Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > İrtica Eylem Planı > Türkiye 'acele' cevap bekliyor

Türkiye 'acele' cevap bekliyor

Halkı birbirine düşürmek için sahte şeyleri ve satılık kalemleri kullanmayı hedefleyen ihanet çetesine öfke yağdı. 4 sayfalık 'andıç'ın devamı olup olmadığı araştırılacak...

28 Şubat sürecindeki provokasyonları hatırlatan andıça her kesimden tepki yağdı. Siyasetçiler ve akademisyenler ihanet olarak nitelendirdikleri andıçı hazırlayanların en kısa zamanda yargı önüne çıkartılması gerektiğini dile getirdi.

Taraf gazetesinin ortaya çıkardığı Genelkurmay Psikolojik Harekat Başkanlığı için hazırlanan andıca her kesimden tepki yağıyor. Türk halkına karşı hazırlanan plan ihanet andıcı olarak yorumlandı. Çok ayrıntılı bir psikolojik harekatın hazırlık aşaması olarak değerlendirilen andıçı ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. İhsan Dağı, 'mide bulandırıcı' bulurken, Devlet eski Bakanı Hasan Celal Güzel "Darbe planının ortaya çıktığını" söyledi.

SUÇ ÖRGÜTÜNÜN PLANI

ODTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. İhsan Dağı: Bu eylem planı bir ordunun eylem planı olamaz bence. Bu ancak bir suç örgütünün eylem planı olabilir. Ama biliyoruz ki bu eylem planı Harekat Başkanlığı'nda hazırlanmış, Harekat Başkanlığı da Genelkurmay'ın beyni. Beyinde hazırlanan bu planının bünyenin bilmemesi söz konusu değil. Bu planı hazırlayanlar değil bu plandan haberi olan ve haberi olduğu halde hiçbir şey yapmayanlar da suçlu. Bu bir suç eylem planı. Başbuğ ve TSK böylesine bir belgeye sahip çıkıp çıkmadığını açıklamalı. AK Parti'nin de artık bu işlere neşter atması lazım. Bu eylem planı ile TSK içinde birileri vatandaşa tuzak kuruyor. Hükümetin bu ihanet planını Genelkurmay'a sorması lazım "Vatandaşa nasıl tuzak kurarsın' diye. AK Parti daha şeffaf ve tam demokratik bir rejim kurmak için daha fazla gecikmemeli.

DARBE PLANI SU YÜZÜNE ÇIKTI

Devlet eski Bakan Hasan Celal Güzel: Türk milletine ihanet edenlerin darbe planı su yüzüne çıktı. Başbakan Erdoğan'ın Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'a yazılı emir vererek andıcın üzerine gitmesi gerekir. Sivil yargı da harekete geçmeli. Bu belge TSK içinde hâlâ darbe planlayan unsurların olduğunu gösteriyor. Demek ki TSK içinde gerekli temizlik yapılmadı. Planı hazırlayanlar en ağır şekilde cezalandırılmalı. Andıç Ergenekon soruşturmasına karşı hazırlanmış. Bu andıçtan daha korkunç bir durum. Bir taraftan birileri darbe planları yaptığı için yargılanırken, diğer taraftan başkaları darbe planları yapıyor. Bu plan yeni darbe girişiminin su üstüne çıkışının göstergesidir.

TSK'YA DA ZARAR VERİYOR

AK Parti Bursa Milletvekili Mehmet Ocaktan: Doğruysa çok vahim bir olay. AB ile müzakere sürecine girmiş Türkiye'de bu konuların tartışılıyor olması vahimdir. Geçmişte de bu tür olaylar oldu. Bundan Türkiye de, siyaset de, toplum da yoruldu. Geçmişteki bunca örnek herkese zarar verdi. Bu nedenle askerin böyle bir şey yapacağına inanmıyorum. Bu tür çalışmalar geçmişte ülkeye hiçbir şey kazandırmadı, kaybettirdi. En fazla da askeri yıpratmıştı. Orgeneral İlker Başbuğ, yönetimindeki askerimizin bu tür bir çalışmaya gireceğine ihtimal vermiyorum. Doğru olmadığına inanmak istiyorum.

CHP'DEN SES YOK

Türkiye'yi ayağa kaldıran darbe andıcına CHP'den hiçbir tepki gelmemesi dikkat çekti. İhanet andıcıyla ilgili CHP lideri Deniz Baykal ve parti yöneticileri önceki gün ve dün sessiz kalmayı tercih etti. Baykal'ın Genelkurmay'ın soruşturma başlattığı andıcın belgesini haberi yazan Taraf muhabiri Mehmet Baransu'dan kurmayları aracılığı ile istediği öğrenildi. Haberden sonra konuyla ilgili kurmaylarıyla fikir alışverişinde bulunan Baykal'ın istediği belgeyi Baransu'nun gönderdiği kaydedildi.

