Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ergenekon > Hurşit Tolon'dan reddi hakim talebi

Hurşit Tolon'dan reddi hakim talebi

2. Ergenekon Davası'nın ilk duruşmasında Emekli Orgeneral Hurşit Tolon'un  avukatı reddi hakim talebinde bulundu.

İSTANBUL - İkinci ''Ergenekon'' davasında, iddianamenin okunmasına başlanmadan önce sanık ve avukatlara söz verildi.

Emekli Orgeneral Hurşit Tolon'un avukatı Köksal Bayraktar, kişiler ve suçlamalar arasında hiçbir hukuki bağ bulunmadığını ileri sürerek birinci ve ikinci iddianamenin birleştirilmemesi gerektiğini savundu. Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu ile ilgili çekinceleri olduğunu belirten Bayraktar, Haşıloğlu'nun davadan çekilmesini talep etti.

Bu ismin dini içerikli 4 vakfa üye olduğunu belirten Bayraktar, aynı zamanda soruşturmalarda tutuklamaların yüzde 40'ının altında bu ismin imzasının bulunduğunu belirterek reddi hakim talebinde bulundu. 

Sanık Osman Gürbüz'ün avukatı Erdem Olgun da, sanıkların çoğu hakkında tutuklama kararını üye hâkim Haşıloğlu'nun verdiğini belirterek, "Ne oldu da fikri değişti ki, şu an heyette yer alıyor. Duruşmadan çekilmesini talep ediyoruz." dedi.

Duruşmada tutuklu sanık Emcet Olcayto, 249 klasörlük iddianamede 76 bin evrak bulunduğunu belirterek, iddianamenin 34 sayfalık dizi pusulası olduğunu söyledi.

Savcılığın 34 sayfaya 249 klasörün içeriğini sığdırdığını dile getiren Olcayto, ''savcılığın artniyetli olduğunu ve savunma haklarını kısıtladığını'' önü sürdü. Olcayto, dizi pusulalarıyla ilgili tutuklu sanıkların savunma haklarının genişletilmesi için mahkemenin bir çalışma yapmasını istedi. Emcet Olcayto, cezaevinde DVD ortamındaki 76 bin sayfaya ulaşmanın zor olduğunu, bilgisayar kullanma imkanlarının kısıtlı bulunduğunu ederek ''Toplam 12 saat bilgisayarda delil klasörlerini inceleme fırsatı bulduk. Hepsini tamamlamamız için saatte 20 klasör incelememiz, bir saniyede 2 sayfa okumamız lazım. Bizden böyle bir şey bekleyen vicdan sahibi varsa bilmek istiyoruz. Bu sanıklar nasıl kendini savunacak, nasıl hazırlanacak? 76 bin sayfayı haftada 3 saat bilgisayar kullanarak nasıl okuyacağız? Koğuşta da 76 bin sayfayı koyacak yerimiz yok?'' diye konuştu.

Cezaevinin kendi daktilosunu içeri almadığını öne süren Olcayto, ''İdari dava açmak için yazılı cevap verin dedim. Bilgisayar alınmaz diye cevap verdiler. Ben size dilekçe yazacağım. 8 sayfayı yazmak 4-5 saat sürdü. Nazım Hikmet daktilo ile şiir yazmış. 2009 yılına geldik cezaevinde daktilo yasak. Daktilomu istiyorum'' dedi.

TUNCAY ÖZKAN'IN İSTEĞİ
Tutuklu sanık Tuncay Özkan da iddianamede kendisiyle ilgili suçlamalar olan TCK'nın 311, 312 ve 314. maddeleri ile 6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu konusunda kendisiyle ilgili hukuki ve fiziki gerekçelerin iddianamede yer almadığını söyledi.

Mahkemenin hangi sayfada bu suçlarla ilgili hukuki ve fiili gerekçelerin yer aldığını kendisine bildirmesini isteyen Özkan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Neyle suçlandığımı bilmiyorum. Savunma yapmak istiyorum. İddianamenin mahkemede okunmaması için de bir talebim var. 10 aydır tutukluyum. Bir yıldır tutuklu olanlar var. İddianameyi herkes okudu. İddianamede okunmadan duruşmalara aralıksız devam edilsin. Yine 2 Ergenekon davası arasında birleştirme gerekçesi bulunmadığını düşünüyorum. Birinci ve ikinci iddianamedeki sanıklar arasındaki sosyal bağlar olabilir. Birleştirme yapılmadan duruşmaya devam edilsin.''

Tutuklu sanık Adil Serdar Saçan da iddianamede Doğu Perinçek'in konuşmasının kendisinin yaptığının belirtildiğini ifade ederek, ''Mahkeme savunmaya matuf taleplerimizi soruyor. Taleplerimizi iletiyoruz. Duruşmada öğrenirsiniz diyorlar. Niye sordunuz o zaman?'' dedi.

