Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > İrtica Eylem Planı > Albay Dursun Çiçek'ten önce ret sonra itiraf: Askerî savcılıkta imzamı değiştirdim

Albay Dursun Çiçek'ten önce ret sonra itiraf: Askerî savcılıkta imzamı değiştirdim

Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek, Genelkurmay Askerî Mahkemesi'ne verdiği ifadede attığı imzayı yaklaşık üç yıldır kullandığını savundu. Çiçek, birkaç dakika sonra ifade değiştirerek, taklit edildiği şüphesi için imzasını değiştirerek attığını söyledi. Savcılara bir de çağrı yapan Çiçek, "Bu imzamın da basına nasıl sızdırıldığı hususunun araştırılıp tespitini istiyorum." diyor.
 

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen İrtica ile Mücadele Eylem Planı iddianamesinin eklerinde, plana ve sanıklara ilişkin önemli bilgi ve belgeler bulunuyor. Dursun Çiçek'in savcılık ifadeleri de 7 numaralı klasörde. Çiçek'e 30 Haziran 2009 tarihinde gerçekleştirilen savcılık sorgusunda tam 32 soru yöneltilmiş. Andıç ve İrtica ile Mücadele Eylem Planı belgelerini hazırladığını reddeden Çiçek'e, imzanın kendisine ait olup olmadığı ise 10. soruda yöneltiliyor. "Bahse konu olan 4 sayfalık belge sonundaki imza size mi aittir? Bu belgeyi ne amaçla ve kimlerin talimatıyla hazırladınız? Bu belgenin hazırlanmasında sizden başka kimlerin katkısı bulunmaktadır?" şeklinde sorular soruluyor.

 

Askerî savcılığa verdiği ifadenin dışında bilgi vermeyeceğini belirten Çiçek, önce bu belgelerde yer alan imzanın kendisine ait olmadığını ve 1980 yılından 3 yıl öncesine kadar kullandığı imzaya benzetilerek atıldığını söylüyor. Arkasından da askerî savcılıkta verdiği ifadede kullandığı imzayı 3 yıldır kullandığını ekliyor.

Dursun Çiçek hemen arkasından sorulan soruda ise imza konusunda çark ediyor. "Benim imzamın başkalarının eline geçip kullanıldığı hususundaki şüphelerim sebebi ile 12 Haziran'da Genelkurmay Askerî Savcılığı'ndaki imzamı biraz değiştirerek attım." diyor. Bu imzanın diğerleriyle benzeşip benzeşmediğinin ve kendi el ürünü olduğunun kriminal açıdan tespit edilebileceğini aktarıyor. Savcılardan bu yeni imzanın basına nasıl sızdığının araştırılmasını isteyen Çiçek, tutarsız cevap vermesini de şu sözlerle açıklıyor: "Ben yukarıda her ne kadar 3 yıl önce bu imzayı kullanmaya başladığımı beyan etmişsem de, sehven bu sözleri kullandım."

Dursun Çiçek, kendisini sorgulayan cumhuriyet savcılarına, Genelkurmay Askerî Savcılığı'nın 'kovuşturmaya gerek olmadığı' yönündeki 24 Haziran 2009 tarihli kararını da elden sunmuş. 12 Haziran'dan itibaren kendisine, ailesine ve yakınlarına zarar verecek seviyeye ulaşacak yayınlarla alakalı ve soruşturmanın gizliliği konusundaki hususlarda haklarının korunmasını talep eden Çiçek, "Fotokopi ve sahte olan belgeler yüzünden 19 gündür kişilik haklarıma ve diğer sosyal haklarıma aşırı bir saldırı yapılmaktadır. İnsan hakları ve kanunlar açısından bu saldırıları hukuki bulmuyorum. Ve bunun durdurulması için gerekli tedbirlerin alınmasını istiyorum." ifadelerini kullanıyor.

'Tanımıyorum' dediği Geldikaya ile telefonla görüşmüş

Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek, savcılıktaki ifadesinde Ergenekon sanığı Ergin Geldikaya'yı tanımadığını söylemişti. Ek klasörler bunun doğru olmadığını belgeledi. Çiçek, Reina'nın Güvenlik Müdürü emekli SAT Komandosu Ergin Geldikaya ile 26 Temmuz 2002 yılında telefonla görüşmüş. Üstelik Çiçek, şahsi cep telefonundan aramış. Görüşme 212 saniye sürmüş.

Gözaltında 4 kritik telefon

Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek, ikinci kez gözaltına alındığında Adalet Bakanlığı, HSYK, Cumhurbaşkanlığı ve eski Adalet Bakanı Cemil Çiçek'i aramış. Çiçek, Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in Özel Kalem Müdürü Yasin Aydoğan'a, "Onlar şimdi yakaladılar, boğazımı sıkıyorlar. Çünkü biz onları şikâyet ettik, çünkü yetkilerini aştılar, yetkisiz tutuklama yaptılar, yetkisiz tutuklama talep ettiler. Şimdi onlarla yine karşı karşıyayız ve yargısız infaz yapılıyor. Yani nerede adalet, burada kime kime güveneceğiz?" dedi. Arkasından HSYK'nın numarasını çevirdi. Ali isimli bir kişiye, "Şikâyet ettiğim savcıların benim hakkımda talepte bulunması beni çok üzüyor." siteminde bulundu. Cumhurbaşkanlığı Yürütme ve Koordinasyon başkanı olarak görev yapan arkadaşı Temel Ersoy'u da arayarak durumu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül veya Genel Sekreter Mustafa İsen'e acilen iletmesini istedi. Son telefonu ise eski Adalet Bakanı Cemil Çiçek'e açtı, ancak ulaşamadı.

Zaman, 08.05.2010


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.