Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ergenekon > MİT'in karakutusu Kozinoğlu'nun cezaevinde ölümü kafaları karıştırdı

MİT'in karakutusu Kozinoğlu'nun cezaevinde ölümü kafaları karıştırdı
Ergenekon bağlantılı Oda TV davasının tutuklu sanıklarından eski MİT'çi Kaşif Kozinoğlu'nun Silivri Cezaevi'nde şüpheli ölümü, kafaları karıştırdı.Kozinoğlu'nun spor yaptıktan sonra fenalaşarak hayatını kaybettiği ileri sürülüyor. Kozinoğlu, Oda TV'ye 'gizli belge sızdırmakla' suçlanıyordu.

Oda TV soruşturmasında gözaltına alınan sürpriz isimlerden biri de MİT ve Özel Kuvvetler Komutanlığı'nın karakutusu olarak tanınan Kaşif Kozinoğlu'ydu. İddiaya göre, Oda TV'ye devlete ait gizli belgeleri sızdırıyordu. 10 Mart 2011'de çıkarıldığı mahkemece 'terör örgütü üyesi olmak' ve 'devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etmek ve açıklamak' suçlarından tutuklanmıştı. Önceki gece geç saatlerde, Kozinoğlu'nun tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nde spor yaptıktan sonra fenalaştığı haberleri geldi. İlerleyen saatlerde ise kalp krizi ve yüksek tansiyon sebebiyle kaldırıldığı Silivri Devlet Hastanesi'nde hayatını kaybettiği duyuruldu. Savcılık sorgusunda, sadece kulağında bir rahatsızlık olduğunu söyleyen Kozinoğlu'nun şüpheli ölümü kafaları karıştırırken, Adalet Bakanlığı da dün yazılı bir açıklama yaptı: "Ceset üzerinde elle yapılan yoklamada herhangi bir kırık, darp veya cebir izine rastlanmadı."

 

Kaşif Kozinoğlu'nun hastaneye getirildiğinde hayati belirtisi olmadığı söyleniyor. Hastane morguna alınan Kozinoğlu'nun cesedi dün sabah saatlerinde otopsi için Yenibosna'daki Adli Tıp Kurumu'na getirildi. Kozinoğlu'nun cesedi öğleden sonra ise GATA'ya götürüldü. Hastanede cezaevi müdürleri ve polislerin konuyla ilgili inceleme yaptığı öğrenildi. Kaşif Kozinoğlu, savcılık sorgusunda, sadece kulağında bir rahatsızlık bulunduğunu anlatmıştı. Kozinoğlu, Atilla Uğur ve Hasan Ataman Yıldırım ile birlikte aynı koğuşta kalıyordu. Kozinoğlu'nun ölüm haberini kamuoyuna ilk duyuran, kendisiyle aynı koğuşta yatan Ergenekon davası tutuklu sanığı emekli Albay Atilla Uğur'un oğlu Oğuzhan Uğur oldu. Uğur, ölüm haberini Twitter hesabından paylaştı.

Adalet Bakanlığı da konuyla ilgili yazılı açıklama yaptı. Kaşif Kozinoğlu'nun hayatını kaybetmesiyle ilgili Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Ölüm Muayene ve Otopsi Tutanağı'nda, "Doktor tarafından ceset üzerinde elle yapılan yoklamada herhangi bir kırık, darp veya cebir izine rastlanmadığı belirlenmiştir.'' ifadelerine yer verildi. Bulunduğu odanın acil butonuna basılması üzerine derhal görevli personel tarafından saat 18.16'da odasına girildiği ve Kaşif Kozinoğlu'nun odada yatar vaziyette olduğu ve fenalaştığının görüldüğü aktarıldı.

Açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: "Oda arkadaşının beyanına göre; Kozinoğlu'nun uzun süreli ve ağır spor yaptıktan sonra duş alıp odasına geldiğinde yatağında fenalaştığı ve tansiyonunun yükselmesi nedeniyle kendisine dilaltı hapı verildiği ve bu sebeple acil butonuna basarak görevlileri durumdan haberdar ettikleri anlaşılmıştır. Kozinoğlu, saat 18.18'de odasından sedyeyle alınmış ve aynı anda 112 Acil Servis'e bilgi verilerek ambulans gönderilmesi istenmiştir. Kaşif Kozinoğlu, saat 18.24'te mahkum kabul birimindeki revire getirilmiş, bu esnada kişinin bilincinin açık olduğu ve rahat nefes alıp verebildiği gözlenmiştir. 18.37'de ambulansın gelmesi üzerine bu araçtaki sağlık personelince mahallinde vakit geçirilmeksizin kendisine müdahale edilmiş, 18.47'de ise ambulansa konularak Silivri Devlet Hastanesi'ne sevk edilmiştir. Ambulans saat 19.15'te hastaneye giriş yapmış, acil doktoru ve dahiliye uzmanının tüm müdahalelerine rağmen Kozinoğlu saat 19.30'da yaşamını yitirmiştir.''

MİT'in 'kara kutusu'ydu

MİT Dış Operasyonlar Daire Başkan Yardımcılığı görevi de yapan Kozinoğlu Özel Kuvvetler Komutanlığı'ndan ayrılarak 1990'lı yıllarda MİT'e geçti. Türkiye, Kozinoğlu adını ilk olarak 6 yıl önce MİT- Mafya-Yargıtay skandalıyla duydu. Kozinoğlu, karmaşık ilişkiler ağının tam ortasında duruyordu. Alaattin Çakıcı'nın davası için dönemin Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya ile görüştüğü ortaya çıktı. İkili arasındaki konuşmalar yasal dinlemeye takılmıştı. Kozinoğlu inkar etti. Ancak mahkeme, Çakıcı'nın ceza almaması için Yargıtay'daki dosyasını takip ettiği ortaya çıkan Kozinoğlu'nu 5 ay hapse mahkum etti. Hakkında ilk dava açılan üst düzey MİT görevlisi olan Kozinoğlu'nun yolu Ergenekon'la ilk kez kesişmiyor. Özel Kuvvetler'in bir kolu olan Muharebe Arama Kurtarma Birliği MAK'ın da kuruculuğunu yapan Kozinoğlu görevini, Ergenekon operasyonunda tutuklanan Levent Göktaş'a bırakmıştı.

Kaşif Kozinoğlu'nun ismi son olarak Ergenekon soruşturması kapsamında Oda TV'ye yapılan operasyonlar sonrasında gündeme geldi. Oda TV'ye gizli belge sızdırmakla suçlanıyordu. Mahkemede tutuklandı. Oda TV baskınında ele geçirilen 'KOZİNOĞLU 3' adlı klasördeki dokümanların çoğu 'gizli' ve 'hizmete özel' ibaresi taşıyor. Oda TV'nin adını bile duymadığını ileri sürdü. 'Koz.doc' isimli word dokümanındaki, "Rusya ve Özbekistan'daki cemaat operasyonları hakkında Kozinoğlu'ndan gelen belgeleri mutlaka gündeme taşıyalım. Kozinoğlu'ndan gelen diğer belgeleri de değerlendirelim." notları yer almıştı. Kozinoğlu, sorgusunda bu notları açıklayamamış, "Ben belge vermedim." demekle yetinmişti.

 

Oda TV'ye 'Gizli' belge sızdırmakla suçlanıyordu

Ergenekon terör örgütünün medya yapılanması olarak anılan Oda TV'ye yönelik operasyonda çok sayıda gizli içerikli belge ele geçirilmişti. Söz konusu belgelerden bazılarının Kaşif Kozinoğlu tarafından, Oda TV'nin yöneticisi Soner Yalçın'a sızdırıldığı aktarılıyordu. İşte o belgelerden bazıları: 'KOZİNOĞLU 3' isimli klasörde: '97.06.04 Gnkur İnceleme Sonuçları' isimli dosya içerisinde 'GİZLİ VE KİŞİYE ÖZEL' ibareli, TSK'ya ait olduğu anlaşılan 'BATI ÇALIŞMA GRUBU İNCELEME SONUÇLARI' konulu belge. 'ABD STRATEJİK ETÜD MRKZ MAKALESİ' isimli dosya içerisinde 'HİZMETE ÖZEL' ibareli, 2 sayfadan ibaret doküman. 'altınbaş holding' isimli dosya içerisinde 'GİZLİ' ibareli TSK'ya ait olduğu anlaşılan toplam 4 sayfadan ibaret (2) adet taranmış yazı. 'Cüneyt ZAPSU hakkında bilgi' isimli dosya içerisinde 'GİZLİ' ibareli TSK'ya ait olduğu anlaşılan 4 sayfadan ibaret taranmış doküman. 'kozinoğlu' isimli dosya içerisinde 'GİZLİ' ibareli MİT'E ait olduğu anlaşılan toplam 183 sayfa doküman.

