Avrupa Birliği > Bağış: AB vizesini kaldırmaya çalışıyoruz

Bağış: AB vizesini kaldırmaya çalışıyoruz

Başmüzakereci Egemen Bağış, Avrupa Birliği ülkelerine vize konusunu incelemek üzere bir hukuk birimi oluşturulduğunu belirterek “Vizenin kaldırılması için azimle çalışıyoruz” dedi.

ANKARA - Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, NTV'den Nermin Yurteri'nin sorularını yanıtladı.

Askere sivil yargıyı açan kararı Anayasa Mahkemesi iptal etti. Böyle bir kararı bekliyor muydunuz?
Çok beklemiyordum. Çünkü iktidar ve muhalefet partilerinin işbirliği ve ülkemizin Avrupa Birliği standartlarına yükselmesi için alınmış bir karardı. Anayasa Mahkememizin üyelerinin de Avrupa Birliği standartlarında, Atatürk’ün bizlere hedef gösterdiği çağdaş medeniyetler seviyesinin üzerine çıkan bir ülke olmasını arzu ettiklerine inanıyorum. O çerçevede böyle bir kararı beklemiyordum. Ama bu kararın çok net ortaya koyduğu bir ihtiyaç belirmiştir, o da anayasanın artık Türkiye'ye dar geldiği ile alakalı bir neticedir. Bugün anayasamız Türkiye'ye geriye doğru çekiyor. Dünyanın 16. büyük ekonomisine, Avrupa’nın 6. büyük ekonomisine yakışmayan bir anayasa. Ümit ediyorum ki, ben haftalardır çağrıda bulunuyorum bütün siyasi partiler bir taslak Anayasa hazırlasın ne kadar demokrasiyi önemsiyorlar, ne kadar özgürlük istiyorlar, insan hak ve hukukuna ne kadar önem veriyorlar, bunları yansıtan bir Anayasa taslağı hazırlasın. Hem partilerimizi değerlendirmek için bu bir fırsat olur hem de bu taslaklar Anayasa Komisyonumuz tarafından değerlendirilerek ortak bir metne birleştirilmesi sağlanır ve Türkiye'ye yakışır bir Anayasa'ya kavuşuruz diye düşünüyorum.

Hükümetin gündeminde yakın zamanda böyle bir hazırlık var mı?
Bizim Anayasa değişikliği ile ilgili düşüncelerimiz ortada, muhalefet partilerimizin bu konuda bir cevap vermesi lazım. Benim haftalardır yaptığım çağrıya cevap veremeyenlerin tarihe nasıl cevap vereceğini ben merak ediyorum. Gelecek nesiller Türkiye'nin demokratikleşmesini, şeffaflaşmasını çağdaşlaşmasını ve zenginleşmesini geciktirenleri mutlaka ayıklayacaklardır. Bir çağrıda daha bulunuyorum buradan gerçekten Türkiye'nin çağdaş bir ülke olmasını istiyorsak el ele vermeli ve Türkiye'ye yakışır bir Anayasa bir an evvel kavuşmalıyız diyorum.

Muhalefet destek verse bile, gerekirse referandumla Anayasa sürecini devam ettireceğiz görüşünde misiniz?
Evet tabiki sonuçta Türkiye'nin sorunlarını çözmek için ne lazımsa onu yapmalıyız. Eğer muhalefet partilerimiz bu konuda istemeyiz tavrını sürdürmeye devam ederse bizde halka gideriz halkımızın vereceği karar her zaman hakkaniyet kararı olacaktır ona da saygı duyarız.

