Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Balyoz Harekat Planı > Hakimlerin Balyoz kavgası sertleşiyor

Hakimlerin Balyoz kavgası sertleşiyor
Sanıkların tutukluluk halinin devamını isteyen 2 üye hakimle sanıkların tahliyesini isteyen Mahkeme Başkanı kararlarının gerekçelerini açıklarken ilk kez "çok sert" sayılabilecek ifadeler kullandı.

İSTANBUL - 'Balyoz Darbe Planı' davasına bakan hakimler arasında uzun süredir devam eden görüş ayrılığı bugün iyice su yüzüne çıktı.

İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, dava kapsamında İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 11 Mart ve 25 Mart tarihlerinde verdiği "tahliye taleplerinin reddi" kararına yapılan itirazları, Murat Ataç'ın 7 Nisan'da tutuklanmasına yapılan itirazı ve halen GATA'da tedavi olan Ergin Saygun hakkında çıkarılan yakalama kararının kaldırılması talebini değerlendirdi.

Mahkeme Başkanı Şeref Akçay ve üye hakimler Metin Özçelik ve Birol Bilen'in yer aldığı heyet, aralarında emekli Orgeneral Çetin Doğan, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, eski Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına, emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık ile Koramiral Kadir Sağdıç'ın da olduğu sanıkların tahliye taleplerini oy çokluğu ile reddetti.

Ret oyu veren üye hakimler Metin Özçelik ve Birol Bilen karar üzerinde mahkeme başkanı Şeref Akçay'a cevap verdi.

Heyetin başkanı ve ondan farklı oy kullanan üye hakimler kararlarının gerekçelerini şöyle açıkladı:

Mahkeme Başkanı: Sanıkların eylemleri devam ettirdiğine dair herhangi bir delil yoktur.

Üye Hakimler: Tutukluluk koşulu yönünden aranması gereken ana ilke "kuvvetli şüphe" dir. Sanıklar yönünden 5-7 Mart 2003 tarihinden sonra atılı suça dair faaliyette bulunduklarına yönelik delil elde edilmemiş olması' gibi argümanla tutukluluk incelemesi yapılamaz. Böylesi bir yöntem benimsenmesi, bu görüşü savunan hakim bakımından ihsas-ı rey oluşturur, yani tutukluluk incelemesine konu kamu davasının esası hakkında görüşünün açıkça beyan edilmesi özelliği taşır.

Mahkeme Başkanı: Bu davada delillerin hepsi toplandı. Hangi deliller toplanacaktır ki daha.

Üye hakimler: "Gölcük Donanma Komutanlığı'ndaki belgeler Aralık 2010'da elde edildi.İlk soruşturma 22 Şubat 2010'da yapıldı. Deliller tamamen toplanmadı. Kaldı ki henüz devam eden kamu davasında tanıklar da dinlenmiş değildir.

Mahkeme Başkanı: Siz her bir sanığın özel durumunu dikkate almadan ve hangi adli kontrol hükmünün hangi nedenle yetersiz kalacağını belirtmeden adli kontrol sisteminin yetersiz kalacağını söylerseniz bunu insan vicdanı kabul etmez.

Üye hakimler: Başkan Şeref Akçay'ın bu gerekçelerinin haklı olup olmadığının tespiti için mutlaka mahkemenin benzeri durumlarda ve özellikle mahkemenin nöbetçi hakimliğinin 14-20 Mart 2011'de verdiği diğer tutuklama kararlarına yapılan itirazlarda nasıl bir inceleme yöntemi izlediği de, hangi kapsamda gerek adli kontrol gerekse tutuklama koşulları bakımından gerekçe oluşturduğuna bakmak gerekmektedir. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin heyet olarak verdiği tutukluluk hallerinin devamına ilişkin kararlara yapılan itirazlar Başkan Şeref Akçay'ın da bulunduğu heyet tarafından değerlendirildi ve oy birliği ile reddedildi. Tutukluluğun devamına yönelik karara yapılan itiraz incelemesi, tutuklama kararına yapılan itiraz incelenmesine ilişkin tutuklama koşulları bakımından ayrı ayrı değerlendirme yapılmadığı gibi adli kontrol hükümlerinin hangi sanıklar ve şüpheliler yönünden yetersiz kalacağı ile ilgili ayrı ayrı gerekçe oluşturmamıştır.

İHSAS-I REY TARTIŞMASI
Üye hakimler: "Ne var ki muhalefet görüşünü savunan Başkan Şeref Akçay tarafından mahkememizin nöbetçi hakimliğince verilen tutuklukla ilgili kararlarına itirazlarla ilgili öteden beri benimsenen uygulama sürdürülürken özellikle şüpheli Hanefi Avcı hakkında ve Balyoz dava dosyalarında ihsas-ı rey oluşturma ihtimali taşıyabilecek şekilde muhalefet gerekçeleri yazılması hukuken anlaşılamamıştır. Başkan Şeref Akçay'ın ihsas-ı rey oluşturma ihtimali taşıyabilecek şekilde gerekçe yazmak için tercih ettiği bu uygulamadan 14-20 Mart 2011 tarihleri arasında nöbetçi hakimliğimizce hakkında tutuklama kararı verilen ve tutukluluklarının devamına karar verilen kararlara ilişkin itiraz eden şüpheli ve sanıkların da faydalandırılması ‘hukukun herkese lazım olduğu' temel düsturundan hareketle bir zorunluluk taşıdığı açıktır.

ORDUNUN ÜST DÜZEY GÖREVLİLERİ TARTIŞMASI
Mahkeme Başkanı: Sanıklardan bir kısmı halen ordunun üst düzeyinde görev yapan kişilerdir.

Üye hakimler: Türkiye Cumhuriyeti'nde Anayasa ve kanunlar düzenlenirken objektif, genel, kişiye özgü olmayan, herkes için eşit mesafede düzenlemeler içermesi gibi evrensel ilkelerin esas alındığı, yürürlükteki mevzuatı uygulamakla yükümlü mahkemelerin de bu ilkelere göre kabul edilip yürürlüğe konan yasaları uyguladıkları bilinmektedir.

ntvmsnbc.com, 19.04.2011


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.