Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ergenekon > Şahin: Susurluk'un günlüğünü tuttum

Şahin: Susurluk'un günlüğünü tuttum
“Ergenekon” davasının tutuklu sanığı eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin, Susurluk’un bir kaza olmadığını söyledi. Herkesin yalan söylediğini savunan Şahin, günlükleri olduğunu açıkladı.

İSTANBUL - İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda görülen İkinci “Ergenekon” davasının bugünkü duruşmasına gazeteci Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay'ın da aralarında bulunduğu tutuklu 21 sanık katıldı.

Tutuklu sanıklardan eski Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, Ersin Gönenci ve Levent Göktaş ise duruşmaya gelmedi.

Duruşmada, bu davada tutuksuz yargılanan ''Ergenekon'' soruşturması kapsamında tutuklanan Yalçın Küçük, ''Balyoz Planı'' davasında tutuklu yargılanan Cengiz Köylü ve Mustafa Koç da hazır bulundu.

Duruşmada, tutuklu sanıklardan eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin, savunmasını yapması için salondaki kürsüye alındı.

Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, yasal haklarını okuyarak, Şahin'e, suçlandığı konularla ilgili susma hakkına sahip olduğunu, savunma yapıp yapmayacağını sordu. Şengün, Şahin'e, ''Beni duyuyor musunuz, anlıyor musunuz?'' diyerek, aynı şeyleri bir kaç kere yüksek sesle tekrar etti.

Söylenenleri anladığını ifade ederek, yazılı olarak hazırladığı bir metni okuyan Şahin, şunları söyledi: ''Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum. İddianameyi tümüyle reddediyorum. Niçin burada olduğumu dahi bilmiyorum. Avukatlarıma sorduğumda, bana PKK, DHKP/C, TİKKO gibi örgütlerle bağlantılı terörist olarak suçlandığımı söylediler. Ben terörist falan değilim. Tarihleri hatırlamıyorum ama yıllardır sağlık sorunlarıyla uğraşıyorum. Nedendir bilmiyorum, hiçbir şeyi doğru dürüst hatırlamıyorum. Ailem dışında kimseyi tanımıyorum. Hapiste olmamdan dolayı annem bir yıldır felçli. Eşim kalp hastası oldu. Savunulacak herhangi bir suç işlemedim. Suçsuzum. Savunma yapmayacağım. Avukatlarım yapacak. Ailemin başına gelenlerden dolayı 1 yıldır dünya ile ilişkimi kestim. Kendimi ölüme hazırladım. Allah kimseyi bu duruma düşürmesin.''

VELİ KÜÇÜK'Ü HİÇ GÖRMEMİŞ
Demans hastası olan Şahin, denge bozukluğu olduğunu belirterek, oturarak duruşmaya devam etti. Başkan Şengün, emniyet ifadesi olmayan Şahin'in savcılıkta alınan ifadesini okudu.

Şahin'in bu sırada da duymakta ve anlamakta sorun yaşaması üzerine Şengün, ''Duymadığın ve anlamadığın zaman söyle. Daha yüksek sesle okuyayım'' diye Şahin'i uyardı.

Yaklaşık bir yıldır cezaevinde tek başına kaldığını, son 10-15 gündür tutuklu sanıklardan avukat Yusuf Erikel'in yanına geldiğini belirten Şahin, Erikel ile iddianameyi incelediğinde söylemediği şeylerin yazıldığını gördüğünü anlattı.

Savcılıkta verdiği ifadeleri tam olarak hatırlamadığını, ne dediğini bilmediğini ifade eden Şahin, birinci davanın tutuklu sanığı Veli Küçük'ü, savcılık ifadesinin tersine, hayatı boyunca hiç görmediğini söyledi.

Küçük ile cezaevinde açık görüşlerde tanıştığını dile getiren Şahin, yine birinci davanın tutuklu sanığı İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ile de 2 defa konuştuğunu, Ulusal Kanal'da 2 kere ''Türk-Kürt, Sünni-Alevi ayrımı yapıldığına, ülkenin bölündüğüne dair'' konuşma yaptığını kaydetti.

İddianamede bazı şeylerin farklı yazıldığını ifade eden Şahin, birinci davanın tutuklu sanığı Muzaffer Tekin'in, geçirdiği trafik kazasından sonra kendisiyle ilgilendiğini söyledi.