'PKK'nın yurtdışı organizasyonları' isimli dosya içerisinde 'GİZLİ' ibareli, 12 sayfa doküman. 'PKK-Kongra-gel terör örgütünün Almanya'daki faaliyetleri' isimli dosya içerisinde bir kısmı 'GİZLİ' ibareli, 'PKK/KONGRE-GEL TERÖR ÖRGÜTÜNÜN AVRUPA'DAKİ YAPILANMASI' konulu, toplam 192 sayfa doküman. 'yeni ortadoğu düzeni hakkında' isimli dosya içerisinde, 'HİZMETE ÖZEL' ibareli TSK'ya ait olduğu anlaşılan toplam 7 sayfadan ibaret, taranmış doküman. 'ABDULKADİR AYGAN' isimli PDF dosyası içerisinde 'GİZLİ' ibareli MİT Müsteşarlığı'na ait olduğu anlaşılan, toplam 40 sayfa doküman. 'CHP TARAFINDAN HALKLA BİRLİKTE ÇÖZÜM GÜNEYDOĞU İLLERİNDEKİ TOPLANTI' isimli PDF dosya içerisinde 'GİZLİ' ibareli TSK'ya ait olduğu anlaşılan toplam 8 sayfa doküman.

Zaman, 14.11.2011

Kozinoğlu'nun konuşmasından kim rahatsız oldu?
 
Oda Tv davasının tutuklu sanıklarından MİT'in karakutusu olarak adlandırılan Kaşif Kozinoğlu'nun ölümünü kafalarda soru işareti bıraktı. Bugün gazetesi yazarlarından Adem Yavuz Arslan, 'Kozinoğlu'nun konuşmasından kim rahatsız oldu? ' sorusunu sorarak yazısında şu ifadelere yer verdi:

 

MİT'çi Kozinoğlu sırlarıyla gitti

Türkiye o kadar enteresan bir hal aldı ki, birisi eceliyle ölse bile şüpheyle bakmaya başladık.

Kafamızda 'acaba'lar uçuşup duruyor.

Gerçi Ergenekon sanıklarından MİT'çi Kaşif Kozinoğlu'nun cezaevinde ölümü fazlasıyla şüpheli.

Fakat bu olaydan hareketle şunu da düşünmemizde fayda var.

Yarın bir gün hak vaki oldu ve İmralı sakini eceliyle öldü? Devlet hiçbir vatandaşına göstermediği ilgiyi gösteriyor, sağlığına, korunmasına dikkat ediyor ama sonuçta ölüm diye de bir gerçek var.

Kozinoğlu'na geri dönersek.

Kaşif Kozinoğlu kamuoyunun yıllardır aşina olduğu bir isim. Özel Kuvvetler'den emekli olup (görevi, bir başka Ergenekon sanığı Levent Göktaş'a devretmişti) MİT'e geçtiği, Dış Operasyonlar Dairesi'nde 'ilginç işlere' imza attığı, özellikle Orta Asya, Afganistan ve Çin dolaylarında bayrak gösterdiği biliniyor. Tanıyanlar 'ekip adamı' olduğunu söylüyor.

Yani bir projenin parçası olarak 'örtülü ve kirli' operasyonlara karıştığı sır değil.

Adını MİT-Yargıtay-mafya skandalında da duymuştuk.

