Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ergenekon > Yavruvatan Ergenekon’un anavatanı

Yavruvatan Ergenekon’un anavatanı

Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Derneği’nin (Ekopolitik) geçen hafta Kuzey Kıbrıs’ta düzenlediği çalıştayda adanın Ergenekon’un anavatanı haline geldiği ifade edildi

Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Derneği (EKOPOLİTİK)’in “Gizli Kuşatılmışlık”: Kuzey Kıbrıs Çalıştayı II-Girne Durağı çalıştayı 28 Haziran’da Girne’de gerçekleştirildi. Çalıştay, politik psikoloji uzmanı Prof. Vamık Volkan moderatörlüğünde Kıbrıs‘ın farklı kesimlerinden aydın, akademisyen ve siyasetçilerin katılımıyla gerçekleşti. Çalıştaya Türkiye’den de Murat Belge, Ömer Laçiner, Kadri Gürsel, Cezmi Bayram, Gamze Kona ve Şenay Yıldız gibi isimler katıldı.

 

Ada fuhuş ve çete cenneti

Toplantı katılımcıları, Kıbrıs’ta yaşanan siyasi, ekonomik, askeri ve sosyal problemler ekseninde Kıbrıs’ta yaşanan ve artmasına ihtimal verilen kimlik konfüzyonu üzerinde durdular. Kıbrıslı Türkler ile Türkiye’den gelen Türkler arasında ortaya çıkan sorunlar ve 1974’den sonra gelişen birçok sosyal ve siyasi problemlerin Kıbrıslı Türklerde Türkiye’ye karşı kendilerini koruma refleksi geliştirdiği dile getirildi. Bu problemlerin en çok üzerinde durulanı Türkiye’den göç edenlerin sorunları ve entegrasyon problemleriydi.

Katılımcılar, 1974’den sonra yaşanan göçlerin 1990’dan sonra çok ciddi artış gösterdiğini ve suçların neredeyse hepsinin göçmen Türkler tarafından yapıldığını ve ada halkının bundan çok rahatsız olduğunu dile getirdi. Yaklaşık beş yüz yılda oluşmuş Kıbrıslı Türk kimliğinin son dönemlerde yok olmaya yüz tuttuğunu ifade ettiler. Kıbrıs’a gelen göçmenlerin adanın değer sistemini bilmediğini, pek merak etmediklerini ve bu durumun da göçmenlerin insicamını bozduğunu dile getirdiler. Kontrolsüz göçün adayı çok kirlettiği dile getirilirken bir katılımcı da adanın kumarhane ve fuhuş cennetine çevrildiğini ifade etti. Göçleri KKTC yönetiminin kontrol altına alamadığı veya almak istenmediği söylendi. Yapılan göçlerin entegrasyonunun daha dikkatli yapılmamasının Kıbrıslı Türk kimliğinin tehdit etmesine ve bunun da hırçınlığa neden olduğu dile getirildi. Aynı zamanda iş gücü için Kıbrıs’a gelen Türklerin de Kıbrıs ve Türkiye arasında kaldıkları ifade edildi. Örneğin, Kıbrıs’ta yaşayan göçmen Türk vatandaşlarını mecliste temsilinin çok az sayıda olması, Kıbrıs’ta yaşayan Türkiye vatandaşlarının boşanma problemlerine KKTC mahkemelerinin bakmayıp Türkiye mahkemelerine havale ediliyor olması gibi.

 

Ergenekon örgütlenmesi

Ayrıca toplantıdaki konuşmacılardan biri de Ergenekon’un anavatanının Kıbrıs olduğu ve bu derin yapının temizlenmesine öncelikle Kıbrıs’tan başlanması gerektiğini ifade etti.

Kıbrıslıların Türkiye siyaseti ve medyasına göre yetersiz Müslüman ve yetersiz Türk oldukları muamelelerine maruz kaldıkları serzenişlerinde bulunulurken anavatanın Kıbrıs’ı “sözde devlet” olarak görmemesi gerektiği vurgulandı. Türkiye’deki demokratik ve siyasi gelişmelerden Kıbrıslı Türklerin yeterince nasibini alamadığı söylendi.

Kıbrıs’ın şu an Türkiye ile olan rabıtasının zayıflamaya devam ettiği ve buna önlem alınmadığı takdirde bu ayrışmanın çok derinleşeceği ve Kıbrıs toplumunda Girit sendromu riskinin yaşanacağı dile getirildi.

Toplantıda, Kıbrıs’a Türkiye’den gelen yerleşimci temsilcilerinin ve diğer unsurlar dışında Kıbrıs Müftüsü ile Büyükelçilik mensupları gibi katılımcıların olması yanında “Türkiye’nin Büyük Çatısı” Ülkesel Çekirdek Ekip katılımcılarının da olması konunun ele alınış biçimi dolayısıyla Kıbrıs’ta gerçekleştirilen Ekopolitik toplantılarının bir ilk olduğu ifade edildi.

Taraf, 01.07.2011


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.