Geçtiğimiz yıl Fransa gibi Rum Kesimi gibi ülkelerin tavrı nedeni ile bir duraksama algısı oldu Avrupa Birliği konularında. Önümüzdeki dönemde nasıl bir Avrupa Birliği süreci bekliyor bizi, tren hızlanacak mı?
Geçtiğimiz yıl yavaşlamadı. 2009’da neler oldu bir hatırlamak lazım. 2009’da ulusal program yayınlandı, ilk defa 50 yıllık süreçte bir başmüzakereci atandı sadece bu işe odaklanacak ayrı bakan olarak. Nazım Hikmet’in vatandaşlığı iade edildi, Kyoto protokolü onaylandı, Kadın-Erkek Eşitliği Komisyonu kuruldu, TRT Şeş yayınlarına başladı, Ermenice ve Kürtçe radyo yayına başladı, Ceza Yasası'nda değişiklikler yapıldı, yargı reformu strateji belgesi hazırlandı, Yolsuzlukla Mücadele Strateji Belgesi hazırlandı. Türkiye'de çok şey yapıldı. Ama 2010'da yapılması gereken çok şey var. Önemli olan fasıl açmak değil, zihin açmak diyoruz. Türkiye'de zihinleri değiştirmemiz, zihinleri açmamız gerekiyor. Avrupa Birliği üyesi ülkelerde Türkiye aleyhindeki zihinleri de açmamız gerekiyor. İletişime çok önem vermemiz gerekiyor, bu konuda 2010’da atılması gereken adımları atacağız. 4 platformlu bir strateji benimsedik hem müzakere sürecini resmi platformda götüreceğiz hem açamadığımız fasıllarla ilgili açabilecekmiş gibi yapılması gerekenleri yaparak Avrupalıları o fasılları açmaya mahkum edeceğiz. Siyasi reformlara devam edeceğiz, Avrupa Birliği üyesi ülkelerde Türkiye'yi daha iyi tanıtmaya ağırlık vereceğiz. Her Bakanlar Kurulu'nda değişmez konulardan birisidir Avrupa Birliği sürecimizdir, daha dün iki haftada yaptığımız onlarca farklı Avrupa Birliği çalışmasını arz etme imkanı bulduk ama medyamızın gündeminde mi onu size sormam lazım. Türkiye'de Avrupa Birliği süreci farklı kesimlerin farklık endişelerine cevap verecek olan bir süreçtir. Türkiye'de liberalleşmeden çekinenlerin de devletleşmeden çekinenlerin de tekelleşmeden çekinenlerin de rejimle ilgili kaygısı olanların da, eksenle ilgili kaygısı olanların da buluşabilecekleri ortak paydaları AB sürecidir. Avrupa Birliği sürecinde o tür endişelerin olmayacağını herkes bilmelidir. O yüzden ülkemizin standartlarını Avrupa Birliği standartlarına yükseltmek insanımızın yaşam standardını yükseltmek anlamına gelecektir. Türk milleti de her şeyin en iyisine layıktır diyorum. Bugün Türkiye'de tartıştığımız konular yeni konular değil. Aslında eskiden beri olan sorunlar ama ilk defa bunları tartışabilir noktaya geldik. Türkiye'de artık farklı kurumlar arasındaki iletişimi çok daha net konuşuyoruz o diyalogları güçlendiriyoruz. Türkiye'de farklı kesimlere kulak veriyoruz. Devlet ilk defa Roman vatandaşının, Alevi vatandaşının, Kürt kardeşinin, Ermeni kardeşinin, Süryani kardeşinin sorunlarını dinlemeye başladı. Farklı kesimlerin farklı sorunlarına empati kurmaya başladı. Bütün bunlar Türkiye'nin Avrupa Birliği standartlarında bir ülke olmaya başladığının bir göstergesi. Türkiye artık sorunları ile kendi iradesiyle yüzleşen bir ülke haline geldi.

Son dönemde pek çok ülke ile vizeler kalktı. Avrupa Birliği ile ilgili böyle bir sürece ne zaman girilecek?
Öncelikle bu vizelerin kalkması Sayın Başbakanımızın projesidir. Sayın Başbakanımız mümkün olduğu kadar ülke ile vizelerin kalkması yönünde çok net talimatlar vermiştir. Avrupa Birliği üyesi ülkelerin ülkemize uyguladıkları vizenin bir kısmının hukuki boyutunu tartışan ayrı bir Avrupa Birliği hukuk birimi oluşturduk inceliyoruz ama bir yandan da yapmamız gereken teknik çalışmalar var. Sizin de söylediğiniz gibi biometrik pasaportlara geçmemiz lazım. O çerçevede İçişleri Bakanlığımız, Dışişleri Bakanlığımız Avrupa Birliği Genel Sekreterliğimiz darphane ile birlikte Türkiye'ye yakışır rahat kopyalanamayacak taklit edilemeyecek biometrik pasaportların hazırlanması için bir süreç başlattı. Öte yandan, Avrupa Birliği ile geri kabul anlaşmasının müzakereleri başladı. Yani Türkiye üzerinden Avrupa Birliği ülkelerine giden üçüncü dünya ülkelerinin vatandaşlarının yasadışı yollarla gittiklerinde yakalanmaları durumunda ülkelerine nasıl gönderileceğinin koşullarını belirleyen bir geri kabul anlaşmasının müzakerelerine başladık. Üçüncü olarak da Türkiye'nin mutlaka sınır güvenliğini artırması gerekecek. Bugünkü sınırlarımız kolay sınırlar değil, Türkiye'nin komşuları İsviçre’nin komşularına benzemiyor ama Türkiye'nin kendi sınırlarını daha emniyetli daha güvenli daha zor geçilir sınırlar haline getirmesi Avrupa Birliği’nin güvenliği açısından da çok önemli. Hem İçişleri Bakanlığımız hem Milli Savunma Bakanlığımız hem Dışişleri Bakanlığımız hem Avrupa Birliği Genel Sekreterliğimiz hem de ilgili bütün kurumlarımız her bakanlığımız bu konuda üzerine düşeni yapma konusunda çok ciddi bir azim ortaya koymuştur. Sayın Başbakanımız bu konulara çok büyük önem vermektedir ve bizde Türkiye'de Avrupa Birliği sürecinin demokratikleşme sürecinin en büyük izleyicisi ve aktörü olan Sayın Başbakanımızın talimatlarını yerine getirme konusunda kararlıyız.

