Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Balyoz Harekat Planı > Soruşturmayı savcılar değil sanıkların kendisi uzatıyor

Soruşturmayı savcılar değil sanıkların kendisi uzatıyor
Ergenekon ve Balyoz davaları sürecinde çok tartışılan konulardan biri yargılamanın uzaması. Sanıklar, avukatları ve medya, yargılama sürecinin yavaş ilerlemesi ve tutukluluğun cezaya dönüşmesi eleştirilerini getiriyor. Ancak AK Parti hükümetine yönelik kara propaganda yapılan internet siteleriyle ilgili 'internet andıcı' iddianamesinin ek klasörlerinde yer alan yazışmalar, konunun farklı bir boyutunu gözler önüne seriyor. Yazışmalara göre, soruşturmayı uzatanlar bizzat şüphelilerin kendisi.

İnternet andıcı davası açıldığında, kamuoyunun bir kesimi ve askerler, iddianamenin 2 yıl bekletilip YAŞ dönemine denk getirildiğini iddia etti. Dava dosyasındaki yazışmalara bakıldığında olayın arka planının böyle olmadığı çok açık. 13 Kasım 2009'da eldeki delillere göre emniyete araştırma talimatı veren Savcı Zekeriya Öz, 6-7 aylık bir araştırmadan sonra tespit ettiği şüphelileri ifadeye çağırıyor. Öz, 2 Ağustos 2010'da Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na yazdığı yazıda, Albay Cemal Gökçeoğlu, Yüzbaşı Murat Uslukılıç, Albay Hulusi Gülbahar, Albay Sedat Özüer, Albay İlker Ziya Göktaş ve Albay Orhan Güçlü'nün 5 Ağustos 2010'da saat 10.00'da Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nde hazır bulundurulmalarını istiyor. Aynı şekilde askerî birimlere gönderilen tebligatta Tümgeneral Hıfzı Çubuklu, Korgeneral Mehmet Eröz, Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, Tümgeneral Mustafa Bakıcı, Orgeneral Hasan Iğsız, Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu'nun ise 6 Ağustos 2010'da ifadeye gelmesi gerektiği bildiriliyor. Ancak, savcının, 'silahlı terör örgütü' soruşturması kapsamındaki şüphelilerin teslim edilmesinin yasal olarak mecburi olduğunu bildirmesine rağmen TSK, komutanları teslim etmiyor.

7 general, 4 albay, bir yüzbaşı ve bir sivil memur aynı anda 'kusma, ishal, bel ağrısı, tansiyon, göğüs ağrısı' gibi şikâyetlerle askerî hastanelere yatıyor. Öz'ün, Tümgeneral Mustafa Bakıcı'nın ifadesinin alınması için 2 Ağustos 2010'da gönderdiği tebligata, Şırnak 23'üncü Jandarma Sınır Tümen Merkez Komutanlığı iki gün sonra cevap veriyor. Komutanlık, Şırnak Garnizon Komutanlığı'nda Bakıcı'yla aynı rütbe ya da daha üst rütbede başka bir personel bulunmadığından dolayı adı geçenin merkez komutanlığı marifetiyle getirilemeyeceğini bildiriyor. Bakıcı bir de savcının çağrısına rağmen 3 Ağustos 2010'da ishalden 10 günlük rapor, daha sonra 13 Ağustos'ta ise 20 günlük 'yatak istirahati' alıyor.

Hıfzı Çubuklu, 5 Ağustos 2010'da rahatsızlanarak GATA'ya yatıyor. Çubuklu'nun göğüs ağrısı şikâyetiyle 20 gün istirahat raporu aldığı bildiriliyor. Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu da aynı gün Kasımpaşa Askerî Hastanesi'ne yatıp bel ağrısı nedeniyle 10 gün yatak istirahati raporu alıyor. Yine 5 Ağustos'ta Korgeneral Pekin, Albay Gökçeoğlu, Korgeneral Eröz, Albay Gülbahar, Albay Göktaş ve Yüzbaşı Uslukılıç'ın sağlık raporları gönderiliyor. Savcı Öz, daha sonra albaylar ve yüzbaşı hakkında yakalama emri çıkararak ifadelerini alabiliyor. Generallerin ifadesi ise alınamıyor. Bu şekilde yarım kalan süreci devralan Savcı Cihan Kansız da, Haziran 2011'de generalleri ifadeye çağırıyor. Eski Ege Ordu Komutanı Orgeneral Nusret Taşdeler, iki kez 20 günlük ve bir aylık rapor alarak ifadeye gelmiyor. Savcının ısrarı üzerine diğer komutanların da ifadesi alınarak zor da olsa iddianame tamamlanıyor. Ve nihayet ifadeye gelmeyip direnen komutanlar soruşturmayı bir yıl uzatıyor.

Zaman, 14.08.2011

 


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.