Türkiye AB yolunda mehter marşıyla ilerliyor
Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne giden yoldaki ilerleyişi giderek Osmanlılar'ın meşhur mehter takımı yürüyüşüne benziyor: iki ileri bir geri.
Ankara ve Brüksel Çarşamba günü, AB'nin Türkiye'den gelen yasadışı göçmenleri geri göndermesini sağlayacak yeniden kabul anlaşması karşılığında, 28 ülkeden oluşan bloğa seyahat eden Türkler'in vize almasını kolaylaştıracak oldukça önemli bir anlaşmaya imza attı. Taraflar anlaşmayı imzalayacaklarını ve 16 Aralık'ta vizelerin kaldırılmasını amaçlayan görüşmelere başlayacaklarını açıkladı.
AB'nin İçişlerinden sorumlu komiseri Cecilia Malmström Çarşamba günü, "Bugün Avrupa ve Türkiye'nin bu, Türkiye vatandaşları ve AB için oldukça yararlı olacak iki önemli konuda ilerleme isteği ortaya konmuştur, birlikte çalışma isteğimizi yansıtmaktadır," dedi. Malmström, "Zorlukların üstesinden gelip ilerleyeceğiz." dedi.
Atılan bu adımın yalnızca iki hafta öncesinde Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e yarı şaka yaparak, Ankara'yı Şangay İşbirliği Örgütü'ne alıp 50 yıldır devam eden AB "çilesine" son vermelerini istemişti.
Vize gereksinimlerinin hafifletilmesi, geçen ay üç yıllık bir duraksamanın ardından yeniden başlatılan katılma görüşmelerinin ardından Türkiye için AB yolunda yeni bir adım olurken Brüksel'in de Ankara'nın gerçekleştirdiği reformları hızlandırmak istediği anlamına geliyor.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, üç buçuk yıl içinde vize alınmasına gerek kalmamasını sağlayacak anlaşmanın "tarihi bir sürecin başlangıcı" olduğunu söyleyerek övdü.
Davutoğlu, "Tüm Türkiye'ye ve Türkiye'nin yükselen geleceğine inananlara bir kez daha hayırlı olsun. Bu süreci başarıyla sonuçlandıracağımıza inanıyorum" dedi. Uzun ve külfetli vize sürecinin kalkması bloğu ziyaret iş ya da gezme amacıyla ziyaret etmek için gereken çabaya öfkeli haldeki Türkler'in kalbini kazanacaktır.
Bu Türkiye'nin AB hayal kırıklığında görüşmelerde uzlaşmayı engelleyen çekişmeli konu. Alman Marshal Fund of the United States'in Eylül ayında yayınladığı ankete göre, Türkiye'nin AB'ye katılması için verilen destek, görüşmelerin başlamasından bir yıl önce 2004'te yüzde 73 iken bu yıl yüzde 44'e düştü. Uzmanlar bunun Türkler arasında istenmedikleri algısına neden olduğunu söylerken yine Marshal Fund of the United States'in anketine göre katılanların yalnızca yüzde 20'si Ankara'nın AB'ye girmesini istiyor.
Ancak halk arasındaki desteğin düşmesi yetkililerin daha yakın bağlar kurmak için çabalamasını engellemiyor.
Ankara, bloğun geçirgen sınırlarını kapatmakta daha fazla görev almak isterken, AB 6 Aralık'ta Türkiye'ye 10 adet devriye gemisi gönderecek. Brüksel bunun için 230 milyon eurodan (313 milyon dolar) fazla mali katkıda bulunduğunu söylüyor. Türkiye AB'ye yapılan insan ve uyuşturucu kaçakçılığının, son olarak da ülkelerindeki çatışmadan Batı'ya kaçan Suriyeliler'in geçitlerinden biri.
Buna karşılık, Çarşamba günü Brüksel'de yapılan toplantıya katılmayan Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Davutoğlu'nun tarihi bir an olarak nitelendirdiği anlaşmayı yerdi.
Ankara'daki bulut bilgisayarcılık konferansı sırasında muhabirlerin sorularını yanıtlayan Bağış, bloğun vize görüşmelerinde ayak dirediği, tamamen kaldırmak yerine vize gereksinimlerini yalnızca hafiflettiği eleştirisini getirdi.
Vize kolaylığı önerisini bundan dört yıl önce reddettiklerini dile getiren Bağış, "Biz dört yıl dik durduk ve bunun neticesinde vize muafiyet görüşmelerine başladık." şeklinde konuştu.
wsj.com, 06.12.2013
| 
