Basından > Ermenek'teki büyük acının birinci yılında hüzün ve gözyaşı

Ermenek'teki büyük acının birinci yılında hüzün ve gözyaşı
Karaman’ın Ermenek ilçesinde Has Şekerler Madencilik’e ait kömür madeninde su baskını sonucu 18 işçinin mahsur kalarak hayatını kaybetmesinin üzerinden 1 yıl geçti. Ermenek'te acı hala ilk günkü gibi taze. Acının simgesi "Recep dede" ile "Ayşe nine" de faciada hayatını kaybeden oğulları Tezcan Gökçe'nin mezarındaydı. "Oğlum yüzme bilmezdi, suyun içinde ne yaptı" sözleri ve cenaze törenindeki yırtık ayakkabılarıyla hafızalara kazınan anne baba olayın birinci yılında evlatlarını özlemle andı.

Ermenek'teki kömür ocağında cansız bedenlerine ulaşılan 18 işçiden Tezcan Gökçe'nin her ikisi de 75 yaşında olan annesi Ayşe ile babası Recep Gökçe, olayın acısının adeta simgesi haline geldi.

Anne Gökçe'nin "Oğlum yüzme de bilmezdi, suyun içinde ne yaptı?" sözleri, röportaj sırasında baba Gökçe'nin "Gitti mi benim oğlan şimdi, saklamayın" diye sorduğu gazetecilerden "Henüz hiçbir şey belli değil. Çalışmalar sürüyor" cevabını alınca biraz rahatlaması, herkesi duygulandırmıştı.

Olaydan 22 gün sonra oğlunun acı haberini alan Ayşe ninenin cenaze törenindeki ağıtları, Recep dedenin yırtık ayakkabısı, görenleri ağlatmıştı.

Tüm Türkiye, Recep dede ve Ayşe nine ile diğer ailelerin acısına ortak oldu. Olayın birinci yılında Gökçe çifti, oğullarının mezarını ziyaret ederek, dua okudu.

"Oğlumu kaybettim, bulamadım"

Gözyaşlarına hakim olamayan Ayşe Gökçe, oğlunu çok zor şartlarda büyüttüğünü söyledi. Sırtında oğlu varken tarlalarda çalıştığını anlatan Gökçe, bir yıldır ağladığını ancak bunun faydasının olmadığını dile getirdi. "Kuzum, böyle mi görüşecektik ah kuzum" diyen Gökçe, acısını "Oğlumu kaybettim, bulamadım. Evlat acısı çok zor. Ağlaya ağlaya gözlerim görmez oldu. Ağlasam da boş, ne gelen var ne giden. Olan oldu, ciğerlerim eridi. Her gün oğlumun fotoğraflarına bakıp ağlıyorum. Benim yavrum gibisi yoktu. Gitti yavrum.
Oğlumu çok özledim ama bulamadım, yok. Yavrum yanına bir gelebilsem" cümleleriyle ifade etti.

Ayşe nineyi üzmemek için gizlice ağlıyor

Baba Recep Gökçe ise eşini teselli etmekte çok zorlandığını belirtti. Eşi Ayşe'nin kendisini dinlemediğini, üzülmeye devam ettiğini dile getiren Gökçe, şunları kaydetti:

"Her gün ağlıyor, beni de mahvediyor. 'Olay madem suyun içinde oldu, bir de siz ağlayarak iyice ıslatmayın' derler. Çok söylüyorum 'ağlama' diye ama dinlemiyor. Elimizden gelen bir şey yok, gitti. Ağladığında idare etmeye çalışıyorum. Ben de mi oturup ağlayayım? 'Etme hanım, gitme hanım' desem de boş. O ağlayınca benim de içimden ağlamak geliyor. Ağladığımı göstermiyorum. 'Ben de ağlayıp daha fazla üzülmesin' diye gizlice ağlıyorum. Torunlarıma 'Baban nereye gitti' dediklerinde 'Babam öldü' diyorlar. Biz o zaman sabredemiyoruz."

Gökçe, oğlunu madene gitmemesi konusunda çok uyardığını ama dinletemediğini de söyledi.

Madenci çocuğu mezar başında doğum günü kutladı

Facianın kurbanlarından 28 yaşındaki Hüseyin Gültekin'in öldüğü gün bir oğlu dünyaya geldi. Babasının adı verilen minik Hüseyin Arda, ilk doğum gününü, annesi ve dedesiyle babasının mezarı başında pasta keserek kutladı. Oğlunun doğum gününün, eşinin ölüm günü olduğunu belirten anne Ayşe Gültekin, hüznü ve buruk bir mutluluğu bir arada yaşadığını söyledi.

