Avrupa Birliği > İrlanda yeni AB Anayasası'nı oyladı

İrlanda yeni AB Anayasası'nı oyladı

İrlanda, Avrupa Birliği'nin idari yapısında reform öngören Lizbon Anlaşması'nı oylamak için ikinci kez sandık başındaydı.

Yeni AB Anayasası olarak nitelenen Lizbon Anlaşması'nın ikinci kez referanduma sunulduğu İrlanda'da oy verme işlemi sona erdi.

İrlanda halkı yeni Avrupa Anayasası olarak nitelendirilen Lizbon Anlaşması'nı geçen yılki referandumda reddetti.

Ancak bu kez ibre "evet"ten yana. Kamuoyu yoklamalarına göre evet cephesi önde gidiyor.

Oy sayımına bugün yerel saatle 09.00'da, seçim bölgelerindeki merkezlerde başlanacak.

Sonuçlar en son Dublin Kalesi'ndeki ana merkezde toplanarak kamuoyuna duyurulacak. Referandumun kesin sonucunun günün ilerleyen saatlerinde belli olması bekleniyor.

İrlandalılar Lizbon Anlaşması'nı, 12 Haziran 2008'de düzenlenen ilk referandumda yüzde 46,6 oranındaki "Evet" oyuna karşı, yüzde 53,4 ile geri çevirmişti.

Referanduma katılım oranı geçen yıl yüzde 53,1 olarak kaydedilmişti. Ülkede 3 milyondan fazla kayıtlı seçmen bulunuyor.

İrlandalılar ne istiyor


Lizbon Anlaşması'nı geçen yılki referandumda geri çeviren, böylece AB'nin reformuna ilişkin sürecin bir süre daha askıya alınmasına neden olan İrlandalılar, ülkelerini ilgilendiren bazı kararlar üzerindeki hakimiyetlerini korumak istiyor.

Anlaşmanın öngördüğü değişikliklerin bir kısmını, "büyük ülkelerin liderliği ele geçirme girişimi" olarak değerlendiren Lizbon karşıtları, AB hukukunun İrlanda Anayasası'nın önüne geçmesinden, ülkelerinin askeri tarafsızlığının bozulmasından ve AB Komisyonu'ndaki üyeliklerinin ellerinden alınmasından endişe ediyor.

İrlandalılar, anlaşmanın yürürlüğe girmesiyle ülkeye getirilebilecek ucuz iş gücünün kendi maaşlarını etkilemesini, binlerce İrlandalıya iş imkanı tanıyan uluslararası şirketlere uygulanan düşük vergi oranlarına müdahale edilmesini istemiyor. Avrupa'nın "dindar" ülkelerinden biri sayılan Katolik İrlanda'da halk, yaşam hakkı, evlilik, kürtaj, çocukların yetiştirilmesi gibi bazı hassas konulardaki kararların kendilerine bırakılmasına da büyük önem veriyor.

AB'nin güvenceleri


Lizbon Anlaşması'nın İrlanda tarafından bir kez daha reddedilmesinin ciddi bir krize neden olacağından endişe eden ve çözüm için kolları sıvayan AB de geçen zamanda İrlandalıların endişelerini giderecek bazı güvenceler ortaya koydu.

Bu çerçevede Lizbon Anlaşması metninde herhangi bir değişiklik yapılmadı; ancak alınan bazı kararlarla İrlandalılara, "AB Komisyonu'ndaki üyelerini muhafaza edecekleri, kendi vergi oranlarını belirlemeyi ve askeri tarafsızlıklarını korumayı sürdürebilecekleri, kürtaj gibi bazı etik konularda kendilerine herhangi bir dayatmada bulunulmayacağı" garantisi verildi.

İrlandalıların, AB'nin bu taahhütlerini ve haftalardır kapsamlı bir "Evet" kampanyası yürüten İrlanda hükümetinin ikna çabalarını ne ölçüde tatmin edici bulduğunu, yarın akşam saatlerinde kesinleşmesi beklenen referandum sonucu ortaya koyacak.


İrlanda Başbakanı Brian Cowen, özellikle ülkedeki mevcut ekonomik durumun düzeltilebilmesi için referandumdan "Evet" oyu çıkmasının önemli olduğunu vurgulayarak, anlaşmanın bir kere daha reddedilmesi durumunda "Üçüncü bir Lizbon'un olmayacağı" uyarısında bulundu.

AB'nin İrlandalıların anlaşmaya dair endişelerini giderecek bazı güvenceler verdiğini hatırlatan Cowen, sandıktan çıkacak sonucun İrlanda'nın siyasi tarihindeki en önemli kararlardan biri olacağını vurguladı.

Cowen, "AB'nin verdiği güvencelerin geçersiz olduğunu iddia edenlerin, bu güvencelerin Lizbon Anlaşması'yla aynı gün yürürlüğe girecek uluslararası anlaşmanın bir parçası olduğunu dikkate almadığını" kaydetti.

