Basından > Tayyip Erdoğan ‘kumpas’a bizzat izin vermiş!

Tayyip Erdoğan ‘kumpas’a bizzat izin vermiş!
Eski MİT Müsteşarı Emre Taner’in anlatımları, Erzincan’daki Ergenekon kumpası sürecinde MİT’çilerin gözaltına alınmasına Erdoğan’ın izin verdiğini ortaya çıkardı.

Eski MİT Müsteşarı Emre Taner’in TBMM Darbe Araştırma Komisyonu’ndaki sunumu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “aldatıldık” dediği Ergenekon davası sürecindeki bazı karanlık noktaları gün yüzüne çıkardı.

Birgün'den Uğur Koç'un haberine göre; Taner, 2009 yılında Erzincan’da Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) üç mensubunun gözaltına alınmasının, dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın izniyle gerçekleştiğini ilk kez açıkladı.

Ayrıca dönemin Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’in Adalet Bakanlığı’na gönderdiği ve “Jandarma ile adli mercilere tuzak kurulacak” uyarısı yaptığı yazının da MİT’ten gizlendiği ortaya çıktı.

“Erzincan Ergenekonu” olarak bilinen soruşturma, şimdilerde FETÖ soruşturması kapsamında tutuklu bulunan dönemin Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal tarafından başlatılmıştı.

Dönemin ilk kırılması üç MİT mensubunun 2009 yılında gözaltına alınması olurken, bundan sonra ise soruşturma, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’in makam odası basılarak gözaltına alınması ve tutuklanmasına kadar uzanmıştı. “İrticayla mücadele eylem planı”nın hayata geçirildiği iddiasıyla başlatılan soruşturma sonucu Cihaner’in Gülen Cemaati’ni soruşturduğu dosya kapatılmıştı.

STV Görüntüleri böyle vermişti: 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın o sıralar övgüler yağdırdığı FETÖ kanalları İlhan Cihaner'i yargıya direndi diyerek suçlu gibi göstermişti. 

'Gülen'le ilgili' deyince...

TBMM Darbe Araştırma Komisyonu’nda geçen çarşamba günü sunum yapan eski MİT Müsteşarı Emre Taner, döneme dair karanlık noktaları ilk kez gün yüzüne çıkaran açıklamalar yaptı.

CHP İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner, çarşamba günkü komisyon toplantısına katılarak eski Müsteşar Taner’e bazı sorular yöneltti.

2009 yılında MİT’e bir yazı yazan Cihaner, başlattığı bir soruşturma kapsamında ‘tanık’ sıfatıyla 1998-2005 yılları arasında görev yapmış eski MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun’u dinlemek istediğini, iletişim bilgilerinin kendisine gönderilmesini istemişti.

MİT, cevap yazısında soruşturmanın içeriğini sormuş, Gülen Cemaati’yle ilgili bir soruşturma olduğuna dair yazı üzerine de dönemin MİT Müsteşarı Emre Taner imzalı cevapta, Atasagun’un MİT mensubiyeti devam etmediği halde “MİT mensuplarının tanıklığı MİT Müsteşarı’nın iznine tabidir” denilerek talep reddedildimişti.

Komisyon toplantısında söz konusu yazışmayı hatırlatan Cihaner, Taner’e “Şenkal Atasagun’un tanık olarak dinlenmesine niye izin vermediniz?” diye sordu.

MİT’çilerin gözaltına alınması

Eski MİT Müsteşarı Emre Taner, bu soruya cevabında hem Atasagun için çıkmayan iznin, hem de Erzincan’daki 3 MİT’çinin gözaltına alınmasının dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın tasarrufu olduğunu açıkladı.

Taner şöyle konuştu: “O dönemde tamamen gene bir çerçeveli anlayış çerçevesinde hareket edilmiştir. Yani MİT Müsteşarları Başbakanın müsaadesi olmadan böyle bir şey yapmaz, yapmamalıdır, Başbakan müsaade ederse ki Erzincan olayında Başbakan oradaki iki (üç) arkadaşımız için bu müsaadeyi vermiştir, yoksa onlar da alınamazdı.”

MİT ‘izin yok’ demişti!

Hâlbuki MİT, o dönemde yandaş medyada da yer alan “Üç istihbaratçı MİT ve Başbakan’ın onayıyla gözaltına alındı” haberlerini yalanlayan bir açıklama yapmıştı.

Açıklamada, “6 - 7 Aralık tarihli bazı basın yayın organlarında ilgili personelimizin MİT Müsteşarı ve Başbakan’ın bilgisi ve onayıyla gözaltına alındığına dair yayınlar gerçeği yansıtmamaktadır” denilmişti.

2012’de yapılan yasa değişikliğiyle MİT mensuplarının yargılanma izni Başbakan’a bağlanınca da Erdoğan 3 MİT’çinin yargılanmasına izin vermişti.

