Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ergenekon > Kamera oyunları

Kamera oyunları

Danıştay’da delilleri karartan OYAK: Biz hariç herkes suçlu

Danıştay baskınıyla ilgili kamera kayıtlarının silindiğini tesbit eden TÜBİTAK raporunun ardından suçlanan OYAK Savunma ve Güvenlik Sistemleri Anonim Şirketi, davanın seyrini değiştiren raporun TÜBİTAK’a ait olmadığını iddia etti. Saldırıdan bir gün önce Danıştay yetkililerinin daveti üzerine Danıştay’a gidildiğini açıklayan şirket, tutanakla teslim alınan arızalı kamera yerine bir gün sonra çalışır vaziyetteki kameranın yine tutanakla yetkililere teslim edildiğini belirtti. OYAK Güvenlik’in açıklamasına TÜBİTAK’tan yanıt gecikmedi: “Bütün bilgi ve belgeleri mahkemeye sunduk, başka açıklama yapmayacağız.’’

OYAK Savunma ve Güvenlik Sistemleri Anonim Şirketi tarafından yapılan yazılı açıklamada, Danıştay hizmet binası içindeki kapalı devre kamera sisteminin, şirket tarafından kurulduğu ve 23 Aralık 2005’te montajı tamamlanarak devreye alındığı bildirildi.

Arızayı Danıştay bildirdi

Sisteminin işletilmesinin tamamen müşteriye ait olduğu ifade edilen açıklamada şöyle dendi: “Danıştay’da şirketimiz personelinden herhangi bir kimse, koruma işleri de dahil görev yapmamakta ve çalışmamaktadır. Bu vesileyle bir kez daha büyük nefretle andığımız ve kınadığımız, Danıştay saldırısının vuku bulduğu 17 Mayıs 2006 tarihinin öncesindeki ve sonrasındaki durum da böyledir... 16 Mayıs 2006 günü de (daha önce altı kez yaptıkları gibi), çıkan arıza sebebiyle Danıştay yetkilisi tarafından yapılan davet üzerine, şirketimiz yetkilileri yedinci defa Danıştay’a gitmişler, kayıt cihazının arızalı olduğunu ve yerinde onarılamayacağını tespit etmişler, saat 16.00’da bir tutanak düzenleyerek cihazı teslim alıp şirkete getirmişler. 17 Mayıs 2006 günü saat 15.05’te arızalı kayıt cihazının yerine geçici olarak bir kayıt cihazı takarak çalışır vaziyette teslim etmişlerdir. Yani, menfur olay bir yana bırakılacak olursa, 16 ve 17 Mayıs 2006 tarihlerinde de sistemde vuku bulan arıza ve arızanın giderilmesi işlemleri bakımından, bundan önceki arızalarda usulen ne gibi işlemler yapılmış idiyse rutin olarak aynı işlem tekrarlanmıştır. Şirketimiz yetkilileri bundan önceki tarihlerdeki arızalarda da olduğu gibi, 16 Mayıs 2006 günü kendiliklerinden değil, Danıştay yetkilisinin vaki daveti üzerine Danıştay’a giderek işlem yapmışlardır.’’

Kayıtları muhafaza ettik

Açıklamada, 17 Mayıs 2006’da yaşanan olay üzerine, şirkette bulunan arızalı cihazın, olayın özelliği de düşünülerek ve adalete yardımcı olmak amacıyla adli makamların olası talebi halinde kendilerine teslim edilmek için muhafaza altına alındığı bildirilen açıklamada şunlar kaydedildi: “Ancak 25 Eylül 2009 tarihine kadar adli makamlar tarafından bu cihazla ilgili olarak şirketimizden herhangi bir talepte bulunulmamıştır. Vurgulanması gereken önemli bir husus, aradan geçen yaklaşık üç buçuk yıla rağmen şirketimizin, bu cihazları elden çıkarmamış, atmamış ve faaliyette bulunduğu alan bakımından kolaylıkla başka işlerinde de kullanabilecek iken bu yola da gitmemiş olduğudur. Ankara Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü’nün, şirketimize muhatap ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ilgili talebine atıf yapan 25 Eylül 2009 tarihli yazısı üzerine, şirketimizin muhafazası altında bulunan bir adet sistem diski, bir adet kayıt diski yanında ilaveten iki adet DVD, aynı gün düzenlenen bir tutanakla İl Emniyet Müdürlüğü yetkililerine teslim edilmiştir. Ankara Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü, şirketimize gönderdiği 24 Kasım 2009 tarihli başka bir yazı ile 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ilgili talebi çerçevesinde, açılamayan DVD programının nasıl açılıp kullanılacağına ilişkin belgeleri istemiş, bunun üzerine düzenlenen bir tutanakla talep edilen kullanım kılavuzları ve ilgili CD’ler, şirketimizce İl Emniyet Müdürlüğü yetkililerine teslim edilmiştir.’’

