Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ergenekon > Naylon burjuvazi!

Naylon burjuvazi!
 

Dipsiz Kuyu'da da sık sık dipten tarandı:

1. Türkiye sermayesinin "darbe, derin devlet, hatta çete işbirlikçiliği".
2. Türkiye burjuvazisinin, çok geç kalmış, kekeme, ürkek, "raporlu", ancak "uzaktan ve seçmeli AB imitasyonu" olan ve her türlü hakkı asla hak görmeyen, içten pazarlıklı, yandan çarklı demokratlığı.

Dün Star'da Mehmet Altan, bence "nihayet", yanılmıyorsam bu burjuvaziyi "artık tek ilerici sınıf" gören sokaklardan geçtikten sonra, yerinde tespit yapmıştı. Eksik olsa da.
Çıkış noktası, Ergenekon'dan tutuklanan "JİTEM'ci Albay Doğan"ın maddi ilişkileri idi.
ABD'ye 1 milyon dolar mı 10 bin dolar mı yolladığı...
ABD'de yaşayan kızı için bir işadamından burs alındığı.
Altan, "Merak ettim, acaba bu adamı kim?" diye soruyordu:
"JİTEM kurucularıyla, çocuklarına burs verecek kadar halvet bir dünyası söz konusu ise, 1789'da Fransa'da toplumu dönüştüren devrimci burjuvaziyi 2008'de hala boş yere ararız.
Belki
de 27 Nisan'da parlamentoya karşı anayasal suç işleyen askeri muhtıraya ilk karşı çıkması gereken burjuvaziyken, sessiz kalmasının ardındaki nedenleri gösterir bu ilişki."

Bir özeleştiri dahi yapılmadı; TÜSİAD'da, TESEV'de "burjuva (liberal) demokrat raporlar" hazırlanırken asla vurgulanmadı:
"12 Eylül öncesi"nde "büyük (ve orta) sermaye"nin, kimi cinayet örgütünü nasıl finanse ettiği...
Direniş, grev gibi baskınlarda sonradan "Susurlukçu" denen çeteleri nasıl kullandığı mesela!
TÜSİAD'ın "liberal" kuşağı, merhum Prof. Bülent Tanör'e "demokrasi raporları" hazırlatıyordu ama, onu hücre hücre kemiren hastalığı ilerleten yoldaki "işkence izleri"ne düşmüş kendi parmak izini asla dert etmiyordu.
Çünkü "darbeye kuyruk ve buyruk burjuvazisi" idiler kökler itibariyle.

Hortumlu Bonapartçı
Zihniyetin kısmen değişmesi, kendi meşrebinde "liberalleşmesi" de elbette hoş gelip safa getirmişti memlekete.
Lakin, kökler yerindeydi.
"Susurluk aktörleri" bizatihi "Özal'ın ANAP'ı ve Çiller'in DYP'si"nde, "Türkiye burjuvazisinin açık çek verdiği" bu iki "liberal piyasa demokrasisi" partisi ile bürokrasilerinde de yuvalanmıştı.
Polisi, askeri, çetecisi.
Sadece "çete" kısmı açığa çıktığında, demokrat rüzgar yine esti.
28 Şubat'a kadar. O gün, "Demokrat sermaye", "hortumcu" tabir edilen mensuplarıyla birlikte, medya başta, yine "Bonapartçı" oluverdi.

2001 krizi ve AB esintileri ile tekrar "liberal demokrat" formalar giyildi.
Kökü sermayede olmayan soldan ve sağdan "aydınlar" ve bir de AKP'nin "Batılı olma, demokratlaşma" girişimleriyle ittifaklar oldu.
Nice tabu konuda "demokrat" tavır alındı.
Ama genellikle "Acil AB gündemi" ile de örtüşenlerde.
Siz hiç, mesela "medyada tekelleşmenin tehlikeleri" üstüne TÜSİAD, TESEV raporu gördünüz mü?
Yahut örgütlenmenin, sendikalaşmanın "Anayasa, AB, insan hakları, hukuk devleti şartları" olduğunu vurgulayan bir "burjuva demokrat" tavır!

İçkili, dışkılı
Daha ilginci ve iğrenci, "demokrat burjuvazi"nin, kimi ünlü mensubu da dahil, bir yandan da "Jitem, Jötem, çetem" ilişkileri olmasıydı.
Modern bankaların çeteci tahsildarları. Tefeci bağlantılar. Pis kokular.
Ünlü banka sahiplerinin JİTEM'ci yönetim kurulu üyeleri.
Parlak bankaların "köylülere dışkı yedirip Türkiye'yi Avrupa'da mahkum ettirmiş subay" güvenlik amirleri.
Sonuncuya dair bir şeyi geçen gün açık ve uzun uzun yazdım; hatırlayan bilir.
"Mesele" edildiğini gördünüz, duydunuz mu hiç?
"Ergenekon'a bindirenler" de dahil, "liberal burjuvazi"nin bu "dışkılı" yanının sorgulandığına hiç rastladınız mı?
"Demokrat işadamı" nın kankası "kakacı subayın patronu" olunca, bir çıt çıktı mı?
İlan, reklam duvarını aşanla karşılaştınız mı hiç!

Mehmet Altan' ın tespiti önemli ama çok eksik işte:
"JİTEM'le içli dışlı bir dünyasıyla evrensel ve çağdaş bir demokrasiye ulaşmanın biraz daha güç olduğunu söylemeye çalışmaktayım" diyor.
Ben, "içkili dışkılı bir dünyası" da derdim.
Ama mesele sırf o değil:
Genelkurmay'la içli dışlı ise de sorun... İktidarla içli dışlı ise de sorun... İstihbarat servisleriyle içli dışlı ise de sorun. İktidar, kimi işadamıyla maddi içli dışlı ise de büyük sorun. Ama kendinize bir sorun; bunlar zaten "iş" in doğası değil mi?.. Asıl bazı bazı buna şaşmak ciddi sorun.
Sadece "kapital" problemi değil bu. Bir de, "liberal demokrat zihniyet"in "kapital" problemi , yani merkezi sorunu!

Umur TALU
Sabah, 24.08.2008


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.