Gündem
 Gündem > Balyoz Harekat Planı > Gölcük’ten Silivri’ye Balyoz günlüğü
Gölcük’ten Silivri’ye Balyoz günlüğü
Balyoz Davası’nda 163 sanık hakkında yeniden tutuklama kararının çıkmasına neden olan gelişmeler, şantaj ve askerî casusluk soruşturmasıyla başladı.
Balyoz Davası’nda 163 sanık hakkında yeniden tutuklama kararının çıkmasına neden olan gelişmeler, şantaj ve askerî casusluk soruşturmasıyla başladı. Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Fikret Seçen tarafından yürütülen casusluk soruşturması kapsamında 6 Aralık 2010 tarihinde Gölcük’teki Donanma Komutanlığı’nda arama yapıldı.
Arama sırasında bir odada döşemenin altına gizlenmiş dokuz çuval belge ele geçirildi. Yapılan incelemede belgelerin büyük bir bölümünün Balyoz Planı’na ait olduğu saptandı. Belgeler arasında daha önce hiç yayımlanmamış yeni Balyoz belgeleri olduğu da anlaşıldı. Gölcük Donanma Komutanlığ’nda bulunan yeni belgeler, 43 klasör halinde Balyoz Davası’nın görüldüğü İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Mahkemeye ulaşan delil niteliğindeki yeni belgeler, Balyoz Planı’nın korkunç eylemlerini bir kez daha gözler önüne serdi. Belgelerle birlikte Fatih ve Beyazıt’ın yanı sıra Eyüp ve İsmailağa camilerinin de bombalanması için keşif yapıldığı saptandı.
Özden Örnek’in talimatı
21 Şubat 2003’te Özden Örnek imzasıyla yayımlanan belgede sıkıyönetimin ilan edilmesinin ardından yapılacaklar ayrıntılı olarak anlatılıyor. “Çok gizli” ibareli belgede darbe için şunların yapılması isteniyor:
» Müzahir personelden sıkıyönetimin ilanını müteakip, ülke sahtında kamu görevlerini devralacak personel listelerinin oluşturulması
» TSK’dan ilişiği kesilecek ve görev yeri değiştirilecek personelin tesbit edilmesi
» Ülke genelinde milli mutabakatın oluşturulması maksadıyla gerekli eylem planlarının hazırlanması
İbrahim Fırtına da belgede
Balyoz’un Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki görevini üstlenen dönemin Harp Akademileri Komutanı İbrahim Fırtına da en az Özden Örnek kadar çaba göstermiş. Fırtına, Ocak 2003’te Tümgeneral Korcan Pulatsü’ye gönderdiği özel direktifte, AKP’nin iktidar olduğu 2002 seçimlerinin ardından “irticai unsurların” güç kazandığını ve “dini esaslara dayalı bir yönetim sistemi kurmayı hedefledikleri” anlatılıyor. Direktifte, sıkıyönetimin TBMM tarafından onaylanmasının ardından 1. Ordu Komutanlığı bünyesinde icra edilecek görevlere gereken desteğin verilmesi emrediliyor.
Taraf, 13.02.2011
Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.
| 