Lizbon Anlaşması'nı destekleyen Yeşiller Partisi, Fine Gael ve İşçi Partisi'nin liderleri de benzer çağrılarda bulunarak halktan, mevcut hükümete yönelik kızgınlıklarını ve ekonomik krize dair umutsuzluklarını referandumda verecekleri oyla ilişkilendirmemelerini istedi.

Lizbon karşıtı Sinn Fein'in lideri Gerry Adams, anlaşmanın reddedilmesinin, AB'nin daha demokratik olmasını sağlayacağına işaret ederken, yürüttüğü kapsamlı "Hayır" kampanyasıyla öne çıkan Libertas'ın lideri Declan Ganley de, "Başımıza bir silah doğrultuyorlar, ama bu silah boş, 'Hayır' oyundan gelebilecek herhangi bir zarar yok" diye konuştu.

''Havuç'' taktiğiyle sonuç almak

Yeni AB anayasası Lizbon Anlaşmasını referanduma götüren tek AB üyesi olan İrlanda, geçen yılki referandumda "hayır" cephesinin yüzde 53'ü aşmasıyla yaşadığı şoku düzenlenen ikinci referandumda atmayı umuyor.

İlk referandumda "sopa" taktiğini deneyerek hayal kırıklığı yaşayan Brüksel, bu kez "havuç" taktiğiyle sonuç almayı planlıyor. Geçen yılki referandum başarısızlığında diğer nedenlerin yanında, dönemin AB Dönem Başkanı Fransa'nın Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner'in, oylama öncesinde İrlandalıları "(Referandumda) Başarısızlığın kurbanı siz olursunuz. (AB'den) Başkalarından çok faydalanan sizlersiniz" şeklinde tehdit etmesi etkili olmuştu.

Böyle bir açıklamanın daha önce AB anayasasını referandumda reddeden bir ülkeden gelmiş olması tepki çekmişti. AB'ye 1973 yılında katılan İrlanda, üyelikle geçen çeyrek yüzyılda AB'den 62 milyar euro (90 milyar dolar) yardım almıştı.

Bu kez tehdit anlamına gelecek açıklamalardan kaçınan AB temsilcileri, ikinci referandum öncesinde İrlandalılara Brüksel fonlarının faydalarını hatırlatma çabasına yöneldi.

Son haftalara girilirken bilgisayar devi Dell'in Dublin'deki fabrikasından çıkartılan 2400 işçiye yaklaşık 15 milyon euro yardım kararı alan AB Komisyonu'nun, 150 bin euro karşılığında "Irish Sunday" gazetesine "Lizbon Anlaşması Kılavuzu" eki dağıttırması, seçime müdahale görüntüsü verdi.

İrlanda'nın düşük ücret sınıfındaki dev hava yolu Ryanair de hükümetten Aer Lingus'u satın almasına yardımcı olacağı düşüncesiyle AB Komisyonu'na destek için referandumda "evet" kampanyasına 500 bin euro harcadı.

Ryanair Üst Yöneticisi (CEO) Michael O'Leary, "Kampanyayı desteklememin nedenlerinden birisi de hükümetimizin yetersiz oluşu. Buna rağmen Aer Lingus'u bana satmaları için onları ikna etmem gerekiyor" diyerek, bu ilişkiyi doğruladı.

Muhtemel bir "Ryanair-Aer Lingus evliliğinde" karar verici konumundakilerden ulaştırmadan sorumlu AB Komisyonu Üyesi Antonio Tajani'nin Ryanair uçağında O'Leary ile birlikte saatlerce "referandumda evet" kampanyasına katılması tepki çekti.

Tüm bu görüntülerin yanında küresel krizden en ağır etkilenen ülkeler arasında bulunan İrlanda'nın, "AB üyeliği olmasaydı İzlanda örneğini izleyeceği" şeklindeki açıklamaların halkı etkilediği gözleniyor. Referandumun hemen öncesindeki kamuoyu yoklamaları, yüzde 55'i bulan "evet" cephesine karşı "hayır" yandaşlarını yüzde 27'de gösteriyor.

İrlandalıların yüzde 18'i de kararsızlığını koruyor. Geçmiş tecrübelere bakıldığında İrlanda'daki referandumların sonucunu önceden kestirmek güç olsa da Lizbon Anlaşmasına mevcut kamuoyu desteğinin son anda tersine dönmesi zor görünüyor.

cnnturk.com, 03.10.09

AB’de gözler İrlanda’da

AB Anayasasına hayır diyerek birliği krize sürükleyen İrlanda’da tekrar referanduma gidiliyor. Oylamadan bu kez de hayır çıkması durumunda AB’nin yalnızca siyasi değil, ekonomik olarak da sıkıntıya girmesi bekleniyor.

