Basından > Can Dündar'a silahlı saldırı: Saldırganın sabıka kaydı çıktı

2 şüpheli daha gözaltında
Asayiş Şube Müdürlüğü, Dündar'a duruşma öncesi ateş edilmesiyle ilgilil Cinayet Büro Amirliği ekiplerinin başlattığı soruşturma kapsamında saldırgan Murat Ş.'nin arkadaşı olduğu değerlendirilen 2 şüpheliyi daha yakaladı.

Asayiş Şube Müdürlüğü, Dündar'a duruşma öncesi ateş edilmesiyle ilgilil Cinayet Büro Amirliği ekiplerinin başlattığı soruşturma kapsamında saldırgan Murat Ş.'nin arkadaşı olduğu değerlendirilen 2 şüpheliyi daha yakaladı. Saldırının ardından gözaltına alınarak götürüldüğü Çağlayan Polis Merkezinde ilk ifadesi alınan ve "tehdit", "hakaret", "yaralama" suçlarından kaydı olduğu öğrenilen ve Asayiş Şube Müdürlüğünde sorgulanan Murat Ş. ve 2 arkadaşı için 24 saat ek gözaltı süresi verildi.

Olayı tüm yönleriyle soruşturmak ve aydınlatmak için Asayiş Şube Cinayet Büro Amirliği ekiplerine bağlı polislerden özel ekip kurulduğu öğrenildi.

Şüphelinin telefon kayıtları incelemeye alınırken, olayda kullandığı ruhsatsız tabanca balistik incelemeye gönderildi.

Olayla ilgili 20 kişinin tanık olarak ifadesine başvurulurken, şüphelinin sorgusunda "Kimseden emir almadığını, olayı kendi gerçekleştirdiğini ve Can Dündar'ın adliyede olacağını medyadan öğrendiğini" söylediği, "Dündar'ı sevmediğini, sadece bireysel olarak ders vermek amaçlı böyle bir eylem gerçekleştirdiğini" tekrarladığı öğrenildi.

Şüphelilerin emniyetteki sorguları devam ederken, olayla ilgili yarın da ek gözaltı süresi isteneceği öğrenildi.

Dündar'a, İstanbul Adliyesi önünde silahla ateş açan Murat Ş. gözaltına alınmış, olayda Dündar yara almamış, NTV Muhabiri Yağız Şenkal hafif yaralanmıştı.

Olayın ardından gözaltına alınan Murat Ş. Gayrettepe'deki Asayiş Şube Müdürlüğüne getirilmişti. 

Dündar ve Gül'e hapis

Sadlırı sonrası yapılan duruşmada İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla tahliye edilmelerinin ardından tekrar hâkim karşısına çıkan gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül hakkında kararını verdi. Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar "devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklamak"tan suçlu bulunarak 5 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Gazetenin Ankara Temsilcisi Erdem Gül de "devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklamak"tan suçlu bulunarak 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Haklarındaki yurtdışı çıkış yasakları kaldırılan iki gazetecinin tutuksuzluğu devam edecek. Can Dündar ve Erdem Gül için Yargıtay'daki temyiz süreci beklenecek.

Mahkeme, Dündar ve Gül hakkındaki "FETÖ / PDY Silahlı Terör Örgütüne yardım" suçlamasıyla ilgili dosyanın ayrılmasını kararlaştırdı. Dündar ve Gül'ün, "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçundan beraatine karar verdi.

14. Ağır Ceza Mahkemesi, Can Dündar ve Erdem Gül hakkındaki kararların tümünü "oy birliğiyle" aldı.

‘İki saat içinde iki suikast yaşadık’

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar duruşma sonrası adliye önünde mahkemenin kararını değerlendirdi:

"Kararı öğrendik az önce. Aslında şöyle söyleyeyim; 2 saat içinde 2 suikast yaşadık. Birisi silahlıydı, diğeri yasaldı. İlk suikast sizlerin gözleri önünde oldu. İkinci suikast kapalı oturumda gerçekleşti. Bir habercilik suçundan ben 5 yıl 10 ay, Erdem 5 yıl ceza aldı.

Bu ceza sadece bizi sindirmeye, susturmaya yönelik değil. O kurşunlar sadece bizi susturmaya, sindirmeye, gazetemizi yazamaz hale getirmeye yönelik değil. Aynı zamanda sizleri, hepimizi, Türkiye basınını yazmaktan, konuşmaktan korkar hale getirmek için yapılmış bir suikasttır. Bu hukuki bir suikasttı. Ve baştan beri biz yaptığımızın gazetecilik olduğunu savunuyorduk. Anayasa Mahkemesi bizi tescil etti. 'Evet bu bir gazetecilik, ifade özgürlüğü kapsamında bir haberciliktir' dedi. Ve mahkeme, Anayasa Mahkemesi'nin kararını elinin tersiyle iterek bunun bir suç oluşturduğunu söyledi." 

