Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ergenekon > Ergin'den gazetecilerin tutuklanmasıyla ilgili açıklama

Ergin'den gazetecilerin tutuklanmasıyla ilgili açıklama

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Ergenekon soruşturması kapsamında son yaşanan gözaltılarla ilgili NTV canlı yayınında ''Gazeteciler sadece gazetecilikten dolayı gözaltına alınmış olsaydılar basına darbe olurdu'' dedi. Bakan Ergin bir son dakika gelişmesinden de bahsetti ve TSK'ya 'kağıttan kaplan' benzetmesinde bulunduğu için 301.'nci maddeden yargılanması istenen CHP'li Süheyl Batum'a soruşturma izni vermediğini söyledi.

Ergin şunları söyledi:

 

Sadece gazetecilikten dolayı gözaltına alınmış olsaydılar basına darbe olurdu.

Beratı zimmet esastır. Soruşturma elbette hızlı gitmeli. Bütün bunları iddianame ortaya çıktığında göreceğiz.

İnsanların hürriyetini kaybetmiş olmaları cezaevinde tutulmaları insanları mutlu etmez ama Türkiye’de şu anda 50 bin civarında tutuklu var.

Önemli olan tutuklamaların keyfi olup olmadığıdır. Dink’i vurup öldürüyor mesela. Onu salıverelim mi.

 

CUMHURBAŞKANI’NIN KAYGILARI

Sayın Cumhurbaşkanımızın dikkat çektiği konu sadece savcıların dikkatli olmasıyla ilgili değil. Hem basın özgürlüğünü, hem de demokrasiyi korumak önemlidir. Bunun da altını çizdi.

''Hiçbir gazeteci umarım gazetecilik dışında bir faaliyette bulunmuyordur'' değerlendirmesi de yaptı Sayın Cumhurbaşkanı.

Türkiye son dönemde çok önemli yargı düzenlemeleri yaptı. Bu imajın gölgelenmemesi konusunda dikkat çekti kendisi. Türkiye’deki herkes bu tür hassasiyetlere dikkat etmeli.

 

GAZETECİLERE SORGUDA SORULAN SORULAR

Muhtemelen avukatlar sorulan soruların birkaç tanesini yansıttılar. Konuyu magazin boyutuna taşıyacak türde sorular basına taşınıyor.

Bütün soruların tamamını birlikte değerlendirip kanaat belirtmek daha sağlıklı olur diye düşünüyorum.

Cımbızlama şeklinde bazı parçalar alınarak o soruşturmanın bağlamından koparılarak başkalaştırılması doğru değil diye düşünüyorum.

 

YARGIYA ÇİFTE STANDART İDDİASI

Yargıya yönelik eleştiri yapılabilir ama adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçtur. Ama tutuklama var tutuklamayı eleştiririm. Bir karar verilmiş bunu eleştirebilirim.

Eleştirmek ayrıdır soruşturmanın içeriğini değiştirmeye yönelik faaliyetler etik de eğil yasal da değil.

 

BASIN YASASI

Basın Yasası'nı bugün Başbakanlık’a gönderiyoruz. Ceza yasalarımızdan kaynaklanan ve birçok basın mensubunu etkileyen olumsuzlukların önleneceğini düşünüyoruz.

Gönderdiğimiz pakette yasa dışı dinleme yapmanın cezasını katlıyoruz. En az bir buçuk iki kat cezalar artıyor. İllegal dinlemeleri tamamen ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. Yasa dışı dinlemelerin basın yayın organlarında yayınlanması durumunda cezaların yarı oranda arttırılmasını içeren düzenlemeyi kaldırmayı düşünüyoruz.

Soruşturma kovuşturmayla ilgili haberlere ilişkin yayınlarda kamu yararı gözetiliyorsa suç olmaktan çıkarılacak.

 

“KAĞIT KAPLAN’A” SORUŞTURMA YOK

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Süheyl Batum hakkındaki TSK'ya 'kağıttan kaplan' dediği için açılması istenen soruşturma talebine olumsuz cevap verdik.

Bizim değerlendirmelerimiz keyfi değil. İçtihatlardaki kriterlere baktık. Şu ana kadar Adalet Bakanlığı’ndaki fezlekelerin yüzde 98’ine ben izin vermedim.

Bu yüzde 98 içinde her kesim vardır. Burada uyguladığımız kriter AİHM içtihatlarıdır.

 

SİLİVRİ’DE TECRİT İDDİASI

Ortada büyük bir bilgi kirliliği var. İnsiyatife bağlı bir durum yok ortada.

Tutuklular maddi imkanlar imkan verdikçe ayrı odalarda barındırılır diye bir hüküm var.

Aynı odalarda barındırılmazlar şeklinde emredici bir hüküm var. Yasa hükmü çok açık. Aynı koğuşta kalmaları şu ana kadar fiziki kapasitesinin yetersiz olmasından kaynaklanıyordu.

Tecrit iddiası kesinlikle doğru değil. Sayın Balbay dilekçesinde “Sayın Özkan’la kalmak istiyorum. Onun dışında kimseyle kalmak istemiyorum” şeklinde. Sayın Özkan da aynı şekilde talepte bulundu.

Sayın Balbay ve Sayın Özkan’ın şahsına özel bir uygulamamız söz konusu değil.

Keyfi hiçbir şeye müsaade etmeyiz.

Başkan bir pencerede bakarsak, aday olurlarsa, mahkumiyet kesinleşinceye kadar masum sayılır herkes. Milletvekilleri olmaları tabi ki mümkün.

Hürriyet, 07.03.2011


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.