Tutuklanmasına neden olay ise Odatv'ye devletin gizli belge ve bilgilerini vermek iddiası. Odatv'de ele geçirilen ve delil dosyasına "KOZİNOĞLU 3" olarak giren dosyada çok sayıda gizli ve kişiye özel bilgi notu var.

O kadar gizli dosyanın bir basın kuruluşunda ne işi var, herhalde mahkeme safahatında ortaya çıkacaktır. Ama şurası kesin; Kozinoğlu'nun ölümü her şeyiyle şüpheli.

Çünkü sporcu bir bünyeye sahip. Neredeyse grip bile olmamış.

Bugüne kadar sadece kulağı ile ilgili bir şikâyeti olmuş. İddiaya göre ağır spor yapmış ve kalp krizi geçirmiş. Hastane raporuna göre ex-duhul olmuş.

Bugüne kadar bir kez bile revire çıkmamış birisinin aynı gün 'kendini kötü hissettiği' için hastaneye gittiği ve 'Bir şeyi yok' denilerek geri gönderildiği de düşünülürse tuhaf bir durumla karşı karşıyayız demektir.

Şimdi asıl soru şu: 9 gün sonra yapılacak olan bir duruşmanın en önemli sanığı ansızın ölürse ne düşünmek lazım? Üstelik kulislerde 'gizli tanık olmayı kabul ettiği' gibi birtakım iddialar da dolaşıyorken.

Acaba kim ya da hangi gruplar Kozinoğlu'nun duruşmada ya da çapraz sorguda konuşması ihtimalinden rahatsız oldu?

Evet Kozinoğlu eceliyle ölmüş de olabilir.

Ama devletin, cezaevindeki bir sanığın ölümünü şüpheye bırakmayacak kadar net bir şekilde ortaya koyması şart.

Çünkü Kozinoğlu'nun ilişkileri çözülürse bir dönemin kirli çamaşırları da piyasaya çıkacaktı.

3 milyon değil 30 milyon imza olsa ne olur?

BDP, KCK operasyonlarını tıkama amaçlı bir eylem planı açıkladı.

Selahattin Demirtaş 3 milyon kişiyi partiye üye yapacaklarını, sonra da o kişilerin 'Ben de KCK'lıyım' diyerek dilekçe vereceklerini anlattı.

Amaç yargıyı tıkamak.

Öcalan için yapılan eylemlerin talimatını veren Kandil şimdi de BDP'ye talimat gönderip KCK için eylem istiyor.

Öncelikle şunu kayda geçmek lazım.

BDP bugüne kadar Kürtler'in gündelik yaşamıyla ilgilenmedi. Van'da depremzedeler kar altındayken onlar ya terörist cenazeleriyle ya da taziyelerle vakit geçirdi.

Şimdi de KCK'lılar için çalışıyorlar.

İmzaya dönersek...

Eğer 3 milyon imza toplarsa ki bunun da zorla olacağı aşikar, BDP'nin kendini bitirme kampanyası olur. Çünkü teorisyeni Öcalan'ın terör örgütü olarak tanımladığı KCK ile kendini özdeşleştirmiş olacak.

Maalesef BDP bugüne kadar bütün beklentileri boşa çıkardı. Kitle partisi olamadı. Öcalan ve Kandil dışında gündemi olmadı. Blok adı altında transfer ettikleri isimlerin de katkısı yok. Gerçi bu durum BDP'nin tercihi. Çünkü 'dağdakiler' olmasa şehirde BDP'yi takan çıkmaz.

Yani BDP de gücünü silahtan alıyor.

İmza kampanyasında asıl soru şu: 3 milyon değil de 30 milyon imza toplanınca KCK'nın içeriği mi değişecek?

Bir suçun ya da suçlunun masum olup olmaması delillerle ortadadır, toplanan imzalarla belirlenmez.

PKK ile ilgili son not:

Etkili hava operasyonları nedeniyle örgüt kış üslenmesine çekilemedi. Kandil ise sürekli eylem çağrısı yapıyor. Bu da demektir ki yaşanan sıkışmışlık feribot benzeri eylemler olarak yansıyacak. Şehirlere dikkat.

Zaman, 14.11.2011


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.