AB, Avrupa'ya gelen mülteci akınını azaltabilmek için Türkiye ile bir anlaşma yaparken,Juncker bu anlaşmanın şimdiden meyvelerini vermeye başladığını söyledi.
Fakat Ankara dün, AB'nin Mart anlaşmasında verdiği sözleri, özellikle de Türklerin vizesiz olarak AB'ye seyahat etmesine dair sözünü tutmaması durumunda anlaşmayı terk edeceğini açıkladı.
Reuters'ın haberine göre; Juncker bugün Avrupa'nın önde gelen insan hakları kuruluşu Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nde (AKPM) yaptığı konuşmada, "Türkiye, Komisyon'un vizesiz seyahat konusunda verdiği sözü önümüzdeki aylarda hayata geçirebilmesi için, geriye kalan bütün şartları yerine getirmeli" dedi.
Juncker, "Şartlar Türkiye için hafifletilmeyecek" ifadelerini kullandı.
AKPM Başkanı Pedro Agramunt'un daveti üzerine bugün Fransa'ya ziyaret gerçekleştiren Başbakan Davutoğlu, Strasbourg’da AB Komisyonu Başkanı Juncker ile görüştü.
DAVUTOĞLU’NDAN “TERÖRE DESTEK” UYARISI
Strasbourg’da bulunan Başbakan Davutoğlu, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland ile ortak basın toplantısı düzenledi.
DHA’nın haberine göre; Davutoğlu konuşmasında, "İfade özgürlüğü kullanılırken teröre destek verilmemesi gerekir" dedi.
Davutoğlu Avrupa’da İslam karşıtı söylemlere dikkat çekerek, "Avrupa’da İslamofobi sıkıntısı, terör sıkıntısı bulunmaktadır ve Avrupa Konseyi Türkiye’nin de kurucusu olduğu bir kuruluştur. Avrupa Konseyi bizim bu anlamda en yüksek düzeyde temsil edildiğimiz organlardan biridir. Bugün ilk kez oturumda çalışma dili olarak Türkçe konuşmamamızı gerçekleştireceğiz" dedi. Başbakan, Avrupa Konseyi ile bölgedeki barış ve istikrarı sağlamak üzere Türkiye’nin ortak çalıştığını ifade etti. İfade özgürlüğünün evrensel olduğunu ve herkes tarafından uyulması gerektiğine vurgu yapan Davutoğlu, "İfade özgürlüğüne herkes tarafından uyulmalıdır. İnsan onuruna yakışır bir biçimde bunlar gerçekleştirilir. İfade özgürlüğü kullanılırken teröre destek verilmemesi gerekir" dedi.
Başbakan Davutoğlu, "Küreselleşmenin hayatın her alanını etkilediği böyle bir ortamda, adalet ve merhameti de küreselleştirmek zorundayız. Aksi halde dünyanın hiçbir bölgesinde, ne adaletten ne özgürlükten ne de güvenlikten söz edebiliriz” diye konuştu.Davutoğlu, “(Suriyelilere yönelik açık kapı politikası) Bizim, mazlumlara, masumlara kapımız açıktır, ülkemiz açıktır ama en önemlisi yüreğimiz ardına kadar açıktır ve açık kalacaktır. Önümüzdeki dönemde de bu insani tutumu sürdüreceğiz” dedi.
"DOSTLARIMIZ MAALESEF..."
Başbakan Davutoğlu daha sonra da AKPM'ye hitap etti. Davutoğlu, "Dostlarımız maalesef külfet paylaşımında gereken sorumluluğu üstlenmemiş, bölge ülkeleri yalnız bırakılmıştır. Şunu özellikle vurgulamak istiyorum, Suriyeli kardeşlerimiz için yaptıklarımızdan ve yapacaklarımızdan, takdir edilmek için bahsetmedim ve buraya da takdir edilmek için gelmedim. Biz sadece sorunun ciddiyeti, boyutları ve külfet paylaşımının önemine dikkat çekmek için bunları uluslararası kamuoyuyla paylaşıyoruz” ifadesini kullandı.