"Ben böyle yürekli kadın görmedim"

Dündar saldırı ile ilgili Cumhuriyet gazetesinde kaleme aldığı yazısında saldırganı etkisizleştiren CHP Milletvekili Muharrem Erkek ve eşi Dilek Dündar ve yaralanan gazeteci Yağız Şenkal'a değindi ve şunları söyledi:

"...Birlikte merdivenleri çıktık.Gazeteci ve kameraman arkadaşlar orada bekliyordu. Dilek ve Muharrem Bey ilerlerken ben basına bilgi vermek üzere kameralara doğru yürüdüm. Onlar da bana doğru yöneldiler. Tam o sırada onların hemen arkasından birinin, “Vatan hainisin” diye bağırdığını duydum Birkaç metreden gördüğümse, kindar bir yüzdü; yeni nesilden.. Sonra bir tabancanın parıltısı ve patırtısı... Havaya dağılan barut kokusu... O sırada refleks halinde Yağız’ın yanına, polis bariyerlerine doğru seğirttim. Yağız, “Hedef sensin, uzaklaş” diye bağırıyordu Birkaç metre uzaklaşıp geriye döndüğümde birkaç silahlı adam daha gördüm. O telaşta bu sivillerin saldırgan mı, polis mi olduğunu anlayamadım. Sonradan koruma olduğunu anladığım birileri beni hızla oradan uzaklaştırırken geriye bakıp Dilek’i fark ettim. Saldırganın yakasına yapışmış, ceketini çekiyordu. Muharrem Erkek ise bir koluyla adamın boğazına sarılmış, diğeriyle elini tutuyordu. Adamın, silahını yere attığını gördüm. Yanlarına gitmeye yeltendiğimde bir koruma, kolumdan şiddetle geri çekti. O sırada Dilek yanıma geldi. Hepsi 30 saniye içinde olup bitmişti.Kameramanlar koşturup “Vuruldunuz mu” diye sordu. Üstümü başımı yokladım; hayır, çok yakın mesafeden ateş edilmesine rağmen bir şeyim yoktu. Yağız’ın yaralandığını henüz bilmiyordum. İlk detayları Dilek’ten öğrendim.Ve bana yapıştırılmaya çalışılan kahramanlık payesini, orada ona teslim ettim Ben böyle gözü pek kadın görmedim. Evde bir tıkırtı olsa benden önce o fırlar; kapının önünden ses gelse operasyona çıkmış bir özel timci çevikliğiyle ortaya atlar. Ve burada da refleks halinde adamın önce ağzına daldığını, sonra yakasına yapıştığını anlattı hararetle.. Yeni çıktığı bir aksiyon filminin, en beğendiği sahnesini anlatır gibiydi. Şu an şu satırları yazıyorsam, onun ve Muharrem Erkek’in cengâverliği sayesinde..."

Milletvekillerinin talebi kabul edilmedi

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün dördüncüsü yapılan kapalı duruşmaya, tutuksuz yargılanan sanıklar Dündar ve Gül ile avukatları katıldı. Duruşmada, müdahil MİT Müsteşarlığı adına Hazine ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatları da hazır bulundu.

Sanıkların birinci dereceden yakınlarının izlemesine izin verilen duruşmaya, vekaletname ve yetki belgesi bulunan avukatlar alındı.

Duruşmayı izlemek isteyen milletvekillerinin talebi mahkemece kabul edilmedi. CHP'li milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Barış Yarkadaş, Mahmut Tanal ve Ali Şeker'in de aralarında bulunduğu grup, sanıklara destek için duruşma salonunun bulunduğu koridorda bekledi.

'Savcı casusluk ve darbecilik iddiasından vazgeçti'

Can Dündar, duruşma öncesi adliye önünde yaptığı açıklamada, asıl suçun haberin konusu olduğunu söyledi:

“Savcı sonuçta casusluk iddiasından, darbecilik iddiasından vazgeçti. Cemaatçilik suçlamasından vazgeçti. Bütün bunlar düştü, geriye yazdığımız ve arkasında durduğumuz haberlerimiz, yorumlarımız kaldı. Bunlar üzerinden bizi yargılayarak hem bizi cezalandırmak hem de basını susturmak istiyorlar. Buna izin vermeyeceğiz. Sonuna kadar haberimizin arkasında duracağız. Hem kendimizi hem de gazeteciliği savunarak ve aklayarak çıkacağız.

Bu ülkede 'istihbarat teşkilatı silah sevk edemez' dedik. 'Bu suçtur' dedik, onu söylemeye devam edeceğiz. 'Cumhurbaşkanı davaya müdahil olamaz' dedik, onu savunmaya devam edeceğiz. Bunu yapanlar suçludur. Bir cumhurbaşkanı parti kongresine doğrudan müdahale edebiliyorsa, bir davada istihbarat teşkilatıyla birlikte müdahil olabiliyorsa asıl suç budur.”

