Avrupa Birliği > Bağış: AB'ye üye olmak için Kıbrıs'tan vazgeçemeyiz

Bağış: AB'ye üye olmak için Kıbrıs'tan vazgeçemeyiz

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, 2010 yılı boyunca reformlara ağırlık vermek istediklerini belirterek, ''2010'da herhangi bir seçim gündemimizde yok. Muhalefetle el ele verip, reform yasalarını geçirmek istiyoruz'' dedi.

Kültür Üniversitesinde düzenlenen toplantıda ''AB süreci'' hakkında bilgi veren Bağış, Avrupa Birliği'nde zor bir yılın geride kaldığını, Çek dönem başkanlığının, Türkiye'nin AB üyeliğine daha olumlu yaklaştığını, ama yaşadıkları sıkıntılar nedeniyle çok büyük bir performans ortaya koyamadığını söyledi.

Bağış, bu karmaşaya rağmen Türkiye'nin 27 AB üyesi ülkeyi, vergilendirme faslını açma konusunda ikna edebildiğini kaydetti.

Geçen yılın ikinci yarısında da İsveç'in dönem başkanlığını aldığını ve orada da 4-5 fasla bedel bir faslın açıldığını anlatan Bağış, ''Çevre faslında bizim attığımız adımlar, Türkiye'nin standartlarını yükseltecek adımlar. Teneffüs ettiğimiz havanın, ülkemizdeki doğa dengesinin daha bilinçli olması kuralını kabullendik. Bunları bir takvime koyduk. Açık alanda kullanılması gereken motorinlerin şehir merkezinde kullanılmasını yasakladık'' dedi.

Bağış, 2009'un ilk gününde Resmi Gazete'de yayınlanan ulusal programda, Türkiye'nin 2013 yılı sonuna kadar atacağı adımların tek tek yazılı olduğunu belirterek, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Bakan olarak kendisinin bu süreçte yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verdi.

Bu süreçte TRT-Şeş'in yayın hayatına başladığını, TBMM'de ''Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu'' kurulduğunu, Nazım Hikmet'in 40 yıl aradan sonra vatandaşlığının iade edildiğini, ''Güney Doğu Anadolu Eylem Planı'' ile bölgeye 500 milyon avro tahsis edildiğini, ''Yargı Reformu Stratejisi ve Eylem Planı'' projesinin hazırlandığını anlatan Bağış, yine ilk defa bu yıl ceza yasasında yapılan değişikliklerle Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının da sivil mahkemelerde yargılanabilmesinin önünün açıldığını kaydetti.

Bağış, TRT ile Euronews'in bir anlaşma imzaladığını, TRT'nin Euronews'in hissedarları arasına girdiğini, 29 Ocakta düzenlenecek törenle birlikte Euronews'in Türkçe kanalının hizmete gireceğini ifade etti.

-''DEMOKRATİK AÇILIM SÜRECİ''-

AB sürecinde ilk defa düzenlenen ve 600'ün üzerinde sivil toplum kuruluşunun katıldığı toplantıda çok farklı kesimlerden insanların AB'yi tartıştığını dile getiren Bağış, demokratik açılım sürecine ilişkin olarak şunları söyledi:

'' AB üyesi ülkelerde, Fransa'da Fransız vatandaşının ne hakkı, hukuku varsa, İtalya'da bir İtalyan vatandaşının ne hakkı, hukuku varsa, Türkiye'de de tüm vatandaşların etnik kökenlerine, siyasi fikrine bakılmaksızın aynı hakka, hukuka kavuşması bizim vatandaşlarımıza verilen bir lütuf değildir. Vatandaşımızın hakkıdır, hakkın teslimidir. Bu süreçte Türkiye, AB yolunda ilerlerken, bir yandan da kendi özüne dönüyor.''

Bağış, Türkiye'de eskiden yok sayılan sorunların artık tartışabildiğini de vurgulayarak, ''Bu ülkede Alevi, Kürt, Ermeni, Süryani vatandaşlarımızın sorunlarını tartışabiliyoruz. Eskiden tabu olarak gördüğümüz konuları rahatlıkla tartışabiliyoruz. Bu çerçevede Türkiye bir yandan Avrupalılaşıyor. Bu milli birlik ve kardeşlik projesi kapsamında önemli adımlar atıyoruz'' diye konuştu.

