Basından > Ahmet Altan: Bu azgınlık çok kötü yerlere gidecek

Ahmet Altan: Bu azgınlık çok kötü yerlere gidecek
Gazeteci Ahmet Altan Samanyolu Haber'de Metin Yıkar'ın sunduğu 'Özel Gündem'e konuk oldu.

İşte Ahmet Altan'ın açıklamalarından notlar:

Doğan Grubu'ndan yapılan açıklama ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

Bu bir zihniyetin zehirlenmiş olduğunu gösteriyor. Koskoca Doğan Grubu. Bu adamların o kadar gazetecisi var hukukçusu var ve böylesine saçma sapan bir lafı söyleyebiliyor. Şunu sormak gerekiyor 'paralel' sözcüğünün hukuktaki karşılığı nedir? Paralel ile mücadele ediyorsunuz. Bir mücadeleyi hukukun içinde götüreceksiniz. Bir mücadeleyi hukuk içinde edecekseniz, mücadele ettiğiniz hedefinizin hukukta bir tarifi olması gerekiyor. Paralel ‘in tarifi ne? Hukukta karşılığı ne? Eğer siz hukukta karşılığı olmayan bir suçun varlığını kabul ederseniz ondan sonra zaten hukuk kalmaz. Yarın biri kalkıp derse ki adı Aydın Doğan olanlarla mücadele edelim ama medyaya dokunmayalım. Ne diyecek Hürriyet? Paralelle mücadele edelim ama medyaya dokunmayalım ile Aydın Doğanlarla ile mücadele edelim ama medyaya dokunmayalım arasında hiç bir fark yok. Aydın Doğan olmak hukuken suç değildir. Paralel diye de hukukta bir suç yoktur. Hürriyet hangi hukuki zemine dayanarak böyle bir suç uyduruyor. Bu AKP'nin uydurduğu ve kendi kızdığı her adamı her insanı her müesseseyi içine koyabileceği bir torba. Canını istediğini paralel diye onun içine atar suçlar. Sen eğer gazeteciysen hatta adamsan bu tür laflara bunun hukuki karşılığı nedir diye karşı çıkarsın. Bununla mücadele edelim demezsin. Hürriyet ne ile mücadele edecek. Paralel ne? Cemaat mi? Cemaat olmak hukuken suç mu? Cemaatin üyesini hukuken ortaya koyup saptaya biliyor musun? Neyle mücadele edeceksin? Saçma sapan bir laf. Bana dokunma diyor. Çok utandırıcı bir laftır.

 

Anadolu Ajansı İpek Koza Medya'ya yapılan baskınlarla ilgili FETÖ'ye destek veren kuruma baskın diye haber veriyor. Ne diyorsunuz?

FETÖ ne? Fethullah terör örgütü mü dedi ben tam anlamadım! Şimdi problemlerden biri bu FETÖ bunlardan birisi. Bunu komik de yapmış. AKP iktidarının zorbalığını bu tür kılcal damarlardan yakalayıp önce durdurmak gerekiyor. Çünkü bu çok cüretkâr bir azgınlık. Dün de bunun başka bir örneğini söyledim. Bu AA örneği de çok iyi. THY sadece iktidarın gazetelerini satıyor. Bir de yanında utancı azaltmak için Hürriyet'i koyuyor. Şimdi bu THY'yi yöneten adamın arabasının benzin parasını bu millet ödüyor. Şoförünün maaşını bu millet ödüyor. Giydiği takım elbiseyi, gömleği iç çamaşırlarını bu millet aldı. Bu adamın giydiği eşyaların parasını millet ödüyor biz veriyoruz. Biz bunların parasını veriyoruz bu adam müthiş bir zorbalık müthiş bir küstahlık ve cüretkârlıkla bize hangi gazeteyi okuyacağımız söylüyor. Şimdi bu zorbalığa, çok küçük bir örnek değil mi? Eğer bu zorbalığı burada durdurmazsan AKP'nin azgınlığı bu uç noktalardaki küçük görünen olaylarla büyür. Şimdi sen bu adamı kalkıp sorarsan 'senin gömleğini ben aldım paranı ben veriyorum be. Sen hangi kriterlere göre bu gazeteleri koyuyorsun da öteki gazeteleri koymuyorsun?' Bana bunun cevabını vermek zorundasın. Benim için çalışıyorsun benim hizmetkârımsın. Bunu sorarsak birşey olmaz diye düşünüyorlar, bunu sorarsanız bir şey olur. Bir kere her gün kendi resmini birinci sayfalarda görsün THY müdürü. Her gün gazeteciler sorsun 'sen hangi kriterlerle karar verdin? diye. Bir barolar görevini kötüye kullanmaktan dava açsınlar. Hiç bir şey değişmese bile adam bir halt ettiğini görür. İki azgınlığını ve küstahlığını bir adım öteye taşıyamaz korkar. Üç onun yolundan gidecek bir başkası burada bir tehlike var der durur. AKP'nin bu tür adamları hukuksuz ve haksız davranıyor. AA aynıdır.

