Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Venezuela ekonomisi ne durumda?

Venezuela ekonomisi ne durumda?
Venezuela'da önceki gün yaşamını yitiren Cumhurbaşkanı Hugo Chavez'in ülkesinde sosyal ve ekonomik adaleti geliştirdiğini herkes kabul ediyor ama ekonomik politikalarına çok yönlü eleştiriler de geliyor.

İktidara geldiği 1999'dan bugüne, Venezuela'da yoksulluk giderek geriledi.

2011 yılına gelindiğinde Venezuela, Latin Amerika'da Gini katsayısı endeksine göre, gelir dağılımının en adil olduğu ülke haline gelmişti.

Artık her Venezuelalı pastadan pay alıyor. Ama başka bir sorun var: Pasta büyümüyor.

Venezuela Latin Amerika'nın beşinci büyük ekonomisi fakat geçen 10 yılda kişi başına milli gelirde sonuncu geliyor.

Başarının ölçüsü ne?

ABD'deki Harvard Üniversitesi Uluslararası Kalkınma Merkezi'nden Arturo Franco, ekonomik ilerlemeyi ölçmenin tek bir yolu olmadığını vurguluyor.

Sonuçta Venezuela ekonomisinin ne kadar başarılı olduğu, ilerlediği konusundaki değerlendirmeler, nelere önem verildiği, nelerin ölçü alındığına göre değişiyor.

Chavez dönemi geniş kitlelerin refahındaki artış ve gelir dağılımında adalet bakımından, bütün verilere göre çok başarılı.

Ayrıca, Chavez dönemini kendisinden önceki 20 yıl ile karşılaştırırsanız, o dönemde yolsuzlukların başını alıp gittiği iki partili sisteme göre ekonominin çok daha iyi durumda olduğunu görüyorsunuz.

Ama Chavez döneminin Venezuela ekonomisi, komşuları Brezilya ve Kolombiya ile karşılaştırdığında o kadar parlak görünmemeye başlıyor.

Halbuki Venezuela önemli bir petrol üreticisi ve ham petrol fiyatları Chavez'in iktidara gelişinden bu yana neredeyse 10 misli arttı.

Chavez'in ekonomi politikalarının uzun vadeli bir plan izlemediğini, daha ziyade beliren sorunlar karşısında bir tür "doğaçlama" olduğunu söyleyenler var.

Petrole bağımlılık

Bu yüzden ülke ekonomisinin petrole bağımlı olmaktan çıkarılamadığı, farklı ürünlere gidilemediği de söyleniyor.

Gerçekten de şu anda ülkenin döviz gelirlerinin yüzde 90'ı petrolden geliyor.

Kamu gelirlerinin de yüzde 50'si petrolden, ağırlıkla da devlet petrol şirketi PDVSA'dan geliyor.

Chavez hükümeti 2003 yılında PDVSA'yı tamamen devlet kontrolüne geçirdi ama muhalifler elindeki avucundaki bütün fonları yoksullukla mücadeleye ayıran hükümetin, tesislerde bakım ve onarım çalışmalarını ihmal ettiğini söylüyorlar.

Geçen yılın Ağustos ayında ülkenin en büyük petrol rafinerisinde meydana gelen ve 42 kişinin ölümüne yol açan patlamayı da buna kanıt olarak gösteriyorlar.

Özel sektör rahatsız

Chavez'in dünyanın en büyük petrol rezervlerinin üzerinde oturan ülkede, petrol üretimini artırmaya yönelik yatırım yapmak yerine, sosyal konut, sağlık ve toplu taşımaya fon aktardığını söylüyorlar.

Bu eleştirinin temelinde, devletin her sektöre müdahale etmesinin, özel sektörün gelişiminin önünde büyük bir engel olduğunu düşünen kesimlerin memnuniyetsizliği de var.

Reuters haber ajansının geçen yıl yayımladığı bir özel araştırmaya göre şu anda Venezuela'daki yatırımların üçte birini devlet kuruluşu Fonden yapıyor.

2005 yılında kurulan bu kamu şirketine, o günden beri petrol gelirlerinden tam 100 milyar dolar aktarılmış.

Ocak ayı sonlarında hükümet Fonden'e aktarılan petrol gelirlerini %20'ye yakın bir oranda düşürme kararı aldı.

3 milyon ucuz konut

Bunu kamu harcamalarında önemli kesintilerin izlemesi beklenebilirdi.