TÜBİTAK: Görüntüler silindi

Ergenekon’la birleştirilen Danıştay davasında geçen ay önemli bir gelişme yaşandı. Türkiye’nin en provokatif silahlı saldırısı olarak tarihe geçen Danıştay saldırısına ait güvenlik kamerası kayıtlarından büyük kısmının silindiği ortaya çıktı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin talebi üzerine Danıştay binasındaki kamera kayıtlarını inceleyen TÜBİTAK’ın altı sayfalık bilirkişi raporunda “OYAK Savunma ve Güvenlik Şirketi’nin gönderdiği söz konusu harddisk’te herhangi bir arızaya rastlanmamıştır” dendi. Rapora göre harddiskteki bazı dosyalar isimleri değiştirildikten sonra silinmiş.

Silinen kayıtların bir kısmı özel bir program yardımıyla kurtarılarak, görüntüler mahkemeye gönderildi. Görüntülerde tetikçi Alparslan Arslan’ın saldırıdan bir gün önce Danıştay binasında yaptığı keşif yer alıyor. Rapora göre Arslan’ın keşif yaptığı 16 Mayıs 2006 tarihinde, saat 19.47-19.50 arasında, üç dakika içinde kayıtlar “geri döndürülemez” şekilde silinmiş. Rapordaki çarpıcı tesbit şöyle: “Bu işlemin bilinçli bir silme olabileceği ve silme tarihlerini de saklamaya yönelik olabileceği değerlendiril-mektedir.” Mahkeme, bu rapor üzerine sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.

Şirket kamera bozuk demişti

TÜBİTAK: Görüntüler silindi Danıştay baskınına ilişkin ilk davanın görüldüğü dönemin Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Orhan Karadeniz, geçen hafta Taraf’a yaptığı açıklamada OYAK Güvenlik Şirketi’nden kamera kayıtlarını istediklerini ancak kendilerine kameraların bozuk olduğuna dair bir yazı geldiğini söylemişti. OYAK raporu üzerine dün yeniden görüştüğümüz Karadeniz, “Kamera görüntülerini ne zaman istediniz” şeklindeki sorumuza, “Hatırlayamıyorum. Dosya hakkında bir şey söylesem resmî kayıtlara aykırı bir durum ortaya çıkar. Dosyanın üzerinden üçdört sene geçti. Her şey dosyada mevcuttur. Dosyadan öğrenebilirsiniz. Haberleri de takip etmiyorum yani. O zaman bozuk demişlerdi” yanıtını verdi.

Şirketin tepesi derin bağlantılı

Danıştay binasının güvenliğini sağlayan OYAK Savunma ve OYAK Güvenlik’in başında emekli Albay Orhan Çoban bulunuyor. Çoban, ilginç ilişkileri ile dikkat çekiyor. Danıştay saldırısından kısa bir süre sonra medyaya konuşan MİT Kontrterör Dairesi eski Başkanı Mehmet Eymür, Çoban’ın Özel Kuvvetler’de yetiştiğini, daha sonra MİT’e atandığını belirtiyor. Çoban’la birlikte o dönemde MİT’e atanan iki tanıdık isim daha var: Kaşif Kozinoğlu ve Yavuz Ataç. Eymür, Kozinoğlu’nun yeraltı dünyasının önemli isimlerinden Alaattin Çakıcı ile sıkı ilişkileri olduğunu iddia etmişti. Çakıcı’nın yargılandığı çete davasının, Yargıtay’da lehine sonuçlanması için dönemin Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya ile özel görüşme yapmakla suçlanan MİT’çi Kozinoğlu, ‘suç örgütüne yataklık’tan beş ay hapis cezası almıştı. Yavuz Ataç da, Ergenekon sanığı Muzaffer Tekin’le cenazede biraraya gelmişti. OYAK Güvenlik’in diğer yöneticileri Tarık Özyılmaz, Ethem Katmer ve Mehmet Kaygusuz ise Özel Kuvvetler kökenli.

Taraf, 04.05.2010


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.