Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Merkez Bankası'ndan enflasyon tahmini

Merkez Bankası'ndan enflasyon tahmini

Merkez Bankası, 2013 yılının ilk enflasyon raporunu açıkladı. Buna göre, 2013 yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 5.3 olarak korundu.

Başçı, Enflasyon Raporu'nun tanıtımı amacıyla Merkez Bankası'nda düzenlediği basın toplantısında, 2012 yılının son çeyreğinin, risk iştahındaki artış eğiliminin belirginleştiği bir dönem olduğunu söyledi.

Euro Bölgesi'ndeki sorunların çözümüne yönelik atılan somut adımların yanı sıra ABD ve Çin ekonomisine dair olumlu haberlerin, risk algılamasındaki iyileşmeyi destekleyen başlıca gelişmeler olduğunu dile getiren Başçı, öte yandan, gelişmiş ülkelerdeki büyüme görünümünün halen zayıf seyrini koruması nedeniyle miktarsal genişleme politikalarına devam edildiğini ifade etti.

Küresel ölçekte parasal genişlemenin sürmesinin, risk iştahındaki artışla beraber, gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımlarında hızlanmaya neden olduğuna işaret eden Başçı, "Tüm bu gelişmelerin, esnek bir politika çerçevesine sahip olmanın önemini bir kez daha ortaya koyduğunu düşünüyoruz" dedi.

Başçı, olağanüstü bir küresel konjonktürden geçilen bu dönemde, Merkez Bankası'nın tasarladığı politika çerçevesinin, küresel şokların yurt içine olumsuz etkilerin sınırlanmasına büyük katkı yaptığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Özellikle 2012 yılı, uygulanan politikaların etkilerinin görülmesi açısından önemli bir yıl oldu. Cari işlemler dengesindeki iyileşmeler sürerken, net ihracatın büyümeye katkısı belirgin şekilde arttı. Özellikle bu dönemde hem ihracatın hem de ithalatın büyümeye pozitif katkı verdiğini vurgulamak istiyorum.

2012 yılı sadece makrofinansal risklerin dengelenmesi anlamında değil, aynı zamanda finansal istikrar ve fiyat istikrarı konusunda da önemli kazanımların elde edildiği bir dönem oldu. Yıl boyunca enflasyon aşağı yönlü bir eğilim sergileyerek, bir önceki yıla göre 4,3 puan geriledi. Orta vadeli enflasyon beklentileri, uzun bir aradan sonra ilk defa belirgin bir iyileşme sergiledi."

"Piyasa faizlerinin koridorun alt sınırına yakın seyretmesini sağladık"


Enflasyonda ve dengelenme sürecinde arzu edilen sonuçların alınmaya başlanmasıyla 2012 yılının ortalarından itibaren para politikasını kademeli olarak daha destekleyici bir konuma getirdiklerini aktaran Başçı, Eylül ayından itibaren risk iştahındaki iyileşme ve rezerv opsiyonu mekanizmasının daha etkili bir şekilde devreye girmesiyle faiz koridorunun üst sınırını kademeli olarak indirdiklerini ve piyasaya verilen likiditeyi artırarak, piyasa faizlerinin koridorun alt sınırına yakın seyretmesini sağladıklarını bildirdi.

Erdem Başçı, yılın sonuna doğru ise küresel risk iştahındaki artışın belirginleşmesi ve Türkiye'ye yönelik risk algılamalarındaki göreli iyileşme nedeniyle sermaye girişlerinin hızlandığını hatırlatarak, bu gelişmelere paralel olarak kredilerde öngörülenin ötesinde bir artış eğiliminin yaşandığını ve Türk lirası üzerindeki değerlenme baskısının güçlendiğini söyledi.

Söz konusu risklerin büyük ölçüde gerçekleşmesi üzerine öngördükleri stratejiyi ortaya koymaya başladıklarını ve bu anlamda attıkları adımları anlatan Başçı, "Aldığımız tedbirlerin krediler, yurt içi talep ve enflasyon beklentileri üzerindeki etkilerini dikkatle takip ederek, Türk lirası fonlama miktarını gerektiğinde aşağı ya da yukarı yönlü ayarlayabileceğimizi tekrar vurgulamak istiyorum" diye konuştu.

