Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ergenekon > Askerî savcı, Yarbay Mustafa Dönmez için 12 yıl hapis istedi

İkinci ‘elinin ürünü’ ve Yarbay’a 12 yıl hapis  

Jandarma, Zirve Vadisi silahlarını gösteren krokinin Ergenekon tutuklusu Yarbay Dönmez’e ait olduğunu, ‘eli ürünü’ raporuyla belgeledi. Jandarma, ‘Toplumla Mücadele Planı’ndaki imza için de ‘Albay Çiçek’in eli ürünü’ demişti. Askeri savcı Dönmez’in 12 yıl hapsini istedi

LÜTFİ KAPLAN-ZAFER KÜTÜK ANKARA

Genelkurmay Askeri Savcılığı, evindeki krokiden Sapanca ve Ankara’daki evlerinde cephanelik bulunan Ergenekon tutuklusu Yarbay Mustafa Dönmez hakkında başlattığı soruşturmayı tamamladı. Askeri Savcılık, Dönmez’in Askeri Ceza Kanunu’nun 131. maddesinde belirtilen ‘askeri eşyayı çalma, zimmete geçirme, kışla dışına çıkarma’ suçunu işlediğini belirtti. 12 yıla kadar hapsini ve TSK’dan ihraç edilmesini istedi.


İKİ AYRI KRİMİNAL İNCELEME

İddianamede silahların gömüldüğü adresi gösteren el yazması krokilerin Jandarma ve polis tarafından ayrı ayrı yapılan kriminal inceleme sonucuna göre şüpheli Yarbay Dönmez’e ait olduğu belirtildi. İddianamenin 6. sayfasında krokiyle ilgili ‘Şahsa has itiadı hususiyetler ile kaligrafig ve grafolojik özellikler yönünden uygunluk ve benzerlik belirlenmekle, bahse konu el yazılarının Dönmez’in eli mahsulü olduğu kanaatine varıldığı’ denildi. Emniyet’in kriminal raporu ise iddianamede ‘Krokideki yazıların şüpheli Mustafa Dönmez’in el ürünü olduğu’ ifadesiyle yer aldı.

20 EL BOMBASI KARA KUVVETLERİ’NİN

Genelkurmay Askeri Savcısı Albay Yavuz Şentürk’ün hazırladığı iddianamede Dönmez’in Sapanca’daki evinde ele geçen krokiden hareketle Ankara Zir Vadisi’ndeki kazılarda bulunan MKE yapımı 20 el bombasının ise 1981 ve 1984’te Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na, 450 merminin de KKK’ya 1997’de teslim edildiği kaydedildi. İddianamede silahlarla ilgili şu bilgilere yer verildi:

 
  • MKE’nin 15 Ocak 2009 tarihli raporuna göre ele geçirilen silah ve mühimmat ile ilgili 1975 öncesi kayıtlara ulaşılamadı. Ancak aramalarda ele geçirilen 20 M 204 A2 el bombası tapasında ‘KF-MKE 165 9-84’ kafile numaralı olanından 12 bin 450 adet 15 Ekim 1984 tarihinde, ‘KF-MKE 132 3-81’ kafile numaralı olanından 11 bin 340 adet 15 Haziran 1981 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na teslim edildi.

     
  • KFMKE-24/97 kafile numarasını taşıyan 450 adet ‘Tab. Mer. 9mm. Uz. MKE’ mühimmat 1997 yılında Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın 1997/74 sayılı sözleşmesine istinaden üretildi.

     
  • 33513 numaralı 7.65mm Kırıkkale marka tabanca MKE İstanbul Bölge Müdürlüğü’nden 26 Eylel 1961 tarihli fatura ile Türkiye İş Bankası Türbe Şubesi Müdürlüğü’ne satıldı.

     
  • Kara Kuvvetleri Komutanlığı ele geçirilen 13 silahtan üçünün Mustafa Dönmez ve eşi Müh. Binbaşı Fatma Dönmez’e ait olduğunu bildirdi. Kalan 10 silaha KKK envanterinde rastlanmadığını belirtti.