Yeni AB anayasası olarak tanımlanan Lizbon Antlaşmasını geçen yıl düzenlenen ilk referandumunda reddeden İrlanda'da, ikinci referandum öncesi yapılan kamuoyu yoklamaları halkın bu kez antlaşmaya olumlu yaklaştığını gösteriyor.


Irish Times'da yayımlanan kamuoyu yoklamasına göre, 2 Ekimde yapılacak referandumda halkın yüzde 48'inin "evet", yüzde 33'ünün ise "hayır" deme yanlısı olduğu görüldü.


Ankette belirsiz kalan yüzde 19 oranında oy dağıtıldığı zamansa "evet" diyenlerin oranının yüzde 59'a, "hayır" diyenlerin oranınınsa yüzde 41'e çıktığı belirtiliyor.

AB'de görevli diplomatlar, İrlandalıların Lizbon Antlaşmasını ikinci kez reddetmesi durumunda bazı Avrupa ülkelerinin daha yakın bütünleşmeyi diğer üyeler olmadan sürdürmek ve bir "çekirdek" Avrupa kurmak isteyebileceğini belirtiyorlar.


Aynı diplomatlar, "hayır" sonucunun geniş bir yabancılaşma yaratacağını, 27 üyeli Birlikte yıllarca hiçbir büyük projenin gündeme gelmeyebileceğini ve AB'nin küresel bir güç olma iddialarının zarar göreceğini kaydediyorlar.


Euroya etkileri

Goldman Sachs'daki baş Avrupa ekonomisti Erik Nielsen ise antlaşmanın reddedilmesi durumunda "Muhtemelen euro zayıflayacaktır. AB fonksiyonel olmayan bir antlaşmaya saplanmış olacaktır. Bu, AB işbirliğine büyük zarar verecektir, buna hiç şüphe yok" dedi.


Siyasi gözlemcilere göre, Lizbon Antlaşmanın reddedilmesi, tek bir ekonomik pazarın ve euronun yaratıldığı, eski Sovyet cumhuriyetlerini içine alan bir AB genişlemesinin yaşandığı son 25 yıllık dönemin de sonunu ilân etmiş olacak.


Avrupa Reformları Merkezi'nin (Centre for European Reform) siyasi analistlerinden Hugo Brady, İrlanda referandumunda hayır oyu çıkması durumunda "büyük anlaşmalar döneminin sona ereceğini" belirtti.


Bu durumda, AB içindeki bazı ülkelerin, diğer ülkeleri dışlayarak kendi aralarında vergiden göçe kadar birçok alanda yakın işbirliği yapabileceği ve bunun da AB içinde ayrılıklara neden olabileceği kaydedildi.


Türkiye için de caydırıcı olur


AB içinde çok sayıda politikacı ve AB üyesi ülkelerinin halklarının önemli bir kesiminin hoş bakmadığı AB'nin genişlemesinin de yıllarca durdurulabileceği belirtiliyor. Fransa ve Almanya Lizbon Antlaşması yürürlüğe girmezse genişlemenin gerçekleşmeyeceğini belirtmişlerdi.


Avrupa Politika Çalışmaları Merkezi'nden siyasi analizci Michael Emerson, "Şüphesiz bu durumda genişleme askıya alınacak, dondurulacaktır" dedi.


Genişlemenin durdurulmasının Türkiye dâhil AB'ye girmek için sırada bekleyen ülkelerdeki reformlar için de caydırıcı olacağı savunularak, âkil adamlar grubunun AB'yi, üyelik görüşmelerini canlandırmazsa reformların Türkiye'de ileri gitmeyeceği konusunda uyardığına dikkat çekildi.


İrlanda referandumunda "hayır" oyu çıkması durumunda AB'nin uluslararası güç olma iddiasının da zayıflayabileceği, AB'nin ticaret, Birlik dışındaki alanlarda barış anlaşmalarını hazırlama ve küresel ekonomik krizle ortak mücadelenin belirlenmesi gibi alanlardaki rolünün zarar göreceği belirtiliyor.


İrlanda, 27 Avrupa Birliği üyesi arasında Lizbon Anlaşmasını halk oylamasına sunan tek ülke. İrlandalılar, Haziran 2008'de düzenlenen ilk referandumda Lizbon anlaşmasına hayır demişlerdi.


İrlanda dışında sadece Çek Cumhuriyeti, Almanya ve Polonya, henüz Lizbon Anlaşmasını tamamen onaylamamış durumda.

dw-world.de, 25.09.09

Konu ile ilgili sayfalar...
3/31/2017 - Avrupa Birliği Brexit stratejisini açıkladı...
3/28/2017 - Gürcüler vizesiz Avrupa'da ...
3/25/2017 - AB'nin 60'ıncı doğum günü ...
3/11/2017 - AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Hahn: Türkiye’ye bazı mali yardımlar durduruldu ...
3/1/2017 - Avrupa Konseyi: Türkiye otokrasiye sürükleniyor ...
Bütün başlıklar için tıklayınız