Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ergenekon > Agos, Poyrazköy’de de müdahil

Agos, Poyrazköy’de de müdahil

Kafes Eylem Planı’yla birleştirilen Poyrazköy Davası’nın ikinci duruşmasında Agos gazetesinin müdahillik talebi kabul edildi. Mahkeme Başkanı Oktay Kuban ise karara muhalefet şerhi koydu.
 

Amirallere suikast ve Kafes Eylem Planı davaları ile birleştirilen Poyrazköy davasının ikinci duruşması dün yapıldı. Hasdal Cezaevi’nden gelen dokuz muvazzaf asker önceki gün giydikleri tek tip kıyafetleri dün çıkardı. Subaylardan sadece Yarbay Ercan Kireçtepe armalı ceketi giyerken diğer subaylar kendi takım elbiselerini giyerek duruşmaya geldiler. Agos gazetesinin davaya müdahillik talebi de kabul edildi.

 

Deniz Kuvvetleri’nde yapılanma

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 11’i tutuklu 69 sanıklı Poyrazköy davasının dünkü duruşmasında çapraz sorgusuna geçilen tutuksuz sanık Albay Ali Türkşen, kendisiyle ilgili ihbarda bulunan kişilerin kimliği ile ilgili soruya, “Burada bu isimleri zikredemem. Deniz Kuvvetleri içerisinde müthiş bir yapılanma var. Hâlâ hakkımda emniyete yapılan ihbar mailleri var” cevabını verdi.

 

Agos’a sınırlı soru hakkı

Öğleden sonraki oturumda ise Agos gazetesinin müdahillik talebini değerlendiren mahkeme heyeti, Başkan Oktay Kuban’ın karşı oyuyla 2’ye 1 talebin kabul edildiğini söyledi. Ancak avukatlara ‘Kafes Eylem Planı’ ile ilgili sınırlı soru sorma hakkı tanındı. Kuban tarafından mahkemeye sunulan muhalefet şerhinde ise, “talepte bulunan tarafın sanıklar yönünden davaya katılma haklarının bulunmadığı” savunuldu. Müdahil avukatlardan Fethiye Çetin’in, ‘Kafes Eylem Planı’nda, Agos gazetesine ve azınlıklara ilişkin suikast planları var. Sizce neden hazırlanmış olabilir” sorusuna Türkşen, “Ben çok düşünmedim bu konuyu. Kafes’te adım yok. Böyle bir komplo hazırlıklarında olduklarını sanmıyorum” dedi. Kuban’ın, “Bu kişilerin sizin terfinizi engelleme gibi bir çabaları mı var? Yoksa bunların farklı amaçları da var mı?” şeklindeki sorusuna Türkşen, “Benimle birlikte çalıştıklarında rahat edemeyecekler. Ercan Kireçtepe, Emre Onat... Nokta atışı seçmişler. Bu seneki terfilere giremiyorum. Burada kuvvet komutanlığına gidecek albaylar var. Ama bir anda yolları şak diye kesildi. Ben merak ediyorum bu seneki Askerî Şûra’da kimlerin seçileceğini” dedi. Deniz Kuvvetleri’ni suçlamadığını söyleyen Türkşen, “Kuvvet Komutanlığı’nda çok ilginç bir şekilde o koltuğa oturmaması gereken insanlar oturmaya başladı. Kontrol edilebilir, itaat edecek, yumuşak, uygun bir ortam yaratılmaya çalışılıyor” diye konuştu. Üye Hâkim Mehmet Karababa’nın “153 kişilik yerde niye buradaki 15 kişiyi seçtiler” sorusuna Türkşen, “Birlikte göreve gidilecek 15 kişi seçin deseler. O beş kişi burada oturuyor” cevabını verdi.

 

“Hakkımda delil üretildi”

Tutuksuz sanıklarından Tuğamiral Levent Görgeç de savunmasında, “Komplocular kurgulu bir zaman-olay cetveline istinaden gönderdikleri ihbar mailleri ve dijital verilerle ortamı diledikleri gibi şekillendirmek suretiyle delil oluşturmuşlardır” dedi. Görgeç, hakkındaki iddiaları reddederek, Ataevleri, Devrimci Karargâh Evleri konularında yapılan soruşturmalarda hakkımda bir kayıt, tespit bulunmamaktadır ve bulunamaz’’ diyerek kendini savundu. Duruşmaya bugün devam edilecek.

 

Operasyona çıkan ordunun benzini nasıl olmaz

Cumhuriyet Savcısı Ahmet Nuri Saraç, 13 yıl önce Türkiye ile Yunanistan arasında krize neden olan Kardak’taki bayrak indirme olayında botun benzin parasını Ercan Kireçtepe’nin kredi kartıyla ödediklerini söylemesini hatırlatarak Albay Ali Türkşen’e, “Kardak krizinde diplomatik bir çözüm bulundu. Sizler görevlendirildiniz 160, 170 lt benzini kredi kartıyla alıyorsunuz. TSK planlı bir ordudur. Bu kadar ciddi bir harekât nasıl plansız yapılır? Bu aksaklığı anlayamadım” diye sordu.

Türkşen ise, “Türkiye ile Yunanistan’dan bahsediyoruz. Biz evimizde otururken bir anda gece üçte haber geldi. ‘Haydi’ dediler. Biz oraya benzinimizle yakıtımızla gitmiştik. Ama uçağa alınmayacağını söylediler. Dalış tüplerimizi bile boşaltmak zorunda kaldık. Bir buçukta adaya çıktık. Benzini dokuz buçukta getirirlerdi ama ‘haydi’ dediler. Sürekli ‘haydi’ diyorlar. Türk askeri sorunun çözümünü hemen bulur. Yoksa öyle hazırlıksızlık durumu olur mu” diye cevap verdi.

Taraf, 16.07.2010


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.