Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ergenekon > Ergenekon ve Danıştay cinayeti davası birleşti

Ergenekon ve Danıştay cinayeti davası birleşti

Sanık Alparslan Arslan, Danıştay cinayeti davasında olay çıkardı. Aslan, Türbanı yargılayamazsınız. Türbana dokunanı keserim" dedi

 

 

ANKARA - Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin "Danıştay davası ile Ergenekon davası birleştirilsin" gerekçesiyle verdiği "bozma kararına" Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, "uyulmasına" karar verdi. İlk kararında Danıştay saldırısının Ergenekon terör örgütü ile bağlantısın kuramayan mahkeme, verdiği kararda, Danıştay'a saldırı davasının Ergenekon soruşturması ile birleştirilmesinin usül ve yasaya uygun olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını belirtti. Gergin anların yaşandığı duruşmada, Alparslan Arslan kaçma girişiminde bulunarak "Başörtüsü yargılayanların başını keserim" dedi. Mahkeme heyeti kararını açıklarken, sanıklar Erhan Timuroğlu, Tekin İrşi, İsmail Sağır, Osman Yıldırım'a saldırdı. Veli Küçük kızı Zeynep Küçük aracılığıyla, Yargıtay'ın bozma kararına uyulmaması için mahkemeye dilekçe sundu.
Yargıtay'ın bozma kararından sonra Danıştay saldırısı davasının ikinci duruşması dün Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Duruşmaya tutuklu sanıklar Alparslan Aslan, Erhan Timuroğlu, Süleyman Esen, Osman Yıldırım, İsmail Sağır ve Tekin Irşi katıldı.


Babasına para mesajı

Danıştay baskınını gerçekleştiren Alparslan Aslan ilk duruşmada olduğu gibi bu duruşmaya eşofmanla katıldı. Sakalını kesmediği görülen Arslan, duruşmanın başlangıcında, Babası İdris Arslan'a elle işaret ederek, arkadaşları Tekin İrşi ve İsmail Sağır'a para yatırılmasını istedi.


Savcı:Yargıtay kararına uyulsun

Mahkeme heyetinin yerini almasıyla tarihi duruşma başladı. Mahkeme Başkanı geçen duruşmada Yargıtay'ın bozma kararı konusunda tutuksuz yargılanan Sanık Salih Kurter'in görüşünü alınması için yazılan yazıya yanıt gelmediğini belirtti.
Savcı Kubilay Taştan da duruşmada Yargıtay'ın kararını uyulmasını ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde birleştirme yönündeki muvafakatların sorulmasına, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep etti. Alpraslan Arslan'ın avukatı Hüseyin Kubilay Üstüner, müvekkilinin ruh ve sinir hastalıkların hastanesine sevkini talep etti. Mahkeme başkanını sanıklardan son sözünü sorması üzerine Süleyman Esen, tahliyesini talep ederek mahkemenin yapılan yanlışlığa son verilmesini istedi. Sanıkların ve avukatların taleplerini dinledikten sonra Mahkeme heyeti kararını vermek üzere duruşmaya ara verdi.


Kaçmaya çalıştı

Mahkeme heyetinin karar için görüşmesi sürerken, duruşma salonunda Sanık Alparslan Arslan kaçma girişiminde bulundu. Ayağa kalkan ve sanıkların bulunduğu yerden atlamaya çalışan Arslan, "Başörtüsünü yargılayan kafasını keserim. İsrail gidin, İsrail Uşakları. Ş...ler" diye bağırmaya başladı. Jandarmanın girişimi üzerine Arslan, yerine oturdu. Bu sırada izleyiciler arasında bulunan Anne Porsor Arslan'ın "Oğlum sakin ol" demesi üzerine Alparslan Arslan tekrar ayağa kalkarak "Susun! sizde gidin lan" diyerek bağırmaya başladı. Sakinleşmeyen Alparslan Arslan Jandarma tarafından duruşma salonunda çıkarıldı.


