Basından > Antep'teki düğünde 56 kişinin ölümüne neden olan IŞİD saldırısı soruşturmasında 'Kovuşturmaya yer yok' kararı çıktı

 Antep'teki düğünde 56 kişinin ölümüne neden olan IŞİD saldırısı soruşturmasında 'Kovuşturmaya yer yok' kararı çıktı
10 Ekim Katliamı’nın IŞİD’li sanığı için Antep’te düğüne düzenlenen saldırıyla ilgili soruşturmada ‘kovuşturmaya yer yok’ denildi.

Antep’te IŞİD’in Kürt düğününe yönelik canlı bomba saldırısına ilişkin yürütülen soruşturmada savcı skandal bir karara imza attı. Daha önce El Kaide üyeliğinden hüküm giyen, cezaevinden çıktıktan sonrasında ise IŞİD’li olduğuna dair tanık ifadeleri bulunan ve 10 Ekim Ankara Katliamı’nın da sanıklarından Abdulhamit Boz hakkında ‘kovuşturmaya yer olmadığı’ yönünde karar verildi. Savcı, kararında ‘kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği’ni iddia etti.

Hukukçular, savcının kararına “Bu ve bunun gibi kararlar yeni katliamların önünü açmak ve örgüte güç vermekten başka bir şey değildir” diyerek tepki gösterdi.

20 Ağustos 2016 tarihinde Antep’in Şahinbey ilçesinde Besime ve Nurettin Akdoğan’ın kına gecesinde yaşanan katliamın üzerinden aylar geçti. Ancak hala ne iddianame hazırlandı ne de dava açıldı. Hukukçular ise her fıtsatta etkin bir soruşturma yürütülmediğini ifade ederek; soruşturmadaki gizlilik kararının neden olduğu kaygılarını ifade etti. Dosyadaki gizlilik kararı nedeniyle soruşturmanın akıbeti bilinmezken, ailelere gönderilen tebligatla yeni bir skandal açığa çıktı.

BOZ, HAKKINDAKİ ÇARPICI İFADELER!

Antep katliamına ilişkin tutanaklarda IŞİD şüphelisi Abdulhamit Boz için şu ifade ve bilgiler yer alıyor:
“İdris Atila isimli kişi ifadesinde eşinin dayısı olan Abdulhamit Boz’un DEAŞ terör örgütü mensubu olduğunu, 01.05.2016 günü Gaziantep Emniyet Müdürlüğü’ne bombalı saldırı olduktan 6-7 gün sonra bu kişinin evine gittiğinde Suriyeli Yusuf Elbenna isimli 17 yaşlarında bir şahıs gördüğünü, bu şahsın Suriye’ye dönmek için kendisinden yardım istediğini, bu kişiye sebebini sorduğunda ‘1 Mayıs’ta yapılan eylemde beni patlatacaklardı. Ben razı olmayınca Abdulhamit Boz başkasını patlattı. Ben de o nedenle buradan gitmek istiyorum’ cevabını aldığını, bunları daha sonra emniyet görevlilerine bildirdiğini, düğün tarihinden 1 ay kadar önce Abdulhamit Boz ile görüştüğünü, yakında Antep’te ses getirici bir eylem yapacağını söylediğini, 20.08.2016 tarihinde yapılacak düğün davetiyesinin Pervarililer Derneği’ne asıldığını, düğün tarihinden 15 gün önce dernekte iken Abdulhamit Boz’un tek başına geldiğini, dernek içerisinde gezdiğini, cep telefonu ile düğün davetiyesinin fotoğrafını çektiğini ve ayrıldığını, kendisinin ve 6-7 kişinin bu durumu 155 polis İmdat hattına bildirdiğini, düğünün olacağı sabah saat 09.00’da Abdulhamit Boz’un yanında iki kişiyle yaya olarak düğünün yapılacağı sokağa geldiğini, sokağı gezerek iyice baktığını, sonra ayrıldıklarını, aynı gece düğün sırasında patlama olduğunu, ertesi gün düğünde ölenlerin cenazesine gittiğini, cenaze yerinde 17 yaşlarında Suriyeli bir şahsın ‘Seni Abdulhamit Boz çağırıyor’ dediğini, bu şahsı takip ettiğini, Abdulhamit Boz’un yanına gittiğini, Abdulhamit Boz’un kendisine ‘Bu patlama olayını ben yaptım, bunu devletin yetkilileri de biliyor, ama bizim her yerde adamımız var, bizi koruyorlar, bu nedenle bana bir şey olmaz, kendine dikkat et ayağını denk al, sen bizi polise ihbar ediyormuşsun, bizim adamlarımız öyle söylüyor’ dediğini; sonra yanındaki şahıslarla beraber ayrıldığını, ertesi gün Abdulhamit Boz’un kendisini takip ettiğini, bunu fark edince polisi aradığını söyledi." Abdulhamit Boz ise ifadesinde İdris Atila ile aralarında husumet bulunduğunu, kendisinin katliamla bir bağlantısı olmadığını ileri sürerek suçlamayı reddetti.

