Basından > Ahmet Altan'ın savunmasından: Savcı öfke duyuyor diye bir yazarı tutuklarsanız hukuka inanç sarsılır

Ahmet Altan'ın savunmasından: Savcı öfke duyuyor diye bir yazarı tutuklarsanız hukuka inanç sarsılır
"Bütün savcılar bir araya gelse, benim darbeye iştirak ettiğime dair bir tek kanıt bulamaz"

15 Temmuz darbe girişimi öncesinde katıldığı televizyon programında 'subliminal mesaj' vererek darbeye zemin hazırlama suçlamasıyla 12 gün gözaltında kaldıktan sonra 'adli kontrol şartıyla' serbest bırakılan gazeteci - yazar Ahmet Altan, savcılığın itirazı üzerine bu sabah İstanbul 1. Sulh Ceza Hâkimliği'nde yaptığı savunmada "Kanıtsız olarak sadece bir savcı öfke duyuyor diye bir yazarı korkunç suçlarla tutuklarsanız, bu ülkede hukuka olan inancı sarsarsınız" dedi.

"Bu ülkeyi ve ülkeyi yönetenleri hem kendi vatandaşları karşısında hem dünya karşısında zor duruma düşürürsünüz" diyen Altan, "Eğer bir yazarı bir tek kanıt bile olmadan sadece öyle istiyor bir savcı diye tutuklarsanız, bu ülkenin yaşadığı 15 Temmuz faciasının soruşturmasını gayri ciddi bir hale getirir, yolundan saptırır ve bu soruşturmanın ciddiyetle devamını engellersiniz" ifadesini kullandı.

Ahmet Altan 'darbeye teşebbüs' ve 'FETÖ üyeliği' suçlamasıyla tutuklandı.

Altan'ın savunmasında kullandığı ifadeler şöyle:

Suçlamaların ne olduğunu kavrayamıyorum, benim bildiğim hukuk eylemler ile ilgilenir, suç olan bir eylemi saptar ve kanıtlarını ortaya koyar. Ben öyle bir dava ile karşı karşıyayım ki dehşet verici bir suçlama ar, ama en küçük bir kanıt yok. Bu dava öylesine kanıttan yoksun bir dava -ki beni tutuklatmak için telaş içinde olan savcı bayram arefesinde sabaha karşı evime “insan bilincinin algılayamayacağı mesajlar verdiğim” suçlanamasına dayandırmıştır, ben bu suçlama ile gözaltına alındım, 12 gün terör şubenin nezarethanesinde yattım, 12 gün sonra mahkemeye çıkarıldım, fakat savcı davanın başlangıcındaki bu tuhaf ve mantıksız suçlamayı bir anda sihirbaz topu gibi ortadan yok etti, geriye bu suçlamaya bağlı olarak söylediğim diğer korkunç suçlamalar kaldı, bu suçlamaları başlangıçta dediğim gibi insan bilincinin algılamayacağı mesajlara bağlamıştım.

 

"Bir tek kanıt bulamazsınız"

Beni tutuklatmak için büyük bir çaba ve arzu olduğunu görüyorum, ama sanıyorum ki bir mahkeme salonunda arzu ve çabalardan çok kanıtlar ile konuşmak gerekir, hukukun ve hukukun temelini oluşturduğu devletin ciddiyeti ve gücü belgelerde ve kanıtlardadır. Hakkımdaki suçlama ile ilgili bir tek kanıt yok, hakkımdaki suçlama ile ilgili bir tek kanıt olamaz. Bu binadaki bütün savcılar bir araya gelse benim terör örgütünün üyesi olduğuma, bir hükümeti gayri demokratik bir biçimde devirme çabasında bulunduğuma dair bir tek kanıt bulamaz. Bütün hukuk sistemine, bu adliye binasına, bu adliye binasında çalışan bütün hukukçulara şunu söylüyorum; hakkımda tek bir kanıt bulunmuyor, bu ülkede bir yazar sadece bir savcı mantık dışı nedenlerle tutuklanmasını istedi diye tutuklanırsa, bu o ülkenin hukuk sistemine, devletin ciddiyetine ve bu ülkeyi yönetenlerin bu ülkeyi yönetme kabiliyetlerine karşı bir hareket olur. Bu ülkenin hukukçuları yaşadıkları ülkenin hukukunu ve devletini ve insanlarını korumakla yükümlüdür.