Oğlum hasta

Anne Porsor Arslan salon dışına çıkartılan oğlunun yanına gitmek istemesine polisler izin vermedi. Anne Arslan, "Oğlum hasta, 3 yıldır hasta. Birileri çok rahat bir şekilde GATA'ya gidiyor ancak oğlum hastaneye gönderilmiyor. Ne biçim Türkiye bu." dedi. Anne Arslan'ın bu sözleri üzerine de duruşmayı izleyen Danıştay görevlileri "Bu kadını susturun" diyerek polisleri uyardı.


Ayakta bekletildi

Verilen aradan sonra mahkeme heyeti kararını açıklamak üzere duruşma salonuna gelirken, Jandarma görevlilerinin salona getirdiği Alparslan Arslan, diğer sanıkların yanına götürülmedi, sanık avukatlarının bulunduğu yerde ayakta bekletildi.


İstanbul'la birleştirilsin

Mahkeme ise kararında, Yargıtay 9 Ceza Dairesine uyulması karar verildiğini, Alparslan Arslan'ın akıl sağlığı hakkında rapor alınması talebini ret ettiğini açıkladı. Mahkeme, kararında ilk defa "terör örgütü" vurgusu yaparak şöyle dedi:
"Mahkememizde görülen ve örgütün yaptığı eylemlerden bir tanesi olarak nitelenen eylemin yargılamasının da örgütün genel tanım ve tarifinin yapıldığı ve diğer eylemlerinin yargılandığı yargılama dosyasında birleştirilerek, İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2008/209 sayılı dosyasında yapılarak delillerin birlikte değerlendirilmesinin usül ve yasaya uygun olduğu sonuç kanaatine varıldığından dosyanın İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi’nde birleştirilmesi konusunda muvafakat istenilmesine karar verildi."
 

Şerh koydu

Mahkeme heyetinde hakim Kadir Kayan, sanık Süleyman Esen'in tutukluluk halinin devamı kararına muhalif kaldı. Kararda muhalefet şerhi yazan Kayan, "Ortaya çıkan yeni durumun tutuklu kalması halinde ileride sanığın aleyhine mağduriyetine neden olma ihtimaline binanen bu sanığın tutukluluğunun devamı yönündeki çoğunluğun görüşüne katılmıyorum" dedi.


Birbirine girdiler

Mahkeme Başkanı Hasan Şatır kararı açıkladığı sırada, Erhan Timuroğlu, Osman Yıldırım'ın üzerine yürüyerek, "Hep bu şerefsizin yüzünden. Bu şerefsiz itirafçı konuştu, bu itirafçının söylediklerine inanmayın yalan söylüyor" diye bağırdı. Osman Yıldırım da "kaç para aldınız Ş...ler" diye yanıt verdi. Timuroğlu'ya, İsmail Sağır, Tekin İrşi'nin destek vermesine üzerine arbede yaşandı. Mahkeme kararını açıklarken, tansiyonun artması üzerine Jandarma görevlileri sanıkları dışarı çıkarıldı. Mahkeme heyeti gazetecileri ve izleyicileri dışarı çıkardı.


Oğlum masum

İdris Arslan duruşmadan sonra, oğlunun hastaneye sevk edilmemesini eleştirdi. Baba Arslan şöyle konuş: "Üç yıl geçmesine rağmen Alparslan tedavi amacıyla hastaneye kaldırılmadı. Ama şu veya bu şekilde gözaltına alınanlar hemen hastaneye kaldırılmakta. Değişik şekilde salıvermektedirler. Alparslan'ın masum olduğuna inanıyorum. Alparslan gözlem altına alınsın rahatsız olduğu yönlendirildiği görülecektir. Biz cezaevine gittiğimiz zaman, cezaevi müdürü Alparslan'ın durumunda olan hiç kimseyi görmedim demişti. Oğlunuzu yalnız bırakmayın demişti. Ben bu süreçte 250 bin km yol yaptım. Hemen gözaltına alınanlar hemen GATA'ya alınıyor. Nerde bizim hak hukuku savunan medyamız. Biz bu ülkenin zencileri miyiz".


