Basından > ‘Beyaz Toros' cinayetleri faili meçhul kaldı

 ‘Beyaz Toros' cinayetleri faili meçhul kaldı
Başbakan Davutoğlu'nun ‘beyaz Toros' çıkışı, gözleri yeniden faili meçhul cinayetlere çevirdi. Sadece 1994-1995 yıllarında işlenen cinayetlerle ilgili 200 dosya, hiçbir işlem yapılmayınca zamanaşımına uğradı. Dava açılan az sayıda dosya ise batı illerine nakledildi. Ancak bu davaların hiçbirinden şu ana kadar sonuç alınamadı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Van mitinginde yaptığı “AK Parti iktidardan indirilirse buralarda Beyaz Toroslar dolaşacak.” açıklaması, 1990'lı yıllarda işlenen faili meçhul cinayetleri yeniden gündeme getirdi. Güneydoğu'da 1990'lı yıllarda işlenen, TBMM raporlarında sayısı 17 bin 500 olarak ifade edilen faili meçhul cinayetler karanlıkta kaldı. Soruşturma dosyaları, 17-25 Aralık sürecinden sonra savcıların görevden alınmasının ardından sessiz sedasız kapatıldı. Son iki yılda doğu ve güneydoğuda sivillere ve güvenlik güçlerine yönelik birçok cinayet de şimdilik ‘faili meçhul' olarak bekliyor.

Güneydoğu'nun karanlık dönemi olarak tarihe geçen 1992-1996 yılları arasında işlenen faili meçhul cinayet ve kayıp olayları ile ilgili ilk soruşturmalar 2008 yılında başladı. Yıllar sonra tozlu raflardaki binlerce dosyayı indiren savcılar, adeta iğneyle kuyu kazdı. Mağdur ve tanıkların ifadelerini aldı, olay yerinde çalışma yaptı. İfadeler doğrultusunda bölgenin birçok yerinde faili meçhul kazısı başlatıldı. Savcıların çalışması sonucu Mart 2009'da Cizre'de yapılan kazılarda çok sayıda insan kemiği bulundu. Bunun üzerine aralarında dönemin Kayseri Jandarma Komutanı Albay Cemal Temiöz'ün olduğu 7 kişi tutuklandı. Böylece bölgedeki ilk faili meçhul dava başlamış oldu. Savcı, 20 kişinin ölümünden bütün sanıkları sorumlu tuttu; Temizöz hakkında 9 kez müebbet talep etti.

 

MAHKEMELER DEĞİŞTİRİLDİ SANIKLAR SERBEST KALDI

Yıllar süren yargılama kapsamında 300'den fazla mağdur ve tanık mahkemede dinlendi. Kimisi babası, kimisi oğlunun ölüme nasıl götürüldüğünü gözyaşlarıyla anlattı. Karar aşaması olan 2014 yılına gelindiğinde faillerden hesap sorulacağı umuduyla mahkemelere koşanlar büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmasından sonra özel yetkili mahkemelerle ilgili getirilen düzenlemeyle davalar ve devam eden soruşturmalar ‘suçun işlendiği yerlere' yani yetkili başsavcılıklara devredildi. Faili meçhul cinayet dava ve soruşturmaları yürüten savcıların tamamı ise görevden alındı. Dava ve soruşturma dosyaları Batman, Bingöl, Mardin, Siirt, Şanlıurfa ve Şırnak'a gönderildi. Bu illere gönderilen davalar daha sonra ‘güvenlik gerekçesi'yle batı illerine nakledildi, soruşturması devam eden dosyalar ise dava açma aşamasına getirilmedi. Diyarbakır'dan Şırnak'a gönderilen oradan da Eskişehir'e nakledilen Temizöz davasının son duruşmasında savcı, sanıklar için beraat talebinde bulundu.

Benzer bir durum, 1993'te Mardin'de 13 sivil kişinin infaz edilmesine ilişkin davada yaşandı. Tuğgeneral Musa Çitil hakkında ‘birden fazla kişiyi aynı sebeple öldürme' suçundan 8 Eylül 2012 tarihinde Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 13 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis talebiyle dava açıldı. Dava daha sonra Çorum'a nakledildi. Burada yapılan birkaç duruşmadan sonra Çitil'in beraatına karar verildi. Yine Levent Ersöz'den Veli Küçük'e kadar pek çok isim, kanun ve mahkemelerin değiştirilmesinin ardından serbest kaldı.

YÜZLERCE DOSYA ZAMANAŞIMINA UĞRADI

Diyarbakır Barosu verilerine göre, yüzlerce dosya hiçbir işlem yapılmadığı için zamanaşımına uğradı. İşlem yapılmadığı için zamanaşımına uğrayan bazı dosyalar şunlar:

13 Mayıs 1994 tarihinde Mustafa, Ekrem, Ramazan, Fahri ve Ali Bulut, gözaltına alındı ve karakola götürüldü. Kendilerinden yıllarca haber alınamadı.

2003 yılında Ekrem, Ramazan ve Ali Bulut'un kemikleri bir toplu mezarda bulundu. Bulut ailesinin gözaltına alındığına şahit olanlar onlarca kişi olmasına rağmen soruşturmada bir gelişme olmadı. O dönemde Lice'de hangi birliklerin ve komutanların olduğu devlet kayıtlarında olmasına rağmen bu bilgiler bir türlü dosyada yer almadı.

