Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > İrtica Eylem Planı > Aydınlara göre asıl asimetrik savaş demokrasiye karşı

Aydınlara göre asıl asimetrik savaş demokrasiye karşı

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Türkiye'nin istikbal mücadelesi verdiğini, bazılarının ise plan kurmakla vakit geçirdiğini söyledi. Gündeme damgasını vuran eylem planına işaret eden Yıldırım, "Aynı hedefe bakan, ülkesine ve geleceğine güvenen bir milletin aşamayacağı zorluk yok. Siz işinizde gücünüzde istikbal mücadelesi verirken bazıları oturmuş, bu ülke için planlar kurmaya çalışıyor. Bütün bu planlar teker teker ortaya çıkıyor." ifadelerini kullandı.

İzmir'in Çeşme ilçesinde düzenlenen 'İnternet Güvenliği Bilgi Konferansı' öncesinde AK Parti İzmir İl Başkanı Ömür Kabak'ı ziyaret eden Bakan Yıldırım, gazetecilerin sorularını cevapladı. Yıldırım, Atatürk'ün, Cumhuriyet'i kurduktan sonra en çok demiryollarına önem verdiğini hatırlattı. Bu hedefle yola çıkarak demiryolu ve duble karayolları yaptıklarını belirtti. Ülkenin teknolojik altyapısını güçlendirdiklerinin altını çizdi. Yıldırım, eylem planına temas ederken şunları kaydetti: "En büyük kaynağımız 70 milyon insanımız. Aynı hedefe bakan, ülkesine ve geleceğine güvenen bir milletin aşamayacağı zorluk yok. Hiçbir şeyimiz yokken yedi düvelle mücadele ettik, bu toprakları vatan yaptık. Şimdi niye endişe ediyoruz? Şeffaf bir toplumuz, demokrasimiz gelişiyor. Siz işinizde gücünüzde istikbal mücadelesi verirken bazıları oturmuş, bu ülke için planlar kurmaya çalışıyor. Bütün bu planlar teker teker ortaya çıkıyor. Şüphesiz yargı, bu ve buna benzer olayları bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkaracak. Kimin ne taksiratı varsa görülecek."

Demokrasiye karşı asimetrik psikolojik harekât var

Mehmet Altan (Star Gazetesi)

'Demokrasiye saygılıyız, hukuka saygılıyız' ifadeleri olumlu tespitler ama nihayetinde bunları söyleyen kişi 27 Nisan muhtırası yayınlandığında Kara Kuvvetleri komutanıydı. Türkiye'de asimetrik psikolojik savaş söz konusuysa bu, demokrasiye karşı bir psikolojik savaştır. Biz bu yüzden bu eleştirileri yapıyoruz. Bizim istediğimiz, evrensel demokratik standartlara herkesin uymasıdır. Ben araştırmanın önünü kesmek gibi bir durum görüyorum. Sivil yargının ne yapacağına askerler karar veremez. Bunun talimatı bile bizim nerelerde olduğumuzu gösteriyor. Demokrasiye karşı asimetrik savaşın önünü kesmek isteyenlerdir bu işleri kurcalayanlar. Suçlayıcı beyanlardan vazgeçmeliyiz.

Demokratik bir ülkeye yakışmadı, asker siyasîleşiyor

Ali Bayramoğlu (Yeni Şafak)

Genelkurmay Başkanı'nın konuşma üslubu, tonu itibarıyla demokratik bir ülkeye hiç yakışmadı. Gazeteleri, gazetecileri itham eden bir konuşmaydı. Genelkurmay, siyasileşiyor. Sorgulamaktan hoşlanmayan, genellikle 301. maddeyle sorgulamalara, düşünce özgürlüğüne sınır getiren bir anlayışın devamıdır. Bu 'yıpratılma' söylemi yeni değil, ikna edici değil. Genelkurmay ve askeri otorite sıkışmış durumda; ama ona rağmen sert bir açıklama yaptı. Bunun bir savunma açıklaması olduğu ortadadır. Asimetrik savaş Stalin ve Hitler döneminde de söylenirdi. Benim fikirlerimi belirtmem, nasıl olur da asimetrik psikolojik harekâttır?

