Bilimsel hırsızlığın adı ‘etiğe aykırılık’ oldu
YÖK, ‘’Doçentlik Sınav Yönetmeliği’’nde değişiklik yaptı. Yeni yönetmeliğe göre, “intihal” yerine artık “Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiğine Aykırılık” ifadesi kullanılacak
YÖK, bilim dünyasında “yüzkarası” sayılan intihali hafifletmek için yönetmelik değişikliği yaptı. Resmi gazetede yayımlanan yeni ‘’Doçentlik Sınav Yönetmeliği’’ne göre, “intihal” yerine artık “Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiğine Aykırılık” ifadesi kullanılacak.
İntihal gitti, ‘aykırılık’ geldi
Telif yasasında yer alan intihal ifadesinin değişmesinin anlaşılır olmadığını belirten eğitimciler, intihal gerekçesi ile kadro iptaline kadar gidilirken, yeni tanımlama ile kadro iptalinin söz konusu olup olmayacağından endişe duyuyor.
Eğitimciler intihalin yeni tanımı ile AKP’nin “ustalık” döneminde Milli Eğitim eski Bakanı Ömer Dinçer hakkındaki intihal raporlarının da “etiğe aykırı” davranmak ile anılabileceğini de dile getirdi.
Akademisyenlere ‘mülakat’ engeli
YÖK, “Doçentlik Sınav Yönetmeliği”nde yaptığı değişiklik ile intihal dışında, yayın kriterlerini tamamlayan akademisyenlerin önüne objektifliği tartışılan “mülakat” engeli getirildi.
Değişiklik öncesi Nisan ve Ekim aylarında yılda iki defa sözlü sınava girme hakkına sahip olan akademisyenler, yapılan değişiklik ile mülakatta ilk başarısız sayılmaları halinde iki dönem, ikinci kez başarısız sayılmaları halinde ise dört dönem sonra başvuru yapabilecekler.
Profesörleri kim belirleyecek?
Bir başka önemli değişiklik ise, doçentlik başvurusu yapan akademisyenlerin başvurularının, başvurdukları bilim ve sanat alanından olmak üzere görevlendirilen iki profesör tarafından ön incelemeye tabi tutulacak olması. Sınavın herhangi bir aşamasında, adayın doçentlik başvuru şartlarını sağlamadığına ilişkin ileri sürülebilecek iddialar, Doçentlik Sınav Komisyonu’nca incelenecek. Doçentlik Sınav Komisyonu tarafından başvuru şartlarını sağlamadığına karar verilen adayın doçentlik başvurusu iptal olacak.
Eğitimciler, “Ön incelemeyi yapacak iki profesör kim tarafından seçilecek? İki profesörün değerlendirmesinin uygunluğu kim tarafından denetlenecek? Akademisyen bir ‘usulsüzlük’ yapıldığını düşündüğünde kime itiraz edecek?” gibi çok sayıda sorunun yanıtının belirsiz olduğuna dikkati çekti.
Birgün, 07.10.2016
| 