Danıştay dosyasının sanığı Alparslan Arslan'ı, Sedat Peker'i tanımadığını, Tuncay Güney'i televizyondan bildiğini anlatan Şahin, ''Taylan Özgür Kırmızı ve Muhammed Sarıkaya'yı tanırım. S-1 listesinde vardı'' şeklindeki ifadesine ilişkin de ''Ne söylediğimi bilemiyorum. Taylan'ı Reşadiye'de köyden tanıyorum. Şahin soyadında olanlar da akrabalarım. Muhammet ile de bir kere telefonla görüştüm. Yüz yüze burada gördüm'' dedi.

Duruşmaya, Şahin'in yorulması üzerine kısa bir ara verildi.

‘ÇATLI'YI BAŞKA İSİMLE TANIYORUM’
Mahkeme başkanı Şengün, ''Abdullah Çatlı'nın silah almasına yardım ettiğinize dair bir belge var'' demesi üzerine Şahin, Susurluk kazasıyla ile ilgili açıklamalarda bulundu.

İnsanları gördükten 1 saat sonra kim olduklarını hatırladığını, Tuncay Özkan'ın da kendisine 'düşman' dediğini, sonra kendisinin kim olduğunu hatırladığını dile getiren Şahin, ''Yıllardır beni mahveden Susurluk kazası vardır. Susurluk konusunda aleyhime konuşanları düşman olarak görüyormuşum. Arkadaşı burada konuştuktan sonra hatırladım'' dedi.

Şahin'in ''10-15 senedir bana çok ıstırap çektirdiler. Susurluk içime kahroldu. Susurluk'la ilgili herkes yalan söyledi. Hala söylüyorlar'' demesi üzerine Başkan Şengün, ''Doğru söyleyen var mı?'' dedi.

Susurluk'un hala araştırığını, bu davadaki insanları hayatı boyunca hiç görmediğini ifade eden Şahin, Susurluk konusunda kendisine saldırı yapıldığını söyledi.

‘ÇATLI'YI BAŞKA İSİMLE TANIYORUM’
Bu konuda kendisiyle hiç konuşulmadığını ifade eden Şahin, ''Uğur diye bir adam var. Haberleri sunuyor. Yalan söylüyor. Hala yalan söylüyor. Ben Abdullah Çatlı'yı başka bir isimle tanıyordum. Fotoğrafta, tek emniyet müdürü ben mi varım? Benim haricimde bir sürü emniyet müdürü vardı fotoğrafta. Beni hedef yaptılar. Aynı oyun tekrar oynanıyor. Bomba buluyorlarmış. Şimdi de yalan söylüyorlar'' diye konuştu.

‘KİMSE BANA SORMADI Kİ’
Şengün'ün ''Bu konuda bu kadar iddialısın. 'Yalan söylüyorlar' diyorsun. Siz doğruyu biliyorsunuz o zaman. Niye şimdiye kadar konuşmadınız? Doğruyu bildiğinize göre niye söylemediniz?'' sorusuna Şahin, ''Kimse bana sormadı ki'' dedi.

Mahkeme Başkanı Şengün'ün de ''Şimdi sorduk, doğrusu ne?'' demesi üzerine Şahin, ''Ben Susurluk kazasında var mıyım?'' yanıtını verdi.

‘HERKES YALAN SÖYLÜYOR’
Mahkeme Başkanı Şengün de ''Doğruyu konuşmak için kazada olmanıza gerek yok'' dedi.

Şahin, ''Susurluk'la ilgili her şeyi gerekirse anlatırım. Herkes yalan söylüyor. Ben herkesi öldürüyormuşum. Ben kimim de herkesi öldürüyorum, yanımda mıydınız? Aynı şeyi şimdi de yapıyorlar. Yok bombaymış'' şeklinde konuştu.

'BENİM DE GÜNLÜKLERİM VAR'
Şengün'ün ''Susurluk'la ilgili anlatmak istediğin bir şey var mı?'' sorusuna Şahin, ''15 senedir hazırlanıyorum. Benim de günlüklerim var. Benim ne Susurluk'la ne de bu davayla alakam yok. Orada da uydurdular, şimdi de uyduruyorlar'' yanıtını verdi.

