Avrupa Birliği > Ergin: İlerleme Raporu'ndaki eleştirilerin farkındayız çözüm için adım atıyoruz

Ergin: İlerleme Raporu'ndaki eleştirilerin farkındayız çözüm için adım atıyoruz

Adalet Bakanı Ergin, sayılan sorunların farkında olduklarını, bu sorunlar yumağının çözümü için sürecin devam ettiğini vurguladı

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Avrupa Birliği’nin (AB) açıkladığı 2013 Türkiye İlerleme Raporu için “Yetmez ama evet. Yargı paketlerine övgü var. Ama adalet sistemiyle ilgili uyarılar da doğru” dedi.

AB’nin raporunu değerlendiren Sadullah Ergin, attıkları adımların Brüksel’den görülmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirirken, “‘Yetmez ama evet’ diyorum” yorumunu yaptı. Ergin, “iddianame kalitesi” gibi eleştirilerle dikkat çekilen sorunların farkında olduklarını ve bu sorunları çözmek için başlattıkları çalışmaların sürdüğünü vurguladı.

İki kritik fasıl: 23 ve 24

 Deniz Zeyrek’in Radikal’deki haberine göre, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, AB Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle’nin, 23. ve 24. fasıllarla ilgili sözlerine dikkat çekerken, “Boşuna ‘Türklere ne diyeceğim’ demiyor. Bunları 7 yıldır soruyorum. Buna rağmen hiçbir adım atmadılar. İlerleme Raporu’nda bu konuda daha kapsamlı bir özeleştiri de görmek isterdik” yorumunu yaptı.

Adalet Bakanı Ergin’e göre, yer verilen eleştiriler, daha önceki raporlarda da olan bazı eleştirilerin tekrarı. Ergenekon davası konusundaki ifadeler, Türkiye kamuoyunda da devam eden mevcut tartışmaların yansıması. Buna karşın bu yıl raporda yapılanlar teslim edilmiş ve çok daha fazla ilerlemeye yer verilmiş.

t24.com.tr, 18.10.2013

'Eleştirilerin farkındayız çözüm için adım atıyoruz'
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, İlerleme Raporu için "Yetmez ama evet. Yargı paketlerine övgü var. Ama adalet sistemiyle ilgili uyarılar da doğru" dedi.

Avrupa Birliği’nin (AB) 2013 İlerleme Raporu ile birlikte yayımladığı Türkiye Strateji Belgesi hakkındaki haberleri dünkü gazetelerde görmüşsünüzdür. En çok eleştiriyi Gezi protestoları sırasında polisin uyguladığı şiddet ve bu süreçte hükümetin kutuplaştırıcı söylemleri almış. Yargı ve adalet ile ilgili bölümlerde, iddianamelerin kalitesiz olduğu, cezaevlerinde kötü muamele ve çıplak arama gibi uygulamalar olduğu tespiti yapılmış. Ancak rapor dikkatli incelendiğinde, yargı alanında atılan pozitif adımlara da geniş yer ayrılmış. Geçmişte 5-6 sayfada geçiştirilen bölüm, bu yıl 21 sayfayı bulmuş ve olumlu tespitler, olumsuzlardan fazla yer kaplamış. Raporu Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e sordum. Attıkları adımların Brüksel’den görülmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirirken, “‘Yetmez ama evet’ diyorum” yorumunu yaptı. Peki ya eleştiriler? Ergin, ‘iddianame kalitesi’ gibi eleştirilerle dikkat çekilen sorunların farkında olduklarını ve bu sorunları çözmek için başlattıkları çalışmaların sürdüğünü vurguladı.
İlerleme Raporu’nda bu yıl, ‘Yargı ve Temel Haklar’ başlıklı 23. fasıl ile ‘Adalet Özgürlük ve Güvenlik’ başlıklı 24. faslın konusuna giren alanlardaki eleştiriler öne çıkmış. AB yeni genişleme stratejisinde 23 ve 24. faslı yeni aday ülkeler için önşart koymuş. Yani bu fasıllarla ilgili müzakereler tamamlanmadan müzakere sürecine geçilmiyor. Buna karşın, “uzatmalı aday” diyebileceğimiz Türkiye ile henüz bu fasılların müzakeresi başlamadı. 2006’da tarama işlemi tamamlandığı halde geçen 7 yılda AB Komisyonu Türkiye’ye bir yol haritası dahi sunmadı. Komisyon, raporla birlikte açıkladığı Strateji Belgesi’nde Türkiye için bu iki faslın açılmasının AB’nin de yararına olacağını vurguladı. Komisyonun Genişlemeden Sorumlu üyesi Stefan Fülle de bu konuda Türkiye’den gelecek eleştirilere verebileceği bir yanıt olmadığına işaret etti. 