IŞİD’Lİ YUNUS DURMAZ’DAN PARA ALDI!

Savcı Adıgüzel’in ‘kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği’ iddiasıyla verdiği 'kovuşturmaya yer yok' kararına karşın; Antep Katliamı’nın şüphelisi Abdülhamit Boz, 101 kişinin hayatını kaybettiği 10 Ekim Ankara Katliamı davasının sanıkları arasında yer alıyor. 10 Ekim iddianamesinde Boz’un 10 Ekim Katliamı’nın planlayıcıları Halil İbrahim Durgun ve Yunus Durmaz’la irtibatlı olduğu belirtiliyor. Yunus Durmaz’a ait bilgisayardaki bazı yazışmalarda da Boz’un ismi IŞİD'den para alanlar arasında geçiyor. İddianamede Abdulhamit Boz’un, Yunus Durmaz'dan 390 dolar aldığı vurgulanıyor.

BARO: GİZLİLİK KARARI NEDENİYLE MÜDAHİL OLAMIYORUZ

Konuya ilişkin Evrensel'e konuşan Antep Barosu İnsan Hakları Merkezi üyesi Bülent Duran, “Bizim kaygımız bu olayın faili meçhul kalması... Kovuşturmaya yer yok kararı, hukuka uygun değil. Daha kapsamlı araştırılması gereken, birden fazla faili olan örgütlü bir suçtan bahsediyoruz. Ve burada etkin bir soruşturma yapılmadan karar verildiğini anlıyoruz. Soruşturmada gizlilik kararı olması nedeniyle yeterince soruşturma yapılıp yapılmadığını bilemiyoruz, müdahil olamıyoruz. Bu örnekler bizde, soruşturmanın bütününe takipsizlik kararı verilecekmiş, izlenimi oluşturuyor" diye konuştu.

'BOZ'UN AKLANMASI IŞİD'İ GÜÇLENDİRİYOR’

10 Ekim Ankara Katliamı davasının avukatlarından Gülşah Kaya da karara ilişkin, "Abdulhamit Boz, 2008 senesinden bu yana, El Kaide de dahil olmak üzere, cihatçı pek çok örgütün sanığı olarak yargılanmıştır. Hala bazı dosyalarda örgüt üyeliği suçlaması ile yargılaması devam etmektedir. Hakkında, Afganistan ve Pakistan’da savaşa katıldığını gösteren ciddi deliller olmasına rağmen, bir sürelik tutukluluğun ardından serbest bırakılmıştır. Bugün 10 Ekim Katliamı dosyasındaki sanıkların neredeyse tamamı hakkında geçmiş yıllara ait, sonuca ulaşmamış kovuşturmalar ve soruşturmalar mevcut. Neredeyse bütün sanıklar gözaltına alınmış, tutuklanmış ve kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillere rağmen serbest bırakılmış ve hatta beraat ettirilmişlerdir. Bu ise onlara rahat hareket etme olanağı sağlamıştır. Bunun gibi özensiz soruşturmalar ve hatta ‘müsamaha’ diyebileceğimiz kararlarla, serbest bırakılan sanıklar her yeni gün başka katliamlara imza atıyor. Bu ve bunun gibi kararlar yeni katliamların önünü açmak ve örgüte güç vermekten başka bir şey değildir. Düğün patlaması gibi korkunç bir katliamın ardından, kovuşturmaya yer olmadığına karar vermek, gerçek faillere ulaşamamak neredeyse imkansızdır. Zira bu münferit bir olay değil, örgütlü bir olaydır. Hiç bağlantı bulamamak büyük bir soru işareti. Reina saldırganını kısa sürede 'üstün çabayla' yakalayabilen emniyet güçlerinin, birtakım olayların birtakım sanıklarını ‘ölü ele geçirmesi’, ‘elinden kaçırması’ ya da hiç yakalayamaması hem güvenlik zafiyeti hem de hukuk skandalıdır" değerlendirmesinde bulundu.

evrensel.net, 03.02.2017

Konu ile ilgili sayfalar...
7/14/2017 - Yeni KHK ile 7 binden fazla ihraç: Emniyet'ten 2303, Adalet Bakanlığı'ndan 418, YÖK'ten 302, Diyanet'ten 551...
7/4/2017 - Utanç bilançosu: Yılın ilk altı ayında en az 906 işçi hayatını kaybetti...
6/23/2017 - Altan kardeşler ve Ilıcak'ın görüşleri nedeniyle 'darbecilik'le suçlandığı davada tahliye yok!...
6/23/2017 - Article 19 bilirkişi raporu: Altanlar'a yönelik suçlamalar asılsız, müebbet istemi orantısız...
6/21/2017 - Gülen yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında yargılanan gazeteci yazar Mehmet Altan: Darbeden haberdar değildim ...
Bütün başlıklar için tıklayınız