'Cadı avı' yapmış Albay'ın andıç geçmişini geçiştirdi

Ergun Babahan (Star Gazetesi)

Sayın Başbuğ, 'Hukuka bağlıyız' dedi. Ama bunları söylediği sırada toprak altından silahlar çıkmaya devam ediyor. 'İçimizde barındırmayız' dediği subayların, yargısız infaz yaptıkları ortaya çıkıyor. Türkiye'nin denizinden, askeri bölgesinden silahlar çıkıyor. Genelkurmay Başkanı, bu belgenin sahteliği konusunda çok kararlı. 'Cadı avı' yapmayız derken iddialı; ama 'cadı avı' yapmış Albay'ın daha önce hazırladığı belge konusundaki soruyu siyasetçi üslubuyla geçiştirdi. Bu, o Albay'a ait değilse bile 'yakışan bir iftira' oldu. Hazırladığı iddia edilen şahıs uygun, TSK'nın üslubu uygun bu belgeye. Bir Genelkurmay Başkanı, 27 Nisan muhtırasını kendisinin yazdığını itiraf etti.

Uygulamalar 'demokrasi sözü'yle örtüşmeli

Şamil Tayyar (Star Gazetesi)

Genelkurmay Başkanı, tartışılan belgeyi 'kağıt parçası' diye nitelendirdi. Askeri savcının verdiği takipsizlik kararına gönderme yaptı. Askeri savcılığın verdiği karara itiraz yolu açık. Hukuki süreç devam ediyor. Süreç devam ederken, 'kağıt parçası' denilmesi doğru değil. Demokrasiye ve hukuka bağlı olduklarını söyledi. Taahhüt olarak da bunun alınmasını istedi. Bu sözü ciddiye alıp önemsemek gerekir ama uygulamalar da bu sözle örtüşmeli. Açıklamaların, iki önemli başlığı vardı. Birincisi, konunun MGK gündemine taşınacağı; ikincisi de Ergenekon savcılarına yönelik çağrısı. Bu arada, salonda bulunan iki gazeteci arkadaşımız vardı. Takım elbise giyseler de adeta apoletli gibiydiler.

 

TSK 'savunma'yı bıraktı

İsmet Berkan (Radikal):

Uzun zamandır TSK savunmada. Ama bu konuşmada savunmadan atağa geçtiğinin ipuçlarını gösteriyor. 'TSK'ya karşı bir psikolojik harekat var' diyor. Buradan hareketle atağa geçeceği anlaşılıyor. Tabii bunu hukuk çizgileri içinde kalarak yapmalı.

Başbuğ, kapıyı kapatmadı

Hakan Çelik (Posta Gazetesi): Askeri savcılığın kararından sonra Genelkurmay tarafında konu kapanmış gibi bir algı vardı. Başbuğ, bunu MGK'ya götüreceklerini söyledi. Kararın kesin olmadığını, gerçekten somut bilgi ve belgeler varsa bundan sonra da konunun üzerine gidileceğini söyledi. Kapıyı tamamen kapatmadı.

MGK, hareketli geçecek

Murat Yetkin (Radikal):

Bir önceki toplantıda, 'İçimizde hukuk dışı kimse barınamaz.' demişti. Şimdi ise 'TSK kendisinin yıpratılma faaliyetlerine katlanamaz.' dedi. 30 Haziran'daki MGK toplantısı bayağı hareketli geçecek. 'Bütün bunları orada konuşacağız.' ifadesini kullandı. Hükümetle ilgili kışkırtıcı sorulara cevap vermedi. Kimlerden şüphelendiğini MGK'da söyleyecektir. Bunlarla beraber TSK'ya yönelik asimetrik savaşın sürdürüldüğünü söyledi. İlginç günler geçireceğiz herhalde. İstihbarat örgütlerine de çağrı yaptı. İlk defa duyduk bunu.

Zaman, 27.06.09


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.