İki kritik fasıl: 23 ve 24

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Fülle’nin, 23 ve 24. fasıllarla ilgili sözlerine dikkat çekerken, “Boşuna ‘Türklere ne diyeceğim’ demiyor. Bunları 7 yıldır soruyorum. Buna rağmen hiçbir adım atmadılar. İlerleme Raporu’nda bu konuda daha kapsamlı bir özeleştiri de görmek isterdik” yorumunu yaptı. İlerleme Raporu’nda, olumlu tespitlerin eleştirilerden fazla yer tutması, Adalet Bakanlığı’nı memnun etmiş. Adalet Bakanı Ergin’e göre, yer verilen eleştiriler, daha önceki raporlarda da olan bazı eleştirilerin tekrarı. Ergenekon davası konusundaki ifadeler, Türkiye kamuoyunda da devam eden mevcut tartışmaların yansıması. Buna karşın bu yıl raporda yapılanlar teslim edilmiş ve çok daha fazla ilerlemeye yer verilmiş. 

‘Yetmez ama evet’

“Yaptıklarımızın görülmesi, 20 küsur sayfalık bir analize yer verilmesi nedeniyle ‘yetmez ama evet’ diyorum. Şahsen memnunum” diyen Ergin, sayılan sorunların farkında olduklarını, bu sorunlar yumağının çözümü için sürecin devam ettiğini vurguluyor. Ergin’e göre Türkiye’de yargının en önemli dört sorunu “fiziki altyapı”, “teknik altyapı”, “mevzuat altyapısı” ve “insan kaynağı” idi. Bu sorunlardan ilk üçüyle ilgili önemli ilerleme kaydedildiği, AB İlerleme Raporu’nda da tespit edilmiş.
Rapordaki “kalitesiz iddianame” eleştirisini de değerlendiren Ergin, bu noktada, 4. unsurun, yani “insan kaynağı” meselesinin devreye girdiğine dikkat çekiyor. Yargıda “yardımcı personel” sorunu kalmadığını vurgulayan Ergin, geri kalan yargı personelinin nitelik sorununun ise ancak eğitimle çözülebileceğine inanıyor ve ekliyor: “Yargı personelinin eğitimini sorgulama konusunda çalışma yapıyoruz ve sonuçlarını yakında kamuoyuyla paylaşacağız.”