Veli Küçük:Osman Yıldırım yalan söylüyor

Duruşmada Ergenekon sanığı emekli Tuğgeneral Veli Küçük kızı Avukat Zeynep Küçük aracılığıyla mahkeme bir dilekçe sunarak, mahkemenin ilk kararında direnmesini istedi. Dilekçesinde Osman Yıldırım'ın ifadeleri arasında çelişkiler bulunduğunu öne süren Küçük, Osman Yıldırım’ın, Ataşehir’de gerçekleştirildiğini iddia ettiği toplantının olmadığının, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki yargılama sırasında dosyaya getirtilen ilgili kişilerin cep telefonu baz istasyon kayıtları ile ispatlandığını savundu. Küçük, dilekçesinde "Yıldırım menfaati söz konusu olduğunda her türlü yalanı söylebilecek ve her türlü iş birliğine açık her türlü illegal ilişkisinin rahatlıkla kurabilecek bir kişidir" dedi.


Karadeniz bağ kuramamıştı

Bir üyenin hayatını kaybettiği kanlı Danıştay baskını ve Cumhuriyet Gazetesine atılan bombalar ilişkin davayı, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi karara bağlamıştı. Sanık avukatlarından Mehmet Ener'in bütün itirazlarına rağmen, mahkeme Danıştay davası ile Ergenekon soruşturması arasında bağlantı bulunmadığını, işaret ederek dosyayı karara bağlamıştı.
Emekli Mahkeme başkanı Orhan Karadeniz kararında ardından yaptığı açıklamalarda, Ergenekon soruşturması ile Danıştay davası arasında bağlantı kuramadıklarını belirtmişti.
 

Verilen cezalar

Davada verilen cezalar şöyleydi:

Alparslan Arslan: 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ceza ile 68 yıl 9 ay hapis ve 450 YTL adli para cezası
Osman Yıldırım: Bir kez müebbet ve 43 yıl 9 ay 15 gün hapis cezası
Erhan Timuroğlu: Bir kez müebbet ve 43 yıl 11 ay 15 gün hapis cezası
İsmail Sağır: Bir kez müebbet ve 43 yıl 11 ay 15 gün hapis cezası
Tekin İrşi: toplam 10 yıl 2 ay 15 gün hapis cezası
Süleyman Esen:10 yıl 2 ay 15 gün hapis cezası
Aykut Metin Şükre: Beraat
Salih Kunter: Beraat
Ayhan Parlak: Beraat

Radikal, 20.04.09

Danıştay davası ile Ergenekon birleşecek
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Danıştay saldırısı davasıyla ilgili Yargıtay'ın verdiği bozma kararına uydu. Dava, Ergenekon davasıyla birleştirilecek. Duruşmada olay çıkan sanık Alparslan Arslan, "Türbanı yargılayanı keserim" diye bağırdı.

ANKARA - Yargıtay'ın Danıştay üyelerine saldırı davasıyla Ergenekon davasının birleştirilmesi için verdiği bozma kararının ardından davanının ikinci duruşması bugün Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı.

Mahkeme heyeti, ara kararı vermek için duruşma salonunda ayrıldıktan kısa bir süre sonra bir numaralı sanık tetikçi Alparslan Arsan kriz geçirdi.

Ayağa kalkan Arslan, “Türbanı yargılayamazsınız. Türbana dokunanı keserim” diye bağırdı.

Sanık Arslan, kendisini sakinleştirmeye çalışan annesine de tepki gösterdi.

Arslan, 5-6 jandarma eri tarafından güçlükle kontrol altına alınarak duruşma salonundan çıkartıldı.

Ancak götürüldüğü salonda da küfürler savuran Arslan, "Îsrail'e gidin" diye bağırdı.

ANNESİ: BU NE BİÇİM ÜLKE?
Alparslan Arslan'ın annesi Porsor Arslan, oğlunun taşkınlık yaparak duruşma salonundan çıkartılmasının ardından, ''Birileri GATA'ya gidebiliyor. Benim oğlum 3 yıldır bu halde. Ne biçim Türkiye bu. Böyle hakaret olmaz. İstediğini söyleyebilir'' şeklinde konuştu.

