Avrupa Birliği > Suriye'nin Dostları'ndan 2. Cenevre için Esad'a koşullar

Suriye'nin Dostları'ndan 2. Cenevre için Esad'a koşullar

ABD ve Rusya'nın, üçüncü senesine giren Suriye bunalımının siyasi yollarla çözümü için önerdikleri 2. Cenevre süreci için hazırlıklar sürerken, Türkiye'nin de üyesi olduğu Suriye Halkının Dostları grubu bu girişimle ilgili ilkesel tavrını ve koşullarını belirledi.

Ürdün'de yapılan Suriye Halkının Dostları grubu toplantısından şu kararlar çıktı:
Esad müzakereye yanaşmazsa muhalefete destek artacak
Esad tüm icra yetkisini devredecek
Eli kana bulaşan rejim yetkilisi süreçte yer almayacak

Beşar Esad'ın tüm icracı yetkilerini terk etmesini, eli kana bulaşmamış rejim temsilcileri ve muhaliflerden oluşacak bir geçiş hükümeti kurulmasını ve bunun belirlenen bir takvim çerçevesinde yapılmasını temel ilke olarak benimseyen Türkiye de bu sonuçları memnuniyetle karşıladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın önce "ipe un sermek" olarak nitelediği ancak ABD Başkanı Barack Obama ile görüşmesinin ardından fikrini değiştirdiği 2. Cenevre Konferansı'nın Haziran ayı ortalarında yapılması bekleniyor.

Her ne kadar uluslararası toplumun Suriye konusundaki yaklaşımından rahatsız da olsa, Türkiye bu konferanstan olumlu bir sonuç çıkması ve şiddetin durması için katkı sunma kararını verdi.
Türkiye'nin en büyük kaygısı ise bu girişimin Esad tarafından zaman kazanmak ve muhalifler arasında görüş ayrılıklarını derinleştirmek amacıyla kullanılma olasılığı.
Bu nedenle, Türkiye'nin getirdiği en temel koşul bu sürecin ucu açık olmaması gerektiği.
Buna karşın Rusya ise Cenevre sürecinin bir tarih aralığıyla kısıtlanmaması gerektiği düşüncesinde.
Bu hafta Türkiye ve Ürdün'de bir araya gelen Suriye Halkının Dostları grubunun bir başka önemli koşulu Şam yönetiminin geçiş hükümeti konusunu müzakere etmeyi kabul etmesi.


'Silah yardımı yaparız' uyarısı

Şam'ın bunu kabul etmemesi durumunda, Suriye muhalefetine desteğini artıracağı uyarısında bulunan 11'ler, bu desteğin silah yardımına dönüşebileceği mesajını da verdiler.
Her ne kadar ABD bu konuda daha temkinli bir tavır içinde olsa da Fransa ve İngiltere'nin başını çektiği grup, Suriye muhalefetine silah ambargosunun kaldırılması için diplomatik çabalarını sürdürüyorlar.
Bu müzakerelerin başlatılması ve rejim ile rejim karşıtlarınca oluşturulacak yeni hükümet konusunda çeşitli koşullar öne sürülüyor.
Bunların başında Esad'ın, ailesinin, akrabalarının ve yakın çalışma arkadaşları ile birlikte son iki senedir yaşanan katliamlarda parmağı olan hiç kimsenin yeni yapıda görev almaması gerektiği koşulu geliyor.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu belli isimlerden söz etmek yerine ilkelere dikkat çekerken, "Muhalafete, Suriye halkına güven telkin edecek bir müzakerenin yürümesi için mutlaka bu dediğim ilkeye, yani açık ve doğrudan bu katliamlarda yer almamış olunması ve elinin kana bulaşmamış olması önemli bir kriterdir." dedi.
Davutoğlu, Türkiye'nin tutumunu şu sözlerle özetledi:
"Suriye'nin meşru muhalefetine destek veririz, Suriye halkına destek veririz, mültecilere destek veririz, Suriye devleti içinde olup da eli kana bulaşmamış olanların süreçte yer almasına destek veririz. Suriye devletinin devlet yapısının bozulmaması ve Suriye'de bir kaosun çıkmaması için bütün bu sürecin sağlıklı işlemesi bağlamında eli kana bulaşmamış olan kimseyi de herhangi bir şekilde dışlayan bir tutum içinde olmayız. Ama eli kana bulaşmış olanlar, Şebbihalar, son dönemde Suriye'ye girmiş olan yabancı bazı unsurlara, ki bunları takip ediyorsunuz kimler olduğunu ve herhangi bir şekilde teröre bulaşmış olanlara da Türkiye'nin müsamaha göstermesi mümkün değildir."

