Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Balyoz Harekat Planı > Generaller hukuk tanımıyor

Generaller hukuk tanımıyor

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, 25'i muvazzaf general 102 sanık için verdiği yakalama emri yerine getirilmedi. Sanıklar adliyeye avukatlarını gönderince hukukçular ayağa kalktı. "Rütbeye göre hukuk olmaz. Görüldükleri yerde tutuklanmalılar." uyarısı yapılıyor. Demokrat Yargı Eşbaşkanı Ertekin, hukukun herkese eşit muamele yaptığının ispatlanmasını isterken, Kazan Hâkimi Şahin, "Vatandaşla general, yargıçla başsavcı arasında ayrım gözetilemez." diyor.
 

'Balyoz' darbe planı davasında tarihî gelişmeler yaşanıyor. Aralarında 25 muvazzaf generalin de bulunduğu 102 sanık hakkında İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin oybirliğiyle verdiği yakalama emrine rağmen şahısların adliyeye gelmemesi yeni bir tartışma başlattı. Hukukçular itiraz ve reddihakim başvurularını, mahkemeyi oyalama ve YAŞ öncesi zaman kazanma taktiği olarak görüyor. Hukukun işlemesinin bazı kesimlerde paniğe yol açtığı vurgulanırken, 'rütbeye göre hukuk anlayışı olmaz' uyarısı yapılıyor. Hukukta hiç kimseye ayrıcalık tanınamayacağı, sanıkların görüldükleri yerde tutuklanması gerektiği belirtiliyor. Bu konuda siyasî iradenin sergileyeceği tavrın da önemine dikkat çekiliyor. Darbe dönemlerinde bütün Meclis'in içeri alındığını hatırlatan hukukçular, sanık generallerin mahkeme kararına karşı sergilediği tutuma tepki gösteriyor.

Kazan Hâkimi Kemal Şahin, generallerin ayrıcalık beklediğini kaydederken, "Kanun kimliğe bakmaz. Kuvvetli suç şüphesi varsa herkes tutuklanır. Vatandaşla general, yargıçla başsavcı arasında ayrım gözetilemez." diyor. Emekli Savcı Gültekin Avcı, emri altında binlerce askerin bulunduğu generaller için 'kaçma tehlikesi yok' ya da 'delil karartma şüphesi yok' gibi gerekçelerin işletilemeyeceğini söylüyor. Demokrat Yargı Eşbaşkanı Orhan Gazi Ertekin ise Balyoz davasının özünü saptırmaya yönelik girişimlere işaret ediyor. Generallerin yargılanabilmesi durumunda hukukun herkese eşit muamele yaptığının ispatlanabileceğini belirtiyor.

Balyoz kod adlı darbe planı davasının 102 sanığı hakkında İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği yakalama emrine rağmen sanıkların adliyeye gelmemesi yeni bir tartışmaya yol açtı. Verilen yakalama kararının, bu hafta içinde infazı gerekiyor. Ancak aralarında davanın bir numaralı sanığı emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın da bulunduğu sanık avukatlarının birçoğu reddihâkim talebinde bulundu. Hukukçular, reddihâkim taleplerinin mahkemeyi oyalama ve 1 Ağustos'ta başlayacak YAŞ öncesi zaman kazanma amacı güttüğüne dikkat çekiyor. Demokrat Yargı Eşbaşkanı Orhan Gazi Ertekin, bu taleplerin Balyoz davasının özünü saptırmaya yönelik olduğunu belirtti.

 

Tutuklama kararı en çok muvazzaflar için gerekli

Gültekin Avcı (Eski Cumhuriyet Savcısı): Şu anda reddihâkim taleplerinin hiçbir işe yaramayacağı biliniyor. Ancak Türkiye'de daha önce de yaşanan hukuk dışı müdahalelerle bazı hâkim ve savcılar görevlerinden alındı. Belki bunun için uğraşıyorlar. Tutuklama kararı özellikle muvazzaflar için önemli. Çünkü bu komutanların emrinin altında binlerce insan var. TSK Personel Kanunu işletilseydi ve açığa alınsalardı, o zaman mahkeme tutuklama kararı vermek durumunda kalmazdı. Suç delillerini karartmaktan yeni bir suç için iştirak etmeye kadar pek çok konuda şüpheler olduğu için tutuklama kararı yerindedir.

Yargılama süreci sapasağlam ilerliyor

Hâkim Orhan Gazi Ertekin (Demokrat Yargı Eşbaşkanı): Avukatların reddihâkim talepleri, sanıkların tutuklanmaları veya kaçmaları üzerine yapılan tartışmalarla Balyoz davasının özü saptırılmak isteniyor. Bu davaların özü rütbelere göre hukukun olmaması gerektiği düşüncesine dayanıyor. Balyoz'da sanıklar mahkûm olsun veya olmasın eşit muamele görmek zorundadır. Reddihâkim, hukuki bir haktır. Gayri meşru bir girişim değildir. Ancak burada avukatlar, bir taktik uyguluyorlar. Bu somut bir nedene dayanmıyorsa, sıradan bir taktik olmanın ötesine geçmeyecektir. Yargılama süreci sapasağlam ilerliyor.

Avukatların yaptığı, zaman kazanma hamlesidir

Kemal Şahin (Kazan Hâkimi): Mahkeme heyeti üç hakimden oluşuyor. Ceza Muhakemesi Kanunu'nda tutuklama kararı verilmesi hakimin reddi için hiçbir şekilde sebep olamaz. Tutuklanma nedenleri ortadadır. 60 bine yakın tutuklu var, bütün hakimlerin sırf tutuklamadan dolayı reddedilmesi gerekir. Reddiye, bir hakimin tarafsızlığını şüpheye düşürecek olguların bulunmasıyla gerçekleşir. Avukatların yaptığı, zaman kazanma hamlesidir. Birçok insan kendisine ayrıcalık bekliyor. Vatandaşla general, yargıçla başsavcı arasında ayrım gözetilemez. Kanun herkese eşit şekilde uygulanmak zorundadır.

Hukukun işlemesi, bazı kesimlerde paniğe yol açtı

Sacit Kayasu (Eski Cumhuriyet Savcı): Reddihakim talebi normal bir hakkın kullanılması olayı. Ama bunun siyasi arka planı olabilir. Olay düşündürücü. Şimdiye kadar olan her şey hukukun dışındaydı. Yani yüksek rütbeli bir asker veya üst düzey bürokrat sorgulanmıyordu. Hukuk işlemeye başladı. Zaten panik oradan kaynaklanıyor. Hukukçu olarak şunu savunuyoruz. Bir insanın sıfatı, makamı ne olursa olsun kanunlar önünde eşit olmalı. Tutuklama kararına itiraz etmemiş ise o kişinin mutlaka yetkili makamlarca yakalama emrinin verilerek yerine getirilmesi lazım. Savcılar da biraz inisiyatif kullanmalı.

Zaman, 27.07.2010


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.