Başbakan Davutoğlu şöyle dedi:
"Terörü herhangi bir din veya etnik grupla ilişkilendirmek tamamen yanlıştır ve bu tam aksine teröristlerin amaçlarına hizmet etmektedir. Özellikle de terörün İslam ile yan yana zikredilmesini şiddetle kınıyoruz."
Başbakan Davutoğlu, "DAEŞ ile etkili mücadele için Suriye'de ihtilafın bir an önce sona erdirilmesi gerekmektedir. İhtilafı sona erdirmek için Suriyelilerin kendilerini tam anlamıyla özgürce ifade edebileceği yeni bir anayasa, adil ve hür seçimleri sağlayacak gerçek bir siyasi geçiş olmalıdır. Bunun Esad rejimi Şam'da oturmaya devam ettiği müddetçe mümkün olmayacağı da çok açıktır” dedi.
"BU SALDIRILARI YAPANLAR BELLİYKEN..."
Davutoğlu, "Kızılay'da, Ankara'nın göbeğinde otobüs beklemekte olan ve akşam barış içinde ailesine kavuşmak isteyen gençleri, çocukları, torunlarına kavuşmak isteyen yaşlıları canlı bomba ihtiva eden bir arabayla kendisini patlatarak katledenleri, DEAŞ'ın teröründen ayırt edip, onları insancıl bir örgüt gibi gösterme çabalarına karşı insanlık adına buradan haykırıyorum, terör terördür ve kim yaparsa yapsın, hepimiz omuz omuza durmadıkça terörle başa çıkamayız" diye konuştu.
Davutoğlu, "Bu saldırıları yapanlar belliyken ve o belgeler bütün dünyaya ifşa edilmişken, PKK ya da PYD'yi meşrulaştırma çabaları DEAŞ'ı meşrulaştırma çabalarından farklı değildir. PKK veya YPG, PYD için Avrupa'nın ortasında para toplama kampanyaları ve propaganda toplantıları düzenlenirken ve bunlar silahla takviye edilirken, terörle mücadele konusundaki dayanışma mesajlarının anlamı kalmamaktadır. DEAŞ'ın Avrupa'daki faaliyetleri bizi ne kadar endişelendiriyorsa PKK'nın Avrupa'daki faaliyetleri de bizi ve sizleri o kadar endişelendirmelidir" dedi.
“MEŞRU KILMAZ”
Başbakan Davutoğlu, "Terörle mücadelede istisnalar, derecelendirmeler ve nitelendirmelere yer yoktur. Bir terör örgütünün başka bir terör örgütüne karşı mücadele veriyor olması o terör örgütünü meşru kılmaz. Terörü haklı göstermek hiçbir suretle kabul edilemez. Böyle bir anlayış, Avrupa'nın ve AB'nin üzerine inşa edildiği insan hakları, demokrasi ve hukuk üstünlüğü ilkelerine de aykırıdır. Bu çerçevede Avrupa Konseyi bünyesinde ırkçılık ve yabancı düşmanlığı ile mücadeleye yönelik bir platform kurulması fikrinin de tüm paydaşlarla birlikte özenle değerlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz” diye konuştu.
Başbakan Davutoğlu, "(Türkiye ile AB arasındaki mutabakat) Anlaşmada aksayan bir yön yoktur. Varsa da muhataplarımız bellidir. Aksine biz aksayan yönlerden bahsedebiliriz Türkiye olarak, özellikle 3 milyar avronun Suriyelilerin hizmetinde kullanılması bağlamında ki sadece Suriyeliler için ayrılmıştır. Ama biz bunları dahi gündeme getirmiyoruz. Çünkü önemli olan burada insani konudur. Tekrar bebeklerin cesetlerinin ne Türk kıyılarına ne de Ege adalarına vurmasını istiyoruz” dedi.