BBCTurkish.com, 23.05.2013

Avrupa ‘siyasi çözüm’ istiyor

Suriye krizini masaya yatıran Avrupa Parlamentosu, ikinci uluslararası konferansa destek açıkladı.

Avrupa Parlamentosu (AP) bugün Strasbourg'da kabul ettiği bir kararla, ABD ve Rusya’nın Suriye krizinin çözümü için önerdikleri ikinci uluslararası konferans fikrine destek verdi. Krize “siyasi çözüm” üretilmesi çağrısında bulundu.
AP tarafından oy çoğunluğuyla kabul edilen karar metninde, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov tarafından Suriye krizi hakkında yeni bir Barış Konferansı düzenlenmesi çağrısına koşulsuz destek verildi. “Cenevre-2” olarak adlandırılan konferansın AB tarafından desteklenmesi istendi.


Mülteciler için destek çağrısı

“Komşu Ülkelerdeki Suriyeli Mültecilerin Durumu” başlıklı karar metninde, Suriye içinde sayıları 4 milyon 500 bin olan mültecilerin Türkiye, Ürdün ve Lübnan topraklarındaki sayılarının 1 milyon 500 bini aştığı kaydedildi. Özellikle Ürdün ve Lübnan’ın artık mülteci akınıyla başa çıkamadıkları ve ivedi yardıma ihtiyaç duydukları vurgulandı.
Kararda, AB'nin, kurumsal kimliği ve üye ülkeleriyle Suriyeli mültecilere toplam 473 milyon euroluk insani yardım sağladığı not edilse de, mülteciler için mevcut ve vaad edilen insani yardımın yetersiz olduğuna vurguda bulunuldu. Yaklaşık 7 milyon Suriyelinin insani yardıma muhtaç olduğu, bunların 3 milyondan fazlasının çocuklardan oluştuğu belirtildi.
‘Güvenli bölgeler oluşturulmalı'
Kararda, Türkiye-Suriye sınırında Suriyeli mülteciler için “güvenli bölgeler”, Suriye sınırları içinde de “insani yardım koridorları” oluşturulmasının AB tarafından desteklenmesi çağrısında da bulunuldu. Reyhanlı saldırısı ile birlikte Suriye askeri güçleri tarafından Suriye içinden komşu ülkelere yönelik bombalamalar ve silahlı saldırılar kınandı.

Bu arada AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu yetkilisi Stefan Füle, AP Genel Kurulu’nda düzenlenen oturumda yaptığı konuşmada, Suriyeli mültecilerin şu ana kadar Türkiye’ye maliyetinin 600 milyon euro olduğunu, bu rakamın bu yılsonuna kadar 1 milyar euroyu bulacağının tahmin edildiğini söyledi.
Avrupalı parlamenterler, AB’nin, Suriye halkına yardım ve Suriye’de akan kanı durdurmak için ABD, Türkiye ve Arap Birliği’yle ortaklaşa hareket etmesini de istedi.
Konu hakkında açıklamada bulunan AP Dışişleri Komisyonu Başkanı Alman parlamenter Elmar Brok ise Türkiye’nin yaşadıklarını görmenin kendilerini “kaygılandırdığını” belirtip, Suriyeli mülteciler konusunun Avrupa için kritik öneme sahip olduğunu dile getirdi. Avrupa’nın hangi Suriyeli muhaliflere destek verilmesi gerektiği konusunda kendisini sorguladığını belirten Brok, demokrasi ve insan haklarını savunmayan radikal dinci unsurlara dikkat çekti.

dw.de, 23.05.2013

Konu ile ilgili sayfalar...
3/31/2017 - Avrupa Birliği Brexit stratejisini açıkladı...
3/28/2017 - Gürcüler vizesiz Avrupa'da ...
3/25/2017 - AB'nin 60'ıncı doğum günü ...
3/11/2017 - AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Hahn: Türkiye’ye bazı mali yardımlar durduruldu ...
3/1/2017 - Avrupa Konseyi: Türkiye otokrasiye sürükleniyor ...
Bütün başlıklar için tıklayınız