Avrupa Birliği > Avrupa Parlamentosu seçimlerinde öne çıkan konular

 Avrupa Parlamentosu seçimlerinde öne çıkan konular

22-25 Mayıs tarihlerinde, Avrupa Birliği (AB) üyesi 28 ülkede seçmenler, Avrupa Parlamentosu'ndaki (AP) temsilcilerini belirleyecek. Seçmenlerin tercihleri, yaklaşık 500 milyon AB vatandaşını etkileyecek.


AP hâlâ AB bütçesi, bankacılık reformu, AB'nin tarım ve enerji politikası gibi konularda geçmişe kıyasla çok daha fazla yetki sahibi.
Avrupa'da seçmenler için en önemli konuların neler olduğunu araştırdık.

İstihdam
AB'nin önündeki en büyük sorunlardan biri kitlesel işsizliğin azaltılması. Bugün Avrupa'da çok sayıda seçmen için bundan daha önemli bir konu yok.
Aşağıdaki grafikler, borç krizinin, kemer sıkma önlemlerinin ve Euro Bölgesi'ndeki ekonomik durgunluğun etkilerini gösteriyor.
İspanya ve İrlanda'da işsizlik, konut piyasasındaki çöküşün ardından önemli oranda arttı. Yunanistan borç verenlerin baskısı sonucu kamu sektöründe binlerce kişiyi işten çıkardı. İtalya'da da ekonomik durgunluk, kamu sektörünün daralması ve çok sayıda iş yerinin kapanması ile sonuçlandı.

İş kariyerlerine başlamak, bugünlerde milyonlarca genç Avrupalı için ciddi bir sorun. Gençler arasında işsizlik oranı rekor düzeye çıkmış durumda. Bu oran, Yunanistan'da ve İspanya'da yüzde 50'nin üzerinde.
AB'nin önündeki en önemli sorunlarından biri de ihtiyaç duyulan alanlar ile iş aranan sektörler arasındaki dengesizlik.
Örneğin, Almanya'da iş piyasasında mühendislere ve yazılım uzmanlarına talep var. Ancak Avrupa'da iş arayan gençlerin çoğu farklı alanlardan mezun.

Egemenlik
Avrupa'da yapılan kamuoyu araştırmaları, AB'ye şüpheyle yaklaşanların sayısının arttığını gösteriyor.
Özellikle Yunanistan, Kıbrıs ve Portekiz gibi Euro Bölgesi'ndeki bazı ülkelerde, kemer sıkma önlemleri AB ve Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) zorlamasi ile alındı. Bu da, Brüksel'in "diktelerine" tepkinin artmasına yol açtı.
AB üyesi birçok ülkede Brüksel'e verilen yetkilerin geri alınmasını isteyen partiler geçmişte görülmedik ölçüde popüler. Bu partilerin başında İngiltere'nin AB'den ayrılmasını savunan UKIP geliyor.
Birliğin kurucu üyelerinden Fransa ve Hollanda'da da, AB karşıtı partilere destek arttı.
Aşağıdaki grafik, AB üyesi 28 ülkede halkın birliğe nasıl baktığını gösteriyor.

AB'ye yönelik olumsuz hissiyat AP seçimlerine katılım oranını azaltan bir faktör. İlk AP seçimlerinin yapıldığı 1979'dan bu yana katılım oranı sürekli düştü.
Birçok seçmen temelde Brüksel'de neler olduğunu anlamamaktan şikayetçi ve kendilerini "devre dışı kalmış" hissediyor.