"Piyasa faizlerinde belirgin düşüş yaşandı"


Risk iştahındaki artış ve uygulanan likidite politikalarına bağlı olarak, 2012'nin son çeyreğinde piyasa faizlerinde belirgin düşüşlerin yaşandığını belirten Başçı, "Nominal faizlerdeki düşüşün, enflasyon beklentilerindeki azalışa kıyasla daha belirgin olması nedeniyle yılın son aylarında reel faizlerde de kayda değer bir düşüş gözlendi. Yakın dönemdeki sınırlı artışa rağmen, reel faizlerin, tarihsel olarak düşük seviyelerini koruduğunu görüyoruz" dedi.

Başçı, yurtdışı finansman koşullarındaki rahatlamanın ve uyguladıkları likidite politikasının etkisiyle, kredi faiz oranlarındaki düşüşün, yılın son çeyreğinde de sürdüğünü ifade etti.

Yaşanan gelişmeler sonucunda, yılın son çeyreğinde kredilerin tekrar ivmelenme eğilimine girdiğini belirten Başçı, böylece yıl sonunda toplam kredilerin büyüme oranının, orta vade için referans alınan yüzde 15 seviyesinin sınırlı ölçüde üzerinde, yüzde 16 civarında gerçekleştiğini söyledi.

Başçı, "Önümüzdeki dönemde kredilerin daha da ivmelenmesi riski bulunuyor. Nitekim sermaye akımlarındaki hızlanma, faiz oranlarındaki düşüş ve kredi koşullarındaki iyileşme ile finansal koşullar endeksinin artmaya devam ettiğini görüyoruz. Bu görünüm, önümüzdeki dönemde makrofinansal risklere dair temkinli duruşun korunmasını gerektiriyor" diye konuştu.

"Tüketici fiyatları, tahminlerimizin de ötesinde düşüş gösterdi"


Tüketici fiyatlarının, 2012'nin son çeyreğinde tahminlerinin de ötesinde bir düşüş gösterdiğini dile getiren Başçı, yıl sonu enflasyonun öngörülenden düşük gerçekleşmesinde, işlenmemiş gıda fiyatlarındaki gelişmelerin belirleyici olduğunu bildirdi.

Başçı, çekirdek enflasyon göstergelerinin ise büyük ölçüde beklentileriyle uyumlu gerçekleştiğini söyledi.

Başçı, 2012 yılının üçüncü çeyreğine ilişkin milli gelir verilerinin yurt içi talep koşullarının özel yatırım talebi kaynaklı olarak zayıf seyrini koruduğuna işaret ettiğini belirtti.

Özel tüketimin uzun süreden beri ilk defa artış göstermesinin yurt içi nihai talepteki yavaşlamayı sınırlamasına karşın, talep koşullarının Ekim Enflasyon Raporu döneminde sunulan öngörülere kıyasla bir miktar daha zayıf seyrettiğini ifade eden Başçı, yılın son çeyreğine dair verilerin ise tüketim ve yatırım talebinde öngörüldüğü şekilde ılımlı bir artış eğilimine işaret ettiğini bildirdi.

Bu doğrultuda, 2012 yılının ikinci yarısına dair çıktı açığı tahminlerinin bir önceki rapora kıyasla sınırlı oranda aşağı yönlü güncellendiğine dikkati çeken Başçı, şöyle devam etti:

"Öte yandan, son dönemde artan sermaye akımlarının finansal koşullar üzerindeki genişletici etkisinin desteğiyle 2013 yılının ilk yarısında yurt içi nihai talebin beklenenden daha hızlı bir artış gösterebileceği tahmin edilmektedir. Sipariş göstergeleri, krediler ve diğer öncü endeksler de bu görünümü desteklemektedir.

Bu doğrultuda, tahminler üretilirken 2013 yılının ilk yarısında iç talebin bir önceki rapor dönemine göre daha güçlü olduğu bir görünüm esas alınmıştır. Dış talep ise zayıf seyrini korumuştur. Bu dönemde küresel büyümeye ilişkin tahminlerde önemli bir farklılaşma gözlenmemiş, dolayısıyla ihracat ağırlıklı küresel büyüme endeksinde belirgin bir güncelleme olmamıştır.