Acılı madenci eşinden hüzünlü ziyaret

Maden faciasına eşi Ali Haznadar'ı kaybeden Fadime Haznedar sırtında, eşinin ölümünden sonra doğan 8 aylık kızı Sare ve 3 kızıyla birlikte eşinin mezarının başına gelip dua etti. Fatma Haznadar, "Geçen yıl bu zamanlar çocuğum düşmesin diye hastanelerde birlikte koşarken, şimdi ben senin ölüm yıldönümüne geldim. Benim bir tanem. Bana gücenme aslanım. Kimseyle dertleşemiyorum. Ancak seninle dertleşiyorum" dedi.

Facianın izleri ilk günkü gibi

Geçen yıl bugün Ermenek'e bağlı Pamuklu Köyü Cenne Mevkii'ndeki Has Şekerler Madenciliğe ait linyit ocağından acı haber geldi. Eski ocakta biriken suyun basması sonucu 18 işçi mahsur kaldı. 38 gün süren kurtarma çalışmaları sırasında 18 işçinin cenazeleri farklı zamanlarda ocaktan çıkartıldı. Facianın ardından maden ocağında üretim durduruldu. Aradan geçen bir yıla rağmen rödovans anlaşmazlığı nedeniyle ocağın hukuki durumu henüz netleşmediği için üretim halen başlamadı.

Faaliyeti durdurulan madende aradan bir yıl geçmesine rağmen facianın izleri ilk günkü gibi tazeliğini koruyor. Terk edilmiş bir görüntüye sahip olan madende 38 gün süren kurtarma çalışmalarına katılan madencilerin ve ekiplerin kullandığı yerlere atılmış eski baretler, gaz maskeleri ve eldivenler dikkat çekiyor. Girişi brandayla kapatılan madenin kömür vagonlarını çekmek için kullanılan vinç bölümünde ise hala Kızılay'a ait battaniyeler göze çarpıyor.

Açılmamış sular duruyor

Kurtarma ekiplerinin ve ailelerin içmesi için gönderilen açılmamış pet kutulardaki sular ise hala maden sahasında duruyor. Üzerindeki yazıları silinmesine rağmen açılmadan bekleyen sular adeta zamana meydan okuyor. Brandayla kapatılan madenin girişindeki içerde dolan suyu çekmek için kullanılan su boruları da yaşanan facianın izleri arasında yer alıyor.

Soyunma odaları eski kıyafetlerle dolu

Facia meydana gelmeden önce çalışan ve hayatını kaybeden madencilerin kullandığı soyunma odaları da baretler ve eski kıyafetlerle dolu. Kurtarma çalışmaları sırasında maden işçilerinin giydiği tahmin edilen kıyafetler toplu halde yerlerde atılmış durumda duruyor. Soyunma dolaplarında ise yine madencilerin korunma amaçlı taktıkları baretler bulunuyor.

Uyarı levhaları

Maden sahasında işçilerin güvenliği için asılan uyarı levhaları da hala ilk günkü gibi yerlerinde. Madencilerin soyunma odalarının yolu üzerindeki ‘Sevgili babacığım. Çalışırken beni ve annemi unutma. Kendini meslek hastalıklarından ve iş kazalarından koru. Biz senin eve dönmeni hasretle bekliyoruz.' ve ‘İşçi arkadaş, sana yapılan ikazların, seni kazalardan korumak, karını dul çocuklarını babasız bırakmamak için yapıldığına inan ve bunlara uy.' dikkat çeken uyarı levhaları arasında yer alıyor.

Ailelere ev dağıtıldı

Facianın ardından ölen madencilerin ailelerine Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından ev dağıldı. Ardından ölen madenci ailelerine SGK tarafından maaş bağlandı. Facia ocağından çalışan diğer işçilerin çoğu ise ocağın kapalı olması nedeniyle işsiz.

16 sanık yargılanıyor

Aralarında Has Şekerler Madencilik Şirketi sahibi Saffet Uyar, Ermenek Cenne Linyit Kömürü İşletmesi Müdürü ve hissedarı Abdullah Özbey ve aynı şirketin teknik nezaretçisi Ali Kurt'un tutuklu olduğu 16 sanığın yargılanması ise Ermenek Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ediyor. Soruşturma kapsamında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, bakanlıklara bağlı müfettiş ve sorumluların için soruşturmaya izin vermemişti.

cnnturk.com, 28.10.2015

Konu ile ilgili sayfalar...
7/14/2017 - Yeni KHK ile 7 binden fazla ihraç: Emniyet'ten 2303, Adalet Bakanlığı'ndan 418, YÖK'ten 302, Diyanet'ten 551...
7/4/2017 - Utanç bilançosu: Yılın ilk altı ayında en az 906 işçi hayatını kaybetti...
6/23/2017 - Altan kardeşler ve Ilıcak'ın görüşleri nedeniyle 'darbecilik'le suçlandığı davada tahliye yok!...
6/23/2017 - Article 19 bilirkişi raporu: Altanlar'a yönelik suçlamalar asılsız, müebbet istemi orantısız...
6/21/2017 - Gülen yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında yargılanan gazeteci yazar Mehmet Altan: Darbeden haberdar değildim ...
Bütün başlıklar için tıklayınız