Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > İrtica Eylem Planı > Doç. Dr. Ümit Kardaş: Askeri Yargıtay Kaldırılmalı

Doç. Dr. Ümit Kardaş: Askeri Yargıtay Kaldırılmalı

Genelkurmay kurumuna olan güven sarsıldı. Tabi bu güvenin sarsılmasına neden olan birçok olay var...

Türk Demokrasi Tarihi’nde önemli bir dönemeç olan ‘AKP ve Gülen’i bitirme Planı’nın Genelkurmay tarafından incelenmesi neticesinde Albay Dursun Çiçek’in imzasının olduğu belgenin Genelkurmay’da hazırlanmadığı açıklandı. Analitik Bakış olarak biz de bu durumu konunun Türkiye’deki sayılı uzmanlarından biri olan Emekli Askeri Hâkim Albay Doç. Dr. Ümit Kardaş’a sorduk.
 
Analitik Bakış: Sayın Kardaş, Genelkurmay Askeri Savcılığının son yaptığı açıklamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

ASIL MESELE ÇİFT BAŞLI YARGI MESELESİ

Doç. Dr Ümit Kardaş: Bu zaten beklenen bir karardı. Çünkü daha soruşturmanın başlangıcında Genelkurmay Askeri Savcılığı böyle bir belgenin Genelkurmay’da hazırlanmadığına dair bir kanaat edindiklerini söylemişti.

Bu o zaman hiç açıklanmaması gereken bir durumdu. Çünkü daha soruşturmanın başlangıcıydı. Genelkurmay da o açıklamayı doğrulamıştı. Bizim de söylediğimiz, Askeri Savcılığın Genelkurmay Karargâhında derinlemesine bir soruşturma yapamayacağı ve bu sorumluluk Genelkurmay Başkanı’na kadar uzanıyorsa ona doğru gidecek bir soruşturmayı da yapamayacağı yönündeydi. Çünkü Askeri Yargı’nın durumu, statüsü ve hakimin konumu bağımsız karar verilmesine elverişli değil.

ASKERİ YARGITAY’I KALDIRILMALI
 
Zaten mesele çift başlı yargı meselesi. Meseleye buradan bakmak lazım. Yaşanan bu mesele bu tıkanıklık buna bağlı bir şey.  Türkiye’de, önce bir Anayasal değişiklik yapıp, Askeri Yargıyı kendi alanına, kendi sınırlarına çekmek, Askeri Yargıtay’ı kaldırmak gerekir. Ki o zaman her şey Sivil Yargı’ya gidebilsin.

Bu çerçevede, bundan ancak böyle bir sonuç çıkabilirdi.

Analitik Bakış: Burada birtakım şüpheler var tabi. Yani belgedeki imza Albay’a ait mi, değil mi?
 
Doç. Dr. Ümit Kardaş: Bunda pek bir kesinlik yok. Belgenin fotokopi olması sadece esas alınıyor. Yapılan incelemelerde ise imzanın benzer olduğu belirtiliyor.

Demek ki burada bir şüphe durumu var. Ve bu şüpheyi aslında besleyecek birtakım yan delillerin de toplanılması, soruşturmanın daha da genişletilmesi, teknik incelemelerin en son noktada yapılması gerekirdi diye düşünüyorum.

Analitik Bakış: Yapılan Araştırmalar yeterli midir?
 
ASKERİ SAVCILIK SORUŞTURMAYI DERİNLEŞTİRMEDEN SONLANDIRDI
 
Doç. Dr. Ümit Kardaş:  Bir takım bilgisayarlarda incelemeler yapmışlar ama bunlar ne kadar yeterlidir, değildir? Ayrıntıda neler var? Dosyayı bilemediğimiz için bu tür konuları da bilemiyoruz.

Anlaşılıyor ki, Askeri Savcılık daha fazla bu işi uzatmadan,   daha fazla derinleştirmeden bir kararla kendi açısından sonlandırmış oldu.

Analitik Bakış: Bundan sonraki durum ne olur?

Doç. Dr. Ümit Kardaş: Bir görevsizlik kararı verildi ama görevsizliği söz konusu şüpheli Albay ile ilgili vermedi. Evrak ile ilgili döndü dedi ki, ‘Bakın burada yok. Burada üretilmedi bu. Burada yapılmadı.’ Bu belgenin zaten durumu da şüpheli. Herhalde bu belge dışarıda üretildi. O zaman ‘Kimler üretti bu belgeyi? Hangi amaçla üretti? TSK’yı satma hedefi mi vardı? Gazeteye nasıl ulaştırıldı?’ gibi soruların sorulması bakımından ‘Soruşturma yapın’ dedi. Yani, olayı ikiye ayırmış oldu.

Analitik Bakış: Acaba bu belgeyle ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ne yapabilir?

Doç. Dr. Ümit Kardaş: Herhalde onların elinde de bu olaya ilişkin birtakım deliller var. Ki zaten Ergenekon soruşturması sırasında, soruşturmayla ilgili bir şüphelinin ofisinde bulunmuş bu belgeler. Eğer İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bu faaliyet planını düzenleyen kişilerin Ergenekon soruşturmasıyla, o örgütlenmeyle ilişkilerinin olduğunu saptarlarsa, yani bu konuda ellerinde delil varsa, o zaman kendileri açısından bu soruşturmayı yürütebilirler.