18 Mayıs 1994'te Lice'ye Türeli Köyü'nde askerler kendilerine yardımcı olmaları için 6 köylüyü yanlarında götürdü. Köylülerden 3'ü ertesi gün dönerken, Seyithan Yolar ile İkram ve Servet İpek'ten bir daha haber alınamadı.

24 Mayıs 1994'te Mehmet Selim, Hasan ve Cezayir Örhan gözaltına alındı. 2003 yılında bir toplu mezarda kemikleri bulundu. 2003 yılında bir tanık, savcıya verdiği ifadede Örhan ailesini karakoldaki işkence odasında gördüğünü anlattı. Buna rağmen şu ana kadar failler belirlenmedi ve dosya kapanmış oldu.

Dava dosyaları batıya nakledilip kapatıldı

‘Güvenlik' gerekçesiyle batı illerine nakledilen dosyalar ise dava açma aşamasına getirilmedi. İşte o soruşturmalardan bazıları:

1993'te Silopi'de biri köy imamı olmak üzere altı kişinin gözaltında kaybolmasıyla ilgili aralarında emekli General Mete Sayar'ın da bulunduğu dava Şırnak'tan Ankara'ya nakledildi. Sayar beraat etti.

1993'te Diyarbakır Lice ilçesinde dönemin İl Jandarma Bölge Komutanı Tuğg. Bahtiyar Aydın'ın da olduğu 16 kişinin öldürülmesi ve Lice'nin yakılmasıyla ilgili dava İzmir'e nakledildi. Güvenlik gerekçesiyle Diyarbakır'a gelip duruşmaya katılmayan sanıklar İzmir'deki duruşmaya da katılmadı. Son duruşmada sanıklardan birinin yurtdışında öldüğü belirtildi.

Kürt aydın-yazar Musa Anter'in öldürülmesiyle ilgili dava Diyarbakır'da yıllardır devam eden ancak bir sonuç alınamayan JİTEM davasıyla birleştirildi. Ankara'da devam eden davada mahkemenin MİT ve diğer kamu kurumlarından istediği bilgi ve belgelerin gönderilmediği belirtiliyor.

 

Soruşturmanın üstünü örtenlere hakkımı helal etmiyorum

Kardeşi, damadı ve üç amcasının oğlu faili meçhul cinayetlere kurban giden Diyarbakırlı Hakkı Bulut (74), ölmeden önce akrabalarından en az birinin mezarına kavuşmak istiyor. Diyarbakır Lice'de 11 Ekim 1993 tarihinde jandarma tarafından gözaltına alınan Bulut ailesinin 5 ferdinden bir daha haber alınamadı. Kulp ilçesinde 2004 yılında yapılan faili meçhul kazılarda bulunan kemiklerin Bulut ailesinin üç ferdine ait olduğu DNA incelemesiyle ortaya çıktı. Ancak kemikler yanlışlıkla bir daha gömüldü ve hâlâ ailelerine teslim edilmedi. Hakkı Bulut, soruşturmanın zamanaşımına uğratanlara hakkını helal etmediğini söylüyor.

‘Faili meçhul dosyalar sıfırlandı'

Şırnak Baro Başkanı Nuşirevan Elçi: Güneydoğu'da faili meçhul cinayetlerle ilgili ilk adımlar 2008-2009 yılında atıldı. Sivillere yönelik işlenen suçlarla ilgili soruşturmalar açıldı, davalar görülmeye başlandı. Fakat 17-25 Aralık soruşturmasının ardından yargıdaki değişikle bunların önüne kesildi. Ergenekon, Balyoz ve faili meçhul dosyalar sıfırlanmaya başlandı. Bunlar yapılıyorken bugün o günlere dayanıp siyaset yapmanın doğru olmadığını düşünüyorum. ‘Toroslar ortadan kaldırıldı' belki ama failler yargılanmadı. Bunların döneminde (AKP hükümeti) failler yargılanıp cezalandırılabilirdi. Bu sadece yargının görevi değil aynı zamanda siyasi bir irade gerekiyordu. Yürütmenin desteği gerekiyordu. O günlere dönüş tehdit, çok sıradan bir politikadır. Bugün özellikle son 3 aylık sürece baktığımızda 90'lı yıllardan farklı olmadığını görüyoruz.

Zaman, 22.10.2015

Konu ile ilgili sayfalar...
7/14/2017 - Yeni KHK ile 7 binden fazla ihraç: Emniyet'ten 2303, Adalet Bakanlığı'ndan 418, YÖK'ten 302, Diyanet'ten 551...
7/4/2017 - Utanç bilançosu: Yılın ilk altı ayında en az 906 işçi hayatını kaybetti...
6/23/2017 - Altan kardeşler ve Ilıcak'ın görüşleri nedeniyle 'darbecilik'le suçlandığı davada tahliye yok!...
6/23/2017 - Article 19 bilirkişi raporu: Altanlar'a yönelik suçlamalar asılsız, müebbet istemi orantısız...
6/21/2017 - Gülen yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında yargılanan gazeteci yazar Mehmet Altan: Darbeden haberdar değildim ...
Bütün başlıklar için tıklayınız