Adalet Bakanlığı’na uyarı yazısı

Komisyon’daki toplantıda, Adalet Bakanlığı’nın “Erzincan’da tuzak kurulduğunu MİT’e bildirin” yazısına rağmen MİT’e bilgi vermediği de ortaya çıktı.

Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne 12 Ocak 2010’da gönderilen ‘gizli’ ve ‘acele’ ibareli ilgili yazıda Cihaner, bir muhbirin Erzincan Jandarma Komutanlığı’na “Ankara, Erzurum ve Erzincan’da komplo düzenleneceğini, …tutuklanmalarının sağlanacağını, bu konu için kendisine ve arkadaşına bir savcı tarafından teklifte bulunulduğunu” bildirdiğini belirtmişti.

Cihaner, bunun jandarma ve adli mercilere bir tuzak olabileceğini vurgulayarak, suçüstü yapacak bir ekibin oluşturulmasını istemiş; ayrıca, MİT Kanunu’nun 5. Maddesi’nde kamu görevlilerinin “Elde ettikleri milli güvenliğe ilişkin haber ve istihbaratı anında MİT'e ulaştırmakla” görevlendirildiğini hatırlatarak iddiaların “Olası sonuçları nedeniyle” MİT’e de bildirilmesini talep etmişti.

Cihaner, bu yazıyı yazdıktan yaklaşık bir ay sonra Erzurum Özel Yetkili Savcısı Osman Şanal tarafından gözaltına alınmış ve tutuklanmıştı.

Bakanlık ‘sümen altı’ etmiş!

Komisyonda, söz konusu yazı uyarınca Adalet Bakanlığı'ndan MİT’e bir bildirim yapılıp yapılmadığını eski Müsteşar Emre Taner’e soran Cihaner, “Hayır, hatırladığım kadarıyla gelmedi” yanıtını aldı.

Başbakan’a ‘adres sizsiniz’ dedim

Taner, sözlerinin devamında da dönemin Başbakan’ı Tayyip Erdoğan’a Erzincan kumpasını anlatmasına rağmen karşılık alamadığını, hatta ilgili bakanlara da anlatınca Başbakan’a şikayet edildiğini söyledi. Ancak dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin, bir gazeteye yaptığı açıklamada bu iddianın gerçek olmadığını öne sürdü.

Komisyon tutanaklarına göre Emre Taner ve İlhan Cihaner arasında geçen konuşma şöyle:

İlhan Cihaner – Örneğin Erzincan olayını (Başbakan’a) anlattınız mı?

Emre Taner – Tabii. Erzincan olayını biraz da fazla şiddetli anlattım, sonra beni ilgili bakanlar Sayın Başbakana şikâyet ettiler “Üzerimize yürüdü” diye.

İlhan Cihaner – Hangi bakanlar?

Emre Taner – Yani bu işle ilgilenen bakanlar diyelim.

Sezgin Tanrıkulu – Adalet Bakanı ve benzeri…

Emre Taner – Yani mesela onun gibi.

Şimdi, şöyle ifade ediyorum: Erzincan olayı fevkalade vahim bir olaydır. Servis (MİT) denendi, servisin reaksiyonları denendi, ne yapabilir, nasıl karşı koyabilir, bizim refleksimizi ölçmeye çalıştılar ve muvaffak oldular, hiçbir şey yapamadık çünkü. Arkasından 7 Şubat’ta (Hakan Fidan ve Emre Taner’in 2012 yılında KCK soruşturması kapsamında ifadeye çağrılması) kapının ağzına gelip götürdüler.

Ben o zaman söyledim, “Sayın Başbakan, bundan sonraki adres sizsiniz, benim” dedim. “Bunlar oraya gelecekler, Erzincan’da bu olay kalmayacak” dedim. Evet, kendileri kabul ettiler bunu ve önlem alınacağı ifade edildi, üstüne varılacağı ifade edildi, ama Erzincan olayı, bırakın yargı incelesin, baksın, görsün, gerçek çıksın ortaya tarzında da arkadaşlarımız için bir kanaat serdedildi, budur. Yani size hak veriyorum, ama karşılık alamadık fazla miktarda, doğrusu budur.

Cumhuriyet, 13.11.2016

Konu ile ilgili sayfalar...
7/14/2017 - Yeni KHK ile 7 binden fazla ihraç: Emniyet'ten 2303, Adalet Bakanlığı'ndan 418, YÖK'ten 302, Diyanet'ten 551...
7/4/2017 - Utanç bilançosu: Yılın ilk altı ayında en az 906 işçi hayatını kaybetti...
6/23/2017 - Altan kardeşler ve Ilıcak'ın görüşleri nedeniyle 'darbecilik'le suçlandığı davada tahliye yok!...
6/23/2017 - Article 19 bilirkişi raporu: Altanlar'a yönelik suçlamalar asılsız, müebbet istemi orantısız...
6/21/2017 - Gülen yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında yargılanan gazeteci yazar Mehmet Altan: Darbeden haberdar değildim ...
Bütün başlıklar için tıklayınız