Göçmenler
Aşağıdaki grafik, 2007'den bu yana borç krizinin pençesindeki Euro Bölgesi üyesi ülkelerden, iş bulmanın daha kolay olduğu sanayileşmiş ülkelere göç oranındaki artışı gösteriyor.
Avrupa'nın kuzeyi ve güneyi arasındaki ekonomik dengesizliğin büyümesi birçok çevrede kaygı yaratıyor.
AB üyesi birçok ülkede, göç seçimler öncesi çok sık tartışılan bir konu. Göç karşıtı partiler yabancıların refah devletinin "sırtından geçinmesinden" ya da işlerini "çalmasından" şikayetçi ve bu partilerin AP seçimlerinde başarılı olmaları bekleniyor.
Avrupa ülkelerinin önde gelen partilerinden bazı siyasetçiler de, AB'nin temel prensiplerinden serbest dolaşımı sorguluyor.


AB dışından göç de birçok ülkede kaygı yaratan bir konu. Afrika'da ve Asya'da binlerce kişi yoksulluktan ve zulümden kaçarken, birliğin sınırlarında kontroller sıkılaştırılıyor.
Kuzey Afrika'dan gelen göçmen teknelerinin sayısında artış gözlenirken, İtalya ve Malta geçtiğimiz aylarda göçmen akınıyla mücadele etmekte zorlandı.
AB'nin sınır koruma birimi Frontex'in elinde tespit edilen göçmenlere ait veriler var. Ancak bu göçmenler dışında AB dışından birçok kişinin gizlice birlik üyesi ülkelere girdikleri biliniyor.
Suriye'deki yıkıcı iç savaş bu ülkeden göçmen akınını tetikledi ve Suriyelilerden bazıları Avrupa ülkelerine ulaşmaya çalıştı.
Şiddetin ve yoksulluğun pençesindeki Afganistan ile devlet baskısının sürdüğü Eritre'de de, birçok kişi daha iyi bir yaşam için yurt dışına yöneldi.

Enerji
Bugünlerde birçok Avrupalı seçmeni en çok kaygılandıran konulardan biri de, enerji maliyetinin artması ve bunun olumsuz etkileri.
Özellikle İngiltere ve Almanya'da, son dönemde elektrik ve doğalgaz faturalarının kabarması sıkça tartışılıyor.
Rusya ile yaşanan kriz, Avrupa'nın Rus petrol ve gazına bağımlılığını gözler önüne serdi. Kriz, Avrupa ülkelerinin bu alanda kaynaklarını çeşitlendirmesi gerektiğine yönelik tartışmaları da alevlendirdi.
İklim değişikliği ile mücadele amacıyla karbon salımlarının azaltılması da, ülkeleri fosil yakıtlardan uzaklaştıran bir diğer faktör.
Aşağıda grafik, Avrupa'da enerjinin hangi kaynaklar üzerinden tüketildiğini gösteriyor.
Örneğin, Polonya'da katı yakıt (özellikle de kömür) İsveç'e kıyasla çok daha yoğun şekilde kullanılıyor.
İskandinav ülkeleri ve Avusturya ise komşu ülkelere kıyasla başta hidroeletrik ve rüzgar enerjisi olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmiş durumda.
İspanya ve Portekiz, 2011'den sonra yenilenebilir enerji kaynakları (özellikle de rüzgar ve güneş enerjisi) üzerinden elektrik üretimini önemli oranda artırdı. Ancak Madrid yönetimi ekonomik sıkıntılar nedeniyle geçen yıl bu kaynaklara yönelik teşviklerini büyük oranda kesmek zorunda kaldı.
Fransa, elektriğinin yüzde 75'den fazlasını nükleer santrallerde üretiyor. Almanya ise nükleer santrallerini kademeli olarak kapatıyor.
 

BBCTurkish.com, 22.05.2014

Konu ile ilgili sayfalar...
3/31/2017 - Avrupa Birliği Brexit stratejisini açıkladı...
3/28/2017 - Gürcüler vizesiz Avrupa'da ...
3/25/2017 - AB'nin 60'ıncı doğum günü ...
3/11/2017 - AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Hahn: Türkiye’ye bazı mali yardımlar durduruldu ...
3/1/2017 - Avrupa Konseyi: Türkiye otokrasiye sürükleniyor ...
Bütün başlıklar için tıklayınız