Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ergenekon > Dink davasında 8 askerin yargılanmasına devam edildi

Dink davasında 8 askerin yargılanmasına devam edildi
 

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesinde, haklarında ' ihmal suretiyle görevi kötüye kullanmak' suçundan dava açılan, aralarında, dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz'ün de bulunduğu 8 sanık askerin yargılanmasına devam edildi.

Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, sanıklardan Uzman Çavuş Hacı Ömer Ünalır ile sanık avukatları Ali Sürmen, Sinan Barut ve Nurhayat Bayraktar Gümrükçüoğlu ile Dink ailesi avukatları Engin Cirmen, Bahri Bayram Belen, İsmail Cem Halavut ile Hakan Bakırcıoğlu hazır bulundu. Mahkeme başkanı, sanık Ali Öz hakkında Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi'nce açılan davaya ilişkin iddianamede, son soruşturma açılması kararı ve Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen durdurma kararını açıkladı.

Dink ailesinin avukatları, esas hakkındaki 61 sayfalık savunmalarını mahkemeye sundu. Avukatlar savunmalarında, dönemin İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz ve İstihbarat Şube Müdürü Kıdemli Yüzbaşı Metin Yıldız'ın tanık beyanları ve belgeler doğrultusunda Hrant Dink'in öldürüleceği bilgisine sahip olduğunu savundu. Jandarma haber elemanlarının ifadeleri doğrultusunda ortaya çıkan Dink'in öldürüleceğine ilişkin elde edilen bilgilerin güvenlik derecesi en yüksek düzeyde (A1) bilgiler olduğuna vurgu yapan avukatlar, Trabzon jandarmasının olaydan 6 ay önce Hrant Dink'in öldürüleceği bildiğini, ancak görevlerini yapmadığını ifade ettiler.

Jandarma Astsubay Okan Şimşek ile Jandarma Uzman Çavuş Veysal Şahin'in bir görevi ihmali olduğu kanaatini belirten avukatlar, Albay Ali Öz ve diğer jandarma üst düzey yetkililerinin ise yeni Ceza Kanunu'nun 83. maddesinde tarif edilen ihmal suretiyle ölüme sebebiyet verme suçunu işlediğini ileri sürdü. Buna rağmen mahkemenin bu doğrultuda karar veremeyeceğine işaret eden avukatlar, mahkemenin en azından bunu açıklamasını talep etti.

Sanık avukatları ise esas hakkındaki savunmalarını davalı tarafın 61 sayfalık iddialarını inceledikten sonra yapacaklarını ifade etti. Ali Öz'ün avukatı Ali Sürmen, müvekkilinin 2802 sayılı hükümler dikkate alınarak Rize Ağır Ceza Mahkemesi'nin son duruşma kararı ile Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin durma kararının sonucun beklenmesini talep etti. Ancak mahkeme, bu aşamada durma kararının beklenmesine gerek görmediği için talebi reddetti.

Sanıklardan Uzman Çavuş Hacı Ömer Ünalır ise esas hakkındaki savunmasında, ne için yargılandığını anlamadığını söyledi. Olay tarihindeki görevinin 'haber toplayıcı istihbarat elemanı' olduğunu ifade eden Ünalır, tek başına görev yapma yetkisinin olmadığını belirtti. Tüm görevlerinin unsur komutanıyla çıktığını anlatan Ünalır, "Bilgileri iletmem gereken kişi de unsur komutanımdır. Onun ileteceği de şube müdürüdür. Alınan haberle ilgili önlem alınması bizim görevimiz değildir. İl Jandarma Komutanın emri ile şube müdürü emrederse önlem almamız mümkündür. Dava konusu haberi alan unsur da biz değiliz. Bu konuyu takiple ilgili de herhangi bir emir almadık." dedi.

Olayın kendilerine devredileceğinin söylendiğini, ancak devredilmediğini dile getiren Ünalır, kendilerine herhangi bir talimatın da verilmediğine vurgu yaptı. Ünalır, talimat almadan da herhangi bir çalışma yapmalarının istihbarat etiğine uygun olmadığını anlattı. Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Ünalır, beraatini istedi.

Mahkeme, sanık vekillerinin savunmalarını hazırlamalara için duruşmayı 28 Haziran 2010 tarihine erteledi.

Dink ailesinin avukatlarından Bahri Bayram Belen, adliye çıkışında yaptığı açıklamada, sanıkların eylemlerin Sulh Ceza Mahkemesi'nin bakacağı eylemler kapsamında olmadığını, bunu aşan bir durum olduğunu savundu. Belen, "Bu davanın aslında Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi'nde ya da İstanbul'daki ana davanın görüldüğü 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesi gerekir. Ama bunlar yapılan itirazlarla usulü olarak önlendi. Bakalım bu mahkeme nasıl bir karar verecek. Yani mahkemenin de işinin zor olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.