Yargı paketleri olumlu bulundu


Bakan Ergin’in dikkat çektiği 21 sayfa olumlu tespitlerle dolu. Bunlardan bazıları özetle şöyle:
HÂKİM/SAVCILARLA İLGİLİ ÇALIŞMALAR: HSYK’nın 2012-16 stratejik planı çerçevesinde ülke çapında birçok hâkim ve savcı yeni mevzuat, insan hakları ve yargı etiği konularında eğitildi. AİHM’nin Türkiye ile ilgili mahkûmiyet kararları, kararları veren hakimlere tebliğ edildi. İhlaller, hâkim ve savcıların mesleki değerlendirmelerinde dikkate alınmaya başlandı. Adliyelerde şeffaflık amacıyla 62 basın sözcüsü eğitildi ve atandı.
BİREYSEL BAŞVURU HAKKI ve SONUÇLARI: Anayasa Mahkemesi Eylül 2012 itibariyle bireysel başvuruları almaya başladı. AİHM de Anayasa Mahkemesi’ne verilen bireysel başvuru hakkını etkili bir iç hukuk yolu olarak teyit etti. Anayasa Mahkemesi, TCK’da öngörülen tutuklama süresinin iki kat olarak uygulanmasına imkân veren TMK’daki hükmü iptal ederek 10 yıl olan azami tutukluluk süresini TMK kapsamına giren suçlar da dahil 5 yıla indirdi.
VERİMLİ YARGI: Yargıtay’ın önündeki derdest dava sayısı 2012 ortasına kıyasla, 2013 ortasında azaldı. Danıştay bir önceki yıla göre daha fazla dosyayı karara bağladı. Yargıya ayrılan 2013 bütçesi 2.68 milyar euroya, kabaca Türkiye’nin GSMH’sinin binde 45’ine ulaştı.
TUTUKLULUK ORANI DÜŞTÜ: 3’üncü Yargı Reformu ile 2011 sonuyla 30 Nisan 2013 arasındaki dönemde, tutuklama yerine adli kontrol uygulamasında yüzde 50’den fazla artış oldu. Paket ciddi sayıda tutuklunun salıverilmesine yol açtı. Büyük çoğunluğu bir yıla kadar ve küçük bir bölümü de üç yıldan fazla süreyle olmak üzere, tutuklular 2006’da cezaevi nüfusunun yarısını oluştururken bu rakam paketten sonra yüzde 20’ye düştü. 2013’ün ilk yarısında, CMK’nın (Ergenekon ve KCK’yı da kapsayan) 100. maddesinde sayılan suçlardan dolayı tutuklananların sayısında, 2011 ve 2012’ye kıyasla ciddi bir düşüş kaydedildi.
ANADİLDE SAVUNMA: CMK, yargılamanın belli safhalarında, sanıkların kendilerini Türkçe dışında tercih edecekleri bir dilde savunmalarına olanak verecek şekilde değiştirildi.
YENİDEN YARGILAMA YOLU: AİHM tarafından etkisiz bir soruşturma sonucu takipsizlik verildiği tespit edilirse, soruşturmaların üç ay içerisinde yeniden açılması sağlandı.
ADLİ YARDIM KOLAYLAŞTI: Adli yardım verilmesi şartları kolaylaştırıldı. Mahkemelere, “mağdur olma” koşuluyla mahkeme masraflarından tarafları tamamen ya da kısmen muaf sayma yetkisi verildi.
AİHM BAŞVURULARI AZALDI: AİHM’de Türkiye aleyhine yeni başvuru sayısı peş peşe 6 yıl artmıştı. Ancak Eylül 2011- Eylül 2012 döneminde 8.010 başvuru yapılırken, Eylül 2012’den bu yana 5.919 yeni başvuru yapıldı. 4, Paket daha fazla davanın kapatılmasını sağlayabilir.
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ: 4. Paket’le özellikle, terör örgütü adına propaganda yapılması, yayımlanması ve basılması suçlarının kapsamı, cebir, şiddet veya tehdit öğesinin suçun unsurlarına eklenmesi ile önemli oranda daraltıldı. Terör örgütüne üye olmadan örgüt adına suç işleme suçunun kapsamı sadece silahlı terör örgütleri ile sınırlandırıldı. Suç ve suçluyu övme suçunun tanımı, kamu düzeni için açık ve yakın tehlike unsurunun eklenmesi ile daraltıldı. Bu yasal değişiklikler Avrupa Standartları ile uyumlu bir şekilde uygulanırsa, Türkiye’de ifade özgürlüğüne saygı konusunda önemli ilerlemelere yol açabilir.
YASAKLI YAYINLAR AZALDI: 3. Yargı Paketi’yle yasaklı yayınlar listesinden binlerce başlık çıkarıldı.

Radikal, 18.10.2013

Konu ile ilgili sayfalar...
3/31/2017 - Avrupa Birliği Brexit stratejisini açıkladı...
3/28/2017 - Gürcüler vizesiz Avrupa'da ...
3/25/2017 - AB'nin 60'ıncı doğum günü ...
3/11/2017 - AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Hahn: Türkiye’ye bazı mali yardımlar durduruldu ...
3/1/2017 - Avrupa Konseyi: Türkiye otokrasiye sürükleniyor ...
Bütün başlıklar için tıklayınız