Demokratik sistemi yıkmak istiyorlar

AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş: Eğer bu belge doğru ise vahim bir durum ile karşı karşıyayız demektir. Ergenekon adı verilen şebekenin Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik ve laik yapısını ortadan kaldırmak için devletin en itibarlı kurumlarını kullanarak Türkiye'de kaos ortamı oluşturmak için psikolojik harekatın tüm yöntemlerini kullandığı ve demokratik sistemi ortadan kaldırmak istedikleri görülüyor. Son iki ayda meydana gelen toplumsal olayların hem mitinglere hem de TBMM'de görüşülen bazı kanun teklif ve tasarılarındaki konuşma ve tartışmalara bakıldığı zaman, oluşturulmaya çalışılan olumsuz havanın bu belge bağlamında değerlendirilmesine yönelik insanların kafasında şüphelerin oluşmasına neden oluyor. AK Parti'de sanki bir kopma ve ayrılık olduğu havası oluşturulmaya çalışılıyor. (Yenişafak)

BELGE SAVCI ÖZ'Ü DOĞRULADI

Ümit Kardaş (Emekli Askeri Hakim): Bu belge doğruysa, çok vahim bir durum var. Kurumsal bir problem var. Karargahta albay bunu tek başına yapamaz. Tek başına yapıyorsa bu Genelkurmay'ın ve yöneticilerin karargaha hakim olmadığı anlamına geliyor ki bu çok vahimdir. Haberi dahilinde ise daha da vahimdir. Bu belge Ergenekon Savcısı'nın 'örgüt hala faal' tezini doğruluyor.

KABUL EDİLEMEZ VAHİM DURUM

Prof. Dr. Yavuz Atar: Bu belge gerçekse, demokratik bir hukuk devletinde asla kabul edilemeyecek çok vahim bir durumdur. Silahlı Kuvvetler, hükümete karşı sorumludur ve hükümeti devirmek için planlar yapamaz. Ergenekonla bir ilgisi var mıdır bunu henüz bilemiyoruz. Belge Ergenekon'un içerisinden de olabilir, tamamen ordunun kendi bünyesindeki bir hareket de olabilir.

BAŞBUĞ SÖZÜNÜ TUTMALI

Alper Görmüş (Gazeteci): Bu 28 Şubat dönemi andıcına benzer bir durum. Her ikisinde de bir tür tezgah kurma var. Olmayan bir şeyi olur hale getirip oyun kurma var burada. Ayrıca belgenin yeni olması çok önemli. Bir çoğumuz 'Böyle şeyler oldu bu ara her halde olmaz' derken en azından Genelkurmay Başkanı'nın demokrasi konuşması bize bu hakkı veriyordu. Gerçek olduğunu kabul ediyorsa eğer, gereğini yapması, hazırlayan kadroyu açığa çıkarması ve gerekli cezaya çarptırması gerekir. Genelkurmay'dan bunu bekliyoruz.

AYDEMİR'DEN BERİ AYNI YÖNTEM

Prof. Dr. Mümtazer Türköne: Vahim durum. Türkiye'de devletin resmi kurumlarında bu tür sapmaların, sapkınlıkların sona ermiş olduğunu umuyorduk. Tezgah kuran, komplo kuran bir devlet, vatandaşı için hiçbir şey ifade etmez. Aslında bu skandal Ergenekon davasının Türkiye için ne kadar önemli ve kritik olduğunu gösteriyor. Sadece derin bir utanç duygusu hissediyoruz bu ülkenin vatandaşı olarak. Talat Aydemir döneminden beri devam edegelen bir yöntem bu. Her halde bizim bağışıklık kazanmamız lazım.

TSK İÇİN VAHİM, DEMOKRASİ İÇİN...

Yrd. Doç. Adnan Küçük: Bu belgeler eğer doğruysa, TSK için vahim, demokrasi için de korkunç bir durumdur. Belgelerin doğruluğu bir anlamda Türk demokrasinin sağlıklı bir rejime oturtulması açısından da çok önemli bir adım olacaktır. Bu noktada Genelkurmay ve hükümetin yapması gereken bir an önce bu belgelerin doğruluğunu ya da sahteliğini kanıtlamalı. Eğer doğruluğu kanıtlanırsa sormluları yargılanmalı.

DEMEK Kİ HALA KARARGAH'TA

Milliyet Yayın Yönetmeni Sedat Ergin: (CNNTÜRK'teki konuşması) Google'da o albayın ismini aradığımızda, 2006-2007 andıçlarında da onun adı çıkıyor. Demek ki o raporları hazırlamış olan kişi, hala Genelkurmay Karargahı'nda. Bu birinci ihtimal, yani belgenin doğru olduğu ihtimali. İkincisi de, bunun düzmece belge olduğu. İkisi de doğruysa da vahim, yanlışsa da. Kamuoyunun böyle bir durumda beklemeye tahammülü yok. Derhal açığa çıkmalı.

Baro Başkanı'ndan şaşırtan savunma

İstanbul Barosu Başkanı Muammer Aydın: Bence bu belgenin ortaya çıkışı değil, nasıl ortaya çıkarıldığı önemli. Çünkü belgelerin ofisinde bulunan kişi, bu belgelerin kendisine ait olmadığını, belgelerin polis tarafından oraya konulduğunu söyledi. Eğer bunun doğruluğu kanıtlanırsa, işte o zaman yer yerinden oynayacaktır. Bu konunun hemen araştırılması ve bunu kimlerin yaptırdığının ortaya çıkarılması gerekmektedir. Genelkurmay bu konuda üzerine düşeni yaptı ve hemen bir soruşturma başlattı. Aynı zamanda davayla ilgili gizlilik kararı da çıkarttı ki bence bu çok örnek bir karardır.

Her halukarda büyük bir sorun var

İstanbul Barosu eski Başkanı Kazım Kolcuoğlu: Belgelerin doğru olduğunu kabul edersek buradaki bence en büyük sorun bu belgenin bir bir avukatın ofisinde ne işi olduğudur. Bu belge şahsi olarak hazırlanmışsa ayrı bir sorun, Genelkurmay'ın bilgisi dahilinde hazırlanmışsa daha da ayrı bir sorundur. Belge gerçek değilse asıl sorun ozaman başlayacaktır. Çünkü bu polis askeri karalamak için belge uydurmuş olacak.

Zaman, 14.06.09


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.