Oğlu Alparslan Arslan’la bir yıldır görüşemediğini savunan baba İdris Arslan ise oğlunun kullanıldığını da iddia etti.

SANIKLAR BİRBİRİNE GİRDİ
Duruşma salonunda sanıklar arasında kavga çıktı.

Erhan Timuroğlu daha önceki duruşmada Danıştay saldırsının Ergenekon örgütüyle ilgili olduğunu söyleyen sanık Osman Yıldırım'a tepki gösterdi.

Timuroğlu, Osman Yıldırım'ın üzerine yürümek istedi ve ''Bu şerefsiz itirafçının söyledikleri yalan'' dedi.

Sanık İsmail Sağır da Yıldırım'a yönelik sözler söyledi.

Bunun üzerine Osman Yıldırım da Erhan Timuroğlu ve diğer sanıklara yönelik küfürlü sözler sarf ederek, ''Size kaç para verdiler'' diye konuştu.

Sanıklar, jandarmanın müdahalesinin ardından salondan çıkartıldı.

ERGENEKON'LA BİRLEŞECEK
Aranının ardından kararı açıklayan Mahkeme Başkanı Hasan Şatır, usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay 9. Ceza Dairesinin bozma kararına uyulmasına karar verildiğini söyledi.

Şatır, dosya kapsamı, delil durumu, bozma ilamındaki gerekçeye göre, yapılan değerlendirmede; İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, Ergenekon davasında, bir terör örgütü olduğu ve bunların ülke çapında eylem ve faaliyetlerde bulunduğunun ileri sürüldüğünü belirtti.

Bahse konu örgütün ana çatısı ve örgüt yapısının tarif edilerek nitelendirildiğini, ayrıca örgüt eylemlerinin de dava konusu edildiğini ifade eden Şatır, ''Mevcut duruma göre, mahkememiz dosyasındaki Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine bomba atılması olayının, İstanbul'daki yargılamaya konu örgütün yaptığı eylemlerden biri olarak iddia edildiği, bu haliyle mahkememizde görülen ve örgütün yaptığı eylemlerden bir tanesi olarak nitelenen eylemin yargılamasının da örgütün genel tanım ve tarifinin yapıldığı ve diğer eylemlerinin yargılandığı dosyada birleştirilerek, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/209 esas sayılı (Ergenekon davası) dosyasında yapılması, delillerin birlikte değerlendirilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu sonuç ve kanaatine varıldığından, dosyanın, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde birleştirilmesi konusunda muvafakat istenilmesine karar verildi'' dedi.

Sanık Alparslan Arslan'ın, akıl ve ruh sağlığı yönünden rapor aldırılması talebinin reddine karar veren mahkeme, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını kararlaştırarak, duruşmayı erteledi.

Mahkeme heyeti, tutukluluğun devamı konusundaki ara kararı oy çokluğuyla aldı.

Üyelerden Hakim Kadir Kayan, ''bozma kararı sonrasında ortaya çıkan yeni süreçte, sanık Süleyman Esen ile ilgili ortaya çıkan durumun, tutuklu kalması halinde sanığın mağduriyetine neden olabileceği gerekçesiyle'' Esen hakkında verilen tutukluluğun devamı kararına muhalefet şerhi düştü.

DAVANIN GEÇMİŞİ

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, bozma kararının ardından hazırladığı tensip tutanağıyla, Danıştay saldırısı davasının iddianamesi, karar ve Yargıtay bozma ilamı da eklenerek Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine müzekkere yazılmasına karar vermişti.

Ergenekon iddianamesi (halen devam eden davanın iddianamesi), dava dosyasının ve duruşma zabıtlarının birer suretinin Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesini kararlaştıran mahkeme, yine İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nden ''usul ekonomisi'' dikkate alınarak, ''bozma ilamına uyulması durumunda'', Ergenekon davası ile bu davanın birleştirilmesi yönündeki Yargıtayın bozma kararıyla ilgili görüşünü bildirmesini istemişti.

Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ise Danıştay üyelerine saldırı davasıyla ilgili görüş bildirmeyerek, birleştirme konusunda önce Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin görüş bildirmesini talep etmişti.

YARGITAY'IN KARARI
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Danıştay 2. Dairesi üyelerine ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılarla ilgili Alparslan Arslan'ın da aralarında bulunduğu 8 sanık hakkında Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesince verilen kararı oy birliğiyle bozmuştu.

Dairenin kararında, ''tüm dosya kapsamına göre sanıkların mensubu bulundukları iddia edilen örgütün niteliği, atılı suçların vasfının belirlenmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesi yönünden İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne açılan (Ergenekon) davası ile bu dava arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğunun iddia edilmiş olması karşısında, öncelikle davaların birleştirilmesinde zorunluluk bulunduğuna'' işaret edilmişti.

Kararda, ''Sanıklar Alparslan Arslan, Osman Yıldırım, İsmail Sağır, Erhan Timuroğlu, Tekin İrşi, Süleyman Esen müdafileri ile katılanlar Cumhuriyet Vakfı, Yeni Gün Haber Ajansı Basın Yayıncılık A.Ş, Ayşe Sema Özbilgin, Serkan Özbilgin, Gökhan Özbilgin vekilleri ve Cumhuriyet Savcılarının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, nitelikli kasten öldürme ve nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından resen de temyize tabi olan hükmün sair yönleri incelenmeksizin öncelikle bu sebeplerden dolayı bozulmasına oy birliğiyle karar verildi'' ifadelerine yer verilmişti.

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin ilk kararında direnmesi ve bu kararın temyiz edilmesi durumunda, dava dosyası Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gidecek.

ANKARA 11. AĞIR CEZA MAHKEMESİ'NİN KARARI
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, davada sanık Alparslan Arslan'ı, ''cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya, yerine yeni bir düzen getirmeye, fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek'' suçundan Türk Ceza Kanununun (TCK) 309/1. maddesi uyarınca ve ''Danıştay 2. Dairesi Başkanı Mustafa Yücel Özbilgin'i, tasarlayarak ve yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmek'' suçundan TCK 82. maddesinin (a) ve (g) bentleri uyarınca ayrı ayrı 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırmıştı.

Mahkeme; sanıklar Osman Yıldırım, Erhan Timuroğlu ve İsmail Sağır hakkında da ''Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya, yerine yeni bir düzen getirmeye, fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek'' suçundan TCK'nın 309/1. maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası vermiş, cezalar TCK'nın 62. maddesi uyarınca müebbet hapis cezasına çevrilmişti.

Sanık Süleyman Esen de ''Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya ve yerine başka bir düzen getirmeye teşebbüs etmek amacıyla kurulan silahlı suç örgütünün üyesi olmak'' suçundan TCK 314/2. ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 5. maddesi uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Sanığın duruşmadaki olumlu hal ve tavrını göz önünde bulunduran mahkeme, TCK'nın 62. maddesi uyarınca Esen'in 6 yıl 3 ay hapisle cezalandırılmasına karar vermişti.

Mahkeme, Esen'i ayrıca ''patlayıcı madde bulundurmak ve taşımak'' suçundan TCK 1/2 ve 62. maddeleri uyarınca da 3 yıl 11 ay 15 gün hapis cezasına çarptırmıştı.

Sanıklar hakkında ''Patlayıcı madde bulundurmak ve taşımak'', ''kişiler arasında korku, kaygı ve panik yaratacak şekilde patlayıcı madde kullanmak'', ''tasarlayarak ve yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüse yardım etmek'' suçlarından çeşitli hapis cezaları da veren mahkeme, sanıklardan Aykut Metin Şükre, Ayhan Parlak ve Salih Kurter'in de üzerlerine atılı suçlardan ayrı ayrı beraatlarına karar vermişti.

ntvmsnbc.com, 20.04.09


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.