Bu çerçevede, geçtiğimiz rapordakine benzer şekilde, pazar ve ürün çeşitlenmesinin katkısıyla ihracatın ılımlı olarak artmaya devam ettiği bir görünüm esas alınmıştır.

Özetle, iç ve dış talep gelişmeleri birlikte değerlendirildiğinde, toplam talep koşullarının enflasyona düşüş yönünde verdiği katkının bir önceki rapora kıyasla 2012 yılının ikinci yarısı için daha fazla, 2013 yılının başlarında ise daha az olduğu bir görünüm esas alınmıştır. Sonuç olarak, enflasyon üzerindeki gecikmeli etkiler dikkate alındığında, çıktı açığındaki güncellemenin 2013 yılı sonu enflasyon tahmini üzerinde belirgin bir etkisi olmamıştır."

Enerji, ithalat ve gıda fiyatları


Ekim Enflasyon Raporu'nun yayımlanmasından itibaren geçen süre zarfında ithalat fiyatlarının görünümünde önemli bir faklılaşma olmadığını belirtti.

Yeni raporda, bir önceki rapora kıyasla, 2013 yılı ortalama petrol fiyatı varsayımlarını sınırlı oranda yukarı yönlü güncellerken, ithalat fiyatları varsayımlarını bir miktar aşağı çektiklerini ifade eden Başçı, bu güncellemelerin 2013 yılı enflasyonu üzerinde kayda değer bir etkisi olmadığını söyledi.

Öte yandan gıda fiyatlarının yıllık artış oranlarına dair varsayımlarını bir önceki raporda olduğu gibi yüzde 7 olarak koruduklarını anlatan Başçı, "Diğer bir ifadeyle temkinli bir yaklaşımla işlenmemiş gıda fiyatlarının 2012 yılındaki olumlu seyrinin önümüzdeki dönemde devam etmeyeceğini varsaydık" dedi.

Kamu maliyesine dair varsayımları hakkında da bilgi veren Başçı, maliye politikası ve vergi düzenlemelerinde son 3 ayda gözlenen gelişmelerin, Ekim Enflasyon Raporu'ndaki varsayımlarıyla büyük ölçüde uyumlu gerçekleştiğini kaydetti.

Ocak ayında tütün ürünlerinde yapılan ayarlamaların enflasyon üzerindeki etkisinin tahmin ettikleri ölçüde olduğuna vurgu yapan Başçı, ayrıca yıl sonu bütçe dengesinin de Orta Vadeli Program (OVP) çerçevesinde güncelenen hedefler doğrultusunda gerçekleştiğini ifade etti.

Orta vadeli tahminlerini üretirken yılın kalanında tütün ve enerji ürünlerine yönelik ek vergi ayarlaması yapılmayacağını varsaydıklarını, öte yandan diğer vergi ayarlamaları ile yönetilen ve yönlendirilen fiyatların enflasyon hedefleri ve otomatik fiyatlama mekanizmaları ile uyumlu olacağı bir görünümü esas aldıklarını dile getiren Başçı, "Maliye politikasının duruşu için ise her zaman olduğu gibi OVP projeksiyonlarını temel aldık. Bu çerçevede önümüzdeki dönemde mali disiplinin süreceğini ve yapısal bütçe dengesinde önemli bir değişim olmayacağını varsaydık. Dolayısıyla 2013 yıl sonu enflasyon tahminin de maliye politikasından kaynaklanan bir değişiklik olmadı. Sonuç olarak, bu raporda enflasyon tahminlerine temel oluşturan varsayımlarda önemli bir güncelleme olmadığını ifade edebilirim" diye konuştu.

Yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 5,3


Başçı, orta vadeli tahminleri değerlendirirken para politikasının veriye bağlı olarak şekillendiği bir çerçevenin benimsendiğini hatırlattı.