-2010 AB STRATEJİSİ-

AB Genel Sekreterliğinin teşkilat yasasının değiştiğini, sekreterliğin kadrosunun 60'tan 340'a çıkartıldığını vurgulayarak, hem AB'yi Türkiye'de daha iyi anlatabilmek, hem de Türkiye'yi AB üyesi ülkelerde daha iyi anlatabilmek için yeni bir iletişim stratejisi hazırladıklarını belirtti.

Bağış, AB konusunda 2010 yılı için geliştirdikleri stratejiye de değinerek, şu bilgileri verdi:

''AB'yi 4 platformlu bir stratejiyle yönetmeye karar verdik. Birinci platformda, üzerinde engel olmayan 4-5 fasıl var. Bunların yerine getirilmesi gereken açılış kriterleri var. Bir yandan da açmış olduğumuz 12 fasıl var. Bunların da yerine getirilmesi gereken kapanış kriterleri var. Bu fasıllarla ilgili çalışmaları bir platformda ele alıyoruz. İkinci platformda, reformlarımızı kendi önceliklerimize göre, Türkiye'nin çıkarları gerektirdiği ölçüde yerine getireceğiz. Üçüncü platform, siyasal reformlar. İdam cezasının kalkmasından tutun, TRT-Şeş'in yayınlarına kadar günlük hayatımızı etkileyen, belki de müzakere sürecinin amiral gemisi diyebileceğimiz çalışmaları sürdüreceğiz. Dördüncü platform ise iletişim. Gerek AB'nin ne olduğunu, bu ülkeye ne getirip ne götüreceğini kendi insanımıza daha iyi anlatmak, gerekse Türkiye'nin potansiyelini AB üyesi ülkelerin vatandaşlarına daha iyi anlatmak için bir iletişim stratejisi.''

Bağış, müzakere tarihi alması bile 45 yıl sürmüş olan bir ülkenin, üyelik müzakereleri için bir tarihte diretmesinin faydası olmadığını belirterek, ''Nasıl 18 milyon Doğu Alman bir gecede AB'nin eşit hak ve hukukuna, özgürlüklerine sahip bireyler olabildilerse, siyasi konjonktür onu gerektirdiği anda Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün vatandaşları da AB haklarına sahip insanlar olacaktır'' dedi.

-''2010'DA SEÇİM YOK''-

Egemen Bağış, 2010 yılı boyunca reformlara ağırlık vermek istediklerini belirterek, ''2010 seçimsiz bir yıl olacak. Mecliste reform yaslarını muhalefetle el ele vererek geçirmek istiyoruz. Muhalefet partilerimizin çağrılarına rağmen seçim konusunda görüşlerimizi çok açık ve net olarak ortaya koyduk. Birtakım apartman yöneticilerinin seçimi dışında herhangi bir seçim gündemimizde yok. Gerçekten şeffaf, saygın ve zengin bir demokrasi için adımları beraberce atalım diye muhalefete çağrıda bulunuyoruz. Umarım bu anlamada kendilerinden gereken desteği görürüz'' diye konuştu.

-KIBRIS KONUSU-

Kıbrıs konusunda Türkiye'nin beklentilerinin belli olduğunu ifade eden Bağış, Avrupa Konseyi'nin kendi aldığı kararları uygulamasını istediklerini söyledi.

Kuzey Kıbrıs ile doğrudan ticaretin başlaması gerektiğini anlatan Bağış, ''Doğrudan ticaret, 'tanıma' anlamına gelmez. Bugün Tayvan'ı tanımayan ülkeler, onunla ticaret yapıyorlar. Biz de Türkiye olarak bu ticaret başladığı takdirde eş zamanlı olarak limanlarımızı açarız. Her ikisi de tanıma anlamına gelmez. Ayrıca Kıbrıs sorunu nasıl Güney Kıbrıs'ın adaylığında ve üyeliğinde bir sorun oluşturmadıysa, Türkiye'ninkinde de oluşturmamalıdır. Adada tango için iki taraf da gerekli. Biz pistteyiz ve tango için Güney kesimini bekliyoruz. Sadece AB'ye üye olmak için Kıbrıs'tan vazgeçemeyiz'' diye konuştu.

Zaman, 11.01.2010

Konu ile ilgili sayfalar...
3/31/2017 - Avrupa Birliği Brexit stratejisini açıkladı...
3/28/2017 - Gürcüler vizesiz Avrupa'da ...
3/25/2017 - AB'nin 60'ıncı doğum günü ...
3/11/2017 - AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Hahn: Türkiye’ye bazı mali yardımlar durduruldu ...
3/1/2017 - Avrupa Konseyi: Türkiye otokrasiye sürükleniyor ...
Bütün başlıklar için tıklayınız