Bir Alman din adamının 'sosyalistleri topladılar sesimi çıkarmadım, sendikacıları topladılar sesimi çıkarmadım, Yahudileri topladılar sesimi çıkarmadım sonra beni almaya geldiler sesini çıkaracak kimse kalmadı diye bir söz var. Ne düşünüyorsunuz?

AKP dikta kurmak istiyor, böyle bir hayali var. Nazizm gibi olsun Erdoğan konuşsun herkes sussun. Hepimizde üniformaları giyip haydi Tayyip diye bağırarak sokaklarda gezelim. Bu Türkiye'de olmaz, bu Türkiye'de olmayacaktır. Bunun olması mümkün değildir ama bu gidişat. Eğer bu azgınlığı bu noktada durduramazsak bu azgınlık öyle bir yere doğru gidiyor ki bu ülkede hiç kimsenin hayatı garanti altında kalmayacak. Kötü bir yere gidiyor. Bu ülkenin bir ucunda zaten savaş devam ediyor. Zaten silah var zaten ölüm var ve bu azgınlık çok kötü yerlere gidecek. Bu azgınlığı uç noktalarından yakalayıp durdurmak zorundayız. Seçime iki ay kala bir hükümet bir medya grubunu ne olduğu belli olmayan bir nedenle bastırıp susturmak istiyorsa bu çok büyük bir panik çaresizlik korku ve saldırganlık gösterir bunu yapabilen bir iktidar her şeyi yapar. Bunun her şeyi yapabileceğini görmezseniz her şey başınıza gelebilir. Bu gidişatın sonu yok. AKP siyaseten iktidarda kalamıyor. Tek başına iktidar olamayınca da Erdoğan orada lider haline gelemiyor. Tek başına lider olamayınca da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak o bundan hoşlanmıyor o Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının üstünde bir şey olmak istiyor. Ona Türkiye Cumhuriyet vatandaşısın dediğimizde hakaret davası açıyor. Ona göre o Türkiye Cumhuriyeti Padişahı gibi bir şey. O Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Türkiye'nin kanunlarıyla sınırlı. O kanunların dışına çıktığı zaman yargılanır. Bugün sizi susturur yarın diğerlerini susturur. Ama bunu yapamayacak.

Başkanlık gelirse bu sorunlar çözülür, ölümler olmaz diyorlar?

AKP'lilerin kendi çekirdek kadrosu var ki onlar utanma duygusunu tamamen kaybettiler. Ne demek başkanlık gelirse ölmezler. Bu hayatımda duyduğum en aşağılık şantajdır. Siz bizim lideri başkan yaptırmazsanız sizin çocukları öldüreceğiz. Ben de diyorum ki siz bizim çocukları öldürürseniz biz sizi mahkemeye götüreceğiz. Biz sizi yargılayacağız. Siz bundan kurtulamayacaksınız. Siz bu çocukları öldürüp bundan kurtulamazsınız. Bu şantajı yapan adam bunun hesabını verir. Bizim reisi başkan yaptırmadın diye benim çocuğumu öldürüyorsun. Sonra o çocuğun yakını bağırdı diye onu hapse attırıyorsun.