Savunmaya yönelik gelen CD'lerin cezaevi idaresi tarafından kopyalandığını ve bunların başka yerlere verilebileceğini öne süren Saçan, ''Koğuşlarda televizyon var. Kuş, serçe bile avluya inmiyor. İnternete bağlanamayız. Radyo yayınını alamayız. Bilgisayar olsa ne zararı olabilir. Günde 3 saat bilgisayar olsa da bize yetmez. Şu anda savunmamızı yapacak durumda değilim. Düzeltilmesini istediğim konular düzeltilmedi'' şeklinde konuştu.

Tutuklu sanık Durmuş Ali Özoğlu ise bir yılı aşkın cezaevinde olduğunu belirterek, mahkeme üyelerinin telefonlarının dinlenip dinlenmediğini öğrenmek istediğini söyledi. Telefonları dinlediği için cezaevinde olduğunu iddia eden Özoğlu, ''Bizi tehdit etme durumları yoktu. Esir almaları lazımdı. Esir alındım ben. Telefon konuşmalarımdan dolayı hakkımda 3 müebbet hapis isteniyor. Sizlerin de telefon konuşmaları bu savcıların elindeyse benim savunmam havaya gidecektir'' dedi.

Mahkeme heyeti Başkanı Köksal Şengün de telefon dinlemeleriyle ilgili bilgi sahibi olmadıklarını, sadece dinlenebileceklerinin söylediğini kaydetti.

Tutuklu sanık Birol Başaran da aslında bilgisayar konusunda bir sorun yaşamadıklarını, sadece aynı davanın sanıklarının yan yana gelerek savunma hazırlamalarının engellenmek istendiğini öne sürdü. Başaran, mahkemenin sanıkların yan yana gelmelerinde bir sorun olmadığını cezaevine yönetimine bildirmesini belirtti.

Tutuklu sanık Kemal Aydın da adil yargılama hakkının sağlanmasını istediğini belirterek, kendisiyle ilgili aynı iddialarda bulunan bazı sanıkların tutuksuz olarak yargılandığını söyledi.

Aydın, mahkemenin tüm tutuklu sanıkları tutuksuz hale getirmesini istedi. Bunun üzerine salondaki izleyiciler bölümünde bulunan bazı kişiler, alkış tuttu.

DELİLLERE İTİRAZ
Tutuklu sanık emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün avukatı Ali Rıza Dizdar da ''Bilirkişi olarak 5 polis CD'leri çözmüş, fakat yeminleri yok. Bu gizli tanıkların bilirkişilerin geçerliliği yok. Bu deliller usule uygun olmadığı için adil yargılanma olmaz. Dosyadan çıkarılmasını istiyoruz. Ben bu mahkemenin kuruluşunu reddediyorum'' dedi.

Başkan Şengün'ün bunu açıklamasını isteyince, Dizdar, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne göre delillerin tam olarak teslim edilmesi gerektiğini ifade ederek, ''Bu dosyada deliller karmakarışık. Mahkeme bu iddianameyi kabul etmekle adil yargılama yapmıyor. Ben de bu yüzden sizi reddediyorum'' diye konuştu.

Müvekkilinin duruşmaya gelmek istediğini, ancak celp gitmediği için getirilmediğini belirten Dizdar, müvekkili Ersöz'ün 100 sayfa savunma hazırladığını söyledi.

Mahkemenin bir süre önce tahliye olan Arif Doğan'ın durumunu sorduğunu, ancak müvekkilini sormadığını görüşünü aktaran Dizdar, ''Sayın savcılıktan yalan yanlış haberler gidiyor basına. Biz bazı gazeteleri mi takip edeceğiz?'' dedi. Bu sözleri bazı izleyiciler alkışladı.

İZLEYİCİLERE UYARI
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, izleyicilere son ihtarda bulunduğunu belirterek salonun tamamını boşalttıracağını söyledi.

Bu arada Başkan Şengün ile tutuklu sanıklar arasında bazı sözlü diyalogların yaşandığını gözlendi. Başkan Şengün, Tuncay Özkan'a yönelik ''Samanyolunu yargılamıyoruz burada'' dedi.

Şengün, tutuklu sanıklara yönelik de ''Abuk subuk konuşmayın, kurallara uymak zorundasınız'' derken, Gürbüz Çapan ile yaptığı diyalog sırasında da ''Burada sizi mahkeme korur'' diye konuştu.

Duruşma, avukatların beyanlarının alınmasıyla devam ediyor.

Bu arada, tutuksuz sanıklardan Ferda Paksüt'ün, eşi Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt ile birlikte duruşmadan çıktıktan araçlarına binerek cezaevinden ayrıldıkları gözlendi.

ntvmsnbc.com, 20.07.09


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.