    BOMLABAR 12 AYRI KAFİLEDEN

     
  • Kara Kuvvetleri Komutanlığı ele geçirilen el bombalarının 12 ayrı kafileden olduğunu, ikisinin KKK envanterinde bulunmadığını, kalan 10 ayrı kafile numarasının ise KKK envanterinde bulunan el bombası kafileleriyle aynı olduğunu tespit etti.

     
  • KKK envanterindeki el bombası kafileleriyle aynı olan ve 1953-1984 arasındaki çeşitli yıllarda imal edilen 10 kafileye ait el bombalarının bazı askeri birliklerin lağvedilmesi nedeniyle tespitinin yapılamadığı belirtildi.

    SORGUSUNDA İNKAR ETMİŞTİ

    Yarbay Dönmez, askeri savcıdaki sorgusunda Sapanca ve Ankara Zir Vadisi’nde ele geçirilen silah ve mühimmat ile krokinin kendisine ait olmadığını iddia etmişti. Ancak, Jandarma ve Emniyet’in kriminal incelemesi, MKE raporu, KKK’nın envanter kaydı Dönmez’i doğrulamadı. Dönmez ayrıca, askeri savcılıktaki sorgusunda Ergenekon sanıkları arasında sadece Doç.Dr.Emin Gürses’i tanıdığı anlattı.

    HER HAFTA SONU SAPANCA’DAYDI

    Silahların bulunduğu Sapanca’daki eve son 3 ayda hiç uğramadığını Yenikentteki lojmana da 3 ayda bir veya iki kez uğradığını söyleyen Dönmez’in bu ifadelerinin de doğru olmadığı ortaya çıktı. İddianamede, ‘Şüphelinin haftasonu ve tatillerde Sapanca’daki evde kaldığı, Yenikent lojmandaki telefondan görüşmeler yapıldığı, Salih Külünk isimli şahısla ortadan kaybolduğu tarihlerde görüşmeler yaptığı anlaşılmıştır’ denildi.
     

Cephane krokisi Dönmez’in  

Yarbay Dönmez’in evinde ve Zir Vadisi’nde bulunan cephaneliğin Kara Kuvvetleri için üretildiği, mühimmatın yerini gösteren krokiyi de kendisinin çizdiği kesinleşti

LÜTFİ KAPLAN ANKARA

Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Yarbay Mustafa Dönmez ile ilgili askeri savcılık tarafından hazırlanan iddianame tamamlandı. Genelkurmay Askeri Savcılığı, Yarbay Dönmez’in Askeri Ceza Kanunu’nun 131.maddesine uyarınca ‘askeri eşyayı çalma, zimmete geçirme, kışla dışına çıkarmak’ suçundan 12 yıl hapisle cezalandırılmasını istedi. Askeri savcılıkça hazırlanan iddianamede Dönmez’in Ankara Zir Vadisi’ndeki mühimmatın yerini gösteren krokiyi kendisinin çizdiğine ilişkin İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı ve Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı’nın raporlarına da yer verildi. Jandarma raporunda, ‘Krokinin Yarbay Mustafa Dönmez’in eli ürünü olduğu kanaatine varılmıştır’ değerlendirmesi yapıldı. Dönmez, askeri savcı ve Ergenekon savcılarına ‘Kroki benim değil’ demişti.

SİLAHLAR TSK’YA TESLİM EDİLDİ

İddianamede, Dönmez’in Ankara Zir Vadisi, İstanbul Sapanca’daki evinde ele geçen silahların MKE tarafından TSK için üretildiği de ifade edildi. İddianamede MKE üretimi silahların kafile numaralarından hareket edilerek 20 el bombasının 1981 ve 1984 tarihlerinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na teslim edildiğinden söz edildi.

FİRARİ KALMIŞTI


Zir Vadisi ve Dönmez’in evinde çok sayıda silah ve mühimmat bulunmuştu. Dönmez, Genelkurmay Askeri Savcılığı’nın soruşturma kararının ardından bir süre firari kalmıştı.
 

