Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ergenekon > Kardak'taki gizli gerçek 16 yıl sonra ortaya çıktı

Kardak'taki gizli gerçek 16 yıl sonra ortaya çıktı

Amirallere suikast ve Kafes davaları ile birleştirilen Poyrazköy davasında 11’i tutuklu 69 sanığın yargılanmasına devam edilirken tutuksuz sanık Albay Ali Türkşen savunmasında, Kardak krizi sırasında bugüne kadar gizli kalmış bir olayı anlattı.
 

Ali Türkşen, Kardak’a gidecek SAT komandolarını taşıyan botun benzinini kredi kartıyla kendilerinin aldığını söyleyerek tutuklu sanık Deniz Yarbay Ercan Kireçtepe’nin kullandığı kredi kartının 1996 yılına ait 16 lira 73 kuruşluk fişini gösterdi.

TUTUKLU SANIKLAR İLE 25 TUTUKSUZ SANIK KATILDI

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu sanıklar emekli Binbaşı Levent Bektaş, Deniz Yarbay Ercan Kireçtepe, Deniz Binbaşı Erme Onat, Deniz Binbaşı Eren Günay ve emekli SAT komandosu Ergin Geldikkaya, teğmenler Faruk Akın, Sinan Efe Noyan, Alperen Erdoğan, Burak Düzalan, Yakut Aksoy, Tarık Ayabakan cezaevinden getirildi. Emekli Koramiral Feyyaz Öğütçü ile Tuğamiral Levent Görgeç’in de aralarında olduğu 25 tutuksuz sanığın katıldığı duruşmada müdahil Agos gazetesi adına da avukatlar hazır bulundu.

ÖĞÜTÇÜ: “ÖNCE BENİM MÜTALAM ALINSIN"

Duruşma Poyrazköy davasının tutuksuz sanıklarının savunmasının alınmasıyla başladı. Mahkeme Başkanı’nın, Yarbay Mustafa Turhan Ecevit’in adını söylemesi üzerine söz alan emekli Koramiral Feyyaz Öğütçü, 2007-2009 yılları arasında Kuzey Saha Deniz Komutanı olarak görev yaptığını belirtti. Bu olayların komutanlığı bünyesindeki SAT Grup Komutanlığı’nda cereyan ettiğini hatırlatan Öğütçü, “Bir takım önlemler almaya çalışmıştım. Sanıkların savunmalarından önce benim mütalaam alınırsa daha iyi anlaşılır diye düşünüyorum" dedi. Mahkeme Başkanı Kuban ise öncelikle savunmaların alınacağını söyledi.

YARBAY ECEVİT’İN SAVUNMASI

Bunun ardından tutuksuz sanık Yarbay Mustafa Turhan Ecevit savunmasına başladı. Hiçbir zaman kanun ve hukuk dışına çıkmadığını ifade eden Yarbay Mustafa Turhan Ecevit, suçlamaları kabul etmedi. Hukuk sisteminin ön yargıların ötesine geçemediğine şahit olduğunu anlatan Ecevit, “Yapılan zulme anlam vermekte zorlandım. Bu dava siyasi dediler. Biz askeriz. Hiçbir siyasi görüşün adamı değiliz" dedi.

ECEVİT: "TASFİYE YOLU"

Savunmasına, iddianamedeki ihbar mektuplarını açıklayarak devam eden Ecevit, “Bizim içimizdeki birkaç arkadaşımız iftiralarla tasfiye etmeye karar vermiş ya da verdirilmiştir. Bizim üzerimizde başlayan iftiralar Deniz Kuvvetleri içinde tasfiye yolu haline gelmiştir" dedi.

ALBAY ALİ TÜRKŞEN’İN SAVUNMASI

Ecevit’ın ardından tutuksuz sanık Albay Ali Türkşen savunmasına Namık Kemal’in “Düşmek üzere yıldırım ekser mualla tak arar, herkese gelmez bela erbabı istihkak arar" dizeleriyle başladı. Bağlı olduğu tek örgütün Türk Silahlı Kuvvetleri olduğunu kaydeden Türkşen, “Bu davada ‘TSK’nın içinde hainler, emniyette işbirlikçiler vardır ve bunun yargıya ne kadar işlediğini ise yapılacak yargılamanın sonunda göreceğiz’ der hale geldik" dedi.

KARDAK KRİZİNDE TİM KOMUTANIYDIM

1990-1997 yılları arasında SAT Grup Komutanı olarak görev yaptığı sırada iki önemli görevde yer aldığını söyleyen Türkşen “Bu görevlerde yer almakla iyi mi yaptım, kötü mü yaptım bilmiyorum. Ancak bugün buraya getirdiler. Hayatta bazı şeyleri eksik yapsaydık, bugün burada olmazdık. Burada olmaktan hiç üzülmüyorum. İnanıyorum ki, bu davanın sonunda beraat edeceğiz. Sadece ailelerimiz yıprandı. Yer aldığım ilk görev 1993 yılında 14,5 ton uyuşturucu yüklü gemi Lucky-S’e el konulmasıdır. İkinci olarak ise, Kardak krizinde adaya çıkan timin komutanıydım. Her iki olayda da tek bir mermi kullanılmadı" dedi. Dönemin komutanı Özden Örnek’in verdiği emir doğrultusunda Kardak çıkarmasına ilişkin hazırladığı hatıratı mahkemede gösteren Türkşen, hatırattan bir bölüm okudu.

