Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ergenekon > Bekir Bozdağ, Haberal ve Balbay'a 'yalancı' dedi

Bekir Bozdağ, Haberal ve Balbay'a 'yalancı' dedi
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Neyle suçlandığımızı bile bilmeden içerdeyiz" diyen Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay için 'yalan söylüyorlar' dedi.

Cumhurbaşkanlığı seçiminin ne zaman yapılacağına ilişkin Hükümet’ten açıklama geldi. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 7 yılı dolduracağını, Köşk seçimlerinin 2014 yılında yapılacağını söyledi. Gazeteci Ömer Şahin’in Kanal a daki “Görüş Farkı” programına katılan Başbakan Yardımcısı Bozdağ,” Cumhurbaşkanı hangi hukuka göre seçildiyse görev süresini de ona göre tamamlar. Sayın Gül, 7 yıllığına seçilmiştir. O nedenle görev süresi eski hukuka göre ve 7 yıldır.Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı seçimi 2014 yılında yapılacaktır” dedi.

Başbakan Erdoğan’ın rahatsızlığı ve şike yasası nedeniyle yaşanan gelişmelerin “AK Parti’de liderlik mücadelesi” şeklinde değerlendirilmesini de eleştiren Bekir Bozdağ, partide böyle bir sorun yaşanmayacağını savundu. AK Parti’nin darbe planları, 27 Nisan bildirisi, kapatma davası gibi badireler atlatmasına rağmen dimdik ayakta kaldığını, bugün geçmişe göre daha güçlü olduklarını ifade eden Bozdağ, “AK Parti’ye siyaset mühendisliği işlemez. Bizi bölmeye çalışanlar bölünür, çarpmaya çalışanlar çarpılır” diye konuştu. 

'HABERAL VE BALBAY YALANCI'
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Ergenekon davasından tutuklu milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal’in söylediği “ Neyle suçlandığımızı bile bilmeden içerdeyiz” sözlerinin gerçeği yansıtmadığını kaydetti. Tutuklu olan herkesin suçlanma gerekçesini bildiğini söyleyen Bozdağ, “Bu bir çarpıtma. Bir defa yargılanan bir kişinin neyle suçlandığımı bilmiyorum demesi yalandır. Çünkü savcılıkta sorguya çekilirken kendisine isnat edilen suç anlatılır. Tutuklanmaya sevk edildiği zaman da gerekçesi söylenir.Şuan tutuklu vekillerle ilgili davanın iddianamesi kabul edildi mi? Edildi. Yargılamaları devam ediyor mu? Ediyor. Dolayısıyla iddianamesi kabul edilmiş, yargılaması devam eden bir kişinin benimle ilgili hangi suç iddiası var bilmiyorum demesi yalandır.”

Dersim olayını da değerlendiren Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, CHP’den gelen “ Maraş,Sivas’la da yüzleşin”sözlerine sert tepki gösterdi. Dersim olayını “Devlet”, Maraş,Sivas,Çorum olaylarını ise “Derin Devlet” operasyonu olarak anlatan Bozdağ, şunları söyledi:” Silivri’de devam eden yargılamalarda ismi geçen kişilerle alakalı iddialar var ,derin devlet gibi. Sivas’ta, Çorum’da, Maraş’ta da derin devlet iddiaları var. O zaman Sayın Kılıçdaroğlu ‘nun Silivri’de ne işi var?Sözlerinde samimi ise o zaman derin devlet iddiaları üzerinde dolaşan kişilerin avukatlığını yapmaktan vazgeçmesi lazım. Önce onun yüzleşmesi lazım.”

“NİYE ALEVİ VALİ YOK?”
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Alevi Açılımı yapan Hükümetin vali,müsteşar atamalarında “alevi”lere yer vermediği iddialarına da cevap verdi. Bir ülkede insanları etnik ve inanışa göre tasnif etmenin hukuk devletini ortadan kaldıracağını söyleyen Bozdağ, “Hukuk devletinde görevler mezhebe, tarikata,meşrebe göre verilmez. Türkiye’nin hiçbir yerinde, hiçbir kamu kurumunda iş ilanı verirken falan mezhebe veya falan inanışa sahip olmak diye bir şart olmaz.Şimdi ben Türkiye’de ne kadar Alevi vatandaşımız Validir veya genel müdürdür bunu bilemem. Bilmem de doğru değil. Araştıramam, araştırmam da doğru değil. Çünkü bu ülkenin vatandaşı olan herkes birdir, eşittir ve liyakat açısından şartları tutan herkes o görevlere gelebilir. Bu tamamıyla ayrıştırıcı bir yaklaşımdır”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun HSYK ve yargıya dönük eleştirilerini de cevap veren Başbakan Yardımcısı Bozdağ, CHP’nin geçmişte yargıyı “ön bahçesi-özel mülkü” gibi gördüğünü öne sürdü. 12 Eylül’de yapılan refarandum ile “al gülüm-ver gülüm” döneminin sona erdiğini belirten Bozdağ,”Şimdiki sistemde ise yargıyı kimsenin ele geçirme imkanı yok. Demokratik kurallar içerisinde işleyen bir yapı var ve eskiden işleyen kapalı devre kast sistemi bozuldu. Yargıyı ele geçirmek isteyen bir parti elindeki tüm imkanları verir mi? Biz yargı bağımsız olsun diye hepsini verdik. CHP’nin itirazı bu güne kadar yargıyı artık özel mülkü gibi kullanamamasından kaynaklanan bir itirazdır.”

Radikal, 09.12.2011


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.