Erdem Gül de duruşma savcısının esas hakkındaki mütalaasını anımsatarak, sadece yaptıkları habere ceza istendiğini söyledi:

“Davayı kazıdığımız zaman altından gazetecilik çıktı, gerçek de bu oldu. Savcının esas hakkındaki mütalaasında da son olarak, 'devletin gizli belgelerini açıklamak'tan hapis cezası isteniyor. 'Devletin gizli belgeleri' dediği acayip soyut, kendilerine göre tanımlanmış bir şey. Bu gazetecilik, haber. Habere hapis cezası isteniyor. Dolayısıyla burada gazeteciliği yargılamak ve cezalandırmak istiyorlar. Biz ikimiz burada tekrar gazeteciliği savunmaya devam edeceğiz.”

Mütalaa

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Evliya Çalışkan tarafından hazırlanan esas hakkındaki mütalaada, Dündar'ın, "devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgilerini temin etme ve açıklama'' suçunu birden çok işlediği iddiasıyla 10 yıldan 31,5 yıla kadar, Gül'ün ise "devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklama" suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.

Dündar'a silahlı saldırı

 

 

Can Dündar’a kararın açıklanması öncesinde Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı’nın girişinde silahlı saldırı girişiminde bulunuldu. Kurşunlar Dündar'a isabet etmedi.

Saldırıdan sonra konuşan Dündar, “Mahkeme kararı için ara verilmişti. O kararı beklerken çıktığımızda böyle bir saldırı gerçekleşti. Kim olduğunu bilmiyorum. Sadece bana yönelik silahını yönelttiğini gördüm. Kimlerin bizi hedef gösterdiğini biliyoruz. Umarım onlar ders alır” dedi.

Can Dündar'ın eşi Dilek Dündar, saldırı anıyla ilgili olarak "Ben gördüm adamı. Silahı görünce üzerine gittim, o sırada Çanakkale milletvekili, şimdi adını hatırlamıyorum, o da üzerine gitti. O sırada silahıyla ateş açtı, 'Sen vatan hainisin' dedi ve silahını ateş attı. Biz silahını biraz yere şey yaptık, o sırada iki defa ateş açtı, herhalde kurşun sekti. NTV muhabiri yaralanmış galiba. Hatırladığım bu kadar" diye konuştu.

NTV muhabiri Yağız Şenkal, kurşunlardan birinin kendi bacağını sıyırdığını belirtti. Şenkal, “Can Dündar'la beraber yürüyordum ben. Bir kişi geldi yere doğru ateş etti bacaklarına doğru. İki üç el ateş etti seken kurşunlardan biri benim bacağıma geldi. Herhangi bir sıkıntı yok Can Dündar'ın durumu iyi. Kurşun benim bacağımı sıyırdı. Gayet iyiyim bir sıkıntı yok” ifadelerini kullandı.

Saldırganın sabıka kaydı var

Silahlı saldırgan gözaltına alındı. Saldırganın üzerinden çıkan kimlik, 1976 İstanbul doğumlu Murat Ş.'ye ait. İki el ateş ettiği tespit edilen saldırgan Murat Ş’nin 'tehdit, yaralama ve hakaret' suçlarından sabıka kaydı çıktı.

'Amacım ders vermekti'

Şüpheli sorgusunda, Can Dündar'ı sürekli basından takip ettiğini ve sevmediğini belirtti. "MİT tırlarıyla ilgili yazdıkları yüzünden iyice uyuz oldum. İstesem çok rahat öldürebilirdim. Amacım bacağından vurup ders vermekti" dedi.

Kılıçdaroğlu ve Yüksekdağ'dan 'geçmiş olsun'

Twitter hesabından olayla ilgili açıklama yapan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Nefret söylemleri ile işini yapan gazetecileri hedef gösterenler, Can Dündar’a yapılan saldırının sorumlusudur. Geçmiş olsun Can Dündar” ifadesini kullandı.

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ise Dündar ile telefonda görüşerek kendisine geçmiş olsun dileklerini iletti.

aljazeera.com.tr, 06.05.2016

Konu ile ilgili sayfalar...
7/14/2017 - Yeni KHK ile 7 binden fazla ihraç: Emniyet'ten 2303, Adalet Bakanlığı'ndan 418, YÖK'ten 302, Diyanet'ten 551...
7/4/2017 - Utanç bilançosu: Yılın ilk altı ayında en az 906 işçi hayatını kaybetti...
6/23/2017 - Altan kardeşler ve Ilıcak'ın görüşleri nedeniyle 'darbecilik'le suçlandığı davada tahliye yok!...
6/23/2017 - Article 19 bilirkişi raporu: Altanlar'a yönelik suçlamalar asılsız, müebbet istemi orantısız...
6/21/2017 - Gülen yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında yargılanan gazeteci yazar Mehmet Altan: Darbeden haberdar değildim ...
Bütün başlıklar için tıklayınız