Bu doğrultuda kredi büyümesinin ve döviz kurlarının istikrarlı seyrettiği, toplam talep artışının ise enflasyon üzerinde baskı oluşturmayacak düzeylerde tutulduğu bir çerçeveyi temel aldıklarını anlatan Başçı, "Diğer bir ifadeyle yakın dönemde sermaye akımlarında gözlenen hızlanmanın oluşturduğu risklerin dengelendiği bir çerçeve çizmiş bulunuyoruz" dedi.

Tahminlerini oluştururken kredilerin yüzde 15 civarında büyüyeceğini ve reel efektif döviz kurunda önemli bir değişim gözlenmeyeceğini varsaydıklarını ifade eden Başçı, bu çerçevede enflasyonun 2013 yılı sonunda orta noktası yüzde 5,3 olmak üzere yüzde 3,9 ile yüzde 6,7 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini bildirdi.

Başçı, 2014 yıl sonu tahminlerinin ise orta noktası yüzde 4,9 olmak üzere, yüzde 3,1 ile yüzde 6,7 aralığında yer aldığını kaydetti. Orta vadede enflasyonun yüzde 5 hedefi düzeyinde istikrar kazanacağını öngördüklerini belirten Başçı, şunları kaydetti:

"Özetle enflasyon görünümünü etkileyen unsurlarda son üç ay içinde belirgin bir değişim olmaması nedeniyle, 2013 yıl sonu tahminimizi yüzde 5,3 olarak koruduk. Enflasyonun, ocak ayındaki tütün fiyat ayarlamaları nedeniyle sınırlı bir yükseliş gösterdikten sonra tekrar bir düşüş eğilimine girmesini bekliyoruz.

Mayıs ve Haziran aylarında enerji fiyatlarındaki baz etkisinden dolayı geçici bir artış görebiliriz ama sonrasında aşağı yönlü eğilimin devam edeceğini ve yıl sonunda enflasyonun yüzde 5,3 düzeyine düşeceğini tahmin ediyoruz.

Çekirdek enflasyon göstergelerinin ise kısa vadede olumlu seyrini korumasını ve 2013 sonu itibarıyla yüzde 5'in altında kalmasını bekliyoruz. Yıl sonu enflasyon tahminimizde değişiklik olmasa da özellikle işlenmemiş gıda fiyatlarında gözlenen gelişmeler nedeniyle enflasyon patikasını kısa vade için bir önceki rapora kıyasla aşağı yönlü güncelledik."

Başçı, son dönemde sermaye girişlerindeki hızlanması ve kredilerde görülen ivmelenme nedeniyle 2013 yılı ilk çeyreği için çıktı açığı tahminlerini bir önceki rapora kıyasla yukarı yönlü güncellediklerini ancak alınan önlemlerle yılın ikinci yarısından itibaren krediler ve toplam talep büyümesinin Ekim ayında öngörülen patikaya yaklaşacağı bir çerçeveyi esas aldıklarını bildirdi.

Bu tahminlerin para politikası açısından verdiği ana mesajı Başçı, şöyle özetledi:

"2013 yılında, enflasyonun hedefe yakın gerçekleşmesi için temkinli duruşun korunması gerekiyor. Makro finansal risklerin dengelenmesi açısından ise krediler ve döviz kurunda aşırı dalgalanmaya kayıtsız kalınmaması önem taşıyor. Özellikle kredilerin sağlıklı ve makul oranlarda büyümesinin hem finansal istikrarı hem de fiyat istikrarını destekleyeceğini hatırlatmakta fayda görüyorum.

Bu temkinli duruşu yansıtmak açısından son dönemde kredilerde öngörülenden yüksek artışa rağmen tahminlerimizi üretirken kredilerin yüzde 15 civarında büyüyeceğini varsaydık. Bu noktada açıklanan her türlü yeni veri ve haberin para politikası duruşunu değiştirmemize neden olabileceğini tekrar hatırlatmak isterim. Dolayısıyla tahminlerimizi oluştururken para politikasının görünümüne ilişkin varsayımlar tarafımızca verilmiş bir taahhüt olarak algılanmamalıdır."

 
cnnturk.com, 29.01.2013

Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.