Mahkemelerden ciddi korku var, hâkim karşısına çıkmak istemiyorlar. Neden?

Adam ne yaptığını biliyor. Almanya dinlemiş, Amerika dinlemiş, Fransa dinlemiş herkes dinlemiş. Bunların ne halt ettiğini bütün dünya biliyor. Kendileri de biliyor, suç öyle bir tane değil ki. Soydular, IŞİD'e silah gönderdiler Gezi'de çocukları öldürttüler. Tayyip Erdoğan'ın bir sözü var: Polislere ben emir verdim diyor. Şimdi bu lafın altından nasıl kalkacak. Gezi'de 9 tane cinayet var. Bu cinayetlerin azmettiricisi olarak kendisi itiraf ediyor.

Başbakanlık hem Cumhurbaşkanlığı döneminde Erdoğan'a eleştirilerde bulunuyorsunuz. Erdoğan'ın karşısına çıksanız soru soruyor olsaydınız ne derdiniz?

Bu ülkedeki hiçbir gerçek entelektüel Tayyip Erdoğan ile aynı odada durmaz. Tayyip Erdoğan ile aynı odada bulamaz. Erdoğan'ın cesareti yeterse tam zamanlı gazeteciler karşısına çıkar. Hiçbir entelektüel Erdoğan'ın karşısına çıkmaz. Bir daha el sıkışamayacak. Onun için o bitmiştir. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı için öyle bir şans yoktur. Kendi işini iyi yapan uluslararası kabul gören gerçek sanatçılar onunla bir daha el sıkışmayacaktır.

Bürokratlar körü körüne sözlü talimatlarla hukuksuzluk yapıyor

Onlar 2023-2071 palavralarını ciddiye aldılar. Hep böyle devam edecek zannettiler. 7 Haziran'da tokadı yediler. MHP bu ne olduğu anlaşılmayan politikalar olmasaydı AKP gitmişti. Bürokratlar çok ciddi suça bulaşıyorlar. Çok gariptir Türk devletini iyi tanımıyorlar. Buzul gibidir çok yavaş kımıldar ama kımıldar. Her bürokratın dosyaları bir yerde vardır. Dosya tutan bürokratların da dosyaları devletin değişik yerlerinde vardır. Ağır çalışır ama çalışır. Kurtulma ihtimalleri yoktur. Bu dönem bitti. Bu dönem uzamaz. Bürokratlar ona güvenerek bu işe girdiler. AKP bu THY'deki gazeteler gibi kapasitesi çok düşük insanlar seçiyor. Normal zamanlarda asla o koltuğa oturamayacak insanları o koltuğa oturtuyor. Onlar dar çerçevede suçun ortakları.

Zaman, 02.09.2015

Konu ile ilgili sayfalar...
7/14/2017 - Yeni KHK ile 7 binden fazla ihraç: Emniyet'ten 2303, Adalet Bakanlığı'ndan 418, YÖK'ten 302, Diyanet'ten 551...
7/4/2017 - Utanç bilançosu: Yılın ilk altı ayında en az 906 işçi hayatını kaybetti...
6/23/2017 - Altan kardeşler ve Ilıcak'ın görüşleri nedeniyle 'darbecilik'le suçlandığı davada tahliye yok!...
6/23/2017 - Article 19 bilirkişi raporu: Altanlar'a yönelik suçlamalar asılsız, müebbet istemi orantısız...
6/21/2017 - Gülen yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında yargılanan gazeteci yazar Mehmet Altan: Darbeden haberdar değildim ...
Bütün başlıklar için tıklayınız