Ama Chavez sonrası siyasi dengeler oturmadan, Chavez'in haleflerinin halkı kendilerinden uzaklaştıracak kemer sıkma politikaları uygulamaları pek olası görünmüyor.

Chavez geçtiğimiz Ekim ayındaki seçim zaferi öncesinde, 2018 yılında tamamlanacak ucuz sosyal konut projelerine öncelik vereceğini açıklamış ve dar gelirlilere 3 milyon konut vaadetmişti.

Bu konut projesi kamu harcamalarında büyük artışlar anlamına geldi. Amerikan Merrill Lynch bankası Venezuela'nın kamu harcamalarının seçim öncesindeki 12 ay içinde %30 arttığını söylüyor.

Fakat bütün bu cömert kamu politikalarının bir bedeli var.

Gelirler fazla artmayınca kamu kasaları boşalıyor.

Küresel mali kuruluşların gözünden

Capital Economics adlı ekonomik araştırma şirketi, Venezuela'nın kamu açıklarının 2012 yılında %9'a çıktığını tahmin ediyor. Morgan Stanley'e göre ise bütçe açığı %12'yi bulmuş olabilir.

Dünya Bankası Venezuela ekonomisinin 2012 yılında %5'ten fazla büyüdüğünü söylüyor. Bu sağlıklı sayılabilecek bir büyüme.

Ama Dünya Bankası 2013'de büyümenin %1,8'lere gerileyeceği tahmininde bulundu. Bazı yorumcular ise Venezuela'nın durgunluğa bile girebileceğini söylüyorlar.

Buna karşılık Venezuela parası bolivardaki büyük devalüasyonun; petrol, dolar üzerinden fiyatlandırıldığı için dış ticaret gelirlerini artıracağı ve iç piyasada hükümetin elindeki fonlara değer kazandıracağı söylenebilir.

Teorik olarak parasının değerini düşürmesi Venezuela mallarını dış piyasalarda cazip hale getirecektir.

Fakat gözlemciler ülkede imalat sektörünün çok küçük olduğuna dikkat çekiyor ve bunun ekonominin tek ürüne, petrole bağımlılığının bir başka sonucu olduğunu söylüyorlar.

Petrol karşılığı dış borç

Peki hükümet, gelirleri artmazken kamu harcamalarını %30 gibi yüksek oranlarda artırmayı nasıl başardı?

Chavez hükümetinin millileştirme atağı yabancı sermayenin Venezuela'dan ürkmesine ve uzak durmasına yol açtı.

Öte yandan enflasyonun yılda %20'lerde seyretmesi, sürekli olarak eldeki rezervleri eriten bir faktördü.

Bütün bu unsurlar kamu açıklarının giderek büyümesini beraberinde getirdi.

Bu da Venezuela ekonomisinin giderek artan oranda dış borçlanmaya bağımlı hale gelmesine sebep oldu.

Dış borç, aslında Çin'e borçlanmak anlamına geldi.

Bloomberg haber ajansına göre, Çin'de devlete ait Kalkınma Bankası, Venezuela'ya 5 yıl içinde 42,5 milyar dolar borç verdi.

Venezuela Petrol Bakanı Rafael Ramirez 2012 eylülünde, Çin'e günde gönderilen 640 bin varil ham petrolün 200 bininin dış borç faizi olduğunu söylemişti.

Devlet petrol şirketinin gelirleri bir şekilde artırılamazsa bu dış borçlar ödenemeyecek, belki de büyüyecek.

Dışarıya akan paralar

Chavez yönetiminin kamu harcamaları ülke içiyle de sınırlı kalmadı.

Bolivarcı devrim diye adlandırdığı fikirlerinin yaygınlaşması amacıyla Chavez, Alba ve Petrocaribe projeleri çerçevesinde, Küba ve başka bölge ülkelerine ucuz petrol satarak bir tür hibe yapmış oldu.

Şimdi Venezuela'nın yeni yönetiminin bu petrol diplomasisini sürdürüp sürdürmeyeceğine de karar vermesi gerekiyor.

Buna karşılık küresel ekonomik yavaşlama nedeniyle turizm gelirleri büyük darbe yiyen Karayip ülkeleri, muhtemelen Venezuela'dan gelen desteğin devamını umuyor,

BBCTurkish.com, 07.03.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.