Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ergenekon > Zenginlerin karanlık dünyası

Zenginlerin karanlık dünyası
 

Büyük paralar kolay kazanılmıyor.

Eğer önemli bir icat yapmadıysanız, sezgilerinizi, yeteneklerinizi ve özel ilişkilerinizi kullanmanız gerekiyor o paraları biriktirmek için.

Sonra, o parayı nasıl kazandığınızı ortaya koyan izleri silmeniz...

Daha sonra da biriktirdiğiniz paraları korumanız gerekiyor.

Bizimki gibi “muhataralı” ülkelerde parayı korumak zor.

Devlet burada her şeye egemen olduğu için istediğini zengin eder...

İstediğini de bir fakire çevirir.

Zenginler devletten korkarlar onun için.

Doğrusu, o kadar parayı “korkmak” için biriktirmenin anlamını pek kavrayamam ama anlaşılan o para o korkuya değiyor.

Korktukları için de paralarını korumak amacıyla “devletten” muhafızlar bulmaya uğraşırlar.

Bu noktada da işler karışır biraz.

İlişkiler biraz tuhaflaşır.

Geçenlerde biliyorsunuz eski JİTEM’ci bir albay Ergenekon sanığı olarak yakalandı.

Yakalan albayla ilgili geçmişten kalan cinayet davaları var.

Adı, birçok cinayete karışmış.

Sorgusunda, kızına çok büyük bir holding sahibinin burs verdiğini söyledi.

Devlet ihaleleriyle gelişmiş, daha sonra da medyayı da kapsayan çok geniş bir alana yayılmış bir holdingin sahibiyle, cinayet sanığı bir albay arasında nasıl bir ilişki olabilir?

Albayın adının cinayetlere karışmasını, Ergenekon sanığı olmasını şimdilik bir kenara bırakın.

Bir albayla bir holding sahibinin nasıl böyle biri ilişkisi olabilir?

O bursu kabul eden albay, bursu veren işadamına karşı tarafsız davranabilir mi?

Bir subayın böyle bir parayı kabul etmesi normal mi?

Elbette normal değil.

Üstelik bu meselede durum daha da karmaşık.

Çünkü albayın geçmişinde cinayetlerin gölgesi var.

Bir başka Ergenekon sanığı olan Veli Küçük’ün de çeşitli şirketlerle ve holdinglerle ilişkisi olduğu biliniyor.

Şimdi karşımıza birçok soru çıkıyor.

Zenginlerle Ergenekoncular arasında ne tür ilişkiler var?

Kaç zengin Ergenekoncular’a çeşitli nedenlerle para verdi?

İlişkileri hâlâ sürüyor mu?

Bu paraların karşılığında ne aldılar?

Ne alıyorlar?

Zenginlerin devasa para yığınlarının arkasında, o paraların gölgesinde kaldığı için görülemeyen karanlık bir alan var.

O alanda neler oluyor?

Türkiye’de projektörlerin aydınlatmaya cesaret edemediği bir alan o.

Fazlasıyla gölgeli ve loş bir bölge.

Zenginlerle devlet görevlileri arasındaki ilişkiler neredeyse hiç sorgulanmıyor.

Kimse, bir holding sahibinin bir Ergenekoncu albayın kızına burs vermesine şaşırmadı.

Olağan karşıladı bunu.

Zaten, dehşeti yaratan da bu olağanlık.

Gerçekten bu kadar olağan mı?

Korkarım bizim ülkemizde olağanlaşmış.

Kimse sorgulamıyor olup biteni.

Halbuki sorgulamamız gerekiyor.

Sadece Ergenekoncular’la olan ilişkilerini değil, devletle olan bütün ilişkilerini mercek altına almalıyız.

Hemen hemen her holdingin, her şirketin yönetim kurulunda bir emekli subayın, bir emekli generalin bulunmasındaki tuhaflık neden hiç dikkatimizi çekmiyor?

Neden zenginler paralarını korumak için böyle özel muhafızlara ihtiyaç duyuyorlar?

Çünkü hukukun, adaletin, düzenin kendi paralarını korumaya yetmeyeceğine inanıyorlar.

Bu inançlarında bir ölçüde haklılar da.

Türkiye’nin hukuku devletten başka hiç kimseyi korumadığı gibi zenginleri de korumuyor.

Her an ellerindeki parayı kaybedebilirler.

Üstelik yakın geçmişimiz çok karışık olduğundan, o karmaşada kazanılan paralarda da büyük ihtimalle şaibeli gölgeler bulunuyor.

Bu ülkede zenginlerin yaralanabilmeleri kolay onun için.

Herhalde derinliğine bir araştırmadan korkmayacak, çekinmeyecek çok az zenginimiz vardır.

Hem yakın geçmişin kolay para kazandıran, yasa dışına çıkılmasına göz yuman alışkanlıklarının zenginlerin hayatında bıraktığı kuşkulu izlerin, hem de hukukun adaletine güven duyulamamasının, para sahiplerini devletin içinden kendilerine “bodyguard” bulmaya zorladığı açık.

Ve, bu sıkışıklık sonucu zenginler tuhaf ilişkilere giriyorlar.

Ergenekoncular’la yan yana olanlarına rastlıyoruz.

Herhalde henüz ortaya çıkmayan başka ilişkiler de vardır.

Türkiye yıllarca ışıksız bir oda gibi karanlıkta yaşadı.

Karanlık ilişki ağları oluştu.

Şimdi içeri biraz ışık girdiğinde şaşırtıcı gerçeklerle, o karanlıkta birikmiş garipliklerle karşılaşıyoruz.

Birçok kurum gibi iş dünyası da hukuku ciddiye almayı öğrenmek zorunda.

Türkiye de işadamlarına hukukun güvencesini sağlamalı.

Hukuksuz bir düzenin zenginleri hukuksuz işler yapabiliyorlar çünkü.

Korkarım Ergenekon dosyasından daha epey zenginin adı çıkacak.

Ülkeyi aydınlatıp temizlemeye çalışırken çok fazla kirliliğe rastlayacağız.

Ve, umarım şaşıracağız.

Şaşılacak işler bunlar çünkü...
 

Taraf, 24.08.2008


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.