"Ülkeyi yönetenleri zor duruma düşürürsünüz"

Kanıtsız olarak sadece bir savcı öfke duyuyor diye bir yazarı korkunç suçlarla tutuklarsanız, bu ülkede hukuka olan inancı sarsarsınız. Bu ülkeyi ve ülkeyi yönetenleri hem kendi vatandaşları karşısında hem dünya karşısında zor duruma düşürürsünüz. Eğer bir yazarı bir tek kanıt bile olmadan sadece öyle istiyor bir savcı diye tutuklarsanız, bu ülkenin yaşadığı 15 Temmuz faciasının soruşturmasını gayri ciddi bir hale getirir, yolundan saptırır ve bu soruşturmanın ciddiyetle devamını engellersiniz. Bu yaşadığınız ülkeye, o ülkenin insanlarına, o ülkenin yöneticilerine yapabileceğini en büyük kötülük olur. Hukuku, insanları ve devleti korumakla yükümlü olan bir yapı bu görevini ciddiyetle sürdürebilmek için eylemleri yargılamalı ve bu eylemler ile ilgili ciddi ve inanılır kanıtlar bulmalıdır.

"Terör örgütü üyesi olduğuma dair kanıt nerede?"

Tekrar izninizle soruyorum, benim bir terör örgütü üyesi olduğuma dair kanıt nerededir, herhangi bir yazarın hayatını 35 yılını yazıya vermiş bir insanın bir terör örgütüne üye olması ihtimali var mıdır? Örgüt üyeliği dediğiniz ciddi ilişkilerden , bu ciddi ilişkilerin oluşturduğu bir hayat tarzından, bir örgüt içerisinde görev yapmaktan geçer, benim hayatımda bunlarla ilgili değil bir kanıt, tek bir ima, küçük bir iz bile bulamazsınız. Beni tutuklayabilirsiniz, bu yetkiniz ve gücünüz vardır, ama kararınızın hukuka uygun, adil, bu topluma karşı sorumluluğunu yerine getiren, bu ülkeyi yönetenlerin hukuksuz bir ülkeyi yönetiyor utancından kurtaran bir karar olabilmesi, böylesine kanıtsız, temelsiz, sadece öfkeye ve intikam isteklerine dayalı bir talebin reddedilmesi ile mümkün olur.

Sadece kendim için değil, bu ülkenin hukuku, adaletin güvenirliği, insanların kendi ülkelerinin adaletine, yargısına, yargıçlarına güveninin devamı, bu ülkeyi yönetenlerin kendi ülkelerindeki hukuk gelişmelerinden dünyanın her yanında başları dik söz edebilmeleri için bu talebi reddedeceğinizi umuyorum.

t24.com.tr, 23.09.2016

Konu ile ilgili sayfalar...
7/14/2017 - Yeni KHK ile 7 binden fazla ihraç: Emniyet'ten 2303, Adalet Bakanlığı'ndan 418, YÖK'ten 302, Diyanet'ten 551...
7/4/2017 - Utanç bilançosu: Yılın ilk altı ayında en az 906 işçi hayatını kaybetti...
6/23/2017 - Altan kardeşler ve Ilıcak'ın görüşleri nedeniyle 'darbecilik'le suçlandığı davada tahliye yok!...
6/23/2017 - Article 19 bilirkişi raporu: Altanlar'a yönelik suçlamalar asılsız, müebbet istemi orantısız...
6/21/2017 - Gülen yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında yargılanan gazeteci yazar Mehmet Altan: Darbeden haberdar değildim ...
Bütün başlıklar için tıklayınız