‘SUSURLUK KAZA DEĞİL’
İbrahim Şahin, şöyle devam etti:

''Susurluk bir kaza değil. Kesinlikle nasıl olduğu, kimlerin karıştığı, Susurluk'la ilgili, PKK ile ilgili notlarımı cezaevine getirttim. Hiç kimse bir kazayı 2,5 dakika sonra öğrenemez. 2,5 dakika sonra haber alırsan, o kazayı yaptıran sensin ya da yaptıranlarla ortaksın....

Yıllardır PKK ile mücadele ettim. Benim nerem PKK'lı? Beni PKK'lı, TİKKO'cu, Hizbulahçı olmakla suçluyorlar şimdi. Aynı şey Susurluk'ta yapıldı. Bu devlette çok büyük pislik var 50-60 senedir. Ama nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Şimdi o pisliği temizlemeye çalışıyorlar. Sizin de Allah yardımcınız olsun.''

BAĞIRINCA HAKİM UYARDI
Şahin, gözaltındayken kendisine işkence yapıldığını ileri sürerek, ''Ben bu ülkeye ihanet etmedim. Terörist falan değilim. Gerekirse kendimi de vururum'' dedi.

İbrahim Şahin'in bağırarak konuşması üzerine, Başkan Şengün, sağlık sorunu nedeniyle sakin olması konusunda uyardı.

‘ERGENEKON NE DEMEK?’
Hiçbir yere bomba koydurmadığını ifade eden Şahin, 10 yıldır hayatla ilişkisini kestiğini, kendisini tasavvufa verdiğini söyledi.

''Ne demek bu Ergenekon? Bir tane tanıdığımı göstersinler'' diyen Şahin, ''Susurluk'ta insanları öldürmekle suçlandım, eroinci, uyuşturucu ilan edildim. Şimdi de bunlarla iş birliği yapmakla suçlanıyorum'' diye konuştu.

DAMADIM ALEVİ’
Doğudaki aşiret reisleriyle görüştüğünü, geceleri bunların evlerinde yattığını ifade eden Şahin, ''Baktım onlar da Türkmen. Ben de Türkmenim. Benim damadım da burada. O da Alevi. Neymiş ben Alevi öldürecekmişim. Nereden uyduruyorsunuz bunları? Benimde post giyen Alevi dedesi arkadaşlarım var. Köyümün yarısı Sünni yarısı Alevi'' şeklinde konuştu.

PKK İDDİALARI
Şahin, evinden alınan resimlerin iddianameye konulduğunu belirterek, Yunan ajanlarını izlediğini, kendisinde Yunan, MOSSAD ajanlarının fotoğraflarının olduğunu, savcılıkta bunların kendisine sorulmadığını iddia etti.

Sanık Şahin, PKK'nın, Kürt örgütü olmadığını, CIA ve MOSSAD tarafından kurulduğunu, üst yönetiminde Ermenilerin olduğunu ileri sürdü.

‘BANA SUİKAST YAPILACAK DİYORUM...’
Bütün gizli servislerin kendisini öldürmek istediğini ifade eden Şahin, ''Savcıya bana suikast yapacaklar diyorum, o benim suikast yapacağımı yazıyor'' dedi.

Şahin'in açıklamaları üzerine Başkan Şengün, ''Dönem dönem hatırlıyorsun. Deminden beri konuşuyorsun'' dedi.

‘GENERALLER KAN KARDEŞİM’
Susurluk kazasında kendisiyle birlikte yargılanan polisleri, mahkemeden sonra görmediğini dile getiren Şahin, savcının kendisine ''Generalle konuşurken niye kardeşim dediniz'' diye sorduğunu kaydetti.

Şahin, ''Çatışma sırasında o çenesinden, ben boğazımdan vuruldum. Kan kardeşi olduk. O zaman yüzbaşı, binbaşı olanlar şimdi general oldular'' dedi.

‘SUSURLUK KÜRTÇÜLERİ ÖNLEDİ’
Cezaevinde olmasına rağmen hala korunduğunu belirten Şahin, ''Şimdi Kürtçülük aldı gidiyor. Susurluk bunu önleyen en büyük şeydi. Aşiretlerle görüştük. Hepsini devletçi yaptık'' diye konuştu.

ntvmsnbc.com, 29.03.2011


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.