 

Star, 20.06.09 

İşte Albay Çiçek'in imzası

Taraf Gazetesi'nde yayınlanan ve Türkiye'yi ayağa kaldıran demokrasiye komplo planıyla ilgili haberin üzerinden bir hafta geçti. Türkiye günlerdir skandal belgedeki Kıdemli Kurmay Albay Dursun Çiçek'e ait olduğu iddia edilen imza gerçek mi sahte mi tartışmasını yapıyor.

Askerî savcılık, Genelkurmay Harekât Dairesi tarafından hazırlandığı iddia edilen belgedeki imzayla ilgili olarak soruşturma açarken, kamuoyu kriminal incelemenin sonucuna kilitlenmiş durumda. Zaman, tartışmalara son noktayı koyacak önemli bir belgeye ulaştı. Albay Çiçek'in, 17 Ocak 2002'de Çukurova Üniversitesi'nde doktora yapmak için müracaat ettiği sırada kullandığı imza ve el yazısını buldu.

İşletme Anabilim Dalı'nda doktora yapan Çiçek'in, üniversitede resmî evraklara attığı imzalarla skandal eylem planının altında yer alan imza büyük benzerlik gösteriyor. Doktora programına müracaat formunda, "Önümüzdeki 10 yıl için kariyer hedefleriniz nelerdir?" sorusuna Çiçek şu cevabı veriyor: "Öncelikle amiral olarak TSK'da hizmetime devam etmek, bu mümkün olmadığı takdirde üst düzey yönetici olarak görev yapmak." 2001– 2004 tarihleri arasında Hatay İskenderun'da deniz er eğitim alay komutanlığı yaptığı sırada doktora programına kayıt olan Çiçek, 2005'te tezini tamamlayarak doktor unvanını alıyor.

   

 

 

 

 

 

Kurmay Kıdemli Albay Dursun Çiçek'in Çukurova Üniversitesi'nde doktora yapmak için müracaat ettiği sırada kullandığı imza, skandal 'İrticayla Mücadele Eylem Planı'ndaki imzayla büyük benzerlik gösteriyor. Albay Çiçek'in tez konusu ise 'Örgütlerde motivasyon ve iş yaşam kalitesi'. Danışmanlığını Prof. Dr. Hüseyin Özgen'in yaptığı tez 249 sayfadan oluşuyor. 3 yıllık çalışmadan sonra Albay Çiçek'in tezi 2005'te enstitü tarafından kabul ediliyor. Dursun Çiçek, Genelkurmay Başkanlığı Bilgi Destek Şube Müdürlüğü'ne atanmasının ardından Çukurova Üniversitesi'ndeki öğretim üyeleriyle irtibatını kesmiyor. Hocalarla sık sık görüşen Çiçek'in, Ç.Ü. Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı'nda kaydı bulunmuyor.

Doktora tezinin tamamı Yükseköğretim Kurumu (YÖK) ve ÇÜ Sosyal Bilgiler Enstitüsü internet sitelerinde yer alıyor. Tezde ilgi alanlarını tenis, yüzme, kayak, basketbol, voleybol ve kitap okuma şeklinde sıralayan Dursun Çiçek, tezin sonuç bölümünde şu ifadelere yer veriyor: "Örgütte iş, yaşam kalitesinin gelişmesine önem vermeyen, onların sosyal ve psikolojik yapılarını analiz edip yönetimde değerlendiremeyen yöneticilerin, örgütte çalışanlarla pozitif bir iletişim içinde olması, onları bilgilendirmesi, onlarda kendine karşı bir sevgi ve güven yaratması aynı şekilde birer insan olan tüketicilerin taleplerine uygun bir mal ve hizmet üretme konusunda başarılı olması düşünülemez. Günümüzde 'ne sadece ekonomik ne de sadece sosyal insan görüşü' tam olarak geçerli değildir. Gerçek olan, insanın duygusal varlık olması nedeniyle karmaşık bir yapıda olmasıdır. Çünkü insanı motive edici unsurların başında sadece ekonomik özendiriciler değil, psikososyal özendiriciler gelmektedir."

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Doktora tezindeki imza

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Eylem planındaki imza

Zaman, 20.06.09


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.