6. Kimler yargılanıyor?

İlk gözaltıların ardından gelen dalgalar dikkat çekici isimleri bu davaya dahil etti: Emekli Jandarma Genel Komutanı Org. Şener Eruygur, emekli 1. Ordu Komutanı Org. Hurşit Tolon, Cumhuriyet Gazetesi Ankara temsilcisi Mustafa Balbay, Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, Sedat Peker, Veli Küçük, Kemal Kerinçsiz, gazeteciler Tuncay Özkan, Hikmet Çiçek, Deniz Yıldırım, İşçi Partisi Genel Başkanı

Doğu Perinçek, İlhan Selçuk, İnönü Üniversitesi eski rektörü Fatih Hilmioğlu yargılanan yüzlerce kişiden bazıları.

 

Rakamlarla Ergenekon

Ergenekon davasında yargılanan sanıkların ve avukatlarının yaptığı ortak çalışma sonucunda, Kasım 2012’de açıkladıkları raporda yer verilen rakamlar şöyle:

  • 100.000’den fazla telefon izlendi.
  • 60.000 telefon dinlendi.
  • 3.000 kişi hakkında takip yapıldı.
  • 1.360 kişi ifade verdi.
  • 588 kişi tutuklandı.
  • 71 sanık tutuklu yargılanıyor
  • Dava 6 yıldır devam ediyor.
  • 7 sanık ifadesini veremeden öldü.
  • 7 sanık kansere yakalandı.
  • Cezaevi revirinde ve hastanelerde tedavi gören 10 sanık bulunuyor.
  • 19 iddianamenin toplam sayfa sayısı 17.000’i aştı
  • Davanın ek klasör arşivi 5 terabayt büyüklüğüne ulaştı. Bu ise toplam 9.000.000 sayfa doküman demek.
  • Davada 44 gizli tanık var.
  • 01.11.2012 tarihi itibari ile 19 iddianame ile ilgili 600’ü aşkın duruşma yapıldı. Bu, Türk Yargı Sisteminde yaklaşık 150 yıllık ağır ceza yargılamasına denk geliyor.


 

7. Dava sürecinde neler oldu?

Toplumun farklı kesimlerinden pek çok isim, hatta daha önce birbirlerini tanımadıklarını söyleyen pek çok isim aynı örgütün üyesi veya yöneticisi olarak aynı davada yargılandı.

Türkiye’yi sarsan faili meçhul cinayetlerle Ergenekon arasında bir bağlantı olup olmadığı sık sık araştırıldı.

Savcılığın ve savunmanın talep ettiği ortak tanıklar bir yana, sadece savunmanın talep ettiği ve mahkeme tarafından tanık olarak dinlenmesine karar verilen tanık sayısı düşük seviyelerde kaldı.

Gizli tanıkların kim oldukları ve “gizli tanık” ifadelerinin davanın seyrini değiştirmesi sıkça eleştirildi. PKK itirafçısı Şemdin Sakık örneğinde olduğu gibi bazı gizli tanıkların kimliği tartışma yarattı. Şemdin Sakık kendi isteğiyle mahkemede kimliğini açıklamıştı.

Uzun tutukluluk süreleri, sağlıksız yaşam koşulları, cezaevindeki olumsuz şartlar kamuoyunda en çok eleştirilen noktalar oldu.

8. Davada neler olmadı?

Türkiye’deki “derin devlet” olarak işaret edilen Ergenekon “terör örgütünün” bir terör olayıyla bağlantısı ortaya çıkmadı. Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırı ve Danıştay saldırısı dosyaları bu davayla birleştirildi ancak aralarında Cumhuriyet gazetesi yazarlarının ve yöneticilerinin de bulunduğu Ergenekon davası açısından bu birleştirme kamuoyunda sıkça eleştirildi.

Delil değerlendirme aşaması yargılama sürecinde tamamen atlandı. Savunma makamının “sahte olduğunu veya hiç olmadığını” söylediği delillere ilişkin bir araştırma ve inceleme yapılmadı. Özellikle dijital verilere yönelik güvensizlik bu davalara damgasını vurdu.

Ergenekon’un MİT’te olduğu öne sürülen şemasının varlığı, dönemin MİT müsteşarı tarafından reddedildi. Bu bağlamda dönemin MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun’un mahkemede tanık olarak dinlenmesi talepleri reddedildi.

Savunma makamına bugüne kadar üç ayrı oturumda 15’er dakika süre verildi. Bazı avukatların birden fazla müvekkili olması durumunda süre değişmedi. 5 müvekkili olan avukatın savunma süresi yine 15 dakika olarak kaldı.

9. Şimdi ne olacak?

Ergenekon davası savcısı Mehmet Ali Pekgüzel esasa ilişkin mütalaasını verecek. Bu aşamada savcı dosyadaki bütün delilleri değerlendirip dosyaya ilişkin görüşünü söyleyecek. Mütalaanın tamamının sanıkların yüzüne okunması gibi bir usul bulunmuyor. Bunun yerine sadece sonuç bölümü okunabilir veya yazılı olarak mahkemeye sunulabilir. Ergenekon davasının dosya boyutları göz önüne alındığında binlerce sayfalık bir mütaala sunulması bekleniyor.

Savcı esasa ilişkin mütalaasında ceza taleplerinde bulunacak. Savcı aynı zamanda tutuksuz yargılanan sanıkların tutuklanmasını talep edebilir.

BBCTurkish.com, 18.03.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.