Sanıklar Veysal Şahin ve Okan Şimşek ile ilgili kanaatlerinin bir görevi ihmal olduğunu belirten Belen, şöyle devam etti: "Ama Ali Öz ve diğer jandarma üst düzey yetkililerinin görevi yeni Ceza Kanunu'nun 83. maddesinde tarif edilen ihmal suretiyle ölüme sebebiyettir. İhmal suretiyle ölüme sebebiyetten ceza verebilmek için davranışın icrai nitelik derecesinde olması lazım, kanun 83. maddede bunu açıklamış. O da diyor ki, kanunların hatta uluslara arası sözleşmelerinin, mevzuatın kendilerini yüklediği görevleri yerine getirmeyenler kişiler 83. madde çerçevesinde icrai bir davranış kadar ihmal ile sorumludurlar diye tarif ediyor. Biz de başta Ali Öz olmak üzere diğer jandarma görevlilerinin eylemlerinin 83. madde olduğunu söyledik."

Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin durma kararına da değinen Belen, "Burada açılan idari soruşturma neticesinde soruşturulmasına izin verilen 'görevi ihmal ve görevi kötüye kullanma' niteliğindeki bir eylem. Oysa Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan dava yine bu eylemlerin, Hrant'ın öldürülmesinden önceki ihmallerin ve olaydan sonraki bazı belgelerin gerçeğe aykırı olarak değiştirilmesinin sadece görevi ihmal olarak değerlendirilemeyeceği, bunun ciddi bir suç olduğu gerekçesi ile orada bir dava açılmış. Durma kararları genel olarak Ceza Muhakemesi'nin dava şeklinde sürmesini zorunlu kılan şartlardır. Bu şartlar özel dava izni gerektirir. İl Jandarma Komutanlığıyla ilgili bir dava açılabilmesi için özel izin gerekir. Ama davanın Rize Ağır Ceza Mahkemesi tarafından son soruşturulmanın açılması şeklinde verildiğini düşünürsek orada da dava şartlarının gerçekleştiğini tahmin ediyoruz. Bu halde de durma kararı verilemez." dedi.

DİNK DAVASI

Hrant Dink'in öldürülmesi olayıyla ilgili yargılanan Yasin Hayal'in eniştesi Coşkun İğci, Hayal'in, Dink'i öldürme planı yaptığı, bu amaçla silah temin etmesi için kendisine para verdiği, bu durumu jandarma istihbarat görevlisi olarak tanıdığı kişilere aktardığını iddia etmişti.

Müfettiş raporlarında, Coşkun İğci'nin bilgi verdiği görevlilerin, Jandarma Astsubay Okan Şimşek ile Jandarma Uzman Çavuş Veysel Şahin olduğu öne sürülmüş, Trabzon Valiliği İl İdare Kurulu'ndan bu iki görevli hakkında, ''Dink'in öldürüleceğini haber almalarına rağmen görevlerinin gereğini yerine getirmedikleri'' gerekçesiyle soruşturma izni istenmişti. Soruşturma izni verilmesi üzerine Şimşek ve Şahin hakkında, görevi ihmal suçundan, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesinde dava açılmıştı.

Mahkemede ifade veren sanıklar, istihbarat bilgisini dönemin İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz'e ilettiklerini, onun konuyu kapattığını öne sürmüşlerdi.

Sanıkların ifadeleri üzerine dönemin Trabzon İl Jandarma Komutan Albay Ali Öz, İstihbarat Şube Müdürü Kıdemli Yüzbaşı Metin Yıldız, aynı birimde görevli astsubaylar Gazi Günay ve Hüseyin Yılmaz ile uzman çavuşlar Önder Araz ve Hacı Ömer Ünalır hakkında da soruşturma izni verilmişti.

Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmanın ardından, ilk davanın sanıkları Okan Şimşek ve Veysel Şahin ile Albay Öz'ün de aralarında bulunduğu 8 sanık hakkında, ''Görevi kötüye kullanmak'' suçundan yeni bir dava açılmıştı. Bu davaya bakma görevi de yine 2. Sulh Ceza Mahkemesi'ne verilmişti.

Mahkeme tarafından, birleştirilen her iki davanın iddianamesinde, aralarında Albay Ali Öz'ün de yer aldığı 8 sanık hakkında, ''İhmal suretiyle görevi kötüye kullanmak'' suçundan 6 aydan 2 yıla kadar hapsi isteniyor.

Zaman, 31.05.2010


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.