Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Balyoz Harekat Planı > Orduları sanık paşaları tanık

ORDULARI SANIK PAŞALARI TANIK

Eski genelkurmay başkanları Başbuğ ve Büyükanıt ile Jandarma Genel Komutanı Kalyoncu, 220 tutuklu sanığın katıldığı Balyoz davasında tanık olarak ifade verdi

 

Balyoz duruşmasında tanık sıfatıyla ifadesi alınan eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, “Balyoz Darbe Planı” belgeleri arasında yer alan Gözlem Sonuç Raporu’na imza attığını kabul ederek, “İmza atmam içeriğini onaylamam anlamına gelmez” dedi. Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Bekir Kalyoncu, ifadesinin ardından “Kendimi tanık değil, bilirkişi olarak hissettim” derken, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ise, “Genelkurmay Başkanlığı hiçbir zaman yalan söylemez” diye konuştu.

Silivri Ceza ve İnfaz Kurumu Yerleşkesi’nde dün görülen Balyoz duruşmasında, Orgeneral Kalyoncu, emekli Korgeneral Köksal Karabayır, eski Genelkurmay Başkanı Büyükanıt, Hasan Durak, Mehmet Pınar, Levent Gözkaya ve eski Genel Kurmay Başkanı Başbuğ sırasıyla tanık olarak dinlendi. Duruşmada 220 tutuklu sanık hazır bulundu. Kalyoncu ve Büyükanıt, 5-7 Mart 2003 tarihinde 1. Ordu Komutanlığı’nca yapılan plan seminerine ilişkin düzenlenen Genelkurmay Başkanlığı gözlemci sonuç raporunda imzaları bulunması nedeniyle tanık olarak ifade verdi. İlker Başbuğ ise ocak 2003 tarihli mesaj formunda imzası olması nedeniyle dinlendi. Duruşmada ilk olarak dinlenen dönemin Plan Harekât Daire Başkanı ve şimdinin Jandarma Genel Komutanı Kalyoncu, “Bu plan seminerine gözlemciler katıldı, gözlemlerini sonuç olarak rapor ettiler. Hiyerarşik yapılanmada bürokratik bir işlem gereği ben ve komutanlar imzaladı. Bu plan ve seminerler bir tiyatro, oyun şeklinde yapılır. Dolayısıyla bu arkadaşların yaptıkları tesbitlerde ben, bir olağanüstülük fark etmedim” dedi.

 

‘Tanık değil bilirkişi hissettim’

Mahkeme üyesi Hâkim Ali Efendi Peksak’ın “Milli Mütabakat hükümetini kurmaktan ne anlıyorsunuz?” sorusuna Kalyoncu, “Senaryo öyle yazılmışken, diğer bölgelerde de bazı gelişmeler olmuş ve iç güvenliği sağlamak için ortak bir şeyler yapma ihtiyacı olmuş olabilir“ diye konuştu. “Hükümet bazı konularda aciz mi kalmış olabilir yani?” diye sorulunca Kalyoncu, “Milli Mütabakat Hükümeti kurulması anlamında aklıma darbe gelmez. Hükümet yeni kurulmuş, üç ay olmuş daha, ortada da fol yok, yumurta yok, bunun aklıma gelmesi mümkün değil. Olsa olsa senaryo vardır, şunlar şunlar olsa daha iyi olur demişimdir” diye cevap verdi. İfadesi tamamlanan Kalyoncu, “Mahkemede kendimi tanık olarak değil, bilirkişi olarak hissettim” dedi. Gözlem sonuç raporunda imzası bulunan dönemin Genel Kurmay Harekât Daire Başkanı Karabayır ise, raporu okuduğunu belirterek, “Herhangi bir şüpheye kapılmadım. Bende bir şüphe uyandırmadı” diye konuştu.

Büyükanıt: Hukukçulara danıştık

Karabayır’dan sonra dinlenen Yaşar Büyükanıt, sonuç raporunda bulunan imzasına ilişkin, “İmza Genelkurmay usullerine göre yapılıp yapılmadığına dair onayım rutin bir işlemdir, bu raporun içeriğini onayladığım anlamına gelmiyor” dedi. Büyükanıt, Genelkurmay 2. Başkanı olduğu dönemde yapılan seminere ilişkin ise, şunları söyledi: “Seminer ve harp oyunlarıyla ilgili hazırlanmış raporlar üst komutanlıklara rutin olarak sunulur. Ben de Genelkurmay 2. Başkanı olduğum dönemde bana sunuldu. Altındaki imza sonuç raporunun onaylandığı anlamına gelmiyor. Genelkurmay usullerine göre yazılıp yazılmadığına dair onaylıyorum. Bu imza rutin olarak yapılır. Biz de raporu Genelkurmay’a arz etmeden önce hukukçulara incelettik, görüş aldık ve komutanlara arz ettik. O dönem hukuk dışı bir durum olmadığı belirlendi.” Mahkeme Başkanı’nın “Gözlem raporunun en son Genelkurmay’a sunulması gerekmez mi?” sorusunu Büyükanıt, “Böyle bir zorunluluk yok, sonuç raporunu harekât başkanı imzalar” diye yanıtladı. .

 

‘İrtica hep tehditti’

Mahkeme üyesi Murat Ürün’ün, “2002-2003 yılları arasında askerî, siyasi ve ekonomik gelişmeler dikkate alındığında Genelkurmay olarak birinci tehdit neydi?” diye sorunca Büyükanıt, “Tehdit önceliği değişiklik gösterir. Bazı zamanlarda komşularla olan sorunlar birincil öncelik olur, zamana göre değişir. Ama irtica mutlaka Genelkurmay’da bir tehdit olarak görülmüştür” dedi. Büyükanıt, Darbe Planı’nın hazırlanmasını duyup duymadığına ilişkin, “Ne duydum ne de böyle bir bilgi aldım. Söylenseydi duyardım ama ben darbe planı yapılması gibi bir şeyi hayal bile edemiyorum” diye konuştu. Sorular üzerine Büyükanıt, “Hakkında darbe planı yaptığı iddia edilen kişiyi ne terfi ettirmesi, hakkında yasal işlem başlatır-dım” cevabını verdi. Büyükanıt, darbe planlarını basından öğrendiğini söyledi. Tanık olarak dinlenen Başbuğ, “Genelkurmay Başkanlığı hiçbir zaman yalan söylemez” diye konuştu.

 

Başbuğ: Genelkurmay yalan söylemez

Büyükanıt’tan sonra kimlik tesbiti yapılan İlker Başbuğ’a adresi sorulunca “Belli, Silivri” dedi. Tanık olarak ifade veren Başbuğ, darbe planlarıyla ilgili bir şey bilmediğini söyledi. Başbuğ, yaklaşık 2 saat süren ifadesinde Genelkurmay Başkanlığının raporlarına şüpheyle bakılmasının kendilerini üzdüğünü belirterek, “Genelkurmay Başkanlığı hiçbir zaman yalan söylemez. Eksik bilgi veya yanlış bilgi olabilir ama asla yalan söylemez” dedi. Seminer evraklarının da 5 yıl sonra emir gereği güvenlik nedeniyle imha edildiğini ifade eden Başbuğ, seminer düzenlendikten sonra gözlemci heyetinin söz konusu tatbikatlarda en ufak bir olağan dışılık görürse kendilerine rapor edeceğini söyledi. Mahkeme heyeti, tanıkların dinlenilmesinin ardından duruşmayı 5 marta erteledi.

Taraf, 03.03.2012


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.