Kıbrıs’la ilgili görüşlerinizi de merak ediyoruz. Gelinen noktada 2010 yılı Kıbrıs sorununun çözümü konusunda ortaya nasıl bir takvim koyuyor, umutlu musunuz?
Ben umutlu olmak istiyorum çünkü ilk defa hem Türkiye'de hem Yunanistan’da hem Kıbrıs’ı iki kesiminde çözümü çok açık ve net şekilde talep eden liderler var. Bu fırsat penceresini her kesimin iyi kullanması gerekir diye düşünüyorum. Türkiye olarak biz 2002’den bu yana devamlı bir adım önde olma politikamızı çok net bir şekilde ortaya koyduk. En son KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Mehmet Ali Talat yeni on maddelik bir paket sundu. Rum Kesimi maalesef eski görüşleri ile cevap verdi yeni bir mesaj ortaya koyamadı. Bütün bunları dünya kamuoyunun yakından takip ettiğini biliyorum ama Türkiye bakın son 7 yılda uyguladığı farklı Kıbrıs politikası ile adadan tek bir askerini çekmeden bir kaçış toprak dahi vermeden uluslararası imajı değiştirmiştir. Herkes 2009 sonunda Türkiye limanlarını açmazsa Avrupa Birliği süreci duraksar diyordu. Ama ne limanları açtık ne de Avrupa Birliği süreci duraksadı en zor fasıllardan biri olan çevre faslını açtık. Biz kendi gücümüzün farkına varırsak diğer ülkelerde gücümüzün farkına varacaklardır. Bugün Avrupa Birliği ülkelerinin ihtiyaç duyduğu enerji kaynaklarının yüzde 70’i Türkiye'nin ya kuzeyinde ya güneyinde yada doğusundadır. Avrupa Birliği için Türkiye yeni pazarlara ulaşmak için çok önemli bir merkezdir çok önemli bir köprüdür. Uyuşturucu ile mücadelede terörle mücadelede yasadışı ce göçle mücadelede Türkiye, çok iyi bir kalkandır. Yani Türkiye'nin artıları ile Avrupa Birliği’ne çok katkıları olan bir ülke olduğunu Avrupalılarda görmeye başlamıştır. 600 bin Kıbrıslı Rum için Türkiye'yi göz ardı edemeyeceklerine ben yürekten inanıyorum. Biz yeter ki sabırlı ve azimli olalım ama bu fırsatı Kıbrıs’taki gerek Rum Türk vatandaşların iyi değerlendirmesi gerek diye düşünüyorum.

Başbakan'ın 'müzakerelerin sonsuza kadar sürmeyeceği' şeklinde bir yorumu vardı. Bu noktadan bakılırsa örneğin bu takvimi hızlandırmak için Yunanistan ile Türkiye'nin de içinde olduğu dörtlü bir görüşme bu takvimi…
Bu konularda biz hazır olduğumuzu her vesile ile dille getiriyoruz. İspanya’da dönem başkanlığını devralan Madrid’deki yetkililerle görüştük, onlar da böyle bir arzuları olduğunu söylediler. Biz memnuniyetle geliriz dedik. Yeter ki dörtlü beşli toplantılar olsun. Önemli olan çözümü bulmaktır. Önemli olan kalıcı adil siyasi eşitliğe dayalı bir çözümün ortaya çıkmasıdır. Türkiye bu konuda her türlü desteği vermektedir. Ama Avrupa Birliği süreci için Kıbrıs’tan fedakarlık yapmamızı da kimse beklemesin bizim için Kıbrıs milli bir davadır. Türkiye'nin bütün siyasi partileri bütün farklı renkleri ve sesleri Kıbrıs konusunda tek yumruktur.

Ermenistan açılımı geçtiğimiz yılın ne önemli diplomatik başarılarından biriydi. Ermenistan Anayasa Mahkemesi'nin aldığı karar tepki ile karşılandı gelinen noktada bir tıkanma var mı?
Ben kararı biraz endişe verici buluyorum. Sayın Başbakanımız bir açıklama yaptı, sonuçta Ermenistan kendi bilir Türkiye gibi güçlü dinamik bir ortakla sınırların açılması onların çıkarınadır. Eğer bu süreçte Ermenistan kendi hatalarını gözden geçirme fırsatını değerlendirirse işgal ettiği Azeri topraklarının boşaltılması ile ilgili taleplerimize kulak verirse ve Minsk Grubunun ortaya koyduğu çözüm çabalarına önem verdiğini dünya kamuoyuna gösterebilirse Türkiye'nin Ermenistan’la ilişkilerini daha sağlıklı bir noktaya getirmesi Ermenistan’ın da çıkarınadır tabii Türkiye'nin de çıkarınadır ama her şeyden önemlisi bölge barışının çıkarınadır. Biz barışın merkezi olan bir ülkeyiz.

ntvmsnbc.com, 22.01.2010

Konu ile ilgili sayfalar...
3/31/2017 - Avrupa Birliği Brexit stratejisini açıkladı...
3/28/2017 - Gürcüler vizesiz Avrupa'da ...
3/25/2017 - AB'nin 60'ıncı doğum günü ...
3/11/2017 - AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Hahn: Türkiye’ye bazı mali yardımlar durduruldu ...
3/1/2017 - Avrupa Konseyi: Türkiye otokrasiye sürükleniyor ...
Bütün başlıklar için tıklayınız