Analitik Bakış: Daha önce Sarıkız, Ayışığı darbe planları ile Aktütün saldırıları gibi bir takım davalar sümenaltı edilmişti. Şimdi bakıyoruz Genelkurmay bu davayı sivil yargıya havale etti. Sizce bunun sebebi nedir?
 
GENELKURMAY’A OLAN GÜVEN SARSILDI


 
 
TSK KENDİSİNİ YIPRATIYOR

Bir güvensizlik uyandı. Bu güvensizliğin telafi edilmesi gerekir. Kurum bu şekilde kendini yıpratmış oluyor. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bir saldırı yok aslında. TSK kendi konumu ve rolü itibariyle siyasetin göbeğinde olması, siyasete sürekli müdahil olması, sürekli siyasetin sınırlarını çizmesi nedeniyle kendi kendini yıpratmış oluyor.

Bu güvensizlik meselesi önemlidir. Onun için bu son olayda, bunun hakikaten bütün detaylarıyla ortaya çıkartılması lazım. Bir de bu Albay’ın daha önceki faaliyet planı da bir suç. Onun da soruşturulması lazım. 27 Nisan olayı da bir suç bu olayın da soruşturulması lazım.

Ben burada şunu görüyorum. ‘Hükümetler, bütün bu kapsamda bir mücadeleyi göze alamıyorlar’ gibi bir izlenim ediniyorum.

 
Bunların doğru olup olmadığını ortaya çıkarmadan, olayın sorumluları belirlenmeden, gerçek bir Demokrasiye kapı açmak çok zor olacaktır.

Son olarak söylemek gerekirse; derin bir çatışma hali var. İktidar çatışması bu tabi, siyasi boyutu da o nedenle ön planda.

Türkiye’de tarihsel olarak sol’un, yani sol olduğunu iddia eden kesimin CHP’nin askerle olan ittifakı tek parti dönemine dayanan bir olay. Tamamen o devam ediyor Ecevit dönemi hariç.

Sağ partilerin de, sağ muhafazakâr partilerin de, aynı şekilde askerle bir dansı var. Yani askeri kutsamak, orayı bir Peygamber ocağı gibi düşünmek, askeri yüceltmek ve askerle anlaşarak, uzlaşarak onu ikna ederek müzakerede bulunmak… Bu tabi tarihsel bir yanılgıdır.

Adalet ve Kalkınma partisi bunu yapmak istedi ama sürekli dayak yiyor. Bunu ne derece anlarlar. Hayat tabi onlara öğretiyor bir şeyleri ama anlarlar mı bundan bir ders çıkarırlar mı? Onu bilemiyorum.  

Analitik Bakış: Teşekkür ederiz.
 
Doç. Dr. Ümit Kardaş: Rica ederim.
 
 
Ümit Kardaş Kimdir?
 
Doç. Dr. Ümit Kardaş, asker-sivil ilişkileri üzerine makaleleriyle tanınıyor. Kapalı kalmış ve “korku psikolojisi” nedeniyle kimsenin pek de fazla girmek istemediği askeri yargı ile ilgili konuşabilen, düşüncelerini ifade edebilen ve hatta eleştirebilen aslında tek kişi. Emekli albay ve askeri hâkim.
 
1983 yılında yazılmış “Askeri Hâkimin Bağımsızlığı ve Askeri Mahkemelerin Kuruluşu ve Yetkileri” adlı tezi bulunan Kardaş’ın “Ötekiler için Sivil İtaatsizlik Rehberi” adlı kitapları bulunuyor.
Doç. Dr. Ümit Kardaş: Genelkurmay kurumuna olan güven sarsıldı. Tabi bu güvenin sarsılmasına neden olan birçok olay var. Bu sadece bugünün meselesi değil. Bir takım İhtilaller falan da oldu, müdahaleler oldu.

Ama bu son dönemde yaşananlar, özellikle darbe günlüklerinden anladığımız kadarıyla darbe girişimleri var. Bunlar hep reddedildi, inkâr edildi. Günlükler çıktığında ‘Yok böyle bir şey’ dendi. Ama bunların teknik incelemeler sonucunda Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda yazıldığı ortaya çıktı.

Analitik Bakış: Şimdi burada da bir güvensizlik doğdu diyorsunuz..

Doç. Dr. Ümit Kardaş: 27 Nisan muhtırası verildi, ortada kaldı, o dönem kimse sahiplenmedi. Kim yazdı, kim etti? Daha sonra Yaşar Büyükanıt çıktı ve dedi ki: Ben yazdım. Fakat orada da bir şey olmadı.

Gene aynı Albayın ‘Sivil Toplum Örgütleri’ ile ilgili andıç faaliyeti ortaya çıktı. Orada da herhangi bir şey çıkmadı. Şimdi silahlar bulunuyor mesela. Genelkurmay Başkanı açıklama yapıyor  ‘Bizle alakası’ diyor. ‘Ordu’ya ait’ deniliyor. Buna da bir cevap yok.

Analitik Bakış /ÖZEL
26.06.09


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.