KARDAK’A GİDECEK BOTUN BENZİNİNİ KREDİ KARTI İLE ALDIK

Türkşen şunları söyledi:
“Buradakilere baktığınızda terör örgütü şüphelisi olarak görebilirsiniz ama ben Ercan Kireçtepe’ye bakınca Kardak’a gidecek botun benzini olmadığı için kredi kartıyla benzin alan kişiyi görüyorum. O bayrak oradan gidecek diye 3 saat içinde benzini alıp ekmek arası peynir yaparak oraya gittik. Dönemin Başbakanı Tansu Çiller, dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya’yı arıyor. O da bizi aradı. Ben nasıl ‘Komutanım benzin yok’ diyeyim. Şimdi ise burada terör örgütü üyeliğinden yargılanıyoruz." Türkşen mahkeme heyetine Kireçtepe’nin kullandığı kredi kartının 1996 yılına ait 16 lira 73 kuruşluk fişini gösterdi.

ÖĞÜTÇÜ AĞLADI

Mahkemede sanıkların savunma yaparken çok ağır laflar ettiğini belirten Türkşen’in sözleri Öğütçü’nün ağlamasına neden oldu. Türkşen savunmasında şunları kaydetti;
“Ancak Levent Bektaş öyle bir laf söyledi ki, bana göre o laftan sonra hükümet üniversite hocaları cumhurbaşkanı, başbakan, herkes işini bırakıp bu sözü tartışmalıydı. Bektaş ‘Benim askerlikle sorunum yok. Ben dünyaya yeniden gelsem, yine asker olurdum, yine SAT olurdum. Ama bu ülkenin ordusunda değil’ demişti. Bektaş’a bu sözü ettirenleri asla affetmeyeceğim" dedi. Bu sözler üzerine salondaki tutuklu tutuksuz sanıklar, izleyiciler ağladı. En çok dikkat çeken ise Feyyaz Öğütçü oldu. Öğütçü, gözyaşlarına hakim olamayınca gözlüğünü çıkarıp güneş gözlüğünü taktı. Ancak gözyaşlarını durduramayan Öğütçü, cebinden çıkardığı mendiller yaşlarını sildi. Bu duygusal anlar üzerine Mahkeme Başkanı Oktay Kuban, duruşmaya 1 saat ara verdi.

EMNİYET: "MÜHİMMAT KULLANIMA ELVERİŞSİZ"

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Poyrazköy davasına ilişkin önemli bir ayrıntı daha ortaya çıktı.

Soruşturma sürecinde İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Tufan Ergüder’in Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne gönderdiği yazı ile Poyrazköy kazılarında ele geçirilen mühimmatın “kullanıma elverişsiz" olduğunun belirlendiğini belirtti.

MÜHİMMATIN İMHA EDİLMESİ TALEBİ

Poyrazköy’deki 21 Nisan ve 24 Nisan 2009 tarihli kazılarda ele geçirilen ve aralarında lav silahı da olan mühimmatın imha edilmesini talep eden emniyet, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne bir yazı gönderdi.

Emniyet Müdür Yardımcısı Tufan Ergüder imzalı 2 adet yazıda, toplam 30 maddede sıralanan patlayıcı maddelerin imhası için yer belirlenmesini istedi. Ancak yazıdaki bir detay çok dikkat çekti.

6136 Sayılı Ateşli Silahlar Kanuna’nda '…dinamit, bomba veya benzer yakıcı, yıkıcı veya öldürücü alet veya her türlü patlayıcı maddeler illerde bomba ve patlayıcı madde uzmanlarınca incelenir, kullanıma elverişli olmayanlar komisyon marifetiyle imha edilir' dendiğinin hatırlatıldığı yazıda 30 madde halinde sıralanan patlayıcı maddelerin kimya ve balistik raporlarının alındığı belirtildi.

“KULLANIMA ELVERİŞSİZ OLDUKLARI İÇİN İMHA EDİLMELİ"

Yazıda şu ifadeler yer aldı:

“Terör ve organize suç örgütlerinden elde edilen bu tür patlayıcı maddelerin Bomba imha ve İnceleme Şube Müdürlüğü uhdesinde saklanabilecek ve muhafaza edilebilecek uygun depo bulunmadığından geçmiş yıllarda elde edilen bu tür patlayıcı maddelerin infilak etmesi neticesinde görevlilerin ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet verdiği bilinmektedir. Buna benzer istenmeyen müessir olayların önüne geçmek için ‘kullanıma elverişsiz oldukları’ değerlendirilen 30 madde halinde sıralanan patlayıcı maddelerin adli emanet ve benzeri depolarda bulundurulması ve saklanması sakıncalı olduğundan imha edilmeleri yönünde karar veya teslim edilecek yerin tarafımıza bildirilmesi gerekmektedir."

 Hürriyet, 14.07.2010


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.